Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/2815 E. 2022/2816 K. 28.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2815
KARAR NO: 2022/2816
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/10/2022
ESAS NO: 2021/735
KARAR NO : 2022/730
DAVANIN KONUSU: Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
KARAR TARİHİ: 28/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 28/12/2022
KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 13/10/2022 tarih ve 2021/735 E – 2022/730 K kararına karşı süresi içinde davacılar tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacıların dava dışı … , …, … Ltd. Şti.’nin ortakları olduğunu, 34.000,00-TL kıymetinde şirket sermayesinin her biri 25,00-TL kıymetinde 1.360 adet hisseye ayrıldığını, davacı …’in 28 hisseye tekabül eden 700,00-TL kıymetindeki, davacı …’ın 28 hisseye tekabül eden 700,00-TL kıymetindeki hisselere sahip olduğunu, dava dışı … ‘nun … hisseye tekabül eden 32.450,00-TL kıymetindeki, dava dışı …’ın 6 hisseye tekabül eden 150,00-TL kıymetindeki şirket hisselerine sahip olduklarını, davalı şirketin başka bir şirketin bölünmesiyle bölünen kısmını 22/01/2021 tarihinde devraldığını, 15/12/2020 tarihli bölünme sözleşmesine istinaden mal varlığının tespitini, sermaye azaltımına gerek olup olmadığını, kısmi olarak bölünen şirketin bölünme sonrası kalan net mal varlığı ile sermayenin karşılıksız kalıp kalmadığını ve şirketin öz varlığının tespitine dair rapora istinaden bu şirketin bir kısmının bölünerek davalı şirkete devrolunduğunu, davalı şirket … İli … İlçesi … Köyü … Pafta … Parsel sayılı arsa ile bu arsa üzerinde tesis, makina ve cihaz, solar elektrik üretim panelleri ve aparatları, külliyet halinde eksiksiz olarak davalı şirkete devredildiğini, davalı şirket yetkilisinin şirketin işleyiş ve ticari faaliyetleri hakkında davacılara hiçbir bilgi vermediğini, hisselerin çoğunluğunu elinde bulunduran şirket yetkilisi olarak tek malik gibi hareket ettiğini, davacılara hiçbir suretle bilgi verilmediğini, davacıların şirket merkezine girilmelerine izin verilmediğini, bilgilere erişilemediğini, davacıların maliki olduğu menkul ve gayrimenkul malların neler olduğu ve değerlerinin tespitinin yapılması gerektiğini, davacıların mağduriyet yaşadıklarını, davalı şirketten çıkma haklarını kullanırken çıkma ve kar payı alacaklarını teminen davalı şirketin … TAŞ de doğmuş ve doğacak tüm alacaklarının üzerine teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulmasını, davalı şirket üzerine kayıtlı menkul ve gayrimenkuller üzerinde tedbir konulmasını, bu nedenlerle davalı şirkette keşif ve uzman bilirkişiler marifetiyle incelenmesini, çıkma hakkının kullandırılmasını ve karar tarihine en yakın tarihteki davacılara ait payların gerçek değerlerinin tespiti ile taksimini, aksi taktirde davacılara ödenmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı şirkete yükletilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların dilekçede belirtilen tüm hak ve alacaklarının zaman aşımına uğradığını, zaman aşımı itirazında bulunduklarını, husumet itirazında bulunduklarını, davalı şirketin davanın muhatabı olmadığını, dava değeri ve eksik harç bulunduğunu, eksikliklerin giderilmesi gerektiğini, aksi halde davanın usulden reddi gerektiğini, esasla ilgili olarak davalı şirketin faaliyetine 02/2021 tarihinde başladığını, mali yıl tamamlanmadığından ticari defterlerin hazır olmadığını, hesap dönemi kapanmadan şirketin finansal tabloları da hazırlanmadan şirketin kar payı dağıtamamasını bilmesi gerektiğini, şirketten çıkma için haklı sebep ileri sürmesi gerektiğini, dürüstlük kuralına uyulmadığını, şirket yetkilisinin şirketin işleyici ve ticari faaliyetleri hakkında bilgi vermediği iddiasının yerinde olmadığını, bilgi istenebileceği, verilmediği takdirde TTK m.614/3 hükmü uyarınca genel kurula başvurulacağı ve genel kurul bilgi alınmasını haksız yere reddetmesi