Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/2729 E. 2022/2798 K. 22.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2729
KARAR NO: 2022/2798
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/09/2022
NUMARASI: 2019/371 E. 2022/690 K.
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan),
DAVA TARİHİ: 16/07/2019
BİRLEŞEN KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2021/595 ESAS,2021/726 KARAR SAYILI DOSYASINDA
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 28/12/2022
KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 28/09/2022 tarih ve 2019/371 E – 2022/690 K kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı … Lmt. Şti vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; Davacı ve davalının pencere ve kapı sistemleri alanında faaliyet gösterdiklerini ve davalının 2014-2018 yılları arasında davacının tali bayiliğini yürüttüğünü ve pencer satım bayisi olduğunu, davalı ile bayilik ilişkisinin borçların ödenmemesi ve …yerine … markasının kullanılmaya başlanması nedeni ile sona erdiğini, davalının aracılığı olmadan ürünlerin yapılmasının mümkün olmadığını, davalının aldığı siparişlerin davacıya iletildiğini, ürünlerin üretilmesi konusunda davalının kabullünün alındığını, ürünlerin üretilip davalıya teslim edildiğini, davalıya cari hesap borcu nedeni ile mutabakat mektubu gönderildiğini, taraf yetkilileri arasında whatsapp yazışmaları olduğunu, davalının ödeme beyanına rağmen ödeme yapmadığını, arabuluculuğa başvurulmuşsada sonuç alınmadığını, takibe kötüniyetli olarak itiraz edildiğini belirterek itirazın iptali ile icra inkar tazminatı talep edildiği görülmüştür. Birleşen dosyada Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin uzun süredir pvc kapı pencere montaj ve satış pazarlama işi ile uğraştığını, müvekkilinin davalı ile 2014 – 2018 yılları arasında bayilik sözleşmesi usulü iş yaptıklarını, tarafların aralarındaki anlaşmaya göre müvekkilinin toplu bir para ödemesi yapacağını davalı şirketin ise ödenen para tükeninceye kadar müvekkiline ödeme günündeki malın bedelinden ürün tedariki yapacağını, ayrıca iskonto – prim avantajından faydalanarak davalı şirketin müvekkiline … marka ticari malları sağlayacağını, davalının …marka ürünü değiştirip …marka ürün satmak istediğini, bu durumda müvekkilinin yapmış olduğu ödemeyi iade almak istediğini, davalının bu ödemeyi iade etmeyerek … marka ürünü almaya mecbur olduğunu beyan ettiğini, ihtilafın giderilmesi amacıyla arabuluculuk başvurusu yapıldığını ancak anlaşmaya varılamadığını, uyuşmazlığın sonrasında ise davalının malları teslim ettiğini ve karşılığında bedelin ödenmediğini iddia ettiğini ve şirket tarafından düzenlenen hayali bir faturanın da takibin dayanağı belge olarak gösterilerek müvekkili aleyhine icra takibi yapıldığını, müvekkilinin kendisine tebliğ edilen ödeme emri ile faturalardan haberdar olduğunu, takibe müvekkilince itiraz edildiğini ve Kayseri 2. ATM’nin 2019/371 esas sayılı dosyasıyla müvekkili aleyhine dava açıldığını, davalı şirketin müvekkiline 100,605,00 TL bakiye borcunun mevcut olduğunu, davalı tarafın kötü niyetle hareket ettiğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalıya yapılan ödeme tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte 100.605,00 TL bedel üzerinden açılan işbu alacak davasının kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Davacı tarafın