Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/293 E. 2022/263 K. 10.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/293
KARAR NO: 2022/263
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/12/2021
ESAS NO: 2019/841
KARAR NO: 2021/1155
DAVANIN KONUSU: Tapu İptali Ve Tescil-Alacak
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 10/02/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 11/02/2022
KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 22/12/2021 tarih ve 2019/841 E – 2021/1155 K kararına karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkilinin, Kayseri’de faaliyet gösteren konut yapı kooperatifi olduğunu, 2010 hesap yılına ilişkin olarak 20.02.2011 tarihinde yapılan Genel Kurul kararı gereğince üyelere teslim edilen toplam 196 dairenin geçici maliyeti çıkarılarak üyelerden talep ve tahsil edildiğini, Kooperatif genel kurulu tarafından şimdiye kadar usulüne uygun olarak kesin maliyet bedellerinin belirlenmesi ve üyelerden talep edilmesine yönelik herhangi bir karar alınmadığını, davalı üye ve kooperatiften dairesini alan diğer 196 üyeden yalnızca geçici maliyet bedelleri alındığını, o zamanki bilirkişi maliyet raporu incelendiğinde kesin maliyet raporunda bulunması gereken özelliklerin bulunmadığı ve hesaplamaların yapılmadığı, eksik ve hatalı olduğu, geçici maliyet raporu niteliğinde olduğunu, bilirkişi komisyonu tarafından hesaplanan maliyetlerde arsa sahiplerine yapılan dairelerin maliyetleri kooperatif ortaklarına pay edilmediğini, arsa sahiplerine teslim edilen dairelerin maliyetleri kooperatif üzerine yani halihazırda evini teslim almamış üyelerin üzerine bırakıldığını, yine maliyet hesabında kat, cephe ve şerefiye bedeli farkları da gerçeği yansıtmadığını, ayrıca o zamanki yönetim tarafından bilinçli bir şekilde fahiş (%50-%60) oranlarla kat karşılığı inşaat sözleşmeleri yapıldığını kooperatifin büyük maddi zarara uğratıldığını, Müvekkili Kooperatif tarafından bugüne kadar 196sı kooperatif üyesi, 197si arsa sahibi olmak üzere toplam 393 daire teslim edildiğini, halihazırda 309 daire de (152 koop. üyesi + 157 arsa sahibi) yarım kaldığını, daireler teslim edilemediğini, kooperatif tarafından yapılan/yapılacak olan toplam 702 daire mevcut olduğunu, kooperatifin mevcut 305 üyesi bulunduğunu, bunlardan 196sı davalı gibi dairesini ve tapusunu aldığını 109 üye henüz dairesini alamadığını, eksik ve hatalı maliyetlerle kooperatif ortaklarına kat mülkiyet tapuları ferdileştirme ile verildiğini, daireleri teslim edilen 197 arsa sahibinin daire maliyetleri hesaplanmayarak ve kooperatiften dairesini teslim almış üyelere yansıtılmayarak 506 dairenin maliyeti (teslim edilen 197 arsa sahibi dairesi, devam eden 152 üye dairesi ve devam eden 157 arsa sahibi dairesi) geriye kalan 109 üyeye yüklendiğini, yapılan geçici/kesin maliyet hesapları doğru olarak üyelere pay edilmiş olsa idi dairesini teslim alan üye başına ortalama 220.000-240.000TL maliyet düşecek iken, arsa sahiplerinin daire maliyetleri üyelere yansıtılmadığı için 90.000-140.000TL arası bedellerle daireler üyelere teslim edildiğini, evini teslim alan üyelerden aylık aidat miktarının %40ı oranında kira bedeli alınması yönünde genel kurul kararı olmasına rağmen bu bedeller üyelerden talep ve tahsil edilmediğini, kooperatiften istifa eden üyelere olan borçlar, evlerini teslim alan üyeler için kullanılan banka kredisi borçları, vergi, sgk vs. borçlar dairesini teslim alan üyelerin kesin maliyet bedeli hesabına eklenmediğini ve tüm bu borçlar dairesini teslim almamış üyelere bırakıldığını, yapılan bu fahiş hatalar müvekkil kooperatifin halihazırda yönetiminde olanlar tarafından görev başına geldikleri zaman kooperatif kayıtlarında yapılan incelemeler neticesinde