halinde ortakların mahkemeye müracaat edeceğinin düzenlendiğini, davacıların ön görülen yollara başvurmadığını, davacıların söz konusu iddialarının yerinde olmadığını, şirketin kısmi bölünmesine ilişkin şirketin öz varlığının 3.269.627,81-TL olarak tespit edildiği rayiç değerin altında olduğu, bölünme işlemi kapandığından sonra haklı sebeplerle çıkma hakkında ileri sürmesinin hukuki bir dayanağının olmadığını, davacıların iddialarının hukuki temelden yoksun olduğunu, arabuluculuk görüşmelerinde anlaşma sağlanamadığını, bu nedenlerle usul ve yasalara aykırı davanın reddini, ihtiyati tedbir talebinin reddini, %20 den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretini davacılara yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:Tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; “…Dava; TTK m.638/2 kapsamında açılan limited şirket ortaklığından çıkma ve ayrılma akçesinin tespit ve tahsili istemine ilişkindir.Davacı vekilinin Uyap sistemi üzerinden 12/10/2022 tarihli feragat dilekçesi sunmuş olduğu, vekaletnamesinde davadan feragata ilişkin özel yetki bulunduğu anlaşılmıştır. HMK’nun 307. maddesi gereğince feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olup HMK.nın 311 maddesi gereğince de feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuran ve davayı sona erdiren taraf işlemlerinden olduğundan, davacı vekilinin feragat beyanı nazara alınarak davanın reddine karar verilmiş, HMK.nın 312 ve devamı maddeleri gereğince yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. -Davacıların davasının Feragat nedeniyle ayrı ayrı REDDİNE, *** …” şeklinde karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacılar vekili tarafından yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ :Davacı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince davadan feragat etmeleri sebebiyle davanın reddine karar verildiğini ancak, davalı lehine hükmedilen vekalet ücreti bakımından kararın usul ve yasaya aykırı olup kaldırılması gerektiğini, Müvekkillerinin, davalı şirket aleyhine ticari şirket ortaklığından çıkma talebiyle aynı vekile vekaletname vermek suretiyle dava açtıklarını, Yargılama sırasında alınan bilirkişi raporları doğrultusunda şirket ortaklığına devam etmelerinin daha lehlerine olduğu değerlendirildiği için müvekkillerce davalarından feragat ettiklerini, mahkemece, her iki müvekkil yönünden davanın feragat nedeniyle reddine, kendini vekille temsil eden davalı lehine iki ayrı maktu vekalet ücretinin müvekkillerden tahsiline karar verildiğini, Oysa, birlikte dava açan ve tek vekille temsil edilen davacılar aleyhine aynı sebeple davanın reddedildiğini, davalı lehine tek bir vekalet ücretine hükmedilmesi yerine, iki ayrı maktu vekalet ücretine hükmedilmesi haksız ve hukuka aykırı olduğunu Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 2016/4017- 2016/6400 sayılı, 11.04.2016 tarihli kararının emsal karar niteliğinde olduğunu Bu durumda, aynı dava sebebine dayalı olarak, birden fazla davacı tarafından tek dosya üzerinden dava açıldığı ve mahkemece (davalı lehine) aynı sebeple ret kararı verildiğinden, davalı yan lehine tek vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini izah edilen ve resen ele alınacak sebeplerle, İstinaf taleplerinin n kabulü ile; mahkemece hükmedilen vekalet ücreti bakımından Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin E:2021/735, K:2022/730, 13.10.2022 tarihli kararının kaldırılarak, itirazları doğrultusunda yeni bir hüküm kurulmasına veya dosyanın yeni bir karar verilmek üzere yerel mahkemeye gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili tarafından sunulan istinafa cevap dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, davacıların iki farklı kişi olması ve her iki kişinin de ilgili davadan feragat etmesi ve dava taleplerinin farklılık içermesi yerel mahkeme tarafından da işbu davanın her iki davacı için ayrı ayrı reddine