Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/274 E. 2022/271 K. 10.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/274
KARAR NO: 2022/271
KARAR TARİHİ: 10/02/2022
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/11/2021
NUMARASI: 2019/476 E. 2021/922 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 10/02/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 11/02/2022
KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 04/11/2021 tarih ve 2019/476 E – 2021/922 K kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili şirketin davalı şirkete ürün sattığını, sattığı ürünleri davalı şirkete teslim ettiğini, bu satımdan kaynaklı 3 adet fatura düzenlendiğini ancak davalının borcunu ödemediğini, bunun üzerine Kayseri 6.İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, bu nedenle davalının yaptığı itirazın iptali ile takibin devamını ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı tarafın savunmasının ve dayanaklarının özetle; Takibe konu malların müvekkili davalı şirkete teslim edilmediğini, davacının edimini yerine getirmediğini, davacının faturalara konu malları 8 ayı aşkın süredir müvekkili şirkete teslim etmediğini, bunun üzerine faturalara itiraz ederek Kayseri 8 Noterliğinin … tarih … yevmiye ve Yozgat Sarıkaya Noterliğinin … tarih … yevmiye nolu ihtarları ile faturaların davacıya iade edildiğini, bu nedenle müvekkilinin davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, bu nedenle davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkeme kararında “…Toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu, dinlenen taraf tanıklarının beyanları, mahkememizce toplanmış usulüne uygun deliller olarak değerlendirilmiş buna göre, davacı tarafından düzenlenen dava ve takip konusu faturalarda sevk irsaliyesi tarihinin ve numarasının bulunmadığı, malların davalıya teslim edildiğine ilişkin herhangi bir sevk irsaliyesi veya taşıma irsaliyesi yahut davalının temsilcisi yahut çalışanının imzasını içerir teslim tesellüm fişi veya buna benzer bir makbuz, tutanak vs. belge bulunmadığı, dava ve takip konusu faturaların davalı tarafça 8 günlük itiraz süresi içerisinde davacıya iade edildiği ve bu suretle davalının faturalara itiraz ettiği, her ne kadar davalı faturaları iade ve itiraz etmiş ise de, sözleşmeye dayalı alacağın varlığının ve kendi ediminin ifa borcunu yerine getirdiğini kanıtlayarak iade ve itiraz edilen faturaya dayalı olarak icra takibi başlatmakta serbestliğe sahip ise de bunun için öncelikle akdi ilişkinin varlığını ve kendi edimini ifa borcunu davacının yerine getirmesi gerektiği, davacının yazılı belge ile kendi edimini ifa borcunu yerine getirdiğini, fatura içeriğinde yer alan malların davalıya teslim ettiğini kanıtlayacak bilgi ve belge sunamadığı, davacı tanığı …’in beyanının aktarma beyanlar olduğu, ifadesinde davalı ile yapılan işlemleri annesinin yaptığını beyan ettiği, dava konusu malları parça parça davalıya verdik demiş ise de davalının hangi çalışanına veya temsilcisine bu malları verdiğini açıkça ifade etmediği, diğer tanık …’nun beyanının ise sadece malları diğer tanık … ile birlikte yükledikleri şeklinde olduğu, bu tanığın da malların teslimine ilişkin ve bu teslimin davalı ticari şirketin hangi çalışanı veya temsilcisine yapıldığına ilişkin olduğuna dair beyan içermediği, dolayısıyla davacının iddiasını ve teslim olgusunu kanıtlayacak tanık beyanları da bulunmadığı, öte yandan davalı tarafça akdi ilişki inkar edilmemekle birlikte dava ve takip konusu faturaların kendilerine teslim