Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/2666 E. 2022/2792 K. 22.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2666
KARAR NO: 2022/2792
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/10/2022
NUMARASI: 2021/133 E. 2022/721 K.
DAVANIN KONUSU: Mülkiyet (Tespit İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 28/12/2022
KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 12/10/2022 tarih ve 2021/133 E – 2022/721 K kararına karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; Davacının birikimleri ile ev sahibi olmak adına …. Kooperatifine üye olduğunu, yaklaşık 15 yıldır düzenli olarak aidatlarını ödediğini, kooperatifin belirlediği ödeme planları ve zaman zaman farklı adlar altında belirlediği ödemelerin hepsini tamamlamış olduğunu, Kooperatif yönetimi, farklı hesaplar adı altında davacıya fazladan maliyet çıkardığını, bu maliyetlerin ödenmediğini bahane ederek haksız yere davacının kooperatif üyeliğinden ihraç edildiği yönünde karar aldığını, Kooperatif üyeliğinden çıkarılan davacının kooperatif üyeliğine iadesi için Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/39 Esas sayılı dosya ile dava açıldığını, davanın kabulüne karar verildiğini ve kararın 01/07/2020 tarihinde karar kesinleşmiş olduğunu, davacının hali hazırda davalı kooperatif üyesi olup ödemiş olduğu aidatlar karşılığında bir adet daireyi hak etmiş durumda olduğunu, davalı kooperatif tarafından bina ve dairelerin inşaatı tamamlanmış olduğunu ancak davacıya tahsis edilmesi gereken dairenin hala davacıya teslim edilmediğini, dairelerin kullanıma hazır halde bulunmakta olup başkaları tarafından kullanılıp kullanılmadığı da taraflarınca bilinmediğini, Kayseri 7. Noterliği … tarihli … yevmiye numarası ile tasdik edilen davalı kooperatif başkanlığı … tarihli ve … sıra numaralı ortaklar kurulu kararına göre … ili … ilçesi … mahallesi … pafta … ada …parselde bulunan … Kat … numaralı kuzey-doğu cepheli dairenin davacıya ait olduğuna karar verildiğini, ayrıca dairenin en geç 30/08/2014 tarihinde davacıya teslim edileceğinin belirtilmiş olduğunu, davacının yıllarca ödediği aidatlar karşılığıda zikredilen dairenin davacıya ait olduğunu, bu nedenle dava konusu dairenin davacıya ait olduğunun tespiti ve tahsisi gerekmekte olduğunu, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2013/3001 Esas ve 2013/3374 Karar sayılı ilamının konu ile ilgili olduğunu, açıklamış oldukları nedenlerden dolayı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/39 Esas sayılı dosya ile davacının kooperatif üyeliği tespit edilmiş olup; mahkemece kooperatif ortaklar kurulu kararı doğrultusunda davacıya ait olduğu belirtilen ve davacının ödediği aidatlar karşılığı hak ettiği … Mahallesi …. Blv. No:.., … / …adresinde bulunan … İlçesi … Mahallesi … pafta … ada … parselde inşa edilmiş … Kat … numaralı kuzey-doğu cepheli dairenin mülkiyetinin aidiyetinin davacı adına tespiti ve dairenin davacıya tahsisi ve teslimi ile taşınmazda üçüncü kişilerin bulunması halinde tahliyesine karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür. Davalı beyan dilekçesinde özetle: Mahkemece resen nazara alınacak hususlarla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; dava konusu … İlçesi … Mahllesi … pafta … ada … parsel’de bulunan … Kat … Numaralı Kuzey doğu cepheli dairenin mülkiyetinin aidiyetinin tespitine ilişkin beyanlar ve iddiaların asılsız ve mesnetsiz olduğunu, iş bu dosyada … Kooperatifine yazılan müzekkerede, davalı kooperatiften istenmiş olan belgeler kooperatif ofisine hırsız girmesi dolayısıyla hazır edilememiş olduğunu, muhasebeden istenmiş olan ödeme evraklarının mevcut olduğunu belirttiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkeme kararında; “…Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda, her ne kadar davalı tarafça davanın reddine karar verilmesi talep edilmiş ise de, delillerin toplanmasından sonra mahallinde keşif yapılarak 21/09/2021 tarihli rapor alındığı ve raporda, taşınmazın dava tarihi itibari ile değerinin 370.000 TL olduğunun belirtildiği görülmüş olup Mahkememizce Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 2018/209 E, 2020/3906 K sayılı ilamı dikkate alınarak dava konusu talebin taşınmazın aidiyetinin tespitine ilişkin olması nedeni ile dava maktu harca tabi olduğundan taşınmazın değeri üzerinden harç tamamlatılmasına ilişkin ara karardan dönülmüştür. Bilirkişi heyetinin 31/03/2022 