Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/2813 E. 2022/2831 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2813
KARAR NO: 2022/2831
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/11/2022
NUMARASI: 2022/552 E. 2022/819 K.
DAVANIN KONUSU: Zayi Belgesi Verilmesi
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 29/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 29/12/2022
KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 16/11/2022 tarih ve 2022/552 E – 2022/819 K kararına karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; davacı banka tarafından müşterilerinden edinilen ve müşterilerinin kişisel bilgilerini içeren belgelerin kargoda kaybolduğunu, dilekçe ekinde belirtilen dökümü yapılan belgelerin müvekkili banka müşterilerinin sırlarını ihtiva ettiğini, müvekkilinin basiretli tacir olması nedeniyle saklama yükümlüğü altında bulunan ve tutanak altına alınan belgelerin taşıma esnasında kargoda zayi olduğunu, konuyla ilgili Yargıtay 11. HD, 6.5.2002, E. 564, K. 4373 sayılı ilamının olduğunu belirtilerek zayi belgesi verilmesini talep etmiştir
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkeme kararında; “…Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; Her ne kadar davacı tarafça zayi belgesi verilmesi talebi ile dava açılmış ise de; TTK md. 82/7’de zayi belgesi verilmesi için “yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık” sebebi gibi bir sebebin bulunması gerektiğinin belirtilmesi karşısında, dava konusu olayda bu sınırlı sebeplerden hiçbirisinin gerçekleşmediği, taşıma sırasında ve davacı tarafın dilekçesinde belirtiği şekilde defterlere ulaşılamamasının TTK md. 82/7 gereğince zayi belgesi verilmesini gerektiren sebepler arasında yer almadığı, davacı tarafın bildirdiği taşıma tarihleri dikkate alındığında da davanın süresi içinde açılmadığı anlaşılmakla, davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. Davanın reddine,…” şeklinde karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel mahkemenin kanun maddesini hatalı yorumlayarak eksik araştırma ve değerlendirme ile davanın reddine karar vermiş olup kararın kaldırılması gerektiğini, yerel mahkeme tarafından zayi belgesi verilmesi istemli davalarının reddi kararının hukuki dayanaktan yoksun olup kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesinin elzem
olduğunu, zira gerekçeli kararda ”…Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; Her ne kadar davacı tarafça zayi belgesi verilmesi talebi ile dava açılmış ise de; TTK md. 82/7’de zayi belgesi verilmesi için “yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık” sebebi gibi bir sebebin bulunması gerektiğinin belirtilmesi karşısında, dava konusu olayda bu sınırlı sebeplerden hiçbirisinin gerçekleşmediği, taşıma sırasında ve davacı tarafın dilekçesinde belirtiği şekilde defterlere ulaşılamamasının TTK md. 82/7 gereğince zayi belgesi verilmesini gerektiren sebepler arasında yer almadığı, davacı tarafın bildirdiği taşıma tarihleri dikkate alındığında da davanın süresi içinde açılmadığı anlaşılmakla, davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur…” denilmekle açıkça kanun maddesi dar yorumlanarak müvekkilinin açmış olduğu davanın haksız olarak reddine karar verildiğini, bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebileceğini,(TTK 82/7-c.1; TDİT 12/4-c.1)Defter ve belgelerin zıyaa uğrama durumları sınırlayıcı bir şekilde sayılmamıştır. ‘’ su baskını veya yer sarsıntısı gibi’’ ifadesinden bu sonuç çıkmaktayken sınırlı sebeplerin dosya kapsamında mevcut olmadığından bahisle verilen ret karar açıkça usul ve yasalara aykırılık teşkil etmekte olup kaldırılması elzemdir. Zikredilen maddede “gibi bir afet” ifadesine yer verilmek suretiyle defter ve belgelerin zıyaına sebep olan doğal olaylar tahdidi olarak değil, örnek verilerek sayıldığını, dolayısıyla tacirin tamamen iradesi ve kusuru dışında ve de elinde olmayan nedenlerle gerçekleşen olağanüstü ve beklenilmeyen olayların tamamının zayi olma kapsamında değerlendirilebileceğini, zira dava konusu evrakların … kargo tarafından merkezi arşive gönderilmek istenirken kargoda kaybolduğunun farkedildiğini, yapılan araştırmalarda evraklar bulunamamış olup konu evrakların zayi olduğundan TTK madde 82, (7) numaralı fıkra uyarınca Mahkememizden, ekte dökümü bulunan evraklar için zayi belgesi verilmesini talep etme zaruretinin hasıl olduğunu, ekte tutanakta belirtilen dökümü yapılan belgelerin müvekkili banka müşterilerinin sırlarını ihtiva ediyor olması nedeniyle taraflarına zayi belgesi verilmesinin elzem olduğunu, müvekkili bankanın basiretli tacir olup saklama yükümlüğü altında bulunan ve yerel mahkemeye sunularak tutanak altına alınan belgelerin taşıma esnasında kargoda