Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/289 E. 2022/338 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/289
KARAR NO: 2022/338
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/10/2021
NUMARASI: 2020/422 E.- 2021/882 K.
DAVANIN KONUSU: İtrazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/02/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 17/02/2022
KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 13/10/2021 tarih ve 2020/422 E – 2021/882 K kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı asil tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; Müvekkil banka ile … arasında 09/02/2017 ve 02/04/2018 tarihli Genel Kredi Sözleşmeleri akdedildiğini, davalının kredi sözleşmelerini müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını, sözleşmelerinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemesi ve borçlarını ödememesi üzerine 04/12/2019 tarihinde kredi hesapları müvekkil banka tarafından kat edilmiş ve bu husus davalıya Beyoğlu 31. Noterliğinin … tarihli ve … yevmiye numaralı hesap kat ihtarnamesi ile bildirildiğini, kat ihtarnamesi ve tebliğine rağmen verilen süre içinde borcun ödenmemesi üzerine davalı aleyhine Kayseri Banka Alacakları İcra Dairesi … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından icra takibine haksız, hukuka aykırı ve kötü niyetli olarak itiraz edilmesi nedeni ile takibin durdurulduğunu, daha sonra davalı aleyhine 07/02/2020 tarihinde Kayseri Arabuluculuk Bürosu’nun 2020/338 Büro dosya numaralı ve 2020/19544 Arabuluculuk numaralı dosyası ile arabuluculuk başvurusu yapıldığını ancak anlaşma sağlanamadığını belirterek, davalının icra takibine hukuka aykırı ve kötü niyetli itirazın iptaline ve icra takibinin devamına, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu icra takibinde asıl borçlunun … olduğunu kendisinin halasının çocuğu olduğunu, akrabalık ilişkisinden ve yapmış olduğu işi bildiği için bu krediye kefil olduğunu, ancak davaya konu takipteki kredi kendisinin bilgisi ve haberim olmaksızın 2018 yılında çekildiğini, bu krediyi çekerken herhangi bir imza atıp kefillik yapmadığını, haberi olmaksızın şahsına ait olmayan bu borçtan sorumlu tutularak hakkında icra takibi yapıldığını, bu krediden haberi olmadığı için borcundra kendisine ait olmadığını, asıl borçlu … başka bankalardan da kredi çektiğini, yaptığı işte zarar ettiğini ve borçlandığını, kendisi ile irtibata geçip bu sıkıntıyı çözmesini istediğini ancak hiçbir girişimde bulunmadığı gibi borçları ödememek için muvazaalı bir şekilde yakın bir akrabasına borçlandığını ve kendisine formalite bir takip yaptırıp kötü niyetli davrandığını, şahsına ait olmayan bu borca ve tüm ferilerine itiraz ettiğini kabul etmediğini davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkeme kararında “…Toplanan tüm deliller, dosya kapsamı, dosya kapsamına uygun gerekçeli mahkememizce de hüküm kurmaya elverişli bulunan uzman bilirkişi raporu içeriğine göre; davacı banka ile dava dışı asıl borçlu arasında imzalanan 09.02.2017 tarihli 50.000,00 TL ve 02.04.2018 tarihli 100.000,00 TL tutarlı Genel kredi sözleşmelerinin davalı … tarafından müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığı, davacı bankanın dava dışı asıl borçludan icra takip tarihi itibariyle tarım kart kredisinden kaynaklanan 55.469,48 TL asıl alacak + 154,08 TL işlemiş faiz + 7,70 TL BSMV Toplam 55.631,27 TL nakit alacağının bulunduğu, davalı/kefil …’in müteselsil kefaleti nedeni ile belirlenen alacak miktarından kefalet limiti dahilinde asıl borçlu gibi sorumlu olduğu, kefaletin TBK 581.maddelerine uygun olduğu, eş rızalarının alındığı, 11.11.2020 tarihli celsede de davalının bu yöndeki beyanlarının alındığı, müteselsil kefalet nedeniyle davalının kredi asıl borcundan asıl borçlu gibi sorumlu olduğu anlaşılmakla, davalının Kayseri Banka Alacakları İcra Dairesi’nin … esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile asıl alacak 55.469,48-TL, işlemiş faiz 154,08-TL, BSMV 7,70-TL olmak üzere toplam 55.631,27-TL yönünden itirazının iptali ile, takibin icra dosyasındaki takip şartları dahilinde devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, alacağın yargılama sonunda belirlenmiş olması ve bu sebeple likit olmaması nedeniyle davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin reddine, karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. Açılan davanın kısmen kabul kısmen reddi ile; Davalının Kayseri Banka Alacakları İcra Dairesi’nin … esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile asıl alacak 55.469,48-TL, işlemiş faiz 154,08-TL, BSMV 7,70-TL olmak üzere toplam 55.631,27-TL yönünden takibin icra dosyasındaki takip şartları dahilinde devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, Alacağın yargılama sonunda belirlenmiş olması nedeniyle davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin reddine,…” şeklinde karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekili ve davalı asil yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, Bilirkişinin “bankalar tarafından gönderilen hesap kat ihtarnamesinin borçluya tebliğ edildiği tarihten sonra bankanın ödeme için verdiği sürenin de eklenmesi sonrasında borçlu için temerrütün oluşacağı” görüşüne göre temerrüt tarihi belirlendiğini beyan etse de ortada davalı ile müvekkili banka arasında imzalanmış bir GKS mevcutken neden bu yönde bir karar verilmediği hususunun taraflarınca da anlaşılamadığını, ayrıca temerrüt tarihinin belirlenmesi ve buna göre bir hesaplama yapılması gerektiğinden GKS’ye göre de hüküm tesis edilmesi ve temerrüt tarihinin de buna göre belirlenmesi gerektiğini, itiraz da etmiş oldukları bilirkişi raporu ışığında verilen kararın kaldırılması gerektiğini, ayrıca müvekkili Banka tarafından gönderilen ihtarnamede 228,88 TL tutarında, 1.373,25 TL, 11,45 TL ve 68,66 TL alacağın dayanak belgesi olmadığı iddia olunsa da işbu tutarların muhtelif alacak bakiyesi olup daha önce borçlular için yapılan ihtar ve diğer tahsil edilemeyen masraflara ilişkin tutarlar olduğunu , bu nedenle hesaplamaya dahil edilmesi gerekmekte olup borçlunun borcunu ödememesi nedeniyle yapılan masrafların müvekkili banka üzerine bırakılması hakkaniyete de aykırı olacağını, bu nedenle işbu kalemlerin de hesaplamaya dahil edilmesi gerektiğini, kararın kaldırılması gerektirdiğini, ayrıca davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına da hükmedilmemiş olmasının hatalı olduğunu, davalının itiraza vaki geçerli bir nedeni olmamasına karşın yalnızca itiraz edip süreci uzatma amacı ile hareket ettiği durumu afaki boyutta ayan beyan ortada iken icra inkar tazminatına hükmedilmemesinin hatalı olduğunu, bu nedenle de kararın kaldırılması gerektiğini ileri sürerek İlk derece mahkemesince verilen kararın itirazları doğrultusunda kaldırılarak davanın tümden kabulüne, Yargılama gideri ve vekalet ücretinin ise karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı asil istinafa cevap dilekçesinde özetle; Söz konusu icra dosyasında asıl borçlu … olduğunu, dosya da yapılan incelemelerde bilirkişi marifetiyle kefilliğim tespit edilmiş olsa da bu borçla alakalı olarak taraflarına işlem yapılmasının hukuka aykırı olduğunu, zira asıl borçlunun …’in mal varlığının bulunduğunu, alacaklı taraf asıl borçluya ait malvarlıklarının tespitinin, borcun bu varlıklar ile tahsili yoluna gitmeden tarafına borç yüklettiğini, bu hususun genel hukuk kurallarının yanı sıra hakkaniyet kurallarına aykırı olduğunu, söz konusu borcu tarafının bilgisi ve görgüsü olmadan müteselsil kefillikten kaynaklı olarak asıl borçlunun ve bankanın art niyetli hareketiyle tarafına yükletilmeye çalışıldığını, bu durumun tarafını mağduriyete uğrattığını, asıl borçlunun malvarlıklarının öncelikli tüketilerek dosya borcunun tahsil edilmemesi, dosya borcunun tarafıma yükletilmesinin hukuka aykırı olduğunu, böyle bir borcu bulunmadığını beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini masrafların karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle;Davalı ile dava dışı borçlu … arasında müteselsil kefillik ilişkisinin olduğunu, bunun da hem asıl borçlu olan dava dışı …’in hem de kefil olan davalının tüm borçtan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu gösterir nitelikte olduğunu, bu nedenle bankaca yapılan işlemlerin tamamının usulüne uygun işlemler olup bu nedenle müvekkili bankaya atfedilebilecek herhangi bir kusurun mümkün olmadığını, davalı tarafça yapılan istinaf başvurusunun süreci uzatma amacı ile kötü niyetli olarak yapıldığının ortada olduğunu, istinaf başvurusunun reddi gerektiğini beyan ederek davalı tarafından yapılan istinaf başvurusunun reddi ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: H.M.K 355. Maddesi gereğince inceleme Kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmıştır. Dava, ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali talebine ilişkindir. 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, davalının 09.02.2017 ve 02.04.2018 tarihli genel kredi sözleşmesinde kefil sıfatıyla imzasının bulunması, davalının kefaletinin 6098 sayılı TBK 583 ve 584. Maddesinde belirtilen koşullara uygun ollması, davacı banka tarafından hesabın Beyoğlu 31. Noterliğinin … tarih … yevmiye numaralı ihtarı ile 13.12.2019 tarihinde kat edilmesi buna göre davalının 17.12.2019 tarihi itibariyle temerrüte düşmüş olması, temerrüt tarihine kadar sözleşmede kararlaştırılan akdi faiz oranının, temerrüt tarihinden takip tarihine kadar yine sözleşme uyarınca akdi faizin %100 fazlasını geçmeyecek şekilde temerrüt faizi uygulanmış olması, 09.02.2021 tarihli bilirkişi raporundaki tespitler birlikte değerlendirildiğinde ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamasına göre davacı taraf vekilince ve davalı tarafça yapılan sair