Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/2806 E. 2022/2835 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2806
KARAR NO: 2022/2835
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/11/2022
NUMARASI: 2021/899 E. 2022/810 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 29/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 29/12/2022
KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 15/11/2022 tarih ve 2021/899 E – 2022/810 K kararına karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; Davalı …’in babası davacı kooperatif üyesiyken 10/02/2012 tarihli yönetim kurulu kararı ile üyeliğini davalı …’e devrettiğini, davacı kooperatif de 02/07/2022 tarihinde ilgili daireyi ferdileşme işlemi kapsamında davalı …’e devrettiğini, davacı yönetim kurulunun devir kararından itibaren kooperatif genel kuruluna davalı …’in üyesi olarak çağrıldığını, 050/05/2019 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısının 8.maddesinde ortaklar arasında eşitlik ilkesinin sağlama amacıyla ortakların ödemelerinin 125.000,00 TL olarak eşitlenmesinin kabul edildiğini, aynı karara göre yıllık yüzde 18 faiz uygulanacağı kararının alındığını, kararın davalıya tebliğ edilmesine rağmen davalının borcunu genel kurulun 8. Maddesinde belirtildiği gibi yapılandırmadığından bahisle davalının borcunun muacel hale geldiğini, davacı kooperatif genel kurul tutanaklarında sabit fiyat peşin ödeme sisteminin olmadığını, davacı kooperafin 05/05/2019 tarihli gelen kurulunda alınan 8 numaralı karar gereğince daha önce bir başka üyeye karşı icra takibini yaptığını ve bu icra takibine itiraz üzerine itirazın iptali davasını açtıklarını, davanın haklı bulunduğunu, Kayseri Bölge Adliyesi 6. Hukuk Dairesi’nince kabul kararının verildiğini, 2020/1020 Esas ve 2020/1250 Karar sayılı ilamla kesinleştiğini, buna benzer bir çok örnek karar verebileceklerini, bu bakımdan kooperatif hesapları incelendiğinde davalının yapmış olduğu ödemeler düşüldükten sonra kooperatife olan toplam ana borcunun bilirkişi incelemesiyle belirlenmesini talep ettiği, Kayseri Arabuluculuk Bürosu’nun 2021/86558 arabuluculuk numaralı son tutanağında davalı ile yapılan arabuluculuk görüşmelerinin olumsuz sonuçlandığını, kooperatif alacağının muacceliyet tarihi olan 31/05/2019 tarihinden itibaren alacağının arabuluculuk başvurusu tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinden özetle; Müvekkilinin kooperatif üyesi olmadığını, davalının kooperatif üyesi olmadığından aidat borcundan sorumlu tutulamayacağını, kooperatif ortaklık devrinin usul ve esasları 1168 kooperatif Kanununda ve Kooperatif Ana Sözleşmesinde açıkça düzenlendiğini, Ortaklığın devrinin yazılı olarak yönetim kuruluna bildirilmek suretiyle 10. Maddesindeki ortaklık şartlarını taşıyan kişilere devredebileceği şeklinde bir düzenlemenin olduğunu, kooperatif ortaklık devri için ortak olmak isteyen gerçek ya da tüzel kişilerin kooperatif ana sözleşmesi hükümlerini hak ve ödevleriyle birlikte kabul ettiklerini belirten bir yazı ile kooperatif yönetim kuruluna başvurmaları gerektiğini, devreden ve devralan arasında yapılan devir sözleşmesi ve devir iradesinin de yazılı olarak kooperatif yönetim kuruluna bildirilmesi gerektiğini, davacı kooperatifin mahkemeye sunduğu yönetim kurulu kararı olduğu belirtilen 10/02/2012 tarihli kooperatifin tek taraflı irade beyanından oluşan ıslak imzasız, okunaksız evrakın müvekkile üyelik devri yapıldığına ilişkin beyanın hukuken mümkün olamayacağını, davacı tarafın yazılı delille ispat etmesi gerektiği, taşınmazı üyelik olmadan satın alan davalının Kooperatifler Kanunu ve Ana sözleşme gereğince davacı kooperatif üyeliğinin olmadığı, ve üyelik devrini gösterir yazılı bir devir sözleşmesinin bulunmadığını, bu nedenlerle kooperatif üyeliği bulunmayan davalının ortaklıktan kaynaklanan parasal yükümlülüklerden davaya konu edilen aidatlardan kooperatif ya da kooperatif üyelerinin herhangi bir borcundan sorumlu olmayacağını, bu hususun kooperatif genel kurulu tutanaklarının bilirkişi tarafından inceleme yapıldıktan sonra da anlaşılacağını, davacı kooperatifin haksız yere açmış olduğu davanın reddine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkeme kararında; “…Dosya kapsamı dikkate alındığında yukarıda bahsi geçen ilgili yasa maddesi gereği davacı kooperatifin bütün etaplar bitmeden kesin hesap maliyeti alacağı talep edemeyeceğinden 15.06.2022 tarih