zayi olması sebebiyle eldeki davanın ikame edilmiş olup yerel mahkeme tarafından kanun maddesinin dar ve sınırlı yorumlanması neticesinde hukuka açıkça aykırı olarak davanın reddine karar verilmesinin taraflarından kabulünün mümkün olmadığını, bu nedenle istinaf başvurularının kabulü ile kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesinin elzem olduğunu, yerel mahkeme tarafından taşıma tarihlerinin bildirildiği ve davanın süresinde açılmadığı gerekçe gösterilmiş ise de bu durumun taraflarından kabulünün mümkün olmadığını, zira 15 günlük hak düşürücü süre ziyanın öğrenilmesinden itibaren başlamakta olup müvekkili banka tarafından da yasal süre içerisinde davanın ikame edildiğini, konuyu Yargıtay 11. H.D.’nin 26.09.2017 tarihli ve E.2016/246, K.2017/4755 sayılı kararı uyarınca ”….Bu bağlamda, davacı, işlettiği otelde sel felaketi gerçekleştiğini, kendisine ait tüm ticari kayıt ve defterlerin zayi olduğunu ileri sürerek ticari defterler hakkında zayi belgesi verilmesine karar verilmesini talep etmiş; mahkeme de, davanın sel felaketinin gerçekleşmesinden itibaren 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı gerekçesiyle davayı reddetmiştir. Yargıtay ise mahkemece olay tarihinden dava tarihine kadar hak düşürücü sürenin geçtiğinden bahisle dava reddedilmişse de, TTK md. 82/7’ye göre hak düşürücü sürenin başlangıcının ziyaın öğrenildiği tarih olduğu, bu bakımdan somut uyuşmazlıkta sel baskını hadisesinin meydana geldiği ve etkilerinin devamı itibariyle söz konusu ticari defterlerin zayi olduğunun ancak hangi tarihte öğrenilebildiğinin belirlenmesi suretiyle karar verilmesi gerekirken mahkemece duruşma dahi açılmaksızın tensiben davanın reddine karar verilmesini doğru görmemiş ve kararı bozmuştur (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, 2017).”Türk Ticaret Kanunun 82/7 maddesi “Bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren on beş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir. Bu dava hasımsız açılır. Mahkeme gerekli gördüğü delillerin toplanmasını da emredebilir.” şeklinde olduğunu, yukarıda ifade ettikleri üzere müvekkili bankaya ait dosya kapsamında dökümü bulunan evraklar merkezi arşive gönderilmek istenirken kargoda kaybolduğundan zayi olan evrakların tespiti ve zayi belgesinin verilmesinin elzem olduğunu ileri sürerek Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/11/2022 tarih 2022/552 E.- 2022/819 K. sayılı ilamının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:H.M.K 355. Maddesi gereğince inceleme Kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmıştır.
Dava, davacı bankanın Kale Şubesi’nin müşteriden aldığı belgelerin merkezi arşive gönderme esnasında kargoda kaybolması nedeniyle kaybolan belgeler için zayi belgesi verilmesi istemine ilişkindir.
Bilindiği ve 6102 sayılı TTK’nın 82/7’inci fıkrasında belirtildiği üzere “Bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir.” hükmü düzenlenmiştir.
Madde metninde yer verilen “gibi” sözcüğünden de anlaşılacağı üzere “yangın, su baskını veya yer sarsıntısı” örnekleri tahdidi olarak sayılmamış, tacirin elinde olmayan, tacire kusur atfedilemeyecek benzer olaylar da maddenin kapsamında kaldığı kabul edilmiştir. Bununla birlikte tacirin bu maddeden yararlanabilmesi için, somut olayın özelliği de gözetilerek hem defterlerin korunması amacıyla gerekli dikkat ve özenin gösterilmiş olması hem de ziyaa uğramanın onun iradesinin dışında meydana gelmiş olması gerekmektedir.
Görüldüğü üzere hüküm uyarınca,ticari defter ve belgelerin saklanmasında gerekli özeni göstermeyenlerin bu davayı açması mümkün değildir.
Somut olayda davacı defterlerin 17.06.2022 Tarihinden önce kargoda kaybolması sonucu zayii olduğunu iddia ederek 20.06.2022 tarihinde eldeki davayı açtığı görülmüştür. Tacir olan davacının kendisi ile müşterileri arasında düzenlenen sözleşme ve belgeleri kargo şirketi marifetiyle taşıttırmak suretiyle gerekli özeni göstermediği, belgelerin zayi olmaması için basiretli bir tacirden beklenecek özen ve davranışın gösterilmediği yine kanunda sayılan afet yada hırsızlık türünde bir hareket olmadığı ortadadır.
Sonuç olarak yukarıda açıklanan nedenlerle; talep eden şirket vekilinin, istinaf başvuru kanun dilekçesinde yer verdiği itirazların yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına yer olmaksızın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 16/11/2022 tarih ve 2022/552 E – 2022/819 K sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcı istinaf eden davacı tarafça peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4 maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 382/2-e-1-6 maddesi yollamasıyla HMK 362/1-ç bendi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi. 29/12/2022