edilmediğini, bu suretle davacının öncelikle kendi edim yükümlülüğünü yerine getirmeksizin davalı tarafın karşı edim yükümlülüğünü yerine getirmesini kendisinden talep edemeyeceğini ifade etmiş ve bu suretle davada kendisini savunmuş olup savunma kapsamında dinlenen davalı tanığı da malların kendilerine teslim edilmediğini ve bu suretle noter aracılığıyla faturaların iade edildiğine ilişkin beyanda bulundukları ve davalının savunmasını teyit ettikleri, davalı tarafın incelenen ticari defter ve belgelerin aynı şekilde davalının savunmasını teyit eder nitelikte kayıtlar içerdiği, davacının teslim edip daha sonra faturalandırdığını iddia ettiği malların davalıya teslimine dair herhangi bir kayıt bulunmadığı, davalının tutmuş olduğu usulüne uygun ticari defter ve belgelerin savunması ile örtüştüğü, sonuç olarak; davacının dava ve takip konusu iade edilen faturalara dayalı olarak davalıdan alacaklı bulunmadığı, başlatmış olduğu icra takibinin yerinde olmadığı kanaatine varılarak davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm tesis edilmiştir.Her ne kadar davalı taraf kötü niyet tazminatı talebinde bulunmuş ise de, davacının kötü niyetli icra takibi başlattığı yasal delil ve belgelerle kanıtlamamış olup yerinde görülmeyen tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.,…” şeklinde karar verilmiştir.Bu karara karşı taraf vekillerince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı şirkete ürün sattığını ve ardından ürünleri davalı şirkete teslim ettiğini, Vergi Usul Kanunu’nun 229. Maddesindeki faturanın tarifi gibi ” “Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır.” Bu tarif fatura kesiminin, malın tesliminden veya hizmetin ifasından sonra yapılacak bir işlem olduğunu ortaya koyduğunu, fatura alıcının satıcıya ödeme mükellefiyetini ve içeriğindeki mal veya hizmetin alıcıya intikalini ifade ettiğine göre işlemden sonra düzenlenmesinin doğal olduğunu, bu açıklamaların üzerine bir de somut olaydaki yüksek tutarları ve KDV yi düşündüklerinde davacı müvekkilinin malı teslim etmeden fatura kesmesi akla mantığa uygun düşmediğini, teslimi gerçekleşmeyen bir mal için bu kadar yüksek tutarlı fatura kesilmesinin kanuna uygun düşmediği gibi uygulamada rastlanmadığını, müvekkilinin bu ticaretten yani alım satımdan dolayı davalı şirkete 3 adet fatura düzenlemesine üstelik malı teslim etmesine rağmen davalı şirketin muaccel olan bu borcunu hiçbir şekilde müvekkiline ödemediğini, bu sebeple davalı şirketin fatura bedellerini müvekkiline ödememesinden kaynaklı Kayseri 6. İcra Müdürlüğü’nde … E. Numaralı faturaya dayalı ilamsız icra takibi taraflarınca başlatıldığını, borçlunun haksız ve kötü niyetli bir şekilde itiraz ettiğini, çünkü davalı şirketin borcunun olduğu dava dilekçesinde ekte sunulan faturalarla sabit olduğunu, borçlunun muaccel olmuş borcunu ödememesi sonucu borçluya, müvekkili adına borcun ödenmesine ilişkin … tarihinde Kayseri 7. Noterliğin … yevmiye numaralı ihtarın taraflarınca gönderildiğini, davalının kendilerinin ihtar gönderdikleri tarihten bir gün öncesi olan 14.05.2019 tarihine iade fatura hazırlayıp faturanın aslının ihtarlarına cevap olarak göndermesindeki kötü niyetin açık bir şekilde anlaşıldığını, davalının iyi niyetli olarak hareket etmiş olsaydı gönderdikleri ihtar tarihinden bir gün öncesine iade fatura hazırlamayacağını ve faturanın aslını müvekkiline çok önce bir tarihte göndermiş olacağını, bunun yanında davalının ihtarlarına cevaben göndermiş olduğu iade faturasında müvekkiline ait daha önceki iş yeri adresinin