tespit edildiğini, bu nedenlerle 21.04.2019 tarihinde yapılan kooperatif olağan genel kurul toplantısında şimdiye kadar hesaplanan tüm geçici/kesin maliyet bedellerinin iptali ile yeniden kesin maliyet bedeli hesaplanmasına karar verildiğini, bu hesap hatalarında o zamanki kooperatif yönetiminin ve ilgililerin kasten hareket ettiği düşünülerek Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğunu, şüpheliler hakkında 2019/18630 Sor. no ile soruşturma başlatıldığını ve yargılama halen devam ettiğini, kooperatif tarafından yapılan 21.04.2019 tarihli genel kurul toplantısında alınan tüm kararlar muhalefet şerhi olmaksızın oy birliğiyle alındığını, genel kurul toplantısının iptali amacı ile açılmış hiçbir dava bulunmamakta ve alınan tüm kararlar kesinleşmiş bulunduğunu, bu kapsamda verilen yetki uyarınca yönetim kurulu tarafından ilgili hazırlıklar yapıldığını ve alınan kararlar ile kesin maliyet bedeli hesaplanması süreci başlatıldığını, hesaplanan kesin maliyetler ana sözleşmenin 61. maddesindeki usule birebir uygun şekilde üyelere tebliğ edilldiğini ve 15 günlük itiraz süreci ve devamındaki prosedür de tüm üyelere tanınarak, ilgili sürecin 61. maddeye uygun olarak tamamlanması sağlandığını, tüm üyelerin paylarına düşen kesin maliyet bedeli borcu miktarı üyelere tebliğ ve ödeme yapmaları hususu talep edildiğini, verilen süre içerisinde ödemelerini yapmayan tüm üyelerle ilgili olarak yasal hukuki süreç başlatıldığını, davalının da verilen tüm bu sürelere rağmen borcunu ödemediğinin tespit edildiğini, kooperatif tarafından hesaplanan kesin maliyet bedellerinin tüm üyelere tebliğ edilmesine rağmen davalı ile birlikte bir kısım üyeler, verilen süre içerisinde borçlarını ödemediklerini ve bunun üzerine müvekkil kooperatif tarafından muaccel hale gelen işbu borçların tahsili amacı ile iş bu davayı ikame ettiklerini belirterek, kooperatifin genel kurul kararı ile şimdiye kadar belirlenen tüm geçici ve kesin maliyet bedellerini iptal etmesi ile yeniden kesin maliyet hesabı yaparak üyelerden talep etmesinde, yukarıda detaylı olarak izah ettiğimiz üzere dairesini teslim almamış üyeler ile teslim almış üyeler arasındaki eşitliğin sağlanabilmesi amaçlandığını, dava şartı olarak zorunlu Arabuluculuk yoluna başvurulduğunu ancak davalı ile 25.10.2019 tarihinde yapılan arabuluculuk toplantısında anlaşma sağlanamadığını belirterek öncelikle telafisi mümkün olamayacak zararlarımızı önlemek maksadıyla davalının müvekkil kooperatiften almış olduğu … ili … ilçesi … … Ada … Parsel … Blok Bağımsız Bölüm No:…’de kayıtlı bulunan mesken vasıflıtaşınmazın tapu kaydı üzerine tedbir konulmasına, davalı adına kayıtlı bulunan dava konusu taşınmazın, davalının kooperatif üyesi olmadığı iddiası mahkemece geçerli kabul edildiği takdirde, davalının kooperatif tarafından belirlenen kesin maliyet bedelini ve kooperatife karşı diğer yükümlülüklerini yerine getirmeden daire tapusunu aldığı için, taşınmazın tapu kaydının iptali ile müvekkil kooperatif adına tescil edilmesine, davalının müvekkil kooperatifin halihazırda üyesi olduğunun kabulü ile tescil taleplerinin reddedilmesi halinde, davalının kooperatife karşı kesin maliyet ve diğer hususlardan doğan edim borçları nedeniyle, fazlaya ilişkin talep ve dava haklarımız saklı kalmak kaydı ile (kısmi dava olarak) şimdilik 5.000,00 TL kesin maliyet bedeli alacağının arabuluculuk başvurusu tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkil kooperatife ödenmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; bu davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının mümkün olmadığını, davacı tarafın eksik harcı tamamlaması gerektiğini, davacı tarafın bu şekilde belirsiz alacak davası açması hukuken mümkün