kötüniyetli olduğunu, dava dilekçesinin başından beri bayilik sözleşmesi gereği yapılan alışverişten bahsetmesine rağmen sözleşmenin sunulmadığını, taraflar arasındaki dört yıllık bayilik sözleşmesi gereği davalının davacıdan 92.156.50 TL alacağının olduğunu, davalının ilişki gereği bütün edimlerini baştan yaptığını, davacının hesap ucunu devamlı açık bıraktığını, parası ödenen malların büyük kısmının davalıya teslim edilmediğini, asıl davalının alacaklı olduğunu, davacıya 10.000 TL nakit kısmı hariç çek ile ödemelerin yapıldığını, sadece …a ait … tarihli 5000 Tllik çek ile … tarihli 5000 TL bedelli iki çekin elden ödenerek geri teslim alındığını, toplam ödemenin 435.000 TL olduğunu, buna karşılık 20/06/2014 tarihinden itibaren davacının davalıya 12/10/2018 tarihine kadar toplam 342.843,50 TL’lik mal verdiğini ve fatura kestiğini, takip konusu faturanın ise hayali olarak düzenlendiğini, malların teslim edilmediğini, davacının marka değişikliği nedeni ile ticari ilişkinin sona erdiğini, ticari ilişki sona erdiğinde hesap mutabakı sağlanmadığını, mektubun davalı tarafından kabul edilmediğini, davacının sunduğu evrakların ispat için yeterli olmadığını belirterek davanın reddi ile tazminat kararı verilmesinin talep edildiği görülmüştür. Birleşen dosyada Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili firmanın … ili içerisinde pencere ve kapı sistemleri alanında faaliyet yürüten bir fabrika olduğunu, davalı/karşı davacı … ise azizpen adı altında pencere ve kapı sistemleri alanında faaliyet yürüten – 2014 ile 2018 yılları arasında müvekkili firma tali bayiliği yürüten bir pencere satım bayisi olduğunu, müvekkili ile davalının bayilik sözleşmesi ise davalının müvekkili firmaya olan borçlarını ödememesi ve müvekkili firmanın … markası yerin…markasını kullanması nedeniyle sonu erdiğini, bahse konu bayilik sözleşmesi gereği pencere alacak olan şahıslar davalıya ulaştıktan sonra işlem yapılacak yerlerin ölçüleri alınır ve müvekkili firma elemanlarına fakslanarak bir fiyat hesaplaması yapıldığını, yapılan iş bu işlemin ardından müvekkili firma yetkilileri tarafından davalıya fiyat teklifleri söylendiğini ve davalının müşteriyle anlaşması ile beraber istenilen eserlerin üretimi yapılarak davalıya teslim edildiğini, …’nin talebi olmadan müvekkili firma tarafından bu ürünlerin yapılmasının mümkün olmadığını, müvekkili ile davalı arasında bayilik sözleşmesi 2018 yılında sona ermesine karşı davalı … müvekkiline olan borçlarını ödemediğini, işbu borç karşılığında Mahkememizde görülmekte olan işbu asıl dosyada mevcut yargılama sebebiyet veren icra takibi başlatıldığını, davalı/karşı davacının itirazı üzerine itirazın iptali davası açıldığını, bu durum üzerine davalı/karşı davacı tarafından yargılamanın sona ermesine yakın karşı dava ikame edildiğini, açıklanan nedenlerle ve resen nazara alınacak gerekçelere istinaden fazlaya dair her türlü ek dava savunma talep ıslah haklarının saklı kalması kaydıyla davalarının kabulünü, davalı/karşı davacı tarafından açılan haksız davanın reddini, yargılama giderleri ile avukatlık vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkeme kararında; “…Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; her ne kadar esas davada davacı tarafça Kayseri 6. İcra Dairesi’nin …sayılı dosyası nedeni ile davalıdan alacaklı olunduğu belirtilerek takip yapılmış ve davalının takibe itirazı üzerine