karar vermesine sebebiyet verdiğini, Haliyle; taraflarına takdir olunan vekalet ücretinin de davacı … ve diğer davacı … aleyhine ayrı ayrı hükmedilmesi son derece usul ve esasa uygun olduğunu, davacı vekilinin istinaf itirazlarının haksız ve yersiz olduğunu, Davacıların beyanlarına karşı dava aşamasında sunmuş olduğumuz tüm itiraz ve beyanlarımızı aynen tekrar etiklerini açıklanan nedenler ile re’sen nazara alınacak sebeplerle, yerel mahkeme tarafından verilen kararın usul ve yasalara uygun bulunması nedeniyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun usul ve esas yönünden reddine, yargılama giderlerinin istinaf yoluna başvuran davacılar üzerine bırakılmasına ve istinaf yoluna başvuranın kötü niyetli olması nedeniyle 6100 sayılı HMK 351.maddesi yollamasıyla 329. maddesi hükmünün uygulanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:HMK’nın 355. maddesine göre “İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.Dava, TTK m.638/2 kapsamında açılan limited şirket ortaklığından çıkma ve ayrılma akçesinin tespit ve tahsili talebine ilişkindir.Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, emsal nitelikteki Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2013/3-12 Esas 2013/1012 Karar sayılı ilamı, Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 2016/4057Esas -2016/6400 Karar sayılı ilamında belirtilen gerekçelerle, aynı hukuki sebebe dayanarak ortaklıktan çıkma talebinde bulunan davacılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunması, davalı vekilince her davacı yönünden ayrı ayrı mesai harcanmaması ve aynı/tek hukuki sebebiyle davacıların davasının reddine (Davacıların davasından feragat etmeleri nedeniyle) karar verilmiş olması gözetilerek, davacılar aleyhine tek vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile her davacı için ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmiş olması yerinde görülmemiş, belirtilen gerekçeyle davacıların istinafı yerinde görülmekle, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, ancak HMK’nın 353/1-b.2.maddesi gereğince araştırılması gerekli başka husus bulunmadığından bu yönden düzeltilerek yeniden hüküm kurularak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacıların istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
2-HMK 353/1-b.2 md. gereğince, KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 13/10/2022 tarih ve 2021/735 E – 2022/730 K sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Düzeltilerek yeniden karar verilmesine, buna göre;
3-“1-Davacıların davasının Feragat nedeniyle ayrı ayrı REDDİNE,
2-Alınması gerekli harç 80,70-TL olup, peşin alınan 59,30-TL’den mahsubu ile bakiye eksik kalan 21,40-TL karar ve ilam harcının davacılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendileri üzerinde bırakılmasına, lehlerine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Davalı tarafça yapılan 200.00 TL yargılama giderinin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından yargılama sırasında yapılan masraflar ile karar tebliğ giderlerinden geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
6-Davalı tarafından yatırılan delil avansından yargılama sırasında yapılan masraflardan geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden lehine AAÜT uyarınca taktir olunan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,”
4-İstinaf başvurusunda bulunan davacılar tarafından yatırılan istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde istinaf başvurusunda bulunan davacılara iadesine,
5-İstinaf başvurusunda bulunan davacılar tarafından yapılan 36 TL tebligat gideri, 86,00 TL posta gideri ve 220,70TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı olmak üzere toplam 342,70TL ‘nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı olarak yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 361/1 uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 28/12/2022