olmadığını, davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkilinin kooperatifin üyesi olmadığını, müvekkilinin kooperatife olan borcunu ödeyip 2013 yılında kat mülkiyeti tapusunu aldığını, tapuyu aldıktan sonra kooperatif tarafından yapılan genel kurul toplantıları ve hazirun listesinde ismi bulunmadığını, genel kurula da davet edilmediğini, müvekkilin kooperatiften çıktığı, ilişiğinin kesildiğinin onaylandığını, müvekkili ve müvekkili gibi başka üyelerin de kötüniyetli olarak 21.04.2019 tarihinde yapılan genel kurul ile yeniden borç çıkarılmasının kötü niyetli olduğunu üye olmayan müvekkiline yıllar sonra haziruna eklenerek genel kurulda borç çıkarılması kanuna da aykırı olduğunu, davacı kooperatif tarafından her ne kadar 21.04.2019 tarihli genel kurul kararı ile müvekkil aleyhine kesin maliyet bedeli talep edilmiş olsa da 2019 yılından önce kesin maliyet hesabı yapıldığını, belirlenen kesin maliyet bedeli müvekkil tarafından ödendiğini, üyeliğinin yıllar önce 2013 yılında sona erdiğinden üyelikten kaynaklı olarak alacak talep edilmesi hukuka aykırı olduğunu, 21.04.2019 tarihli genel kurul tutanağında şimdiye kadar belirlenen tüm geçici ve kesin maliyetlerin iptaline karar verildiği belirtilmiş ise de, söz konusu kooperatif genel kurulunda; neden daha önceki kesin hesapların hatalı olduğunun açıkça belirtilmesi ve resmi tespitlerle gösterilmesi gerektiğini, aksi bir durumun keyfiliğe yol açtığını ve kooperatif genel kurul kararları, yasalara ve ana sözleşmeye aykırı olamayacağını, müvekkilin 2013 yılında kat mülkiyeti tapusunu aldığını, kooperatif ile ilişiği kesilen müvekkile bu kadar yıl sonra yeniden borç çıkarılması hukuka aykırı olduğunu, kooperatif eşitlik ilkesine aykırı davrandığını, davacı kooperatif tarafından çıkarılan kesin maliyet bedeli ve diğer talepleri kesinlikle kabul etmemekle birlikte borcun kaynağı olan 21.04.2019 tarihli genel kurulun hazirun cetveli incelendiğinde bütün üyelerin hazirun cetvelinde yer almadığı üyelerin bir kısmı hazirun listesine dahil edilmişken bir kısmının hazirunda yer almadığı görüleceğini, müvekkilim kooperatifin üyesi olmadığını belirterek, davacının haksız ve hukuka aykırı davasının usulden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İddia ve savunmalar, yapılan yargılama, toplanan deliller, hüküm kurmaya elverişli bilirkişi heyet raporu ve tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; “…Toplanan delillerden davalının davacı kooperatifin üyesi olduğu, benimsenen bilirkişi raporunun içeriğine göre davalının daha önceden ödediği tutarın müteahhitlik karne katsayısı dikkate alınarak yeniden hesaplanması sonucu davalının ödemesi gereken kesin maliyet bedelinin 172.941,00 TL olduğu kooperatif ana sözleşmesinin 61.maddesinde endekslemenin müteahhitlik karne kat sayısı esas alınarak yapılması gerektiği anlaşılmıştır. Genel kurulca, ödeme günü belirlenerek, (belirlenmemişse ayın sonu ödeme günü olup) aidat bedelinin süresinde ödenmesine, süresinde ödenmemesi halinde ise temerrüt faizi uygulanmasına ilişkin alınan kararın kesinleşmesi halinde, bu kararın tüm ortakları bağlayacağı açıktır. Davacı vekili 26/08/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile öncelikle tapu iptal tescil davasının kabulünü, mahkeme aksi kanaatte ise toplam 171.151,00 TL kesin maliyet alacağının, 5.000,00 TL’sine dava tarihi olan 22/11/2019 tarihinden ve 166.151,00 TL’sine ıslah tarihi olan 26/08/2021 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacının ıslah ile arttırdığı tutar, daha önceden davacının tapu iptal tescili talebi nedeni ile taşınmazın değeri üzerinden tamamlanan harç sınırında kalmış, yani harç daha önceden tamamlanmıştır. Ancak alacak talebi yönünden ıslah iradesinin ortaya konulduğu yani ıslah