yazılmasıyla birlikte davalının kötü niyetli olarak hareket ettiğinin ispatı olduğunu, diğer yandan ise, davalının kötü niyetli ve haksız olarak hazırlamış olduğu iade fatura bedeli toplamının 35.000-TL (otuz beş Bin Türk Lirası) şeklinde olduğunu, lakin, kendilerinin faturaya dayalı yapmış oldukları ilamsız icra takibinde asıl alacağın 159.300,-TL (Yüz Elli Dokuz Bin Üç Yüz Türk Lirası) olması sebebiyle davalı şirketin gerek borca itirazında gerekse ihtarlarına cevaben göndermiş olduğu iade faturasında kendisiyle çeliştiğini, cevap dilekçesinde davalının teslim edilmeyen mallar için Kayseri 8. Noterliği’nden … tarihinde ve Yozgat Sarıkaya Noterliği’nden … tarihindeki kendilerinin göndermiş oldukları ihtardan bahsetmiş olsalar da gerçeğin kendilerinin göndermiş olduğu … tarihli Kayseri 7. Noterliği’nin … yevmiye numaralı davalı şirketin müvekkiline 3 adet fatura olmak üzere toplam vadesi gelen 159.300-TL borcunun olduğunu ve ödemeleri gerektiği konusunda ihtarlarına cevaben davalının … tarihinde göndermiş olduğu ihtarda kendilerinin gönderdiği tarihten bir gün öncesi olan 14.05.2019 tarihine toplam 35.000-TL (faturanın aslı cevaben ihtarda gönderilmiş .) şeklinde iade fatura hazırlayıp faturanın aslının ihtarlarına cevap olarak göndermesindeki kötü niyetin açık bir şekilde anlaşıldığını, davalının diğer asılsız iddiası olan Yozgat Sarıkaya Noterliği’nden gönderdiği ihtarnamenin gerçeğinin ise böyle bir ihtarnamenin varlığını davalının göndermiş olduğu cevap dilekçesindeki ekinde sunduğu vakit müvekkilinin haberdar olduğunu, ayrıca mahkemece istenen tarafların sunmuş olduğu ihtarnamelerin tebliğ şerhlerine bakıldığında da davalının iddia ettiği söz konusu ihtarnamenin taraflarına ulaşmadan iade olduğunun görüleceğini, böyle ihtarnamenin varlığından müvekkilinin haberdar olmadığını, davalı tarafından varlığı iddia edilen ihtarnamenin davalının cevap dilekçesinde sunulan ekten başka bir şey olmadığını, müvekkilinin davalı şirketi 2019 yılının şubat ayında telefon ile arayıp borçlarını ödenmesi gerektiğini ödenmediği takdirde yasal yollara başvuracağını ifade etmiş olması üzerine davalı şirketin böyle bir yol izlemesi kötü niyetli olduğunu açıkça gösterdiğini, diğer yandan ise, davalının 20.09.2019-25.09.2019 tarihli faturalar için aylar sonra … tarihli ihtar iddiası asılsız olduğu gibi çelişkili olduğunu, dosyanın içerisindeki bilirkişi raporlarına karşı itirazlarını içeren önceki beyanlarında da olduğu gibi bilirkişi raporlarının taraflı ve hukuka aykırı olduğunu, buna bağlı olarak Kayseri 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin dosyasında vermiş olduğu kararın da taraflı ,hukuka ve ahlaka aykırı olduğunu, davalının iyi niyetli olarak hareket etmiş olsaydı gönderdikleri ihtar tarihinden bir gün öncesine iade fatura hazırlamayacağını ve faturanın aslını müvekkiline çok önce bir tarihte gönderdiğini, ayrıca müvekkiline ulaşmayan Sarıkaya noterliği’nden davalı tarafından çekilen ihtarda davalının sunmuş olduğu tebliğ şerhinden de anlaşılacağı üzere iade olduğunu, taraflarınca sunulan geçek beyanlar dikkate alınmadığı için eksik inceleme sonucu verilen kararın taraflı ve hukuka aykırı olduğunu, 24.03.2020 tarihli dilekçelerinde Vergi usul kanunun 229. Maddesinde “fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağ göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır.” bu tanımla birlikte fatura kesimi, müvekkili tarafından davalı şirkete malın tesliminden sonra yapıldığının açık ve net olduğunu, bu kanun hükmünün çoğu dilekçelerinde