Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/2717 E. 2022/2748 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2717
KARAR NO: 2022/2748
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/02/2022
ESAS NO: 2019/722
KARAR NO : 2022/144
DAVANIN KONUSU: Alacak (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 15/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 15/12/2022
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, Kayseri’de faaliyet gösteren konut yapı kooperatifi olduğunu, 2010 hesap yılına ilişkin olarak 20.02.2011 tarihinde yapılan Genel Kurul kararı gereğince üyelere teslim edilen toplam 196 dairenin geçici maliyeti çıkarılarak üyelerden talep ve tahsil edildiğini,Kooperatif genel kurulu tarafından şimdiye kadar usulüne uygun olarak kesin maliyet bedellerinin belirlenmesi ve üyelerden talep edilmesine yönelik herhangi bir karar alınmadığını, davalı üye ve kooperatiften dairesini alan diğer 196 üyeden yalnızca geçici maliyet bedelleri alındığını, o zamanki bilirkişi maliyet raporu incelendiğinde kesin maliyet raporunda bulunması gereken özelliklerin bulunmadığı ve hesaplamaların yapılmadığı, eksik ve hatalı olduğu, geçici maliyet raporu niteliğinde olduğunu, bilirkişi komisyonu tarafından hesaplanan maliyetlerde arsa sahiplerine yapılan dairelerin maliyetleri kooperatif ortaklarına pay edilmediğini, arsa sahiplerine teslim edilen dairelerin maliyetleri kooperatif üzerine yani halihazırda evini teslim almamış üyelerin üzerine bırakıldığını, yine maliyet hesabında kat, cephe ve şerefiye bedeli farkları da gerçeği yansıtmadığını, ayrıca o zamanki yönetim tarafından bilinçli bir şekilde fahiş (%50-%60) oranlarla kat karşılığı inşaat sözleşmeleri yapıldığını kooperatifin büyük maddi zarara uğratıldığını, Müvekkili Kooperatif tarafından bugüne kadar 196sı kooperatif üyesi, 197si arsa sahibi olmak üzere toplam 393 daire teslim edildiğini, halihazırda 309 daire de (152 koop. üyesi + 157 arsa sahibi) yarım kaldığını, daireler teslim edilemediğini, kooperatif tarafından yapılan/yapılacak olan toplam 702 daire mevcut olduğunu, kooperatifin mevcut 305 üyesi bulunduğunu, bunlardan 196’sı davalı gibi dairesini ve tapusunu aldığını 109 üye henüz dairesini alamadığını, eksik ve hatalı maliyetlerle kooperatif ortaklarına kat mülkiyet tapuları ferdileştirme ile verildiğini, daireleri teslim edilen 197 arsa sahibinin daire maliyetleri hesaplanmayarak ve kooperatiften dairesini teslim almış üyelere yansıtılmayarak 506 dairenin maliyeti (teslim edilen 197 arsa sahibi dairesi, devam eden 152 üye dairesi ve devam eden 157 arsa sahibi dairesi) geriye kalan 109 üyeye yüklendiğini, yapılan geçici/kesin maliyet hesapları doğru olarak üyelere pay edilmiş olsa idi dairesini teslim alan üye başına ortalama 220.000-240.000TL maliyet düşecek iken, arsa sahiplerinin daire maliyetleri üyelere yansıtılmadığı için 90.000-140.000TL arası bedellerle daireler üyelere teslim edildiğini, evini teslim alan üyelerden aylık aidat miktarının %40ı oranında kira bedeli alınması yönünde genel kurul kararı olmasına rağmen bu bedeller üyelerden talep ve tahsil edilmediğini, kooperatiften istifa eden üyelere olan borçlar, evlerini teslim alan üyeler için kullanılan banka kredisi borçları, vergi, sgk vs. borçlar dairesini teslim alan üyelerin kesin maliyet bedeli hesabına eklenmediğini ve tüm bu borçlar dairesini teslim almamış