Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/2712 E. 2022/2727 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/2712
KARAR NO: 2022/2727
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/09/2022
ESAS NO: 2022/305
KARAR NO: 2022/603
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ:15/12/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ:15/12/2022
Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/09/2022 tarih ve 2022/305 Esas 2022/603 Karar sayılı ilamına karşı ,davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya dairemize gelmekle dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili aleyhine davalı tarafça Kayseri 3. İcra Müdürlüğü’nün … (Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün …) esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü takip başlatıldığını, tebligatın müvekkilinin Mernis adresine mahalle muhtarına yapıldığını, müvekkilinin tebligattan uzunca bir süre haberi olmadığını, takibe konu … düzenleme ve … vade tarihli 70.000 Euro bedelli senedin müvekkilinden sadır olmadığını, müvekkili ile davalının bir evlilik sitesinde tanıştığını bu senedi vermesini gerektirecek ticari bir ilişkinin bulunmadığını, davalının ayrılık sonucu intikam alma çabası içerisine girdiğini, Kayseri CBS’nin 2019/25618 soruşturma dosyası üzerinden alınmış olunan 21/08/2019 tarihli Kriminal polis laboratuvarı uzmanlık raporunda senet üzerindeki yazıların müvekkiline ait olmadığının ortaya çıktığını, davadan önce arabuluculuk talebinde bulunulduğunu ancak görüşme sonunda anlaşma sağlanamadığını ileri sürerek; Müvekkilinin Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasına dayanak … düzenleme ve … vade tarihli 70.000 euro bedelli senetten dolayı borçlu olmadığının tespitine, davalının takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALI VEKİLİ’NİN İLK DERECE MAHKEMESİNİ SUNMUŞ OLDUĞU CEVAP DİLEKÇESİNDEN ÖZETLE: Davalı ile davacının tanışıp arkadaş olduklarını, müvekkilinin 2012 yılında almış olduğu dairesini satıp daha iyisini almak için davacının ısrarcı olduğunu, müvekkilinin dairesini satarak 70.000 euro bedelle anlaşıldığını ve 10.000 euro bedelin müvekkili tarafından verildiğini, bu aşamadan sonra davacının görüşmelerde müvekkilini devreden çıkarmaya çalıştığını, kalan 60.000 euronun ise … vasıtası ile …’a gönderdiğini ve tapusunu almayı beklediğini, tapuyu almadan yasal sorun çıktığını, müvekkilinin arkadaşı ve aracı olan …’ı sıkıştırmaya başladığını, …’ın garanti olsun için rahat olsun diyerek 50.000 euro ve 20.000 euro bedelli iki adet senet verdiğini, tapu işleminin yine yapılamaması üzerine davacının bu sefer kardeşi …’a ait İş Bankası’nın 250.000,00 TL’lik çekini verdiğini, bu sırada davacının cezaevine girdiğini, 2016 yılı Haziran ayında cezaevinden çıktığı dönemde müvekkiline gelerek kardeşinin Fetö sebebiyle soruşturma geçirdiğini çekin ödenmeyeceğini söyleyerek müvekkilinden çeki istediğini ve bizzat kendisi yanında bulunan 70.000 Euro’luk senedi üzeri yazılı ve imzalı olarak müvekkiline verdiğini ve çekleri aldığını savunarak davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :”…Somut olayda ceza dosyasına yansıyan tanık beyanı, yazışmalar ve sanığın ceza evinden çıktıktan sonra dava konusu senedi davacı verdiğine dair olay tespiti ve mahkememizin ceza dosya kapsamı ile aynı kanaati taşıdığı dikkate alındığında dava konusu senedin davacı tarafından davalıya verildiği anlaşılmakla davalı kötü niyetli görülmediğinden kötü niyet tazminatı uygun görülmemiştir.-Davacının davasının kabulü ile, Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyasına konu … vade tarihli, … keşide tarihli 70.000 Euro bedelli bonodan kaynaklı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, 2-İİK’nın 72/5. Maddesi uyarınca davacı yönünden takibin derhal durdurulmasına, -Kötü niyet tazminatı talebinin reddine, …” dair karar verilmiştir.
