Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/291 E. 2022/359 K. 16.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/291
KARAR NO: 2022/359
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/09/2021
ESAS NO: 2019/316
KARAR NO: 2021/632
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 16/02/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 16/02/2022
KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 07/09/2021 tarih ve 2019/316 E – 2021/632 K kararına karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;; müvekkilinin, kardeşinin katmer ocağı, elektrikli davul fırın gibi ürünler ürettiğini, kendisinin bu ürünleri yurt dışına ihraç ettiğini, yurt dışından almış olduğu yüklü sipariş nedeniyle kardeşinin sahibi olduğu … Sanayi isimli işletmeden bu siparişi sağlamalarını istediğini ancak ürünlerin hammaddesi olan sacın temini hususunda davacının davalıya saç siparişi verdiğini bu şekilde davalının saç tedarik edeceğini, 19 adet boş çekin bu mala yönelik avans olarak davalıya teslim edildiğini, davalının yalnız 284.000,00-TL değerindeki sacı kardeşine teslim ettiğini, bunların karşılığında 5 adet çekin davalıya ödendiğini, davalının başka mal teslimi yapmamasına rağmen haksız olarak 14 adet çeki doldurarak icra takibi başlattığını bildirerek, … Bankası … ait … seri nolu 520.000,00-TL bedelli çek ve …seri nolu çek nedeniyle borlu olmadığının tespitine, ayrıca davalının kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Birleşen Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/801 Esas sayılı dosyasında davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’un … Dış Ticaret unvanı ile dış ticaret işi ile uğraştığını, müvekkilinin ağabeyi …’un ise … Sanayi isimli firmanın sahibi olduğunu, katmer ocağı elektrikli davul fırın gibi mamüllerin üretimini yaptıklarını, davacı …’un … …’ne ait … çek numaralı, 10/06/2019 tarihli, 400.000,00-TL bedelli, … … ait … çek numaralı, 13/06/2019 tarihli 400.000,00-TL bedelli çekler nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ile davalılar … ve …’nın alacağının %40’ından aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatı ve mahkumiyetine karar verilmesini ayrıca aralarındaki hukuki ve fiili bağlantı nedeniyle Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/316 Esas sayılı dosyası ile işbu dava dosyasının birleştirilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Davacının ve kardeşinin kendisine para ve sac borcu bulunduğunu, 19 adet çekin bu amaçla kendisine verildiğini, 5 adet çekin ödendiğini, ancak 42.000-TL, 300.000 EURO ve 337.800 kg sac borcunun ödenmediğini, sac bedelinin dövize endeksli olması nedeniyle ödeme tarihindeki kura göre kendisinin doldurduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Birleşen Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/801 Esas sayılı dosyasında davalı … cevap dilekçesinde özetle; davacının dava konusu çeklerin bedelsiz olduğunu ve bu sebeple borcunun olmadığını, borcun itfa edildiğini yalnızca resmi ve imzası alacaklı tarafından ikrar edilmiş olan belge ile ispat edebileceğini, kendisinin üçüncü kişi olarak devir aldığı kambiyo senetlerinin hamili olduğunu, davacı tarafça açılan davanın haksız ve yersiz olduğunu belirterek davanın reddine ve davacının %20 oranından az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir.Birleşen Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/801 Esas sayılı dosyasında davalı … cevap dilekçesinde özetle; davacının dava konusu çeklerin avans olarak verdiğini gösteren yazılı delil sunmadığını, bu dava ile ilgili tüm cevaplarını davacının Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/316 Esas sayılı dosyasına sunduğu cevap dilekçesinde de yazdığını, bu dava dosyalarının hepsinin konusunun aslında aynı olduğunu, davacı tarafça açılan davanın haksız olduğunu beyanla davanın reddine ve davacının %40 oranında kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; “…Dava, icra takibinden önce açılan menfi tespit davasıdır. Davacı taraf, davaya konu edilen çeklerden dolayı davalılara borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi amacıyla işbu davayı açmıştır. Somut davada davacı taraf,asıl dosya davalısına, temin edilecek sac ham maddesi için 19 adet boş çek verdiğini ve bu çeklerden dava konusu olan çekler için mal tesliminin yapılmadığını ileri sürmektedir.Davalı taraf ise davacıya 300.000 Euro nakit ve 337.800 kg sac hammaddesinin emanet olarak verildiğini,karşılığında ise davacının çekleri verdiğini beyan etmektedir.Menfi tespit davalarında ispat yükü kural olarak alacaklıdadır. Ancak kambiyo senetleri sebepten mücerret olduklarından kambiyo senetleri nedeniyle borçlu olunmadığının tespitine yönelik açılan menfi tespit davalarında ispat yükü davacı borçluya aittir. Zira çek bir ödeme vasıtası olup mevcut bir borcun tasfiyesi amacıyla verildiğinin kabulü gerekir. Aksinin yani avans olarak verildiğini ispat yükü davacı borçludadır. Davacı borçlu, taraflar arasında çekin verilmesine dayanak yapılan hukuki ilişkiyi, bu çerçevede davaya konu çeklerin mal karşılığı avans olarak verildiğini, çeklerin verilmesine karşılık malların teslim edilmediğini, dolayısıyla çek bedelinin karşılıksız kaldığını ispat etmek zorundadır.Davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarında yaptırılan bilirkişi incelemesi sonrası mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen rapordan davacının ticari defterlerinde davalıya 284.000 TL tutarında ( 56.800,00 TL tutarında 5 adet çek toplamı)çek verildiğinin ve davalıya 5.050,00 TL devir bakiye borcunun kayıtlı olduğu,mahsup sonucu davacının davalıdan 278,950,00 TL alacaklı gözüktüğü,bu tutarın da verilen sipariş avansları olarak kayıtlı olduğu,davacı tarafından ise dava dilekçesinde 284.000,00 TL değerinde ana ham madde sacın davacının kardeşi dava dışı …’un sahibi olduğu katmer Sanayi isimli firmaya teslim edilmiş olduğunu beyan ettiği anlaşıldığından davacının davalı taraftan alacağının kalmadığının anlaşıldığı, davacı vekiline, davalı …’na yemin teklif edip etmeyeceklerini bildirmek ve yemin teklif edecek iseler usulüne uygun olarak düzenlenmiş yemin metnini mahkememize ibraz etmek üzere 2 haftalık kesin süre verildiği, davacı vekilince işbu davalıya karşı yemin teklifinde bulunulmayacağının beyan edildiği anlaşılmış olmakla,davacı tarafından, dava konusu çeklerin ticari ilişki kapsamında mal alımı için verildiği ve mal teslim edilmediğinden çeklerin bedelsiz kaldığı yazılı delille ispatlanamadığından asıl ve birleşen davanın esastan reddine,davalıların şatları oluşmayan kötüniyet tazminatı taleplerinin de reddine karar verilerek Asıl Dava Yönünden;-Davanın ESASTAN REDDİNE, -Davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine,Birleştirilen Kayseri 1.Asliye Ticaret mahkemesinin 2019/801 esas sayılı dava yönünden davanın ESASTAN REDDİNE …” şeklinde karar verilmiştir.
