Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/2810 E. 2022/2830 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/2810
KARAR NO: 2022/2830
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/10/2022
ESAS NO: 2021/840
KARAR NO: 2022/743
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 29/12/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 29/12/2022
KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 18/10/2022 tarih ve 2021/840 E – 2022/743 K kararına karşı süresi içinde davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinden özetle; Müvekkili şirketin 11/04/2009 tarihinden itibaren davacı şirkete ait araçlar ile … A.Ş.’ne ait inşaatlardaki şantiyelere toplamda 9.246,65 ton kum emtiası teslim ettiğini, teslim edilen emtialar için teslim fişleri düzenlendiğini, teslim alan şahıslarının … A.Ş.’nin yetkili personelleri olduğunu, … A.Ş.’nin ünvan değişikliği ile … A.Ş. ünvanını aldığını, davacı şirket tarafından kum tesliminin yapılmasına rağmen davalı şirketin bir ödeme yapmadığını, Kayseri 3. Noterliği’nin 09/03/2010 tarihli ihtarnamesi ile davalı şirkete ihtarın çekilmesine rağmen ihtarın da sonuçsuz kaldığını, 134.076.425,00-TL’nin 11/04/2009 tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalı şirketten alınarak davacı şirkete verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirketin davacı şirketten inşaat işlerinde kullanılmak üzere kum satın almadığını, davacı ile davalı arasında kum teslimi hususunda yapılmış yazılı veya sözlü bir anlaşma olmadığını, davalı şirketin davacının davaya konu ettiği tarihlerde … Ltd. Şti. (…) ile kum alım satımı konusunda anlaşması bulunduğunu, davacı şirketin dava dışı … Şti. ile bir anlaşmasının olmasının ihtimal dahilinde bulunduğunu, davacı tarafın iddia ettiği gibi bir alacağı var ise alacağın … Şti.’nden talep edilmesinin gerektiğini bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; “…Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi gözetilerek; dosya kapsamı, alınan bilirkişi raporları ve tanık beyanları da dikkate alındığında; Davanın dayanağı olan ve davacı şirket tarafından düzenlenen teslim ve kantar fişlerinin isim ve imza alanlarında, teslim alan kısmında ismi geçenlerin SGK kayıtlarına göre davalı çalışanları olduğunun bilirkişi raporu ile sabit olduğu, bunun üzerine Mahkememizce imzaların bu kişilere ait olup olmadıklarının tespiti yoluna gidilerek isim ve imzaları bulunan şahısların tanık olarak dinlendiği, tanık …’ın bana gösterilen teslim fişlerindeki imzalar bana aittir, ben … adına çalışıyordum, ben olay tarihinde bekçi olarak bulunduğum için getirilen kumların teslim alıp teslim aldığıma dair imzalıyordum şeklinde beyanı ve tanık …’in teslim fişlerindeki imzalar bana aittir, ben … adına çalışıyordum, getirilen kumları teslim alıp fişleri imzalıyordum ve daha sonra inşaat şefine teslim ediyordum şeklinde beyanı ile Mahkememizce tanık beyanlarına itibar edilerek teslim fişlerindeki imzaların davalı çalışanlarına ait olduğu kabul edilmiş, davacının sunduğu teslim-kantar belgeleri, sgk kayıtları ve tanık beyanları örtüştürülerek davacı tarafından davalıya teslim edilen kum miktarı-cinsi belirlenerek, teslim tarihindeki ve yerindeki malın ortalama piyasa fiyatı üzerinden alacak miktarının hesaplanması yönünde rapor aldırılmış ve dava konusu kullanılan malzemenin teslim fişinde belirtilen 0,5 mm kum olduğu, miktarı teslim fişlerinde belirtilen miktar olan 9.246,65 ton olduğu, piyasa araştırmasına göre 2009 yılı ton fiyatı 14,50 TL olduğu, 2019 yılı toplam tutarın 134.076,42-TL olduğu belirlenerek işbu tutar olan 134.076,42-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmi, Davanın KABULÜ ile; 134.076,42-TL asıl alacağın dava tarihi olan 04/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, …” şeklinde karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı … A.