üyelere bırakıldığını, yapılan bu fahiş hatalar müvekkil kooperatifin halihazırda yönetiminde olanlar tarafından görev başına geldikleri zaman kooperatif kayıtlarında yapılan incelemeler neticesinde tespit edildiğini, bu nedenlerle 21.04.2019 tarihinde yapılan kooperatif olağan genel kurul toplantısında şimdiye kadar hesaplanan tüm geçici/kesin maliyet bedellerinin iptali ile yeniden kesin maliyet bedeli hesaplanmasına karar verildiğini, bu hesap hatalarında o zamanki kooperatif yönetiminin ve ilgililerin kasten hareket ettiği düşünülerek Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğunu, şüpheliler hakkında 2019/18630 Sor. no ile soruşturma başlatıldığını ve yargılama halen devam ettiğini, kooperatif tarafından yapılan 21.04.2019 tarihli genel kurul toplantısında alınan tüm kararlar muhalefet şerhi olmaksızın oy birliğiyle alındığını, genel kurul toplantısının iptali amacı ile açılmış hiçbir dava bulunmamakta ve alınan tüm kararlar kesinleşmiş bulunduğunu, bu kapsamda verilen yetki uyarınca yönetim kurulu tarafından ilgili hazırlıklar yapıldığını ve alınan kararlar ile kesin maliyet bedeli hesaplanması süreci başlatıldığını, hesaplanan kesin maliyetler ana sözleşmenin 61. maddesindeki usule birebir uygun şekilde üyelere tebliğ edilldiğini ve 15 günlük itiraz süreci ve devamındaki prosedür de tüm üyelere tanınarak, ilgili sürecin 61. maddeye uygun olarak tamamlanması sağlandığını, tüm üyelerin paylarına düşen kesin maliyet bedeli borcu miktarı üyelere tebliğ ve ödeme yapmaları hususu talep edildiğini, verilen süre içerisinde ödemelerini yapmayan tüm üyelerle ilgili olarak yasal hukuki süreç başlatıldığını, davalının da verilen tüm bu sürelere rağmen borcunu ödemediğinin tespit edildiğini, kooperatif tarafından hesaplanan kesin maliyet bedellerinin tüm üyelere tebliğ edilmesine rağmen davalı ile birlikte bir kısım üyeler, verilen süre içerisinde borçlarını ödemediklerini ve bunun üzerine müvekkil kooperatif tarafından muaccel hale gelen işbu borçların tahsili amacı ile iş bu davayı ikame ettiklerini belirterek, kooperatifin genel kurul kararı ile şimdiye kadar belirlenen tüm geçici ve kesin maliyet bedellerini iptal etmesi ile yeniden kesin maliyet hesabı yaparak üyelerden talep etmesinde, yukarıda detaylı olarak izah ettiğimiz üzere dairesini teslim almamış üyeler ile teslim almış üyeler arasındaki eşitliğin sağlanabilmesi amaçlandığını, dava şartı olarak zorunlu Arabuluculuk yoluna başvurulduğunu ancak davalı ile 25.10.2019 tarihinde yapılan arabuluculuk toplantısında anlaşma sağlanamadığını belirterek öncelikle telafisi mümkün olamayacak zararlarımızı önlemek maksadıyla davalının müvekkil kooperatiften almış olduğu … ili … ilçesi … Mah. … Ada … Parselde … Blok, Bağımsız bölüm No … de kayıtlı bulunan mesken vasıflıtaşınmazın tapu kaydı üzerine tedbir konulmasına, davalının müvekkil kooperatifin halihazırda üyesi olduğunun kabulü ile, davalının kooperatife karşı kesin maliyet ve diğer hususlardan doğan edim borçları nedeniyle, fazlaya ilişkin talep ve dava haklarımız saklı kalmak kaydı ile (kısmi dava olarak) şimdilik 5.000,00 TL kesin maliyet bedeli alacağının arabuluculuk başvurusu tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;bu davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının mümkün olmadığını, davacı tarafın eksik harcı tamamlaması gerektiğini, davacı tarafın bu şekilde belirsiz alacak