Bu kararlara karşı davacı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel mahkemenin kararının usul ve yasaya uygun olmadığını, müvekkil … … Dış Ticaret Unvanı ile dış ticaret işi ile iştigal ettiğini . Müvekkilinin ağabeyi olan … ise … Sanayii isimli firmanın sahibi olup, katmer ocağı, elektrikli davul fırın gibi mamüllerin üretimini yaptığını Müvekkil …-… Dış Ticaret isimli firma genel olarak Almanya, Arnavutluk gibi Avrupa ülkelerine … Sanayiinden temin ettiği davul fırın ve katmer sacı gibi mamülleri ihraç ettiğini Yapılan müzakereler sonucunda davalı … müvekkili telefonla arayarak sacı tedarik edeceğini, ancak sac hammaddeyi tedarik eden firmanın ödeme yapılacak çekleri görmek istediğini ve çekleri bankadan sormak istediklerini dile getirdiğini , müvekkil çeklerin davalı tarafa teslim edilmesine olumlu bakmamış, boş çek yapraklarının görüntü ya da fotoğraf olarak verilebileceğini, bu suretle bankadan sorgulama imkanı bulunduğunu, malları teslim almadan çekleri teslim etmesinin mümkün olmadığını davalıya ilettiğini davalı … ise müvekkilin teklifine itiraz ederek, kendince ortalama 1,5 yıllık sac ihtiyacına göre bir satış rakamı belirlemiş, tedarik edilecek sac ham maddesi için kendisine her bir çekin bedeli 56.800,00 TL olmak üzere 19 adet çek yaprağının imzalanarak teslim edilmesini talep etmiş, bu 19 adet çek yaprağının malı tedarik edecek firmaya götürüleceğini, tedarikçi firma tarafından uygun görülürse her bir çek yaprağı 56.800,00 TL olmak üzere toplam 1.079.200,00 TL’lik çek yazılacağını ve bu şekilde sıralı çeklerin tahsil edileceğini bildirdiğini davalı tarafın ısrarlı tavırları ve dayatmaları, müvekkil firmanın yurtdışına gönderilecek malları hazır etmek zorunda kalması, böyle yüklü bir sac ham maddeyi kısa sürede temin etmesinin mümkün olmaması ve zamanın daralması sebebiyle müvekkil 19 adet boş çek yaprağını üretimde kullanılacak ana hammadde olan sacın … Sanayii’nin üretim sahasına teslim edileceği inancıyla imzalamış, davalı …’na teslim ettiğini, nitekim taraflarca yapılan anlaşma doğrultusunda 284.000,00 TL değerinde ana hammadde olan sac davalı tarafça müvekkilin kardeşi …’un sahibi olduğu … Sanayii isimli firmanın üretim sahasına teslim edilmiş, karşılığında ise … Bankası … ait … çek numaralı 56.800,00 TL bedelli, … Bankası … ait … çek numaralı 56.800,00 TL bedelli, …. Bankası … ait … çek numaralı 56.800,00 TL bedelli, … Eski … ait … çek numaralı 56.800,00 TL bedelli, … Eski … ait … çek numaralı 56.800,00 TL bedelli çekler davalı … tarafından yazılmış ve tahsil edildiğini, Bu çeklerin tahsil edildiği müvekkil şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olup dosya kapsamında alınan raporla da sabit olduğunu, yerel mahkeme çeklerin ticari ilişki kapsamında mal alımı için verildiği ve mal teslim edilmediğinden çeklerin bedelsiz kaldığı yazılı delille ispatlanamadığından bahisle haklı davaların reddine karar verildiğini Sayın mahkemenizin malumu olduğu ve Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında belirtildiği üzere tacir çekleri yalnızca bir ticari ilişki çerçevesinde ve tacir sıfatı ile düzenlenebilmekte olup, yalnızca tacir kişiye özgü olması gerektiğini , bu konuda Yargıtay içtihatlarının bulunduğunu Yargıtay 12. H.D. 2014/22743 E. – 2014/28725 K. Sayılı ilamı, Yargıtay 19. H. D. 2012/9592 E. – 2012/15940 K. Sayılı ilamı, Yargıtay 19. H.D. 2013/18758 E. – 2014/1291 K. Sayılı ilamında;. Dosya kapsamındaki beyanlarımızda da bahsettiğimiz üzere, davalı tarafa fatura düzenlemeden önce çekler verildiği ve davalı tarafça çeklerin hukuki temeline inilerek sacların müvekkile emanet olarak verildiği, müvekkile nakit 300.000 Euro elden para verildiği iddialarında bulunulduğu için, davalı sırf