mahkememizde itirazın iptali davası açılmış ise de, deliller toplanmış, davacının davalı ile aralarındaki bayilik ilişkisi nedeni ile davalıdan aldığı siparişler üzerine davalıya malları teslim ettiğini belirtmesine rağmen davalının takibe konu 14/12/2018 tarihli fatura konusu malların teslim aldığını kabul etmemesi, fatura nedeni ile davalının … beyanında bulunmamış olması ve davacının sunmuş olduğu mutabakat metninde davalının imzasının olmaması nedeni ile taraflar arasındaki Whatsapp yazışmaları üzerinde inceleme yaptırılarak 08/03/2021 tarihli rapor alınmıştır. Davacı tarafça çeşitli siparişlere ilişkin fax yazışmaları dosyaya sunulmuş ise de, bu yazışma tarihlerinin fatura tarihi ile aynı olmaması, davalı defterinde dava konusu faturaya ilişkin kayıt bulunmaması ve dinlenen tanıklardan da bu konuda kesin bir beyan alınamamış olması nedeni ile taraflar arasındaki fax yazışmalarının takip konusu faturaya ilişkin olmadığı anlaşılmış ve tüm delillerin birlikte dikkate alınması ile davacının fatura konusu malları davalıya teslim ettiğini yazılı delil ile ispat edemediği görülerek davacı tarafın delilleri arasında yemin delilinin olması nedeni ile yemin hatırlatılmış ve davacı tarafın yemine başvurmaması nedeni ile ispat edilemeyen davanın reddine, davalı tarafça takibin haksız ve kötü niyetle yapıldığı ispatlanamadığından davalı tarafın tazminat talebinin İİK madde 67/2 gereğince reddine karar vermek gerekmiştir. Birleşen Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/595 E, 2021/726 K sayılı dosyasında, davacının davalı ile aralarındaki ticari ilişkiden kaynaklı fazla ödeme yapması nedeni ile davalıdan alacaklı olduğu iddiasına ilişkin olarak taraf defterlerinin incelenmesi ile bilirkişi raporu alınmış ve 10/02/2022 tarihli raporda, davacının davalıya kayıtlı ticari ilişkileri kapsamında 50.105,10 TL fazla ödemesi olduğunun belirtilmesi ile geriye kalan bedel yönünden birleşen davacı tarafın delilleri arasında yemin delilinin olması nedeni ile yemin delili davacıya hatırlatılmış, davacı tarafça yemine başvurulması üzerine davalı şirket yetkilisinin duruşmaya katılarak 50.499,90 TL fazla ödeme almadığına yemin etmesi ile yemin edilen kısım yönünden yeminin kesin delil olması da dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekmiş ve böylece, Davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile, 50.105,10 TL alacak bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.asıl dosyada;Davanın reddine, davalı tarafça takibin haksız ve kötü niyetle yapıldığı ispatlanamadığından davalı tarafın tazminat talebinin İİK madde 67/2 gereğince reddine, birleşen Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/595 Esas 2021/726 Karar sayılı dosyasında; Davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile, 50.105,10 TL alacak bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,…” şeklinde karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı ve davalı … Lmt. Şti vekillerince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı birleşen davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davalı/birleşen davacı …’nin taraflar arasındaki tüm ticari ilişkinin sonlanmasından sonra ileri bir tarihle müvekkili şirket yetkilileri ile gerçekleşlirmiş olduğu görüşmelere ilişkin whatsapp kayıtlarında müvekkili şirkete borçlu olduğunu açık bir şekilde ikrar edilmesine karşın asıl dava yönünden