Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/2710 E. 2022/2711 K. 14.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2710
KARAR NO: 2022/2711
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/09/2022
ESAS NO: 2020/514
KARAR NO: 2022/672
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 14/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 14/12/2022
KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 22/09/2022 tarih ve 2020/514 E – 2022/672 K kararına karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalıdan 150.981,98 Euro alacağı olduğunu, söz konusu alacağın faturalara dayandığını, müvekkili ile davalı arasındaki ilişkinin TTK m. 1530’a tabi olduğunu, ve davalının temerrüte düştüğünü, konkordato borçlusu tarafından kabul edilmeyen bakiye 155.606,07 TL alacağın çekişmeli hale geldiğini, zira konkordato komiseri tarafından 03/01/2020 tarihli toplantıda alacağın 745.107,12 TL olarak kayda geçtiğini, 30/07/2020 tarihli yazıda ise borç tutarının 745.107,12 TL olduğunun belirtildiğini, müvekkilinin 150.981,98 Euro alacağının 11/02/2019 tarihi itibariyle 5,9657 TL/Euro efektif satış kuru üzerinden 900.713,19 TL olduğunu ileri sürerek; müvekkili şirketin faiz ve ferileri hariç davalıdan toplam 150.981,98 Euro = 900.713,19 TL asıl alacağın olduğunun tespitine, Kayseri 1. ATM’nin 2018/627 esas sayılı dosyasında komiser heyeti tarafından müvekkilinin alacağının 745.102,12 TL olarak kabul edilmesi nedeni ile komiser heyeti tarafından kabul edilmeyen 155.606,07 TL alacak yönünden müvekkilinin alacağının çekişmeli hale geldiğinin tespitine, müvekkilinin çekişmeli olan 155.606,07 TL alacağının varlığının tespiti ile davalıdan konkordato tasdik projesi uyarınca tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının alacağının euro cinsinden değil TL cinsinden olduğunu, söz konusu tutarın 745.107,12 TL olarak tespit edildiğini, davacının iddia ettiği faturaların incelenmesi halinde davacı iddiasının hukuka ve hakkaniyete aykırı olacağının anlaşılacağını, davaya konu malların yurt dışı menşeii olması sebebiyle satış fiyatının günlük TL olarak sürekli değiştirilmemesi için ve piyasa ham madde fiyatlarının Euro ve USD cinsinden mukayese edilip takip edilebilmesi ve fiyat teklifinden kolaylık sağlamak için Euro üzerinden teklifler verildiğini, sevk gününde ise döviz satış kuru üzerinden TL’ye çevrilerek faturalandırıldığını, fatura Euro olsaydı zaten davacının da ödemeyi Euro yapacağını, ancak davacının ödemelerini TL olarak yaptığını, taraflar arasındaki e mail yazışmalarında borcun TL olduğunun açıkça belirtildiğini, davalının ödemelerinin cari hesaba mahsuben olmak üzere TL olarak yapıldığını, çeklerin TL olarak ödendiğini, tahsilat makbuzları ve muavin hesap dökümünde tutarların TL olarak takip edildiğini, bu hususunun komiser ve bilirkişi raporunda da yazılı olduğunu davacı iddialarının yerinde olmadığını savunarak davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; “…Davalının ticari defterlerinin incelenmesinde davacının düzenlediği faturaların kayıtlı olduğu ve ödenmediği görülmüştür. Davacı defterlerinin incelenmesinde ise ilgili faturaların kayıtlı olduğu ve ödenmediği görülmüştür. Faturaların yabancı Euro cinsinden olması dikkate alınarak ödeme tarihindeki kur üzerinden TL karşılığının ödenmesi gerekmektedir. Somut olayda davalı tarafa konkordato projesi kapsamında geçici ve kesin mühlet verilmiş akabinde de konkordato projesi tasdik edilmiştir. Somut olayda çözülmesi gereken husus konkordatoda yazılmamış alacaklılardan yabancı paranın durumunun nasıl değerlendirilmesi gerektiğidir. İİK’nun 308/c. Maddesine göre tasdik edilmiş ve kesinleşmiş konkordato alacağını konkordatoya yazdırmamış alacaklılar için de mecburdur. Borçlu bu alacakları konkordatoya yazılmış alacaklar için tasdik kararında belirtilen şartlara göre ödeme yapmalıdır. Davacının dayandığı belgelerde alacak yabancı belge olarak ifade edilmiştir. Konkordatoya tabi alacaklar arasında eşitlik ilkesi bulunduğundan alacağın Türk Lirası karşılığının dikkate alınması gerekir. Zira İİK’nun 308/c. Maddesinde konkordato hükümlerinden etkilenmeyen alacaklar arasında yabancı para alacakları gösterilmemiştir. Yabancı para alacaklarının Türk Lirasına çevrilme tarihinin konkordato geçici mühletinin verildiği tarih olarak kabul edilmelidir. Zira mühletin verildiği tarih özellikle çoğunluk hesabı yönünden tüm alacaklılar için ortak bir zaman kesididir. Somut olayda konkordato geçici mühletinin verildiği 11/09/2018 tarih itibari ile davacının ticari defterlerine göre davalı şirketten 98.283,38-Euro alacaklı olduğu, bunun karşılığının ise 338.600,05-TL olduğu, davacının ise konkordato projesi kapsamında 745.107,12-TL alacağı kabul