bu açıklamaları uyarınca dahi ispat yükünü üzerine almıştır. Ancak davalı taraf ne müvekkile teslim etmesi gereken sacları teslim ettiğini ne de emanet olarak teslim ettiğini, ne de elden nakit olarak para verdiğini ispat edemediğini Yerel mahkemece dosya kapsamında alınan bilirkişi raporlarına karşı itirazlarımız değerlendirilmemiş, hükme elverişli olması için yeni bir bilirkişiden rapor alınması taleplerimiz reddedildiğini Ayrıca Yerel Mahkeme gerekçeli kararında davacının, davalılara borçlu olmadığına dair değerlendirme yaptıktan sonra davacı tarafından iddiaların ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi adalete aykırı olduğunu Yerel Mahkemece davalıya yemin teklif edilmesi gerekirken davacıya yeminn teklif edilmesi dosya kapsamına aykırı düştüğünü, müvekkil tarafından dava konusu çeklerle birlikte toplamda 19 adet çekin davalıya boş olarak teslim edildiği, davalı tarafından gönderilen mallara ilişkin 5 adet çek yaprağının ödendiği, daha sonra mal gönderilmediğinden çeklerin ödenmediği ve davalı tarafından teslim edilmediği, hukuki ilişkinden evvel çeklerin davalıya verilmesinden dolayı HGK kararına göre ispat yükün davalı üzerinde olduğunu, ancak davalı tarafından hiçbir belge ibraz edilmediğini, davalının ticari defterlerine delil olarak dayanmamıza rağmen davalı tarafından ticari defterlerin dosyaya sunulmadığı, buna göre davalıya yemin teklif edilmesi gerekirken ispat yükünün davalıya ait olmasından dolayı davacıya yemin teklif edilmesi (aksi halde davacı tarafından iddiaların ispat edildiği kabul edilmesi gerektiğini) usul ve yasalara açıkça aykırı olduğunu, Dava konusu çeklerden dolayı müvekkilin davalılara herhangi bir borcu bulunmadığına yönelik karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi dosya kapsamına, yerleşik yargı içtihatlarına ve kanunlara açıkça aykırı olduğunu yerel mahkemece verilen asıl dava ve birleşen dosya yönünden esastan ret kararlarının usule ve yasaya aykırı olması nedeniyle ret kararlarının kaldırılmasın, davanın KABULÜNE, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir .
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre “İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
Dava, menfi tespit (Kıymetli evraktan kaynaklanan ) talebine ilişkindir. Dosya kapsamında toplanan deliller, somut olayın özelliklerine uygun bilirkişi raporu, ilk derece mahkemesinin olay nitelendirilmesi ve gerekçesi nazara alındığında, asıl ve birleşen davada davaya konu çeklerin avans olarak verildiğinin davacı tarafından yazılı ve kesin delillerle ispat edilememesi nedeni ile asıl ve birleşen davaların ayrı ayrı esastan reddine ilişkin kararda yazılı açıklamalara, yasal sebep ve gerekçelere binaen istinaf edilen kararda usul, yasa ve dosya kapsamı yönlerinden bir aykırılık bulunmadığı, bu nedenlerle davacının istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacının istinaf başvurusunun HMK nun 353/1-b.1 maddesi uyarınca ayrı ayrı esastan reddine dair aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 047/09/2021 tarih ve 2019/316 E – 2021/632 K sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin asıl ve birleşen davalar yönünden yaptığı istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Asıl ve birleşen davaların istinafı yönünden ayrı ayrı alınması gerekli olan 80,70’erTL maktu istinaf karar ve ilam harcından istinaf eden davacı tarafından peşin yatırılmış 59,30’ar TL harcın mahsubu ile bakiye eksik kalan 21,40’ar TL istinaf karar ve ilam harcının istinaf eden davacıdan alınarak Hazineye Gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harçlarının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 361/1 uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.