tarihli raporunda ise, 01/07/2014 tarihi itibari ile davacının kooperatife borcunun olmadığı ve tahsis işleminin bu tarihi itibari ile yapılması gerektiğinin belirtildiği görülmekle, bilirkişi heyeti raporunun denetime açık ve hükme esas alınabilecek nitelikte olması nedeni ile bilirkişi raporuna itibar edilerek davacının aidiyetin tespiti talebi yerinde görülmüş ve bu talebin kabulüne karar verilmesi gerekmiş olup taşınmazın tahliyesi ve teslimi talebi yönünden ise davalı kooperatif vekilinin 03/06/2022 tarihli beyan dilekçesinde taşınmazın henüz yapılmadığının belirtilmiş olması nedeni ile teslimi sağlanacak bir taşınmazın olmadığı anlaşılmakla bu talebin reddi gerekmiş ve böylece davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile,… ili, … İlçesi … Mah. … pafta, … ada, … parselde bulunan taşınmazın … blok … Kat … nolu Kuzey Doğu cephe dairesinin 01/07/2014 tarihi itibari ile aidiyetinin davacıya ait olduğunun tespitine, fazlaya ilişkin tüm taleplerin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile,… ili, … İlçesi … Mah. … pafta, … ada, … parselde bulunan taşınmazın … blok … Kat … nolu Kuzey Doğu cephe dairesinin 01/07/2014 tarihi itibari ile aidiyetinin davacıya ait olduğunun tespitine, fazlaya ilişkin tüm taleplerin reddine,…” şeklinde karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle;Taraflarınca dava konusu taşınmazın müvekkili adına aidiyetinin tespiti ve tahsisi ile taşınmazda 3. kişilerin bulunması halinde tahliyesi talebinde bulunulmuş ise de yerel mahkeme tarafından sadece taşınmazın müvekkili adına aidiyetinin tespitine karar verildiğini, gerekçeli kararda dava konusu dairenin tahsisine yönelik taleplerinin ne sebeple reddolunduğuna ilişkin bir gerekçe bulunmamakta olup taşınmazın tahliyesi yönündeki taleplerine ret gerekçesi olarak, davalı vekilinin dosyaya 03.06.2021 tarihli dilekçe sunmuş olduğu, bahsolunan dilekçede taşınmazın henüz yapılmamış olduğunun beyan edildiğini, bu durum karşısında teslimi sağlanacak bir taşınmazın bulunmadığı gerekçesi ile taleplerinin reddine karar verildiğinin belirtildiğini, yerel mahkemece varılan sonuç tamamıyla hatalı olup dosya içeriği ile uygun düşmediğini,10.09.2021 tarihinde dava konusu taşınmazın başında keşif icra edildiğini, mevcut durumda bodrum kat+zemin kat+asma kat+9 normal kattan oluşan binanın mevcut olduğunu, çatısının kapalı olduğunu, zemin katında 3 adet dükkan bulunduğunu, normal katlarında 4’er adet daire bulunduğunu, 2 adet asansör bulunduğunu, binanın dış cephesinin sıvalı ve boyalı olduğunu, binanın fiili durumda kullanımda olduğunu, yaklaşık 1 yıllık yapı olduğunu, … Kat … no’lu dairenin dava tarihi olan 22.02.2021 itibariyle 370.000,00 TL olacağı tespit edildiğini, bahsolunan bina ve dava konusu taşınmazın inşa edilmiş olduğunu, fiilen de kullanımda olduğu bilirkişilerce tespit edildiği halde yerel mahkemece teslim edilecek bir daire bulunmadığı tespitinin hatalı olduğunu, taşınmazda kat irtifak/mülkiyetinin kurulup kurulmaması sonuca etkili bir husus olmayıp önemli olan husus taşınmazın fiilen var olup olmadığı olduğunu, … Kat … numaralı dairenin var olduğu hususu dosyada yapılan araştırmalarda çekişme konusu olmaktan çıkmış olup yerel mahkemenin vardığı neticede isabet bulunmadığını, ayrıca yerel mahkemece bizzat yapılacak tespitlere bağlı kalınarak karar verilmesi gerekirken müvekkilinin zaten husumetli olduğu davalının soyut beyan dilekçesine itibar edilmesinin de isabetsiz olduğunu, yine kararda tahsis taleplerinin ne gerekçe ile reddolunduğu belirtilmemiş olup gerekçesini öğrenmenin müvekkilinin anayasal hakkı olduğunu, reddolunan talepleri yönünden varılan kanaatlerin ve yerel mahkeme kararının hatalı olduğunun açıkça görülmekte olup kararın aleyhe olan yönlerden kaldırılması gerektiğini, taşınmazın aidiyetinin davacı müvekkiline ait olduğunun tespiti ve diğer taleplerinin de kabulü gerektiğini, zira mülkiyetin aidiyetinin tespiti istemi tahsisin istemini de içermekte olup tahsis istemine yönelik taleplerinin de kabulüne karar verilmesi gerekirken reddolunmasının da isabetsiz olduğunu, dosyadaki bilirkişi raporlarından anlaşıldığı üzere müvekkilinin, dava konusu taşınmaza ilişkin ödemelerinin tamamını 01.07.2014 tarihinde gerçekleştirerek genel kurullarda belirlenen miktarlardan dahi neredeyse 3 kat fazlasını davalı kooperatife ödediğini, ödeme yükümlülüğünü fazlasıyla yerine getirdiğini, yine bilirkişilerce