esastan vtet ve birleşen dava yönünden kısmi kabul kararı verilmesinin hayatın olağan akışının ve maddi gerçeğin lam tersine bir hukuki durum yarattığını, bu bağlamda Türk Medeni Kanunu’nun 2. maddesi düzenlemesinde yer alan “herkesin haklarımı kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kuralına uymak zorunda olduğu” ve “bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını İmkuk düzeninin korumayacağı” amir hükümlerine aykırı şekilde davalı-birleşen davacının borçlu olduğunun ikrarı vakıası dikkate alınmaksızın verilen karar hukuka ve hakkaniyete açıkça aykırı olduğunu, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 31.12.1976 tarih ve 1976/9370-13138 sayılı ilamında veciz şekilde belirtildiği biçimiyle; “Hâkim; insana, tabiata,gerçeğe, olağana sıri çevirmeden ve katı kalıplar içinde sıkışıp kalmadan uyuşmazlığa insan kokusu taşıyan bir çözüm getirmek zorunluluğundadır. ” Maalesef yerel mahkeme tarafından 11 celselik iş bu yargılama safahatinde yapmış oldukları ispat ve karşı ispata yönelik hiçbir faaliyet dikkate alınmaksızın “katı kalıplar içinde sıkışıp kalınan” bir hüküm tesis edilme yoluna gidildiğini, diğer taraftan müvekkili firma yetkilisi tarafından ödeme aldığı kadar ürün teslim ettiği hususunda teklif edilen yeminin icra edilmesine karşın birleşen dava yönünden müvekkilinin borçlu olduğunu ve esasen teslim ettiği maldan fazla ödeme yaptığı anlamına gelir şekilde kısmi kabul hükmü kurulmasının da kabul edilebilir olmadığını, defaaten izah edildiği şekilde yeminin kesin delil olma hususiyeti nazarı dikkate alındığında müvekkilinin birleşen davalıya herhangi bir borcu bulunmadığı ispat edilmiş olduğunu, mahkemece ifası için oluşturulan yemin metninin ikinci cümlesinin açık bir biçimde bu manaya geldiğini, yeminin bu şekliyle ifasına rağmen birleşen dava yönünden yeminin tüm hukuki niteliğinin göz ardı edilerek hukuka aykırı biçimde kısmi kabul kararı kurulduğunu, bir diğer taraftan, kurulan hüküm ile aldığı malın imalatçı tarafından kesilen faturasını ticari defterlerine kaydetmeyen tacirler bakımından borcunu ödememenin hukuki bir yolu açılmış olduğunu, taraflarınca delil başlangıcı niteliğinde sunulan ve esasen borcun ikrarı yönüyle doğrudan doğruya ikrar niteliğinde bir delil olan ve yapılan incelemelerle davacı ve davalı arasında gerçekleştiği ispat edilen whatsapp kayıtları, dinlenen tanıkların, faturaya konu malın teslim edildiğine ilişkin beyanları ve tüm dosya münderecatı dikkate alındığında verilen kararın hukuka ve herşeyden önce hayatın olağan akışı ve maddi gerçeğe aykırı olduğunun son derece açık oludğunu, bu bağlamda, kesilen faturayı delterine işlemeyen tacirin ödüllendirildiğini, salt ticari defter kayıtlarına dayalı verilen ve dosya kapsamında sunular diğer tüm delillerin bir kenara bırakılarak salt ticari delter kayıtlarına dayalı olarak kurulun iş bu hükme karşı istinaf kanun yoluna başvuru zaruretinin hâsıl olduğunu ileri sürerek Kayseri 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/371 E. 2022690 K. Sayılı ve 28.09.2022 tarihli kararının kaldırılmasına, asıl davanın kabulü ile haksız ayılan karşı davanın esastan reddine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı/karşı davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Birleşen dosya davacı vekili tarafından sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle;Mahkemenin 11/05/2022 