dilekçesinin verildiği tarih 28/06/2021’dir. Davalı vekili davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile alacağın zaman aşımına uğradığını ileri sürmüştür. Yukarıda davalının istifasının hüküm ve sonuç doğurmadığı, üyeliğinin devam ettiği ayrıntısı ile açıklanmıştı. Davacı kooperatif tarafından davacıya karşı edimi yerine getirildiği, taşınmazın davalı adına tescil edildiği dosyadaki kayıtlar ile sabittir. Kooperatif tarafından bunun karşılığında talep edilecek olan inşaat gideri olarak talep edilen aidata zamanaşımı işlemesi mümkün değildir. Nitekim Yargıtay 23.Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2016/8913 Esas 2020/237 Karar, 2017/391 Esas 2020/1615 Karar sayılı içtihatları bu yöndedir. İzah edilen nedenle davalının zaman aşımı def’i yerinde görülmemiştir. Yargılama sonunda tüm dosya kapsamına göre davacının üyesi olan davalıdan kooperatif üyeliğinden kaynaklı kesin maliyet bedeli alacağını talep edebileceği, benimsenen bilirkişi ek raporuna göre davacının talep edebileceği kesin maliyet bedelinin 171.151,00 TL olduğu, genel kurulda kararlaştırılan yıllık %18 (aylık %1,5) oranı üzerinden gecikme faizi uygulanacağı sonuç ve kanaatine varılmış ve davacının terditli taleplerinden ikinci talebi olan alacak davasının kabulü ile toplam 171.151,00 TL kesin maliyet alacağının, 5.000,00 TL’sine dava tarihi olan 22/11/2019 tarihinden ve 166.151,00 TL’sine ıslah tarihi olan 26/08/2021 tarihinden itibaren işleyecek yıllık % 18 (aylık % 1,5) oranında gecikme faizi ile beraber davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Davacının, … ili, … ilçesi, … mahallesi, … ada, … parsel, … Blok, … nolu bağımsız bölümde kayıtlı bulunan taşınmazın tapu kaydının iptali ile tescil edilmesine yönelik talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına, Davacının, kesin maliyet alacağı talebinin kabulü ile, kesin maliyet alacağının 5.000,00-TL’sine dava tarihinden, ıslah ile artırılan 166.151,00TL’sine ıslah tarihinden itibaren yıllık %18 oranındaki faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davanın tapu kaydının iptali ile tescil, olmadığı takdirde daire bedelinin tahsili istemi ile terditli olarak açılmış olması nedeni ile tapu iptali tescil yönünden ayrıca karar harcı alınmamış ve yargılama gideri orantısı yapılmamıştır…” şeklinde karar verilmiştir.Bu karara karşı davalı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilin davacı kooperatifin üyesi olmadığını, davacı kooperatifin, müvekkilin üyeliğini 21/02/2020 tarihli genel kurul toplantısının 16 numaralı kararı doğrultusunda, genel kuruldan aldığı yetkiye dayanarak açık bir şekilde sildiği ve yıllarca müvekkili genel kurula çağırmayarak ve bu şekilde genel kurul toplantılarını yaparak bu işlemi açık bir şekilde de tasdik ettiğini, bu süreçti yıllarca müvekkilin isminin hazirun cetvellerinde daha bulunmadığını, müvekkilin kooperatif genel kurul kararı dayanak yapılarak üyelikten çıkartılması eşitlik ilkesine aykırılık oluşturduğunu, müvekkilin ilişiğinin kesilmesi, genel kurul kararı dayanak yapılarak yapıldığını, bu işlemin genel kurul kararı doğrultusunda yapıldığını, davacı tarafın davasına dayanak yaptığı 2.kesin maliyet raporuna noter kanalıyla yapmış bulunduğu itiraza yerel mahkemece hiç değinilmediğini, davacı tarafın davasına dayanak yaptığı 2.kesin maliyet raporu yasal şartları taşımayıp yok hükmünde olduğunu, davanın zamanaşımı geçtikten sonra açıldığını, dosyada yapılan hesaplamaların yanlış olduğunu, rapora yaptıkları itirazların değerlendirilmediğini, davaya dayanak yapılan genel kurul kararının iptali ve butlanı için açılan davanın sonucunun beklenilmesinin gerektiğini, yerel mahkemece usulüne uygun olarak toplanmayan ve usulüne uygun karar alınmayan