Ş. vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacı şirketin dava konusu edilen dönemde müvekkil şirket ile birebir herhangi bir ilişkisi bulunmayıp davacı şirketin, müvekkilin o dönemde kum teslimi aldığı … isimli firmanın taşeronu olduğu, davacı şirketin … firmasının taşeronu sıfatıyla müvekkil şirkete kum emtiası teslimi yaptığı, bunun bedelini de taşeronu olduğu … isimli firmadan fazlasıyla tahsil ettiği ve netice itibariyle dava konusu edilen 2009 yılında ne müvekkil şirket ile … firması arasında ne … ile davacı şirket arasında ne de müvekkil şirket ile davacı şirket arasında herhangi bir alacak verecek ilişkisinin bulunmadığını, bu nedenlerle davacı tarafça ispatlanamayan davanın yerel mahkemece verilen ilk karar doğrultusunda tümden reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesi fahiş hatadır ve kaldırılması gerektiğini, usul ve yasaya, hukuka aykırı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/840 E.-2022/743 K. Sayılı kararının kaldırılmasına, bilahare önceki Yerel Mahkeme kararı doğrultusunda davacı tarafça ispatlanamayan, haksız ve hukuki mesnetten yoksun işbu davanın tümden reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinafa cevap dilekçesinde özetle; teslim fişlerinde isimleri geçen kişilerin davalı şirket çalışanı olduğu, SGK’ye yazılan müzekkere ile imzaların davalı şirket çalışanlarınca atıldığı tereddüte yer vermeyecek şekilde ispatlandığını, mahkemece, teslim fişlerinde adı geçen kişiler dinlendiğini, bu kişiler müvekkil şirketten davalı şirket adına kum teslim aldıklarını belirttiklerini, ayrıca teslim fişlerindeki imzaların da kendilerine ait olduğu hususunu belirttiklerini, Davalı taraf kum emtiasını … adlı bir şirket adına teslim aldığını iddia etmiştir. Ancak bu iddiasını ispatlayamadığını, davanın ispatı için ticari defterlerin delil olarak gösterilmediğini, davanın ispatı için davalı şirket yetkililerinden sadır olan teslim fişlerinin delil gösterildiğini, yerel mahkeme kararı yerinde olup, davalının istinaf kanun yoluna başvurusunun “davalının istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde belirttiği hususlarla sınırlı olmak üzere incelenerek ve taleple bağlılık ilkesine riayet edilerek” reddine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, taraflar arasındaki 2009-2010 yılları arasında kum alım-satımından kaynaklanan alacak davasıdır. HMK’nun 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda; Dosyada bulunan bilgi ve belgelere, istinaf edilen nihai kararda ayrıntıları yazılı açıklama, yasal sebep ve gerekçelere göre, ilk derece mahkemesinin olay nitelendirilmesi ve gerekçesi nazara alındığında, mahkemece aldırılan bilirkişi raporunda yapılan tespit, değerlendirme ve sair hesaplamaların dosya kapsamına ve yürürlükteki mevzuata uygun olduğu, mahkemenin kanıtların takdirinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, Dairemizin kaldırma kararı doğrultusunda yapılan yargılama sonucunda mahkemece verilen kararda yazılı açıklamalara, yasal sebep ve gerekçelere binaen, istinaf edilen kararda usul, yasa ve dosya kapsamı yönlerinden bir aykırılık bulunmadığı, dolayısıyla istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı değerlendirilerek, yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle ve HMK’nun 355.maddesi gereğince istinaf başvurusu sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda, söz konusu istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden ilk derece mahkemesinin istinafa konu edilen nihai kararının HMK’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu değerlendirilerek istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 18/10/2022 tarih ve 2021/840 E – 2022/743 K sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 8.885,52 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından istinaf eden davalı tarafından peşin yatırılmış 2.290,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 6.595,52 TL istinaf karar ve ilam harcının istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye Gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile,HMK 361/1 uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 29/12/2022