tarihli duruşmasında taraflarına yemin metni sunulması için süre verildiğini, taraflarınca yemin metni süresi içerisinde mahkemeye sunulduğunu, bunun üzerine mahkeme yemin metninin tamamının bulunduğu bir ihtarı şirket yetkilisine tebliğ ettiğini, 28/09/2022 tarihli duruşmada da şirket yetkilisi yemin edası için hazır bulunduğunu, ancak yeminin usule uygun ettirilmediğini, taraflarınca hazırlanan yemin metninde taraflarınca yalnızca dava konusu alacağın 40.500TL’lik kısmı için yemin edilmesinin istendiğini, ancak mahkemenin bu metnin dışına çıkarak davalıya 50.499,90TL fazla ödeme alıp almadığı yönünde yemin ettirdiğini, bu durumun dahi başlı başına hatalı olduğunu, YARGITAY 13. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/39887 Karar No: 2017/11966 Karar Tarihi: 04.12.2017″davalılardan alınan 10.000TL senede karşılık 28.04.2011 tarihinde … köyü 1920 m2 alanlı … ve … parselleri devralmadığına, bu senede karşılık olarak yer verilmediğine ilişkin yemin metni sunulduğu halde mahkemece yemin metninin dışına çıkılarak davacıya … 5. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takip dosyasındaki 10.000,00 TL bono alacağını davalıların ödeyip ödemediklerine ilişkin yemin ettirilerek davanın reddine karar verilmiştir. Hal böyle olunca, mahkemece, davalıların dosyaya sunmuş oldukları yemin metni kapsamında davacıya yemin edip etmeyeceği hususu hatırlatılarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
“taraflarınca davalı yanın yalnızca 40.500TL’li kısım için yemin etmesi için yemin teklifinde bulunulmuş ise de mahkemece yemin metninin ve iradelerinin dışına çıkılmak sureti ile 50.499,99TL üzerinden yemin ettirilmesinin kabul edilemeyeceğini, mahkemece 10/02/2022 tanzim tarihli kök rapor alınmasının ardından itirazlar doğrultusunda ek rapor alındığını, ilgili ek raporda ilk yapılan hesaplamaya 5.000 TL daha ekleme yapılması gerektiğinin belirtildiğini, ancak mahkemece ek rapor göz ardı edilmek sureti ile ve herhangi bir gerekçe de gösterilmeksizin açıkça 10/02/2022 tarihli rapor esas alınarak hüküm kurulduğunu, oysa ki alınan rapora göre yapılan ilk hesaplamaya 5.000TL daha eklenmesi gerektiğini, rapora itirazlarından da anlaşılacağı üzere davalı yanın ticari defterlerinde işli olan azizpen kayıtlarının göz ardı edildiğini, zira davalı kimi kalemleri müvekkilinin işletmesinin adı olan azizpen şeklinde belirttiğini, bu duruma örnek teşkil etmesi açısından davalının müvekkiline göndermiş olduğu cari hesap ekstresini de dosyaya sunduklarını, hal böyle iken bu kısımın da ispatlanmış olmasının hiçe sayılarak davalıya yemin ettirildiğini ve nihayetinde 50.105,10TL üzerinden hüküm kurulduğunu, müvekkili ile dava dışı üçüncü kişinin ticaretinin davalı yararına alacak kalemi olarak hesaplandığını beyan ederek işlemiş faizi ile birlikte 100.605,00 TL bedelin davalı tarafça müvekkiline iade edilmesine karar verilmesi gerekirken eksik ve hatalı inceleme ile ve yine usule uygun olmayan bir yemin edasıyla verilen kararı istinaf etme zorunluluğunun hasıl olduğunu ileri sürerek istinaf başvurularının kabulü ile, usule ve yasaya aykırı yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: H.M.K 355. Maddesi gereğince inceleme Kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmıştır.
Asıl dava yönünden yapılan değerlendirme: Dava faturaya dayalı olarak başlatılan takibe yapılan itirazın iptali davasıdır.