ve 31867 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7410 sayılı Çevre Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 2. maddesi ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’na eklenen geçici 11. Maddede gözetilerek iş bu davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur. Davanın usulden reddine, …” şeklinde karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel mahkemece, davanın reddine karar vermiş ise de söz konusu kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, gerekçeli kararın sonuç kısmında, davanın red gerekçesi olarak, 15.06.2022 tarih ve 31867 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7410 sayılı Çevre Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 2. maddesi ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’na eklenen geçici 11. Maddesindeki hükme göre kooperatifin bütün etaplar bitmeden kesin hesap maliyeti alacağı talep edemeyeceği gösterilmiş ise de, ilgili yasa maddesi ile işbu davanın uzaktan yakından alakasının olmadığını, yerel mahkemenin davanın konusunu anlamadığını, huzurdaki davanın konusunun, yerel mahkemenin gerekçeli kararında yazdığı üzere, kooperatif genel kurulu kararı uyarınca oluşturulan komisyon tarafından yapılan kesin maliyet hesabı doğrultusunda davalıdan talep edilen alacağa ilişkin olmadığını, mahkemenin nasıl ve nereden bu kanıya vardıklarının taraflarınca meçhul olduğunu, dava dilekçesi ya da bilirkişi raporunda bir kelime olarak bile kesin hesap maliyeti, komisyon vs kelimelerinin geçmediğini, huzurdaki davanın konusunun , 05.05.2019 tarihli genel kurulda alınan kooperatif ortaklarının o zamana kadar ki ödemelerinin 125.000TL’ye eşitlenmesi kararı nedeniyle ödenmeyen aidatların tahsili istemi olduğunu, yani müvekkili kooperatifin kesin hesap maliyeti çıkarıp, bu hesap nedeniyle işbu dava ile davalı üyeden bir alacak talebinde bulunmuş olmadığını, öte taraftan, müvekkili kooperatifin, bir anlığına kesin hesaba dayanan bir alacak talebinde bulunmuş olduğunu varsayarlarsa, mahkemenin müvekkili kooperatifin ilgili kanunda aranan şartları taşıyıp taşımadığını araştırmış olmadığını ki buna göre hüküm kurulduğunu, müvekkil kooperatifin, devam eden bir inşaatı bulunmadığını, aynı şekilde, etap etap yapılan bir kooperatif de olmadığını, dahası müvekkili kooperatifin, işbu davadan önce hiçbir surette kesin hesap çıkarmış olmadığını, yani müvekkili kooperatifin, şayet, kesin hesaba dayanan bir alacak talebinde bulunsa dahi ilgili yasa maddesinin bunu istemesinin önünde bir engel olamayacağını, ilgili kanunun çıkarılış amacının tekrar tekrar kesin hesap maliyeti çıkaran kooperatiflerle alakalı olup, buradaki kötü niyetli yöneticilerin, usulsüzlüklerine engel olduğunu, bu yasa maddesinin, bütün kooperatiflerde, kooperatifin mevcut durumu araştırılmadan uygulanacaksa, hiçbir kooperatifin ayakta kalması mümkün olamaz ki yasa koyucunun ilgili yasa ile alakalı muradının bu olmadığı kanaatinde olduklarını, yasanın bu şekilde uygulanması demek, hiçbir kooperatifin, aidat borcu isteyememesi ve daha önemlisi hiçbir kooperatifin kesin hesap çıkaramaması sonucunu doğurduğunu ileri sürerek istinaf başvurularının kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Dava, kooperatif üyeliğinden kaynaklanan alacak istemi ile başlatılan ilamsız icra takibinde borca itirazın iptali talebine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;15.06.2022 tarih ve 31867 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7410 sayılı Çevre Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 2. maddesi ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’na eklenen geçici 11. maddede; “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla, Kayseri ilinde aşağıdaki şartları taşıyan yapı kooperatifleriyle sınırlı olmak üzere bu madde hükmü uygulanır.
a) İnşaatların etaplar halinde yapılarak teslim edilmesi,
b) Terkin edilmemiş olması,
c)Yapımı tamamlanan etapta bağımsız bölüm malikine kooperatifçe tahakkuk ettirilen bedelin ödenmiş olması,
ç) Kooperatif tarafından üyeye konutunun tapu devrinin yapılmış olması,
şartlarının birlikte sağlanması halinde; konutun tapu devrinin yapılmasından sonraki dönemler için yapı kooperatifi tarafından yönetim giderleri hariç olmak üzere her ne ad altında olursa olsun yapılmış borçlandırmalar veya bu kapsamda üçüncü şahıslara kooperatif tarafından yapılan alacağın devrine ilişkin işlemler hükümsüzdür.