belirtmelerine rağmen dikkate alınmayıp müvekkili aleyhine olacak kanun maddesini gerekçeli kararda belirtip davalı lehine hüküm teşkil edilerek taraflı ve hukuka aykırı karar verildiğini,davalı tarafın dava konusu faturalara ilişkin , yasal süre içerisinde müvekkiline ulaşan ne itiraz ne de iade fatura düzenlediğini, yani davalının yasal süre içerisinde müvekkilinden aldığı mal ve faturalara yasal süre içerisinde itiraz etmediğini ve iade düzenlemediğini, bu durum müvekkilinin malın teslimiyle düzenlemiş olduğu faturaların üzerindeki tarihten ve ihtarlarına cevaben düzenlenen iade fatura tarihinden de anlaşılacağını , yani davalının yasal süre içerisinde faturaya itiraz etmemiş olup, iade faturasının da düzenlemediğini, gerekçeli kararın tamamen taraflı olup kaldırılması gerektiğini, taraflı ve hukuka aykırı gerekçeli kararında yine davalı lehine yorumladığını düşünmekte olduklarını, gerekçeli kararda tanıkların malları davalıya verdiğini açıkça ifade etmedikleri gibi doğru olmayan karar mevcut olduğunu, gerekçeli karardan anlaşılacağı üzere tanık beyanlarının dikkate alınmadığı gibi var olan tanık beyanlarının başkalaştırıldığını beyan ederek taraflı, hukuka ,ahlaka ve kanuna aykırı mahkeme kararının kaldırılmasına ve yeniden esas hakkında talepleri doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili istinaf başvuru ve istinafa cevap dilekçesinde özetle; İstinaf talebi usul ve esas yönünden kanun aykırı ve haksız olduğunu, karşı istinaf talepleri doğrultusunda kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep ettiklerini, takibe dayanak fatura konusu malların müvekkiline teslim edildiği yönündeki davacının iddialarının kabul edilemez olduğunu, davacının fatura konusu malları müvekkili şirkete teslim ettiğini hiçbir şekilde kanıtlayamamış olup, teslime ilişkin herhangi bir delile de dayanmadığını, davacının fatura bedellerinin yüksek olduğunu gerekçe göstererek, bu kadar yüksek bedelli faturaların mal teslimi yapılmadan düzenlenmesinin hayatın olağan akışına aykırı olacağından malların teslim edildiğinin kabul edilmesi gerektiği iddiasında bulunmuş ise de kabul edilemez olduğunu, davacının iddiasının aksine, ticari alım satımlarda mal tesliminin irsaliye düzenlenmek suretiyle gerçekleştirilmesinin asıl olup, müdebbir bir tacir olan davacının bu denli yüksek meblağlı malları herhangi bir irsaliye ya da teslim belgesi almaksızın teslim etmesinin ticari hayatın işleyişine aykırı olduğunu, davacının teslim olgusunu hiçbir şekilde kanıtlayamamış olup, kanuna aykırı ve haksız olduğunu ,istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davacının takip konusu faturaya konu malların müvekkili şirkete nasıl ulaştırıldığına, nakliyesinin ne şekilde yapıldığına ilişkin olarak dosyaya herhangi bir yazılı delil sunamadığını, malların ne şekilde müvekkili şirkete ulaştırıldığına ilişkin olarak dosyaya herhangi bir ambar fişi, nakliye faturası ve sevk irsaliyesi ya da teslim tesellüm belgesi sunamayan davacının, sırf fatura bedellerinin yüksek olduğu gerekçesiyle malların teslim edildiğinin kabul edilmesi gerektiği iddiasında bulunmasının kabul edilemez olduğunu,davacının iddiasının aksine, müvekkili şirketçe Yozgat Sarıkaya Noterliğinin … tarih ve … yevmiye nolu ihtarı davacı tarafça müvekkili şirkete ihtar keşide edilmeden önce keşide edilmiş olup, henüz düzenlenmemiş bir ihtara cevaben faturaların iade edildiğinin iddia edilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, bilirkişi raporları ile de, davacının fatura konusu ürünleri