tespit olunduğu üzere müvekkilinin 01.07.2014 tarihinde tüm ödemelerini gerçekleştirmiş olduğundan dava konusu dairenin belirtilen tarihten itibaren müvekkiline tahsis edilmesi gerektiğinin tespit olunduğunu, raporla tespit edilmiş olduğu üzere dava konusu dairenin müvekkiline tahsis şartlarının gerçekleştiğini, Kooperatif tarafından taşınmazın ortağa tahsisinin, mülkiyeti geçiren bir işlem olmayıp, kooperatifle olan iç ilişkide bir hak bahşeden ve koşulları oluştuğunda kooperatife karşı tapu iptal ve tescil talebinde bulunma hakkı yanında ortağa, tahsis hakkına karşı yapılan haksız saldırılarda üçüncü kişilere karşı tahsis önceliğinin ve dairenin tespiti ya da müdahalenin men’i davası açmaya izin veren bir hak olduğunu, yerel mahkemece yargılama giderlerinin de hatalı belirlenmiş olup kararın bu yönden de kaldırılması gerektiğini, dava konusu taleplerinin tamamının kabulü gerekirken sadece bir kısmının kabulü usul ve yasaya aykırı olup yerel mahkeme kararının aleyhe olan yönlerden kaldırılmasını talep ettiklerini beyan ederek istinaf taleplerinin kabulü ile Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/133 Esas ve 2022/721 Karar sayılı kararının reddolunan kısımlar yönünden kaldırılarak davanın tam kabulüne karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:H.M.K 355. Maddesi gereğince inceleme Kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmıştır. Dava, kooperatif hukukuna dayalı olarak taşınmazın tahsis edildiğinin tespiti ve varsa el atmanın önlenmesi istemlerine ilişkindir. Kooperatifçe bir dairenin geçerli bir tahsis işlemiyle bir ortağa tahsisi halinde, tahsis edilen ortağın rızası olmaksızın, ortaklığı devam ettiği sürece konutun başka bir ortağa tahsisi mümkün değildir. Kooperatif tarafından taşınmazın ortağa tahsisi, mülkiyeti geçiren bir işlem olmayıp, kooperatifle olan iç ilişkide bir hak bahşeden ve koşulları oluştuğunda kooperatife karşı tapu iptal ve tescil talebinde bulunma hakkı yanında ortağa, tahsis hakkına karşı yapılan haksız saldırılarda üçüncü kişilere karşı müdahalenin men’i ve ecrimisil davası açmaya izin veren bir haktır. Tahsis hakkına dayalı müdahalenin men’i ve ecrimisil davalarında mülkiyet hakkı, kooperatife ait olduğundan ve tahsis hakkı, bu hak ile doğan bağlı bir hak olduğundan, kooperatif tarafından, kendisinde tahsis hakkı bulunduğu kabul edilmeyen kişi, haksız şagil olduğu iddiasındaki kişiye karşı dava açacaksa zorunlu olarak kooperatifi de davaya dahil etmelidir. Aynı zamanda bu dava sonunda verilecek karar dava dışı kişinin hukukunu etkileyeceği gibi taraf olmadığı bir davada verilen kararın 3 kişiye karşı infaz edilmesi olanağı da bulunmayacaktır. Davada taraf olmayanın leh veya aleyhinde bir karar verilemez. (Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/2841 Esas 2022/2559 Karar )
Davaya konu edilen … ilçesi … Mahallesi … pafta … ada … parselde bulunan ana taşınmaz üzerinde yapılan binada kat irtifakı kurulu olmadığı, bağımsız bölüm ayrımının yapılmadığı tapuda zemin tipi ana taşınmaz olarak gözüktüğü 21.09.2021 tarihli rapordan anlaşılmaktadır.Kayseri 1 Asliye Ticaret mahkemesinin 2020/39 Esas 2020/80 Karar sayılı ilamı doğrultusunda davacının kooperatif üyesi olduğu, 01.07.2014 tarihi ile kooperatife borcunun bulunmadığı, konutların ana sözleşmenin 59/2 maddesi uyarınca ortaklara dağıtılma halinin söz konusu olduğu sabit olup mahkemece davaya konu taşınmazın davacıya tahsis edildiğinin tespiti yönündeki mahkeme kararının usul ve yasaya uygun görülmüştür.Davaya konu taşınmazın hali hazırda kat mülkiyeti kurulmadığı, taşınmazın üçüncü kişiler tarafından müdahale edildiği yönünde dosyaya delil sunulmadığı, üçüncü kişilerin davada taraf olmadığı taraf olmayan kişiler hakkında hüküm kurulamayacağı hususları dikkate alındığında mahkemece bu talepler yönünden davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun görülmüştür.Açıklamalar ve karara karşı yalnızca davacı tarafça isitnaf yasa yoluna baş vurulması, baş vuru sebepleri doğrultusunda inceleme yapılması hususları dikkate alındığında davacının istinaf baş vurusunun HMK 353/1-b-1 uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 12/10/2022 tarih ve 2021/133 E – 2022/721 K sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcı istinaf eden davacı tarafça peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 361/1 uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 22/12/2022