davası açması hukuken mümkün olmadığını, davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkilinin kooperatifin üyesi olmadığını, müvekkilinin kooperatife olan borcunu ödeyip 2013 yılında kat mülkiyeti tapusunu aldığını, tapuyu aldıktan sonra kooperatif tarafından yapılan genel kurul toplantıları ve hazirun listesinde ismi bulunmadığını, genel kurula da davet edilmediğini, müvekkilin kooperatiften çıktığı, ilişiğinin kesildiğinin onaylandığını, müvekkili ve müvekkili gibi başka üyelerin de kötüniyetli olarak 21.04.2019 tarihinde yapılan genel kurul ile yeniden borç çıkarılmasının kötü niyetli olduğunu üye olmayan müvekkiline yıllar sonra haziruna eklenerek genel kurulda borç çıkarılması kanuna da aykırı olduğunu, davacı kooperatif tarafından her ne kadar 21.04.2019 tarihli genel kurul kararı ile müvekkil aleyhine kesin maliyet bedeli talep edilmiş olsa da 2019 yılından önce kesin maliyet hesabı yapıldığını, belirlenen kesin maliyet bedeli müvekkil tarafından ödendiğini, üyeliğinin yıllar önce 2013 yılında sona erdiğinden üyelikten kaynaklı olarak alacak talep edilmesi hukuka aykırı olduğunu, 21.04.2019 tarihli genel kurul tutanağında şimdiye kadar belirlenen tüm geçici ve kesin maliyetlerin iptaline karar verildiği belirtilmiş ise de, söz konusu kooperatif genel kurulunda; neden daha önceki kesin hesapların hatalı olduğunun açıkça belirtilmesi ve resmi tespitlerle gösterilmesi gerektiğini, aksi bir durumun keyfiliğe yol açtığını ve kooperatif genel kurul kararları, yasalara ve ana sözleşmeye aykırı olamayacağını, müvekkilin 2013 yılında kat mülkiyeti tapusunu aldığını, kooperatif ile ilişiği kesilen müvekkile bu kadar yıl sonra yeniden borç çıkarılması hukuka aykırı olduğunu, kooperatif eşitlik ilkesine aykırı davrandığını, davacı kooperatif tarafından çıkarılan kesin maliyet bedeli ve diğer talepleri kesinlikle kabul etmemekle birlikte borcun kaynağı olan 21.04.2019 tarihli genel kurulun hazirun cetveli incelendiğinde bütün üyelerin hazirun cetvelinde yer almadığını, müvekkilim kooperatifin üyesi olmadığını belirterek, davacının haksız ve hukuka aykırı davasının usulden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:Tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; “…Yargılama sonunda tüm dosya kapsamına göre davacının üyesi olan davalıdan kooperatif üyeliğinden kaynaklı kesin maliyet bedeli alacağını talep edebileceği, benimsenen bilirkişi ek raporuna göre davacının talep edebileceği kesin maliyet bedelinin davacı vekilinin ıslah dilekçesindeki talebi de nazara alınarak, 214.999,00 TL olduğu, genel kurulda kararlaştırılan yıllık %18 (aylık %1,5) oranı üzerinden gecikme faizi uygulanacağı sonuç ve kanaatine varılmış ve davacının terditli taleplerinden ikinci talebi olan alacak davasının kabulü ile toplam 214.999,00 TL kesin maliyet alacağının, 5.000,00 TL’sine dava tarihi olan 29/10/2019 tarihinden ve 209.999,00 TL’sine ıslah tarihi olan 26/01/2021 tarihinden itibaren işleyecek yıllık % 18 (aylık % 1,5) oranında gecikme faizi ile beraber davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.Davacı taraf alacak talebi için banka mevduat faizi talep etmiş ise de kooperatif ile üyesi arasındaki somut uyuşmazlıkta uygulama imkanı bulunmadığından davacının asıl alacağa bankalarca mevduata uygulanan en yüksek oranda faiz işletilmesi talebi yerinde görülmemiş ve izah edilen tüm nedenlerle mahkememizce aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur. Açılan davanın KABULÜ ile; *** …” şeklinde karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı tarafından yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ :Davalı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle;Kooperatifin 2010 yılında yaptığı genel kurulda kesin maliyeti ödeyenlerin ilişiğini kesme kararı aldığını ve bunu uyguladığını, 21.02.2010 tarihinde yapılan Kooperatif Genel Kurulunun 16.