Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/2747 E. 2022/2743 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2747
KARAR NO: 2022/2743
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/10/2022
ESAS NO: 2021/549
KARAR NO: 2022/717
DAVA: Şirketin Feshi ve Tasfiyesi
DAVA TARİHİ: 16/08/2021
KARAR TARİHİ: 11/10/2022
KARAR TARİHİ: 15/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 15/12/2022
KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 11/10/2022 tarih ve 2021/549 E – 2022/717 K kararına karşı süresi içinde davacılar tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilerinin apart otel işletmeciliği faaliyetini sürdürmekte olan …. A.Ş ünvanlı şirketin %36,40 hissesine sahip olduklarını, müvekkili …’nın şirketin kurulduğu 15/12/2019 tarihinden 2018 yılına kadar yer yer yönetim kurulu üyeliği yer yer de yönetim kurulu başkanlığı yaptığını, şirket pay sahiplerinden … ile müvekkili … arasında 2018 yılında Ticaret Odası Başkanlığı seçimlerinde ortaya çıkan muhaliflikten dolayı sorun yaşanmaya başladığını, 16/07/2020 tarihindeki genel kurul toplantısında ortaklar arasındaki ihtilaflar nedeniyle yeniden seçilmeyerek görevi sona erdirilerek diğer ortakların kendi şirketlerinde çalışan elemanları yönetim kurulu üyeliğine seçildiğini, davalı şirketin 16/07/2020 tarihli genel kurulda şirket pay sahiplerinden …’ın teklifi ile yönetim kurulu üyeliğine pay sahibi olmayan … ve babası …’nun teklif edildiğini ve seçildiğini, ancak …’nun daha önce pay sahiplerinden … ile birlikte çalışmış olmakla şirket yönetimi konusunda bilgi sahibi olmamasına rağmen bir kısım pay sahiplerinin oyları ile yönetim kurulu üyesi olduğunu ve genel kurul tutanaklarındaki pay sahiplerinin beyanlarında da anlaşılacağı üzere bağımsız olmadığını, şirketin 3 kişilik yönetim kurulu üyelerinden birinin de … olduğunu, bu kişinin de şirketi yönetmek ve işleri yürütmek adına hiçbir bilgisi olmadığını, bunun yanı sıra seçilen yönetim kurulu üyelerinin seçilmeleri ile beraber şirket işlerinin tüm işleyişi ile ilgilenmeleri ve eski yönetimden teslim almaları gereken tüm belge ve evrakları teslim almaları gerektiğini, gönderilen ihtarnameye rağmen evrakların teslim alınmadığını, şirketin 2020 yılı olağan genel kurul toplantısının 12/07/2021 tarihinde yapıldığını, gündemde olmasına rağmen şirketin 2020 yılı hesapları noksan ve hatalı raporlanarak ortaklara yanlış bilgiler verildiğini, genel kurul toplantısında yönetim kurulunun ibra edilmediğini, genel kurul toplantı tutanaklarının incelenmesi halinde görüleceği üzere yönetim kurulu, şirketin mali verileri hakkında bilgi sahibi olmadığını, şirketin yönetim ve idaresini bu şekilde sağlıklı yapabilmesinin mümkün olmadığını, ayrıca yönetim kurulunun, genel kurulda kar payı dağıtılmasına ilişkin karar alınmış ise de genel kuruldan sonra kar payı dağıtımını yapmadığını, dolayısıyla tüm bu hususların özen yükümlülüğünün ihlali ve pay sahibi müvekkillerinin haklarının zedelendiğinin en önemli kanıtı olduğunu, genel kurul kararının iptali ve yeni yönetim kurulu seçimi imkanının olduğu düşünülebilecek ise de, şirket ortakları arasında ciddi anlaşmazlıklar bulunduğunu, bu anlaşmazlıkların ise tamamen kişisel menfaatlerin ön plana alınarak şirket menfaatinin göz ardı edilmesine neden olduğunu, şirket ortaklarından %25,55 hisseye sahip … grubundan …’nun FETÖ terör örgütüne üye olmaktan dolayı aranmakta olup, halen yurtdışında bulunduğunu, %25,55 hisseye sahip diğer ortak grubu olan … grubundan …’ın da FETÖ terör örgütü üyeliğinden gözaltına alındığını, söz konusu durum ve ortakların yargılandıkları suçlar göz önüne alındığında müvekkili …’nın sürekli şüphe duymasına yol açtığını, 12/07/2021 tarihinde yapılan son genel kurulda diğer ortak gruplarının da şirketin tasfiye edilmesi hakkında görüş bildirdiğini, ancak şirketin tasfiyesine karar verilmesi için gereken çoğunluğun hiçbir şekilde sağlanamayacağını, bu nedenle şirketin feshine karar verilmesi gerektiğini, bunun yanı sıra şirketin feshini haklı kılacak sebeplerin bir