Kayseri 6. İcra Dairesi’nin … sayılı takip dosyasının incelenmesinde, alacaklının … Ltd. Şti. olduğu, borçlunun Hamiyet Dikici olduğu, borçlu hakkında takip dayanağı olarak … tarih 35.910 TL meblağlı faturanın dayanak gösterilerek 35.910,00 TL fatura olmak üzere toplam 35.910,00 TL üzerinden ilamsız takip başlatıldığı davalının takibe ve borca itiraz etmesi nedeniyle takibin durduğu anlaşılmaktadır. Davalı yıl başında davacıya peşin olarak çek karşılığı 435. 000 TL’lik verdiğini bu çeklerden … tarih ve 5000 TL meblağlı çek ile … tarih ve 5.000 Tl’lik çeki elden ödediğini geri kalan 425.000 Tl’lik kısmın banka kanalıyla ödendiğini davacının buna karşılık kendisine 342.843,50 TL’lik mal verdiğini takibe konu faturanın hayali olduğunu ileri sürmüştür.Takibe konu faturanın taraf ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, davalı tarafça … formuyla vergi dairesine bildirilmediği görülmüştür. İtirazın iptali davaları, icra takibine sıkı sıkıya bağlı olması nedeniyle uyuşmazlığın icra takibine dayanak yapılan belgelerle sınırlı olarak incelenip çözümlenmesi gerekir. Davacı icra takibinin dayanağı olarak takip talebine ekli faturayı göstermiş olup öncelikle davacının dava konusu malzemeleri davalıya teslim ettiği kanıtlanması gerekir. 6100 sayılı HMK’nun 199.maddesinde belge kavramı ‘‘Uyuşmazlık konusu vakıaları ispata elverişli yazılı veya basılı metin, senet, çizim, plan, kroki, fotoğraf, film,görüntü veya ses kaydı gibi veriler ile elektronik ortamdaki veriler ve bunlara benzer bilgi taşıyıcıları bu Kanuna göre belgedir.’’ şeklinde düzenlenmiştir.Bu halde davacı yanca delil olarak dayanılan mesaj kayıtlarının 6100 sayılı HMK’nun 199. maddesi anlamında belge niteliğinde olduğunun kabulü gerekir. HMK’nun 202.maddesinde de (1)Senetle ispat zorunluluğu bulunan hallerde delil başlangıcı bulunursa tanık dinlenebilir. (2) Delil başlangıcı, iddia konusu hukuki işlemin tamamen ispatına yeterli olmamakla birlikte, söz konusu hukuki işlemi muhtemel gösteren ve kendisine karşı ileri sürülen kimse veya temsilcisi tarafından verilmiş veya gönderilmiş belgedir.”şeklinde düzenleme getirilerek bu tür belgeler delil başlangıcı olarak kabul edilmiştir. Davacı delil olarak davacı tarafından temsilcisi olduğunu belirtiği …’ya gönderilen mesajlara dayanmış olup …numaralı hattın davalı … adına …numaralı hattın davacı şirket yetkilisi … adına kayıtlı olduğu görülmüştür.Takibe konu faturanın düzenlendiği 14.12.2018 tarihinden sonra davalı tarafından davacı şirket temsilcisine 21.02.2019- 19.03.2019- 04.05.2019 tarihlerinde üç adet mesaj gönderildiği görülmüştür.
21.02.2019 tarihli mesaj incelendiğinde; “…bey merhaba,geçen gün trafik de karşılaştık mahcup oldum.Kötü günler geriyorum. Hep aklımdasınız.Size zarar vermek gibi bir niyetim yok. Olsa bunca – verilen çekleri ödemezdim. Son yapılan işlerin 2 kardeş Müşterisi rahmetli oldu. Camları takılmadı. Ödemeleri alamadım. Senetleri bende öderiz diyorlar. Bekliyorum ortalik kriz iş yapamıyoruz. bekliyoruz.İşçiye işçilik yaptırır veya telafi ederiz. Bekleyin. ” şeklinde olduğu buna karşılık … tarafından gönderilen mesajın; “Tam bir yıl olmuş sen hala bekleyin öderiz” diyorsun ödemek için bir yerden başlamak gerekiyor.siz en iyisi bize 6 adet evrak verin en azından tarihleri belli olsun yoksa para yarı yarıya eridi gitti bir önemi kalmadı.sende bunu iyi biliyorsun. bu işi en kısa sürede çözelim” şeklinde olduğu görülmüştür. Takibe konu faturanın düzenleme tarihi 14.12.2018 tarihi olup davacı şirket yetkilisinin yazışmasında ” tam bir yıl olmuş “şeklindeki ifadesi dikkate alındığında bahse konu yazışmanın iddia konusu hukuki işleme ilişkin olmadığı, bu durumda