(onaltıncı) gündem maddesinde Daire kesin maliyetlerinin, kooperatif tarafından oluşturulacak bağımsız bir kesin hesap komisyonu tarafından tespit edilmesi ve dairesini teslim alanların kalan borçlarını ödeyerek kooperatifle ilişkisinin kesilerek tapuların ortaklara tescilinin yapılması hususunda Yönetim Kuruluna yetki verilmesi oy birliğiyle kabul edilip karar verildiğini, davalının kendisine tebliğ edilen kesin maliyeti 2012 yılında ödediğini ve alınan bu karar gereği kooperatifçe üyelikten ilişiği kesildiğini, 2012 yılından 2019 yılına kadar yapılan Genel Kurullara çağrılmadığını ve ortaklar (Hazirun) cetvellerinde de ismi bulunmadığını, bu da artık kooperatifin üyesi olmadığının, kooperatifle ilişiğinin kesildiğinin kooperatifçe de açık bir kabulü olduğunu, davada görevlendirilen bilirkişinin bu durumun Kooperatifler Kanunu 23.maddede izah edilen eşitlik ilkesine aykırı olacağı şeklinde görüş belirtse de Yargıtayın konuyla ilgili kararının Yargıtay 23.H.D. 2016/6897 E;2017/480K; 20.02.2017 tarihli kararı ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 23. Maddesi hükmü uyarınca, ortaklar hak ve yükümlülüklerde eşit konumdadırlar. Yönetim Kurulu bu ilkenin dışına çıkmak istediği taktirde, bu hususu, Genel Kurul gündemine alarak, Genel Kurulun tartışmasına açıkça sunması gerekmekte veya Genel Kurulun yapılan uygulamayı açıkça veya zımnen benimsemesi icap etmektedir. şeklinde olduğunu, Kooperatif Ana Sözleşmesinin 62. Maddesinde Ferdi münasebete geçilmesi ve diğer bir deyiş ile tapu verilmesi halinin ancak Ana Sözleşmenin 61.maddesine göre kesin maliyet bedelinin hesaplanmasından ve tüm mali yükümlülüklerin yerine getirilmesinden sonra olacağını, ifadesiyle kesin maliyet hesaplarının yapıldığının açık olduğunu, davalının kendisine tebliğ edilen kesin maliyeti 2012 yılında ödediğini ve tüm mali yükümlülüklerini yerine getirerek tapusunu aldığını ve kooperatifçe ilişiği kesildiğini, Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2018/854 Esas 2020/4366 Karar sayılı ve 17.12.2020 tarihli ilamı ile; davacı kooperatifin genel kurulunda alınan karar üzerine çıkardığı maliyetin kesin maliyet olduğu hususunu ikrar etmesi karşısında, artık bu bedelin kesin maliyet olmadığı noktasında savunma yapmasının TMK madde 2’ye aykırılık teşkil edeceğini, 2019 tarihine kadar kooperatif defter ve kayıtlarında herhangi bir borç kaydı oluşturulmaması, aidat ve genel gider talebinde bulunulmaması, bununla ilgili ihtarname keşide edilmemesi, genel kurullara dahi çağrılmadığı gibi hazirun cetvellerinde dahi adının geçmemesi davalının peşin bedelli üye olduğunun kooperatifçe zımnen kabul edildiğinin de açık bir göstergesi olduğunu, Yargıtay 23. Hukuk dairesinin 2016/2959 Esas,2019/332 karar sayılı ve 07.02.2019 tarihli içtihadında; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/846 Esas,2021/327 Karar sayılı ve 23.03.2021 tarihli kararlarında da açıkça izah