kısmının yönetim kurulundan kaynaklanması sebebiyle dava sürenice tedbiren şirketin temsilen kayyım atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Genel kurul ve yönetim kurulunun anonim şirketlerin zorunlu organları olduğunu, anonim şirketin işlerini görmek ve malvarlığını yönetmek işinin işbu organların görevleri dahilinde olduğunu, aynı şekilde anonim şirketlerde yasal temsilci bulunmamakla birlikte şirket hak ve borçlarını organları aracılığıyla kullandığını, ticaret sicil kayıtlarından da görüldüğü üzere müvekkili şirkette kuruluşundan itibaren zorunlu organları bulunmakta ve aktif şekilde faaliyetlerini sürdürmekte olduğunu, göreve devam etmekte olan yönetim kurulunun 12/07/2021 tarihinde genel kurul toplantısı gerçekleştirildiğini, bu sebeplere binaen davacıların müvekkili şirkete kayyım tayini talebinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacı tarafça dava dilekçesinde şirketi haklı nedenle feshi talebi hususunda şirket ortaklarından …’nun FETÖ terör örgütüne üye olmaktan aranmakta olduğunun ifade edildiğini, davacı tarafça uzun yıllar boyunca … tarafından gönderilen vekaletname kullanılırken duyulmayan rahatsızlığın, yönetim kurulu üyeliği sona erdikten sonra başladığını, davacılar tarafından sergilenen bu tavrın kötü niyet göstergesi olduğunu, aynı şekilde şirket ortaklarından …’ın ve …’ın FETÖ terör terör örgütüne üye olmaktan yargılandığından ve durumun ortaklığı çekilmez kıldığından bahsedildiğini, …’ın Kayseri’nin en önemli iş adamlarından olup, Ticaret Odası başkanlığı yaptığını, iftira nedeniyle hakkında ceza davası açıldığını, ancak hakkında beraat kararı verildiğini ve Ankara BAM tarafından kararın onaylandığını, bu sebeplerle müvekkili şirketin feshi ve tasfiyesi için haklı bir neden oluşmadığını bildirerek davacıların hisselerine denk gelen nakdi miktarın kendilerine verilmesi ve buna karşılık davacıların şirket hisselerinin iptaline karar verilmesini istediklerini, müvekkili şirket bünyesinde 16/07/2020 tarihinde yeni yönetim kurulunun göreve başlamasından sonra Kayseri 10. Noterliği’nin … tarih ve …,… ve … yevmiye nolu ihtarnameleri ile eski yönetim kurulu üyelerinden şirkete ait evrak, bilgi ve belgelerin talep edildiğini, yapılan tüm ihtarlar neticesinde şirkete ait nakdi paranın 1 yıl sonra şirket yetkililerine gönderildiğini, fakat davacı tarafça herhangi bir belge teslimi gerçekleşmediğini, aynı şekilde davacı tarafça, şirkete ait ilgili belgelerin Kayseri Erciyes Vergi Dairesi’ne verileceğine dair ihtar yapıldığını, fakat belgelerin verildiğine dair ne ilgili kurum ne de davacı tarafça müvekkili şirkete bir bilgilendirme yapılmadığını, tüm bu girişimlerden sonra davacıların 10/08/2021 tarihinde belgelerin bir kısmını teslim etmek zorunda kaldıklarını, kasadaki parayı da ancak görevi devrettikten 1 yıl sonra 12/08/2021 tarihinde şirket hesabına havale ettiklerini, ayrıca 12/07/2021 tarihinde yapılan son genel kurul toplantısında şirket ortakları tarafından bu yönetiminde içinde bulunduğu 5 yıllık dönem için bağımsız bir denetçi tarafından inceleme yapılmasının talep edildiğini, bu teklife davacılar … ile …’nın red oyu verdiklerini, bunun üzerine yönetim kurulunun kendi dönemi de dahil olmak üzere şirket gelir ve giderlerini, belgelerinin incelenmesi için karar aldığını bildirerek müvekkili hakkında açılmış kayyım atanmasının ve şirketin feshinin reddi ile TTK 531. Maddesi ve yerleşik Yargıtay kararları doğrultusunda bilirkişi raporu alınarak davacı şirket ortaklarının hisse değerlerinin belirlenerek, davacıların hisselerine denk gelen nakdi miktarın kendilerine verilmesini ve buna karşılık olarak davacıların şirket hisselerinin iptaline karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:Tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; “… Mahkememizce dosya arasına celbedilen tüm kayıt ve belgeler, duruşmada dinlenen tanık anlatımları ve alınan bilirkişi raporları bir bütün halinde değerlendirildiğinde, davacılar haklı nedenle şirketin feshini ve tasfiyesini talep etmiş iseler de, alınan uzman bilirkişi raporundan da anlaşılacağı üzere davalı şirketin 2016-2021 yılları arasında hiçbir dönemde borca batık durumda olmadığı, tanık anlatımlarında belirtilen ortaklar arasındaki bir kısım uyumsuzluk ve güvensizliğin şirketin feshini gerektirecek nitelikte şirketin yapısını, işleyişini etkileyecek nitelik taşımadığı anlaşılmıştır. Sonuç olarak; davalı şirketin feshi için haklı bir sebebin mevcut olmadığı kanaatine varılmış olup, davacının davadaki tüm taleplerinin ve dolayısıyla davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.