genel kurul kararı ile tespit edilen yıllık %18 oranında faiz uygulanması gerektiği yönündeki kararı dayanak yapılarak yıllık %18 oranında faize hükmedilmesinin kanuna aykırı olduğunu, yerel mahkeme karanını bu nedenle kaldırılması gerektiğini, genel kurulda alınan yeniden kesin maliyet raporu düzenlenmesi yönündeki kararın, üyelere ek ödeme yükümü getirmediği yönündeki mahkeme kararının da kanuna aykırı olduğunu, müvekkil ucuza konut sahibi olabilmek için kooperatife üye olduğunu, genel kurul kararı doğrultusunda kurada adına konut isabet etmesi sonrası kredi çekerek borçlanarak faiz ödemek suretiyle kooperatife peşin ödeme yaptığını, yaptığı ödemeden daha fazlasını da faiz olarak ödemek zorunda kaldığını, aradan yıllar geçtikten sonra ilişiğinin kesildiğini, genel kurul toplantılarına çağrılmadığını, üyesi olarak kabul edilmediği ve hazirun cetvellerinde adı bulunmayan kooperatiften kendisine fahiş miktarda borç çıkarıldığını, zamanında kredi çekerek ödediği para, inşaat birim fiyatları, döviz kurları vs. Gibi hususlar dikkate alınarak güncellenmiş olsa idi davacı kooperatifin müvekkile borçlu çıkacağı da sabit olmakla, asıl anlatılan bu durum, eşitlik, hukuki istikrar, kazanılmış hak, öngörülebilirlik ve belirlilik gibi anayasayla güvence altına alınmış evrensel hukuki ilkelere aykırılık oluşturmakta olduğunu, yerel mahkemece bu hususlar ve buna ilişkin savunmalara bir cümle ile dahi değinilmeksizin karar verildiğini beyan ederek davanın tamamen reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesini talep etmiştir.Davacı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinafa cevap dilekçesinde özetle; müvekkil kooperatifçe 20.02.2011 tarihinde yapılan genel kurul ile biten ve teslim edilen konutların geçici maliyetlerinin tespiti için komisyon kurulması, belirlenen maliyetin ve şerefiye bedellerinin ilgili üyelere tebliğ edilmesi kararı alındığını, üyelere teslim edilen toplam 196 dairenin geçici maliyeti çıkarılarak üyelerden talep ve tahsil edildiğini, bilirkişi komisyonu tarafından hesaplanan maliyetlerde arsa sahiplerine yapılan dairelerin maliyetleri kooperatif ortaklarına pay edilmediğini, bu dairelerin maliyetleri kooperatif üzerine yani halihazırda evini teslim almamış üyelerin üzerine bırakıldığını, yine geçici maliyetlerin hesabındaki kat, cephe ve şerefiye bedeli farkları da gerçeği yansıtmadığını,eksik ve hatalı maliyetlerle kooperatif ortaklarına kat mülkiyet tapuları ferdileştirme ile verildiğini ve daireleri teslim edilen 197 arsa sahibinin daire maliyetleri hesaplanmayarak ve kooperatiften dairesini teslim almış üyelere yansıtılmayarak 506 dairenin maliyeti (teslim edilen 197 arsa sahibi dairesi, devam eden 152 üye dairesi ve devam eden 157 arsa sahibi dairesi) geriye kalan 109 üyeye yüklendiğini, kooperatiften istifa eden üyelere olan borçlar, evlerini teslim alan üyeler için kullanılan banka kredisi borçları, vergi, sgk vs. borçlar dairesini teslim alan üyelerin kesin maliyet bedeli hesabına eklenmediğini ve tüm bu borçlar dairesini teslim almamış üyelere bırakıldığını, tüm bu sebeplerle evini almamış kooperatif üyeleri açısından büyük mağduriyetler ortaya çıktığını, davalı, istinaf dilekçesinde kendisinin kooperatife ödemiş olduğu miktarların doğru bir denkleştirme hesabı ile hesaplanmadığı iddia etmiş olsa da bu husus tamamen hukuki dayanaktan yoksundur zira endekslemenin nasıl yapılması gerektiği kooperatif ana sözleşmesi 61/b maddesinde düzenlendiğini, hem inşaat maliyetleri hem de üyelerin ödemiş olduğu bedellerin endekslemesi yapılırken kooperatif ana sözleşmesinin 61. maddesinin (b) bendine göre usulüne uygun şekilde müteahhitlik karne katsayısına göre endeksleme yapıldığını, davalı vekili her ne kadar bir kısım