İş bu kararı davalı vekili süresinde istinaf etmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; Yerel mahkeme tarafından verilen davanın kabulü kararının, hukuka ve dosya kapsamına aykırı olduğunu, Davalı müvekkili ile davacı …’ın tanışmış arkadaş olmuş olduklarını, müvekkilinin 2012 yılında … Gayrimenkulden satın almış olduğu Kayseri-…-… mahallesi ada:…, parsel:… bağımsız bölüm:… de bulunan dairesini satıp daha iyisini almak için davacının da ısrarlı olduğunu, aracı olup çok daha güzelini, uygununu bulacağını söylemiş olduğunu, sonra da “bizim apartmanda ev var sana orayı alalım” demesi üzerine müvekkilinin söz konusu dairesini satarak davacının apartmanında bulunan …’e ait …-…-… mahallesi ada:…, parsel:…, bağımsız bölüm:…de ki daireyi satın almış olduğunu, ancak bir süre sonra dairenin masraflarının çok olması, davacının eşi ile müvekkilinin aynı binada oturmasından dolayı aile içinde sıkıntı çıktığını söyleyen …’ın ısrarı ile başka daire aranmaya başlanmış olduğunu, davacı …’ın aracı olarak … mahallesi,… sokakta bulunan … apartmanı… Blok …. Kat, no… de ki daireyi almaya karar vermiş olduğunu ve davacı ile birlikte giderek buranın pazarlığını … ile yapmış olduklarını, 70.000. Euro bedelle anlaşmış ve 10.000.Euro bedelin müvekkili tarafından ödenmiş olduğunu, bu aşamaya kadar her şeyin normal iken, bu aşamadan sonra davacı …’ın, görüşmelerde müvvekkilini devreden çıkarmaya başlamış olduğunu, akabinde müvekkili 60.000. Euro kalan bedeli davacı … vasıtası ile …’a gönderdiğini ve tapusunu almayı beklemeye başlamış olduğunu, ancak söz konusu yerin tapusunu almasında yasal sorun çıktığını, satıcı …’ın tapuyu devredememiş, müvekkilini, arkadaşı ve aracı olan davacı …’ı sıkıştırmaya başlaması üzerine müvekkiline “tapu işlemin gerçekleşmezse garanti olsun, için rahat olsun “diyerek 2015 yılı Haziran ayına 50.000. Euro, 2015 yılı Aralık ayına 20.000. Euroluk iki adet senet vermiş olduğunu, tapu işleminin yine yapılmaması üzerine davacının bu sefer kardeşi …’a ait … Bankasının 250.000. TL lik çekini (… ödeme tarihli) çekini vermiş olduğunu, bu sırada davacının ceza evine girmiş olduğunu, 2016 yılı Haziran ayında cezaevinden izinli çıktığı dönemde müvekkiline gelerek “kardeşi … ın FETÖ terör örgütü üyeliği sebebiyle soruşturma geçirdiği, çekin ödenemeyeceğini” söyleyerek müvekkilinden çeki istemiş ve bizzat kendisi yanında bulunan 70.000. Euroluk senedi üzeri yazılı ve imzalı olarak müvekkiline vermiş, çekleri geri almış olduğunu, bu süreçte de söz konusu dairenin tapusunun alınamaması üzerine müvekkilinin daireyi satın aldıkları … ile görüşmüş olduğunu, o kişinin tapuyu devredememelerinin hukuki engelini anlatmış, içinin rahat olmasını …’a verdiği vekaletname ile yaptıkları sözleşmeye bağlı olduklarını, yasal engel kalkar kalkmaz söz konusu dairesini müvekkiline teslim edeceklerini söylemiş olduklarını, bir sürede bunun üzerine bekleyen müvekkilin yine tapuyu ve daireyi teslim alamaması üzerine …’ın evine gitmiş olduğunu, …’ın eşi … alaycı bir tavırla “o daireyi de alamayacağını, dairenin sözleşmesinin kendi adına yapıldığını, bulursan …’den paranı alırsın” cevabını aldığını, dolandırıldığını anlayan müvekkilin kendisine davacı … tarafından verilen 70.000. Euro luk senedi Kayseri 3. İcra Müdürlüğünün 2018/3577 esas sayılı dosyası ile icraya koyduğunu, müvekkilinin, … apartmanındaki daireyi davacı … aracılığı ve teşviki ile aldığına ve bu dairenin alıcısının müvekkili olduğuna ilişkin söz konusu dairenin satıcısı …’ın şahit olduğunu, buna ilişkin müvekkili ile davacı arasında telefon mesaj yazışmaları ve “ya daireni alacaksın, ya da verdiğim senedi ödeyeceğim” şeklinde pek çok yazılı mesajın bulunduğunu, durumu diğer şüphelinin de bilmekte olduğunu, söz konusu dairenin oturulmadığı halde aylarca elektrik parasını, aidatını, su parasını, deprem sigortasını yatıranın müvekkili olduğunu, icraya konan senedi müvekkiline verenin davacı olduğunu, ancak davacının müvekkilini dolandırdığını, müvekkili adına satın alınan dairenin sözleşmesini eşinin vekaleti ile onun adına yaptığı yetmezmiş gibi birde müvekkilini Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığına 2019/25618 Soruşturma dosyası ile şikayet ettiğini, müvekkilini dolandıran, kendisinin düzenleyip imzaladığını söyleyerek senet veren davacının şikayeti üzerine başlatılan dolandırıcılık ve evrakta sahtecilik ile iddianame düzenlenmiş olduğunu, Kayseri 1.Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/458 esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda olayların aynen arz ettikleri şekilde olduğu mesaj kayıtlarının, tanık anlatımlarının, banka kayıtlarının, tapu kayıtlarının tüm toplanan deliller ile sabit oluğunu ve müvekkilinin söz konusu dosyadan beraat ettiğini, Gerek Soruşturma dosyasında gerekse Ağır Ceza Mahkemesinde ifade veren …’ın ifadesinde “… ın yeğeni olarak tanıştırdığı ve daireyi satın aldıkları kişinin … olduğunu haciz ihbarnamesi geldikten sonra anladığı” na ilişkin beyanının taraflar arasındaki yazışma kayıtları ile birlikte değerlendirildiğinde durumu gayet iyi açıklamakta olduğunu, ayrıca davacı …’ın sabıka ve ceza dosya sorgusunun yapıldığında bu işi meslek haline getirdiğinin açık ve net olarak görüleceğini, davacı tarafın “böyle bir senet vermeyi gerektirecek aralarında ticari bir ilişki olmadığı, böyle bir senedi vermediği” iddiası ceza dosyasında toplanan deliller ve davacının bizzat yazdığı mesaj kayıtları ile sabit olduğunu, yapılan ceza yargılaması sırasında her ne kadar davacının imzasının olmadığı anlaşılmış ise de söz konusu senet üzerindeki yazı ve imzanın müvekkiline ait olmadığı hususunin da net olarak tespit edilmiş olduğunu, arz ettikleri gibi davacının defalarca yazılı mesaj olarak gönderdiği iletiler incelendiğinde söz konusu olayda davacının müvekkiline bu senedi verdiğini, bu senedi vermesini gerektirir şekilde satın alınması hususunda anlaşılmış bulunan dairenin kalan bedeli için müvekkilinden parayı aldığını, ancak önce dairenin tapu devri hususunda hukuki engel olması sebebiyle devrin yapılmadığını, akabinde ise davacının söz konusu dairenin devrine ilişkin sözleşmeyi satıcı ile eşi arasında yeniden yaptırdığını, dolayısıyla müvekkilini kandırdığının, zarar ettirdiğinin sabit olup, davacının geçmişi, sabıka ve adli kayıt sorgulaması yapıldığında görüleceği üzere söz konusu senedi bilinçli ve planlı bir şekilde başkasına düzenlettirdiğini, imzalattırıp sanki kendisi düzenlemiş imzalamış gibi müvekkiline verdiğinin açık ve net olduğunu, 1.Ağır Ceza Mahkemesi dosya kapsamında toplanan delillerin, davacının sabıkalı geçmişinin ve sabıkalarının niteliğinin, müvekkilin elbette ki güveni ve saflığı sebebiyle davacı tarafından önceden hazırlattırılıp tüm birikimlerini kaptırmış olduğunu ve bir an önce geri almak veya teminat olarak evrak almak amacındaki davalının bu senedi kabulünü yanlış görmemek gerektiği gibi taraflar arasında bu evrakın açıkça bir kambiyo senedi niteliğinde olduğunu, Davacının İcrada takip edilen miktarda müvekkiline borçlu olduğunu, davacının icraya konan senedi bizzat kendisinin müvekkiline vermiş olup dolayısı ile müvekkiline borçlu olduğunu ve açmış olduğu menfi tespit davasının haksız ve yersiz olup, bilinçli bir dolandırıcılık faaliyetinin amacına ulaşamaması için davanın reddi gerektiğini, Önemle belirtmek gereken başka bir konunun ise; harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin yanlış hesaplanmasına ilişkin olduğunu, kesinlikle davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte heyetin davanın esası hakkında kabulü varsayımında müvekkiline yükletilen harç, yargılama gideri ve vekalet ücretiin dosya kapsamına aykırı olduğunu, huzurdaki dava, Kayseri Genel İcra Dairesi … E. Sayılı icra takip dosyasından kaynaklı borçlu olunmadığına dair menfi tespit olduğunu iş bu icra dosyasındaki takip talebinin EURO bedelli senedin fiili ödeme tarihli hesaba göre yapılmamış, 70.000 Euro bedelin takip talebi tarihi itibariyle TL karşılığı bedeli hesaplanarak yapılmış olduğunu, dava konusu icra dosyasındaki takip çıktısının 346.035 TL olup davacının açmış olduğu davadaki harca esas değerin de bu miktar olduğunu, kesinlikle davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte yukarıda bahsettikleri üzere heyetin davanın esası hakkında kabulü varsayımında, davalı müvekkilin dava değeri olan 346.035 TL üzerinden harç, yargılama gideri ve vekalet ücretine mahkum edilmesi gerektiğini, arz ve izah edilen nedenlerle, ilk derece mahkemesinin davanın kabulüne ilişkin verdiği kararın istinaf edilerek kaldırılması ve davanın reddine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte yukarıda bahsedilen heyetin davanın esası hakkında kabulü varsayımında, davalı müvekkilden dava değeri olan 346.035 TL üzerinden harç, yargılama gideri ve vekalet ücretine mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, icra takibinden ve takibe konu bonodan dolayı menfi tespit istemine ilişkindir.HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;İncelemeye konu dava dosyasında Dairemizin 2022/436 esas,2022/488 karar sayılı ilamıyla kararın kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine geri gönderilmesinden sonra mahkemece 2022/305Esas-2022/603Karar sayılı ilamıyla Dairemizce verilen kaldırma kararı doğrultusunda yeniden kararı verilmiş ve gönderilmiştir.