istinaf itirazlarının yerinde olmadığı görülmüştür. Ancak Davacının mahkemece kabul edilen 55.631,27 alacağın likit olduğunu bundan bahisle lehlerine icra inkar tazminatı hükmedilmesi gerektiğini belirterek anılan karara karşı istinaf yasa yoluna baş vurduğu görülmüştür.Bilindiği üzere İİK’nun 67/1. maddesine göre “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın “yüzde yirmisinden” aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Buna göre davacı lehine icra inkar tazminatına hükmetmek için davalının haksız olması, itirazın iptaline karar verilen alacağın likit olması ve davacının talebi gerekir. Davacı vekili dava dilekçesinde icra inkar tazminatı talep ettiği, kabul edilen miktar yönünden kredi sözleşmesinden ve kredi kartından kaynaklanan alacaklar yerleşik Yargıtay kararları uyarınca likit kabul edildiğinden İİK’nun 67. maddesindeki %20’si oranında icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerekirken mahkemece icra inkar tazminatına hükm edilmemiş olması usul ve yasaya aykırı görülmüştür.Bu doğrultuda davacının istinaf talebinin kabulü gerekmekle birlikte bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden Kayseri 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/422 Esas 2021/882 Karar sayılı ilamının kaldırılarak davacı banka yararına kabul edilen alacak miktarının yüzde yirmisi oranında icra inkar tazminatı hükm edilmek şeklinde yeniden hüküm kurmak gerekmiştir.HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince bu hususların düzeltilmesi suretiyle davacının istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının 6100 sayılı HMK 353/1-b.2 maddesi hükmü gereğince kaldırılarak bu yönden düzeltilmek suretiyle yeniden aşağıdaki şekilde hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A- Davalının istinaf başvurusu yönünden ;
1-KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 13/10/2021 tarih ve 2020/422 E – 2021/882 K sayılı nihai kararına karşı davalının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 3.800,17 TL TL nispi istinaf karar ve ilam harcından istinaf eden davalı tarafından peşin yatırılmış 950,04 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 2.850,13 TL istinaf karar ve ilam harcının istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye Gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerlerinde bırakılmasına,
B-Davacının istinaf Başvurusu yönünden:
1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile,
2-HMK’nın 353/1-b.2.maddesi gereğice KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 13/10/2021 tarih ve 2020/422 E – 2021/882 K sayılı nihai kararının KALDIRILMASINA,
Düzeltilerek yeniden karar verilmesine, buna göre;
3-“Açılan davanın kabul kısmen reddi ile;
1-Davalının Kayseri Banka Alacakları İcra Dairesi’nin … esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile asıl alacak 55.469,48-TL, işlemiş faiz 154,08-TL, BSMV 7,70-TL olmak üzere toplam 55.631,27-TL yönünden takibin icra dosyasındaki takip şartları dahilinde devamına,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Alacak likit olduğundan takibin devamına karar verilen 55.631,27-TL alacağın % 20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine
3-Alınması gereken 3.800,17 TL karar harcından peşin alınan 758,77 TL harcın mahsubuna bakiye 3.041,40 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
4-Zorunlu arabulculuk faaliyeti kapsamında yapılandığı anlaşılan 1.320 TL’nin kabul oranına göre 1.161,16 TL’lik kısmının davalıdan kalan 158,40 TL’lik kısmının davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan 54,40 TL başvurma harcı,758,77 TL peşin harç, ile kabul-ret oranına göre belirlenen 598,00 TL posta giderleri ve bilirkişi ücreti toplam 1.411,17 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendisini avukat ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T.ne göre davacı yararına hesap edilen ve kabule göre belirlenen 8.344,69 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-Davalı tarafından yapılan gider olmadığından karar verilmesine yer olmadığına,
8-6100 sayılı HMK 120 ve 333.maddeleri gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansının kalan kısmının kararın kesinleşmesi halinde davacı tarafça numarası bildirilen veya bildirilecek hesaba, hesap numarası bildirilmediği takdirde adreslerine ödemeli olarak re’sen gönderilmesine,”
4-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde istinaf başvurusunda bulunan davacıya iadesine,
5-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan 63,00 TL tebligat giderinin ve 162,10TL istinaf yoluna başvurma harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4 maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
7-İstinaf incelemesi duruşmalı olarak yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan incelemeyle H.M.K’nın 362/1 maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 17/02/2022