Birinci fıkra kapsamındaki şartları birlikte sağlayan kişilere karşı yapı kooperatifinin veya bu alacağı devralan üçüncü kişilerin yapı kooperatifi nedeniyle açmış oldukları her türlü alacak veya tazminat davaları ile bu kapsamda yapılan ilamsız icra takipleriyle ilgili olarak; ilgilinin talebi halinde bu davalarda verilen ve henüz kesinleşmemiş mahkeme kararları ile kesinleşen dava ve takiplere dayanılarak başlatılan icra işlemleri, haciz, satış ve tahliye uygulamaları durdurulur. Bu alacaklar kapsamında kesinleşen ilamlara dayanılarak devam eden takipler ile kesinleşen icra takiplerine son verilmesi için birinci fıkra uyarınca bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 6 ay içinde borcun bulunmadığına dair davanın açıldığına ilişkin belgenin ibraz edilmesi zorunludur; borcun bulunmadığına ilişkin kesinleşen ilamın icra dairesine ibraz edilmesi halinde takip sonlandırılır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Mahkemece mali müşavir ve hukukçu hesap bilirkişiden oluşturulan heyetten 17.05.2022 tarihli bilirkişi raporu aldırılmış olunup raporda bu hususların irdelenmediği görülmüştür.
Bu durumda, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın anılan yasal düzenleme uyarınca araştırılması, değerlendirilmesi, davacı kooperatifin işbu yasa kapsamında tanımlanan vasıfta ve şartları taşıyan bir yapı kooperatifi niteliğinde olup olmadığının tespiti,bu bakımdan davacı kooperatifin tüm defter, kayıt ve belgeleri üzerinde yerinde inceleme yaptırılarak, ana sözleşme hükümleri ,varsa anasözleşme değişiklikleri, tüm genel kurul kararları, bugüne kadar yaptığı ve teslim ettiği tüm inşaatlar,inşaatların/dairelerin yapım ve üyelerine teslim usulü/şekli de gözetilerek netice itibariyle davacı kooperatifin anılan yasanın geçici 11. Maddesi kapsamında yani a) bendi uyarınca İnşaatlarının etaplar halinde yapılarak teslim edilmesi şeklinde olup olmadığının ve ayrıca b),c) ve ç) bentlerinde yazılı diğer şartlar da dahil olmak üzere işbu tüm koşulların/şartların birlikte sağlanıp sağlanmadığı,bu nitelikte bir yapı kooperatifi olup olmadığı ile somut olayın da işbu geçici 11. Madde de belirtilen tüm koşulları birlikte sağlayıp sağlamadığının tespiti/belirlenmesi bakımından değerlendirilme yapılabilmesi için bir inşaat mühendisi, bir kooperatif alanında uzman bilirkişi ve bir mali müşavirden oluşan heyetten rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmekte iken bu hususlar yeterince araştırılmadan karar tesisi yerinde görülmemiş, davacının istinaf isteminin kabulü gerekmiştir.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle sonuç olarak HMK’nın 355. Maddesi uyarınca istinaf başvurusu sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda istinaf eden davacı vekilinin istinaf sebepleri yukarıda belirtilen yönlerden yerinde görüldüğünden HMK’nın 353/(1)-a.6. maddesi gereğince istinafa konu edilen yerel mahkeme kararın kaldırılmasına, 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-a.6. maddesi gereğince Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle yukarıda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye geri gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
2-HMK’nın 353/1-a.6 md. gereğince, KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 15/11/2022 tarih ve 2021/899 E – 2022/810 K sayılı kararın KALDIRILMASINA,
3-HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle yukarıda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
4-Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının talepleri halinde kendilerine iadesine ,
5-İstinaf incelemesi duruşmalı olarak yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve isitnaf kanun yoluna başvurma harcının ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
7-H.M.K. 302/5 maddesi gereğince iş bu ilamın kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararın yerine getirilmesi için gerekli bildirilmlerin, H.M.K. 359/4 maddesi gereğince iş bu kararın taraflarına tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemleinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dava doası üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince, KESİN olarak oybirliği ile karar verildi. 29/12/2022