Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/2685 E. 2022/2675 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/2685
KARAR NO: 2022/2675
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/09/2022
ESAS NO: 2020/604
KARAR NO: 2022/695
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
İSTİNAF KARAR TARİHİ:08/12/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ:21/12/2022
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/09/2022 tarih ve 2020/604 Esas 2022/695 Karar sayılı ilamına karşı ,davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya dairemize gelmekle dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının çiftçilik ve hayvancılık ile uğraşması nedeniyle …..Bankası ….. , ….. Şubesinde 2 adet hesabı bulunduğunu, bu bankadan birden fazla kredi çektiğini, banka işlemleriyle ilgili banka çalışanı …..’in davacı ile ilgilendiğini, bu kişi tarafından davacının bilgisi ve iradesi dışında 14 kez işlem yapıldığını, bu işlemler nedeniyle toplam 18.379,00-TL çekildiğini, bu işlemler arasında kredi kullandırma, ATM den para çekme, hesaptan başka hesaba para transferi gibi işlemlerin bulunduğunu, davacının haricen öğrendiğine göre bu işlem sayısının daha fazla olduğunu, davacının 05/05/2016 tarihinde 130.000,00-TL lik 36 ay vadeli kredi kullandığını, vadesinden önce 19/04/2017 tarihinde borcun tamamını kapattığını, ancak banka çalışanı …..’in davacının yatırdığı paradan 86.000,00-TL’lik kısmını yatırmayıp bu parayı başka hesaba aktardığını, davalı bankaca ise faizi ile birlikte 120.000,00-TL talep edildiğini, davacının bu paranın 60.000,00-TL lik kısmını 25/05/2019 tarihinde ödemek zorunda kaldığını, banka çalışanı nedeniyle borcu zamanından önce ödemesine rağmen 283.000,00-TL ye çıktığını ve bu krediden kaynaklı 120.000,00-TL zararı bulunduğunu, banka çalışanı ve banka müdürü hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu, savcılıkça yapılan soruşturma sonucunda banka çalışanının muhtelif tarihlerde toplam 18.379,00-TL çekmek suretiyle tasarrufu altına aldığının tespit edildiğini, yine aynı banka çalışanının 09/11/2017 tarihinde davacının oğlu olan …..’un aynı banka şubesinde bulunan hesabına 70.000,78-TL’nin 19/04/2019 tarihinde davacının bilgisi dışında davacının oğlunun bilgisi ve rızası dışında ….. nolu kredi borcuna aktarıldığının tespit edildiğini, bu rakamın önceki rakama dahil olmadığını, alınan raporlarda banka çalışanı …..’in zimmetinde bulunduğunun tespit edildiğini, aynı banka çalışanının davacıyı sahte imzalarla birden fazla kişiye kefil olarak gösterdiğini ve 250.000,00-TL borçlandırdığını, bu konuyla alakalı soruşturmanın da devam ettiğini, davacının zararının giderilmesi amacıyla banka çalışanı ve banka müdürüyle görüştüklerini, …..’in evini satmak üzere olduğunu, satar satmaz zararının giderileceğinin bildirildiğini, ancak bu güne kadar evin satılmadığını ve zararın da giderilmediğini, 1 yıldan fazla süredir davacının oyalandığını, bu nedenlerle davacının davalı bankaya 03/01/2018 tarihli teftiş kurulu raporuyla tespit edilen 18.459,77-TL ve Kayseri CBS 2019/2271 soruşturma nolu dosyasıyla tespit edilen 250.000,00-TL olmak üzere toplam 268.459,77-TL borçlu olmadığının tespitini, 268.459,77-TL kadar icra takibini önleyecek şekilde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, banka tarafından yapılan tüm işlemlerin tespitini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda “…Toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu, mahkememizce toplanmış usulüne uygun deliller olarak değerlendirilmiş buna göre, benimsenen bilirkişi kök raporu ve ek raporu çerçevesinde taraflar arasında geçerli bir genel kredi ve teminat sözleşmesi akdedildiği, bu sözleşme çerçevesinde davacıya kredi kullandırıldığı, farkı tarihlerde kullandırılan kredilerin kısmen yahut tamamen geri ödemelerinin gerçekleştirildiği, kullandırılan kredi dilimlerinin genel kredi sözleşmesine uygun olduğu, davalı banka tarafından düzenlenen geri ödeme bildirim cetvelleri ile hesap özetlerinin usulüne uygun olarak sözleşme çerçevesinde düzenlendiği, geri ödenmemiş kredi borç bakiyesinin bulunduğu, bekletici mesele yapılması talep edilen Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ nin 2021/290 Esas sayılı ( Kayseri CBS 2018/28183 soruşturma sayılı hazırlık evrakı ) kovuşturma dosyasına konu davalı bankanın …..