üyelere kesin maliyet bedelinin ilanen tebliğ edildiğini ve bu hususun hukuka aykırı olduğunu iddia etse de kooperatif tarafından üyelerin bilinen en son adresine tebligat yapıldığını, ancak bir kısım üyeler adresini güncellemediği için tebligat iade döndüğünü, kooperatif ana sözleşmesinin kesin maliyet şerefiye bedeline ilişkin olan 61. maddenin c bendinde: “…bu rapor yönetim kurulunca taahhütlü mektup veya elden imza karşılığında ortaklara tebliğ edilir…” şeklinde düzenlenmiş olup, kesin maliyet hesabı, kooperatif üyelerinin tamamı hakkında kooperatife bildirdikleri adrese iadeli taahhütlü posta ile tebliğe çıkarıldığını, müvekkil kooperatif tarafından üyelere taahhütlü posta yolu ile tebligat yapılması ile müvekkilin tebliğ yükümlülüğü sona erdiğini, ancak davalı gibi bir kısım üyeler adreslerini güncellemedikleri ve yeni adreslerini kooperatife bildirmedikleri için ve yine bir kısım üyeler gelen tebligatı bilerek ve kötü niyetli olarak iade ettikleri için bazı tebligatlar kooperatife iade döndüğünü, kooperatifin kayıtlarında bulunan adresler, üyelerin kendilerinin bildirdikleri adresler olup, adreslerini güncelleme ve yeni adreslerini kooperatife bildirme yükümlülüğü üyelere ait bulunduğunu, davalı vekilince Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/54 E. Sayılı dosyası ile müvekkil kooperatife karşı Genel Kurul Kararının İptali- yokluğu davası açılmış olduğunu bu sebeple bekletici mesele talep edildiğini ancak mahkemece hatalı şekilde bu talebin reddedildiğini beyan ettiğini, genel kurula bakanlık temsilcisinin katıldığı, toplantı ve karar yeter sayılarının tam olduğu, yokluk halinin bulunmadığını, bu husus dosya arasına alınan bilirkişi raporunda da ayrıntılı şekilde incelenmiş ve değerlendirildiğini, açılan dava kooperatif tarafından açılan kesin maliyet davalarını uzatmaya yönelik olup açıkça kötü niyetli olduğunu, davalının soyut, mesnetsiz, usule, yasaya ve hukuka aykırı istinaf taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, davacı kooperatif tarafından terditli olarak açılan tapu iptal ve tescil, bunun mümkün olmaması halinde 21/04/2019 tarihli genel kurulunda alınan kararlar gereğince belirlenen kesin maliyet bedelinin davalı kooperatif üyesinden tahsili talebine ilişkindir.Dosya kapsamında somut olayın özelliklerine uygun, denetlenebilir bilirkişi kök ve ek raporları, toplanan deliller, ilk derece mahkemesinin olay nitelendirilmesi ve gerekçesi nazara alındığında; davalının halen kooperatif üyesi olması ve daha önceki yıllarda kesin maliyet bedelinin ödenmesi nedeniyle genel kurul tarafından ibra edilmemiş bulunması ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun eşitlik prensibi gereğince belirlenen kesin maliyet bedelinin davalıdan talep edilebileceğine yönelik davanın kabulüne ilişkin ilk derece mahkemesi kararında yazılı açıklamalara, yasal sebep ve gerekçelere binaen istinaf edilen kararda usul, yasa ve dosya kapsamı yönlerinden bir isabetsizlik ve aykırılık bulunmadığı, bu nedenlerle davalının istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı,kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalının istinaf başvurusunun HMK nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 22/12/2021 tarih ve 2019/841 E – 2021/1155 K sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 11.691,32 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından istinaf eden davalı tarafından peşin yatırılmış 2.923,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 8.768,32 TL istinaf karar ve ilam harcının istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye Gelir kaydına,
3- İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 361/1 uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.10/02/2022