yazılı delil başlangıcı sayılarak tanık dinlenilmesinin mümkün olmadığı ortadadır. Davacı dava dilekçesinde yemin deliline dayanmış olup mahkemece 11.05.2022 tarihli oturumda davacıya bu hakkı hatırlatılmış olunup davacının yemin deliline başvurmadığı görülmüştür. Davanın itirazın iptali davası olması, takip talebiyle sıkı sıkıya bağlı olması, takibe konu faturanın davalının ticari kayıtlarında yer almaması, dosyadaki yazışmaların takibe konu faturaya ilişkin olduğunun ispatlanamaması, davacının yemin deliline dayanmamış olması hususlar birlikte değerlendirildiğinde davanın reddi yönündeki mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.Açıklamalar ışığında davacı birleşen dava davalısının bu dosyaya yönelik istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.Birleşen dava yönünden yapılan değerlendirme:
Davacı davalıya çek karşılığı önceden toplu şekilde 475. 000 TL ödeme yaptığını davalının almış olduğu bu ödemelere karşılık zaman içerisinde kendisine 374.895 TL mal teslim ettiğini belirterek teslim edilmeyen malların karşılığı olarak 100.605 TL üzerinden alacak davası açmıştır. Davalı … Limited Şirketinin usulüne uygun tutulan ticari defterleri üzerinde mahkemece aldırılan bilirkişi raporu incelendiğinde, davacı birleşen dava davalısının davalı birleşen dava davacısına 425.000 TL ödeme yaptığı, davalı birleşen dava davacısı tarafından 374.894,90 TL fatura düzenlendiği anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında ihtilaf bulunmayan 10.06.2014 tarihli bayilik anlaşması incelendiğinde; ” mal tesliminde bayinin teslim tarihleri baz alınarak mal teslim edileceği, mal alışlarının gerek açık hesap gerekse bağlantılı olarak çalışılacağı,, her ay hesap görülüp ödemelerin peşin veya vadeli olarak teslim olacağı, mal faturasının isteğe göre alınacağı” şeklinde hükümlerin olduğu görülmüştür. Davacı taraf davalıya verdiği 425.000 TL tutarındaki çeklere karşılık yalnızca 374.894,90 TL’lik mal teslim edildiği iddiasını davalı tarafın ticari defterlerindeki kayıtlarla ispat etmiş olup davalı şirket vekilince red edilen meblağ yönünden usulüne uygun şekilde yemin edildiği görülmüştür. Buna karşılık davalı şirket kabul edilen 50.105,10 TL’lik meblağ yönünden davacı …’e mal teslim ettiğini yazılı delille ispat etmek durumundadır. Davalı şirketin dosyaya bu yönde yazılı deliller sunmadığı, mahkemece 11.05.2022 tarihli oturumda yemin hakkı hatırlatılmasına rağmen yemin deliline başvurmadığı görülmüştür. Yine davalı şirket yetkilisi ile davacı …arasındaki yazışmanın taraflar arasındaki bakiye alacak borç durumunu ispata yarar içerikte olmadığı bu durumda yazılı delil başlangıcı sayılarak tanık dinlenilmesinin mümkün olmadığı ortadadır. Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı ve davalı tarafın yerinde bulunmayan bütün istinaf itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 28/09/2022 tarih ve 2019/371 E – 2022/690 K sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davacı ve davalı … Lmt. Şti vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcı istinaf eden davacı tarafça peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Alınması gerekli olan 3.422,68 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından istinaf eden davalı … Lmt. Şti tarafından peşin yatırılmış 936,40 TLharcın mahsubu ile bakiye eksik kalan 2.486,28 TL istinaf karar ve ilam harcının istinaf eden davalı … Lmt. Şti den alınarak Hazineye Gelir kaydına,
4- İstinaf başvurusunda bulunan taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4 maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan incelemeyle H.M.K’nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.22/12/2022