şubesi girişimci müşteri ilişkileri yetkilisi dava dışı banka çalışanı hakkında yapılan soruşturma ve kovuşturma kapsamında davacının hesaplarında bilgisi ve rızası dışında muhtelif tarihlerde 18.379-TL para çekildiği, ve fakat davacının hesabına 05/12/2018′ de 18.459,77-TL yatırılmak suretiyle paranın ödendiği ve tarafların birbirini ibra ettiği, ibra sözleşmesi dışında herhangi bir usulsüz kredi kullandırımı durumu yahut davcının hesaplarında usulsüz para çekilmesi ve davacının zararı uğratılması durumu söz konusu olmadığı, davacının davalı bankaya olan ve bilirkişi raporunda tespit edilen 342.324,52-TL borç tutarının içerisinde usulsüz kredi kullandığına ilişkin bir hukuka aykırı, hileli bir işlemin, genel kredi sözleşmesinin ve genel bankacılık teamüllerine aykırı bir durumun bulunmadığı dolayısıyla davacının dava konusu ettiği borç tutarı bakımından davalıyı, davalı bankaya borçlu olmadığının tespiti yönündeki isteminin yerinde olmadığı anlaşılmakla davanın reddine…” dair karar verilmiştir. İş bu kararı davacı vekili süresinde istinaf etmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Görevli mahkemenin Ticaret Mahkemesi değil Tüketici Mahkemesi olduğunu, Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2021/290 Esas sayılı dosyasının bu dosya için bekletici mesele yapılmasının bozmayı gerektirir hukuki bir eksiklik olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunun usulüne uygun alınmadığını, alınan raporun dosya münderecatı ve Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 2021/290 Esas no ile devam eden davada alınan bilirkişi raporu ile çeliştiğini, davalı tarafından mahkemeye hangi alacağın yapılandırıldığıyla alakalı bir açıklamanın gönderilmediğini, mahkemenin bu eksikliği gidermemesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin şu anki borcunun davalı tarafça gönderilen sözleşmelerden kaynaklandığına dair hiç bir veri veya delilin bulunmadığını, davalı banka tarafından gönderilen sözleşmelerin tarafların ve kredi limiti başlıklı kısmında yazan rakamları sonradan elle yazdığını, davalı bankanın sadece 2 tane kredi sözleşmesi gönderdiğini, müvekkilinin 2 hesabında para giriş çıkışı şeklinde onlarca bankasal işlemlerin olduğunu, bunların gönderilmemesinin hukuki bir eksiklik olduğunu, ….. Bankası Teftiş Kurulu Tarafından hazırlanan 03/01/2018 tarihli soruşturma raporu ile Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2018/28183 Soruşturma hazırlık nolu dosyası ile Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/290 Esas sayılı dosyası içinde alınan raporlarla bu dosya içerisinde alınan raporlar arasında çelişkinin giderilmeden karar verilmesinin bozmayı gerektirdiğini, davalı bankanın suç duyurusunda eski çalışanını 214.285,66 TL yi zimmetine geçirmekle suçlamasının dikkate alınmadan, bankasal işlemlerin altındaki imzaların müvekkiline ait olup olmadığının tespit edilmeden karar verildiğini, bankasal işlemlerin hangisinin müvekkilinin bilgi ve rızası ile hangisinin müvekkilinin bilgi ve rızası dışında yapıldığının tespitinin yapılmadığını, hukuka aykırı bir şekilde ve karşılığının ödenmeden tüm mağdurlardan alınan geçersiz ibranameye binaen hüküm kurulduğunu, tüm bu nedenlerle yeniden yargılama yapılarak yerel mahkeme kararının ortadan kaldırılmasını, talepleri doğrultusunda davalarının kabulüne karar verilmesini, istinaf incelemesi yapan dairenin aksi kanaatte olması halinde mahkemece verilen kararın ortadan kaldırılmasını, talepleri doğrultusunda yeniden karar verilmek üzere dosyanın yerel mahkemeye gönderilmesini, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep etmiştir. Davalı vekilinin istinafa cevap dilekçesinden özetle; davacı tarafın talepleri ile istinaf kanun yolu başvurusunun reddini, yerel mahkeme kararının onanmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;
Dosyada bulunan bilgi ve belgelere, mahkemece hükme esas alınan 25.03.2022 tarihli ana bilirkişi 27.05.2022 tarihli ek bilirkişi raporundaki tespit ve değerlendirmelere ve somut olayda dosyaya sunulan 26.02.2018 tarihli ibraname içeriğinde davacının davalı bankadan hiç bir alacağının kalmadığının belirtilmiş olmasına, dosya kapsamı ve mevcut delil durumu itibariyle ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamasına göre istinaf eden davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Sonuç olarak yerel mahkemece verilen kararda yazılı açıklamalara,yasal sebep ve gerekçelere binaen kararda usul,yasa ve dosya kapsamı yönlerinden herhangi bir aykırılığın bulunmadığı,kararın hukuka uygun olduğu,bu nedenlerle usul ve yasaya uygun mahkeme kararına yapılan istinaf itirazlarının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Kayseri 2.asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin 29/09/2022 tarih ve 2020/604 Esas 2022/695Karar sayılı ilamına karşı davacı vekilinin yaptığı istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b,1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf eden davacıdan alınması gereken 80,70TL istinaf karar harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf eden davacı tarafça yapılmış istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 08/12/2022