edildiğinden kabul edilmesi gereken bir alacak bulunmadığından davanın reddine karar verilmiştir. (Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 08/10/2009 tarihli 2008/11846 Esas 2009/9012 Karar sayılı ilamı emsal) -Davanın reddine, …” şeklinde karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle;Dava konusu uyuşmazlık müvekkillimizin döviz alacağının hangi tarihteki kur üzerinden TL’ye çevrilerek alacağın kabul ve kayıt edileceğini, karara dayanak bilirkişi raporlarında hatalı olarak davalı şirketin geçici mühlet aldığı 11.09.2018 tarihi itibariyle bir hesaplama yapılmış olup müvekkilinin alacağı da dolayısı ile hatalı hesaplandığını, kanunda yabancı para alacakları yönünden hangi tarihteki kurun dikkate alınacağına dair Açık bir hüküm olmadığını, komiserlik makamına bildirim yapılırken de müvekkilinin alacağı kesin mühlet tarihi olan 11.02.2019 günü itibari ile hesaplanması gerektiğini, müvekkilinin alacağının kesin mühlet tarihi olan 11.02.2019 tarihi itibariyle Euro cinsinden ve de o tarihteki TCMB efektif euro kuru üzerinden TL’ye çevrilmiş rakam üzerinden hesaplama yapılması gerektiğini, aksi durum GEÇİCİ TEDBİR niteliğindeki geçici mühletin kesin mühlet sonuçlarını doğuracağı anlamı taşıyacağını, bu uygulama, açıkça mevzuat ve yargı kararlarına aykırılık teşkil edeceğini, alacağın da kesin mühlet tarihi itibariyle hesaplanması gerektiğini, yerel mahkeme kararı hatalı olup kaldırılması gerektiğini, bilirkişi raporu ile de sabit olduğu üzere müvekkilimiz ile davalı şirket arasındaki cari hesap son kesim tarihi 14.11.2018 olduğunu, dolayısı ile geçici mühlet tarihinden sonra da müvekkilinin davalı şirketten alacağı doğmuş olup geçici mühlet tarihi itibariyle yapılan alacak hesaplamasına göre karar verilmesi de mevzuata açıkça aykırı olduğunu, davalının ticari defter ve kayıtları ile de sabit olduğu ve yerel mahkemenin kararı ile kabul edildiği üzere müvekkilinin alacağının EURO cinsinden olduğunu, davalı ödeme günündeki TL/Euro kuru üzerinden müvekkile ödeme yaptığını, Konkordatoya yapılacak alacak bildirimlerinin Türk Lirası (parası) üzerinden yapılması gerektiğini, buna göre, yabancı para alacaklarının Türk Lirasına çevrilerek alacak kaydının yapılması gerektiğini, eğer, alacaklı alacak bildirimini yabancı para üzerinden yapmışsa, komiserin bunu Türk Lirasına çevirerek kayıt etmesi gerektiğini, Yargıtay da 7101 SK ile 2018 yılında konkordatoya ilişkin hükümler değiştirilmeden ve özellikle konkordato mühletinin uzatılmasına ilişkin değişiklik yapılmadan önceki bir kararında konkordatoda yabancı para alacaklarının mühlet tarihi itibariyle Türk lirasına çevrilmesini kabul ettiğini, bazı bölge adliye mahkemeleri ve ilk derece mahkemeleri ise daha güncel kararlarda, bu tartışmayı kararlarına yansıtmış ve alacak kayıt tarihinin son günü geçerli olan kura göre ülke parasına çeviri yapılması gerektiği sonucuna vardığını, İstinaf talebimizin kabulü ile, Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/514 e ve 2022/672 k sayılı kararının kaldırılarak davamızın kabulüne, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, İİK’nın 308/b.maddesi uyarınca konkordato yargılaması sırasında çekişmeli hale gelen alacak miktarının konkordato nisabına dahil edilmesi talebine ilişkin alacak davasıdır. Dosyada bulunan bilgi ve belgelere, istinaf edilen nihai kararda ayrıntıları yazılı açıklama, yasal sebep ve gerekçelere göre, ilk derece mahkemesinin olay nitelendirilmesi ve gerekçesi nazara alındığında, mahkemece yapılan tespit ve değerlendirmelerin dosya içeriğine ve yürürlükteki mevzuata uygun olduğu, mahkemenin kanıtları takdirinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, mahkemece verilen kararda yazılı açıklamalara, yasal sebep ve gerekçelere binaen, istinaf edilen kararda usul, yasa ve dosya kapsamı yönlerinden bir aykırılık bulunmadığı, dolayısıyla istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı değerlendirilerek, yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir. Yukarıda belirtilen gerekçelerle ve HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf başvurusu sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda söz konusu istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden ilk derece mahkemesinin istinafa konu edilen nihai kararının HMK’nun 353/1-b.1.maddesi gereğince usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu değerlendirilerek istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 22/09/2022 tarih ve 2020/514 E – 2022/672 K sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcı istinaf eden davacı tarafça peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 361/1 uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 14/12/2022