Buna göre,ilk derece mahkemesince dairemiz kaldırma kararı doğrultusunda yapılan işlem ve değerlendirme sonucu benimsenen 08.06.2022 tarihli ( dosya da mevcut ceza soruşturması sırasında alınan bilirkişi raporunda ulaşılan sonucu teyit eder nitelikte olduğu görülen) konusunda uzman yeni üçlü bilirkişi heyeti raporuna göre karar verilmesinde bir isabetsizlik ve aykırılık bulunmamasına göre davalı vekilinin istinaf itirazlarına itibar edilmemiştir. Bu nedenle davalı vekilinin aşağıda belirtilen husus dışında kalan sair istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak mahkemece işbu menfi tespit davasında davacı lehine borçlu olunmadığına hükmedilen miktar üzerinden (icra takibi sırasında takip borçlusu davacıya karşı 70.000 EURO’ nun takip tarihi itibariyle Türk Lirası karşılığı üzerinden takip başlatıldığı dikkate alınmak suretiyle, yani takipteki TL cinsinden alacak miktarı üzerinden olmak üzere menfi tespite karar verilmiş olan dava değeri esas alınmak suretiyle) harç ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken aksi değerlendirme ve hesaplama ile davalı aleyhine daha fazla harç ve vekalet ücretine hükmedilmesinin usul,yasa ve dosya kapsamına aykırı olduğu değerlendirilmiştir.
Bu itibarla; davalı vekilinin istinaf başvurusunun bu yönden HMK’nın 353/1-b,2 maddesi uyarınca kabulü ile, yukarıda belirtilen hususlar yönünden düzeltilerek esas hakkında yeniden karar verilmek üzere ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
HMK’nın 353/1-b,2. maddesi gereğince düzeltilerek esas hakkında yeniden karar verilmek üzere KAYSERİ 1.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 2022/305E – 2022/603 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Düzeltilerek yeniden bir karar verilmesine,buna göre;
“1-Davacının davasının KABULÜ ile, Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyasına konu … vade tarihli, … keşide tarihli, 70.000 EURO bedelli bonodan kaynaklı olarak davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2-İİK’nın 72/5. Maddesi uyarınca davacı yönünden takibin derhal durdurulmasına,
3-Kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
4-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gereken 23.566,95 TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 5.891,74 TL peşin harç ve 59,40 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 5.951,14 TL harcın mahsubu ile bakiye eksik kalan 17.615,81 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
5-Davacı tarafından peşin yatırılan 5.891,74 TL peşin harç, 59,30 TL başvuru harcı ve 59,40 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 6.010,44 TL harcın davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 8 kep reddiyat gideri 4,80 TL, 3 elektronik tebligat gideri 16,50 TL, 1 müzekkere gideri 12,00 TL ve 1 tebligat gideri 19,00 TL olmak üzere toplam 52,30 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda mahkememizce herhangi bir karar verilmesine yer olmadığına,
8-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
9-AAÜT’ye göre hesap edilen 51.300,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
10- Dosyamız arasındaki imza örnek asıllarının ilgilisine derhal iadesine,”
2-)İstinaf eden davalı tarafından yatırılan 10.742,43TL istinaf karar harcının talebi halinde kendisine iadesine,
3-)İstinaf eden davalıdan alınan 220,70 TL istinaf yoluna başvuru harcı ile 128,00 TL dosya gönderi gideri olmak üzere toplam 348,70 TL nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-)İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK’nın 361 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 15/12/2022