edildiği üzere davalıdan kesin maliyeti ödediği 2012 yılından 2019 tarihine kadar geçen yedi yıllık uzunca bir süre boyunca inşaat finansmanı için aidat istenilmediğini, bilançolarda, hesap cetvellerinde, faaliyet raporlarında, genel kurullarda ve üye kayıt defterlerinde; bu yönde bir borç kaydı yer almamış olması davalının peşin bedelli üye olarak davacı kooperatif tarafından zımnen kabul edildiğini gösterdiğini, dolayısıyla da davalının daha sonra çıkartılan kesin maliyet bedelinden sorumlu olmadığını, olsa olsa sadece genel yönetim ve altyapı giderlerinden sorumlu tutulabileceğini, kooperatif tarafından hazırlanan kesin maliyet hesabında da bu bedellerin ayrıştırılmadığının görüldüğünü, genel gider ve altyapı giderleri de 5 yıllık zaman aşımına tabi olup bu hususta da dosyada itirazlarının mevcut olduğunu, dosya kapsamında aldırılan bilirkişi raporlarını tanzim eden bilirkişi hakkında, kooperatife ait davalarda kooperatif lehine rapor tazmin edilmesi karşılığında menfaat sağlandığı iddiası ile Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığının 2021/53068 Soruşturma numaralı dosyası ile soruşturma açıldığını, bu itibarla, dosyadaki mevcut raporların hükme esas alınmasının da mümkün olmayıp, bu raporlara göre verilen kararın da usul ve yasaya aykırı olduğunu, Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/6310 E. .2022/185 E. Sayılı ilamı ile davalı lehine bozma kararı verildiğini, bu sebeple davalı aleyhinde başlatılan ilamlı icranın ifa edilmesinin davalının telafisi zor zararlarına sebep olacağını, davalının icra dairesine de teminat gösterecek maddi gücü bulunmadığını, İİK m. 36 gereği adli yardımdan faydalanmalarına onay verilmesi halinde teminat gösterme zorunluluğu olmadan tehiri icra sürecini yürütebileceklerine, öncelikle adli yardım talebinin ve tehir-i icra talebinin kabulü ile Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/722 Esas 2022/144 Karar sayılı ve 16.02.2022 tarihli ilamının kaldırılmasını ve yeniden hüküm kurularak davanın reddine dair karar verilmesini, yargılama giderlerinin ve diğer masrafların karşı tarafa yükletilmesine dair karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:HMK’nın 355. maddesine göre “İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
Dava, kooperatif üyeliğinden kaynaklanan alacak istemine talebine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;15.06.2022 tarih ve 31867 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7410 sayılı Çevre Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 2. maddesi ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’na eklenen geçici 11. maddede; “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla, Kayseri ilinde aşağıdaki şartları taşıyan yapı kooperatifleriyle sınırlı olmak üzere bu madde hükmü uygulanır.
a) İnşaatların etaplar halinde yapılarak teslim edilmesi,
b) Terkin edilmemiş olması,
c)Yapımı tamamlanan etapta bağımsız bölüm malikine kooperatifçe tahakkuk ettirilen bedelin ödenmiş olması,
ç) Kooperatif tarafından üyeye konutunun tapu devrinin yapılmış olması,
şartlarının birlikte sağlanması halinde; konutun tapu devrinin yapılmasından sonraki dönemler için yapı kooperatifi tarafından yönetim giderleri hariç olmak üzere her ne ad altında olursa olsun yapılmış borçlandırmalar veya bu kapsamda üçüncü şahıslara kooperatif tarafından yapılan alacağın devrine ilişkin işlemler hükümsüzdür.