müvekkili şirkete teslim ettiğine ilişkin irsaliye, kargo fişi vb. herhangi bir yazılı delili bulunmaması sebebiyle davacının takip konusu faturalardan kaynaklanan herhangi bir alacağının olmadığının tespit edilmiş olup, bu suretle de davanın haksızlığının sabit olmuş olmakla, davanın reddi yönündeki mahal mahkemesi kararının kanuna ve toplanan delillere uygun olup, istinaf talebinin reddini talep ettiklerini, davacı tarafın fatura konusu malları müvekkili şirkete teslim etmemesine ve herhangi bir alacağı olmamasına rağmen kötü niyetli olarak icra takibinin yapıldığını, kötü niyet tazminat talebinin reddi yönündeki mahal mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılarak kötü niyet tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesini beyan ederek davacının tüm istinaf taleplerinin usul ve esas yönünden kanuna aykırı ve haksız olup, reddi ile karşı istinaf talepleri doğrultusunda kötüniyet tazminatı taleplerinin reddi yönündeki kararın kaldırılarak kötüniyet tazminatı taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: H.M.K 355. Maddesi gereğince inceleme Kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmıştır.Dava, faturaya dayanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine ve davalının kötüniyet tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.Davacı tarafın istinaf yasa yoluna başvurduğu ancak istinaf başvuru harcı ve istinaf karar harcını mahkeme ihtarına rağmen süresinde yatırmadığı bundan dolayı da mahkemece istinaf talebinden vazgeçmiş sayılmasına dair 12/01/2022 tarihli ek karar verildiği,davacı vekiline tebliğ edildiği,ek karara karşı da bir istinaf talebinde bulunulmadığı görülmüştür.Bu nedenlerle davacı tarafın istinaf dilekçesi/talebi kapsamında bir inceleme yapılmamıştır.Davalı taraf davanın red edildiğini bundan bahisle lehlerine kötü niyet tazminatı hükme edilmesi gerektiğini belirterek karara karşı istinaf yasa yoluna baş vurduğu görülmüştür.Kötüniyet tazminatı, itirazın iptali davasına konu edilmiş bir alacağın mevcut olmadığının tespit edilmesi ve alacaklının da kötüniyetli olarak icra takibi başlatmış olmasının anlaşılması halinde borçlu lehine hükmedilebilecek bir tazminat olup, alacaklının icra takibinde kötü niyetli olduğunun iddia eden borçlu tarafça kanıtlanması gerekir. Alacağın ispat edilmemiş olması tek başına kötü niyetin göstergesi değildir. Somut olayda davacının kötü niyetinin ispatlanamamış olması karşısında davalı lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmemesi usul ve yasaya uygun olup bu doğrultuda davalının istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.( Yargıtay 11. HD., 2016/1072 E., 2016/9554 K , Yargıtay 13. HD., 2012/26728 E., 2013/8605 K. Yargıtay 19. HD., 2011/3310 E., 2011/1326 K.)
Yukarıda belirtilen gerekçelerle ve HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf başvurusu sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda davalı tarafın söz konusu istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden ilk derece mahkemesinin istinafa konu edilen nihai kararının HMK’nın 353/1-b.1.maddesi gereğince usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu değerlendirilerek istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 04/11/2021 tarih ve 2019/476 E – 2021/922 K sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70TL istinaf karar harcının istinaf eden davalı tarafça peşin yatırıldığı anlaşıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 361/1 uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.10/02/2022