-Davacıların davasının REDDİNE, …” şeklinde karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı tarafından yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacılar vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle;Yerel mahkemenin vermiş olduğu bu kararda usul ve yasaya uygunluk söz konusu olmadığından kararın kaldırılması gerektiğini 12.07.2021 tarihinde yapılan son genel kurul toplantısında, toplantı tutanaklarına da yansıyan müvekiller ve diğer ortakların şirketi fesih iradesinin şirket ortaklarından %25,55 hisseye sahip … grubundan …’nun FETÖ terör örgütüne üye olmaktan dolayı aranması sebebiyle yurt dışında firari olması ve bu nedenle şirketin feshi için kanunen aranan yeterli çoğunluğun hiçbir zaman sağlanamayacak olması gibi TTK’nın 531. maddesinde düzenlenen şirketin haklı sebeplerle feshi ve tasfiyesi talebiyle açılan dava yerel mahkemece hukuka, hakkaniyete ve Yüksek Mahkemenin müstakar kararlarına aykırı olarak reddedildiğini, arz ve izah edilen nedenler ile mahkemenizce resen gözetilecek hususlar neticesinde; Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/10/2022 tarihli 2021/549 E. 2022/717 K. sayılı kararının kaldırılmasına, Yeniden yargılama yapılarak talebimiz doğrultusunda açılan davanın kabulü ile davalı şirketin feshi ve tasfiyesine veya TTK 531.md uyarınca davalı şirketin kabulü dahilinde davacı pay sahibi müvekkillere paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenip davacı pay sahiplerinin şirketten çıkarılmalarına karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini saygılarımızla mahkemenizden arz ve talep ederiz. 08.11.2022 Davalı vekili tarafından sunulan istinafa cevap dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin kararının usul ve yasaya uygun olduğunu davacıların şirket yönetimini kaybedip haklarında sorumluluk davaları açılınca iş bu haksız ve iyi niyetli olmayan davayı açtıklarını, istinaf dilekçesinde belirttikleri hususların doğru olmadığını haksız ve gerçeği yansıtmayan davacıların istinaf taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:HMK’nın 355. maddesine göre “İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
Dava, şirketin feshi ve tasfiyesi talebine ilişkindir.Dosya kapsamında toplanan deliller, somut olayın özelliklerine uygun bilirkişi raporu, ilk derece mahkemesinin olay nitelendirilmesi ve gerekçesi nazara alındığında, emsal Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 03/06/2021 tarih 2019/4836 Esas 2021/4728 Karar sayılı ilamında belirtilen gerekçelerle davalı şirketin yasal unsurlarının oluşmaması nedeni ile feshi ve tasfiye talebinin reddine ayrıca davacıların TTK ‘nun 531 maddesi kapsamında davacıların paylarının ödenmesine yönelik talepleri de bulunmadığı gözetilerek davanın reddine ilişkin kararda yazılı açıklamalara, yasal sebep ve gerekçelere binaen istinaf edilen kararda usul, yasa ve dosya kapsamı yönlerinden bir aykırılık bulunmadığı, bu nedenlerle davacının istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacının istinaf başvurusunun HMK nun 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 11/10/2022 tarih ve 2021/549 E – 2022/717 K sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davacı tarafın istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcı istinaf eden davacı tarafça peşin yatırıldığından harçla ilgili bir karar verilmesine yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 361/1 uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 15/12/2022