Birinci fıkra kapsamındaki şartları birlikte sağlayan kişilere karşı yapı kooperatifinin veya bu alacağı devralan üçüncü kişilerin yapı kooperatifi nedeniyle açmış oldukları her türlü alacak veya tazminat davaları ile bu kapsamda yapılan ilamsız icra takipleriyle ilgili olarak; ilgilinin talebi halinde bu davalarda verilen ve henüz kesinleşmemiş mahkeme kararları ile kesinleşen dava ve takiplere dayanılarak başlatılan icra işlemleri, haciz, satış ve tahliye uygulamaları durdurulur. Bu alacaklar kapsamında kesinleşen ilamlara dayanılarak devam eden takipler ile kesinleşen icra takiplerine son verilmesi için birinci fıkra uyarınca bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 6 ay içinde borcun bulunmadığına dair davanın açıldığına ilişkin belgenin ibraz edilmesi zorunludur; borcun bulunmadığına ilişkin kesinleşen ilamın icra dairesine ibraz edilmesi halinde takip sonlandırılır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Bu durumda, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın anılan yasal düzenleme uyarınca araştırılması, değerlendirilmesi, davacı kooperatifin işbu yasa kapsamında tanımlanan vasıfta ve şartları taşıyan bir yapı kooperatifi niteliğinde olup olmadığının tespiti,bu bakımdan davacı kooperatifin tüm defter, kayıt ve belgeleri üzerinde yerinde inceleme yaptırılarak, ana sözleşme hükümleri ,varsa anasözleşme değişiklikleri, tüm genel kurul kararları, bugüne kadar yaptığı ve teslim ettiği tüm inşaatlar,inşaatların/dairelerin yapım ve üyelerine teslim usulü/şekli de gözetilerek netice itibariyle davacı kooperatifin anılan yasanın geçici 11. Maddesi kapsamında yani a) bendi uyarınca İnşaatlarının etaplar halinde yapılarak teslim edilmesi şeklinde olup olmadığının ve ayrıca b),c) ve ç) bentlerinde yazılı diğer şartlar da dahil olmak üzere işbu tüm koşulların/şartların birlikte sağlanıp sağlanmadığı,bu nitelikte bir yapı kooperatifi olup olmadığı ile somut olayın da işbu geçici 11. Madde de belirtilen tüm koşulları birlikte sağlayıp sağlamadığının tespiti/belirlenmesi bakımından değerlendirilme yapılabilmesi için bir inşaat mühendisi, bir kooperatif alanında uzman bilirkişi ve bir mali müşavirden oluşan heyetten rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmekte iken bu hususlar yeterince araştırılmadan karar tesisi yerinde görülmemiş, davalının istinaf isteminin kabulü gerekmiştir.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle sonuç olarak HMK’nın 355. Maddesi uyarınca istinaf başvurusu sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda istinaf eden davalı vekilinin istinaf sebepleri yukarıda belirtilen yönlerden yerinde görüldüğünden HMK’nın 353/(1)-a.6. maddesi gereğince istinafa konu edilen yerel mahkeme kararın kaldırılmasına, 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-a.6. maddesi gereğince Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle yukarıda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye geri gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalının istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
2-HMK’nın 353/1-a.6 md. gereğince, KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 16/02/2022 tarih ve 2019/722 E – 2022/144 K sayılı kararın KALDIRILMASINA,
3-HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle yukarıda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye geri GÖNDERİLMESİNE,
4-Davalı tarafından yatırılan 3.671,65 TL istinaf karar harcının talebi halinde davalıya iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmalı olarak yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf yoluna başvurma harcının ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
7-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4 maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dava dosyası üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince, KESİN olarak oybirliği ile karar verildi. 15/12/2022