Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/2659 E. 2022/2647 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2659
KARAR NO: 2022/2647
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/10/2022
NUMARASI: 2021/431 E. 2022/722 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Rücuen Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 08/12/2022
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; Davacı sigorta şirketinin sigortalısı olan ve ….., ….., ….. Cad. …../… adresinde faaliyet gösteren “….. Ltd. Şti.”de 29.11.2019 tarihinde dağıtım trafosunda yanık meydana gelmesi nedeniyle davacı sigorta şirketi tarafından hasar dosyası açılmış, mahallinde teknik yönden ekspertiz çalışmaları yapılmış ve neticede sigortalının uğramış olduğu zarara karşılık 16.01.2020 tarihinde 18.900,00TL ödeme yapılmış olduğunu, Sigortalıya ait trafoda oluşan yanığın çıkış sebebinin ekspertiz raporunda da belirtildiği üzere “orta gerilimden gelen kısa devre akımı neticesinde” hasarın oluştuğunun tespit edilmiş olduğunu, ekspertiz raporunda, trafoda meydana gelen zarardan, elektrik dağıtım işini yapan kurumun sorumlu olduğunun da açıkça belirtilmiş olduğunu, trafoda meydana gelen yanık olayı sonrasında Teknik Servis’e bilgi verilmiş ve yapılan teknik incelemeler neticesinde de “ trafonun O.G. sargısından A.G. sargısına arızalanma esnasında yüksek gerilim geçtiğinden dolayı ana dağıtım panosu içerisinde 3 adet kontaktöre zarar verdiği, transformatörün gerilim darbesine bağlı olarak yandığının tespit edildiği, orta gerilimden gelen kısa devre akımının zarara neden olduğu” tespit edilmiş olduğunu, davacı sigorta şirketi tarafından sigortalıya ödenen hasar tutarı neticesinde; T.T.K. madde 1472/1 ve T.T.K. 1481/1 hükmü ve halefiyet ilkesi gereğince, Organize Sanayi Bölgesinde elektrik dağıtım işini yapmakta olan davalıdan, sigortalıya ödenen tutarı rücu etmek için yasal zorunluluk gereğince öncelikli olarak arabuluculuk başvurusu yapılmasına rağmen sonuç alınamadığını, T.C. Yargıtay 3.Hukuk Dairesi’nin 2016/9239 Esas, 2018/1133 Karar sayılı ilamının dikkate alınması gerektiğini, T.C. Yargıtay 3.Hukuk Dairesi’nin 2015/1979 Esas, 2016/192 Karar sayılı ilamının da yine dikkate alınması gerektiğini, somut olayın oluşumuna ve ilgili yasal düzenlemeler ile Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına bakıldığında trafoda meydana gelen yanığın ve maddi zararın elektrik dağıtımından kaynaklandığı, bu nedenle davalının meydana gelen zarardan sorumluluğunun bulunduğu sabit olduğundan elektrik hizmet sağlayıcısı ve dağıtımından sorumlu olan davalının meydana gelen zararı karşılamakla yükümlü olacağını, ayrıca, yerleşik Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere (T.C. Yargıtay 17.H.D.’nin 2016/1736 Esas, 2016/6152 Karar — T.C.Yargıtay 11.H.D.’nin 2005/8370 Esas, 2006/9093 Karar sayılı ilamları); sigorta şirketleri zarar ödeme tarihinden itibaren işleyecek faiz ile birlikte alacağın tahsilini rücuen talep edebileceğini belirterek, işbu davaya konu davacı şirket tarafından sigortalıya ödenen 18.900,00TL’nin ödeme tarihi olan 16.01.2020 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte alacağın rücuen tahsilini talep ettikleri görülmüştür.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı …… husumet yöneltilmiş ise de bunu kabul etmediklerini, söz konusu olayda hiçbir şekilde ihmali, hatası veya kusuru mevcut olmadığını, ayrıca mevzuat çerçevesinde sorumlu olmasının da mümkün olmadığını, İş bu nedenlerle davanın öncelikle usulden reddini talep ettiklerini, davacının davalıya karşı dava açma hakkı olmadığına ilişkin beyanlarımız saklı kalmak kaydıyla aksi halde dahi somut olayda görevli mahkeme ticaret mahkemesi olmadığını, davacı tarafın dilekçesinde halefiyet ilkesine dayanarak davayı açmış olduğunu belirtmiş olduğunu, 22.03.1944 T. 37/9 S. YİBGK kararında görüldüğü üzere salt haleflik ile ticari dava sayılmadığını, bu yönüyle davanın görevsiz mahkemede açılmış olduğunu, dosyanın görevsizlik kararı verilerek asliye hukuk mahkemesine gönderilmesi gerekmekte olduğunu, davacı tarafın ekspertiz raporuna dayanarak davalının sorumlu olduğunu iddia etmekte olduğunu, bizzat kendi bünyeleri tarafından hazırlanan raporu kabul etmediklerini, raporun hiçbir geçerliliği bulunmamakta olduğunu, mahkeme tarafından yasal mevzuata ve denetime uygun bir rapor alınmalısı gerektiğini, davalı Bölge Müdürlüğünün olay nedeniyle hiçbir kusuru, hatası veya ihmali bulunmamakta olduğunu, trafoda çıkan yangın nedeniyle Bölge Müdürlüğünün kusursuz sorumlu olduğunun düşünülemez olduğunu, ilgili günde firmanın arıza kaydı bulunmadığını, davalı tarafindan davaci uyarilmasina rağmen hic bir duzeltim yapmamiş hasara bizzat kendisinin sebep olmus olduğunu, bölgede o gün için dalgalanma ile ilgili bir kayıt bulunmamakta olduğunu, arıza kaydına iliskin o güne ait tutanaklara baktıklarında ise sigortanın davacinin trafosundaki bakim gözetim eksigi nedeniyle atmış oldugu ve teknik birimden ilgili kişiler baktığında yağ kaçağı oluştugu tespit edilmiş davaciyada bizzat bilgi verilmis olduğunu, sigorta değiştikten sonra tekrar enerji istemişler ve enerji verilmiş ve tekrar sigorta atmış bunun üzerine tamir için çağrılan kişi arızanın fc trafo yağından kaynaklandığını belirtmiş olduğunu, yani kusur ve zarar tamamen davaci kaynaklı olduğunu, ekspertiz ile görüşüldüğünde sigortadan para alınması icin böyle rapor yazildigi söylenmiş olduğunu, davacı taraf ticari faiz işletilmesi talebinde bulunmuş ise de talebi hukuka ve yasal mevzuata uygun olmadığını belirterek davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkeme kararında; “… Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda, her ne kadar davacı tarafça 29/11/2019 tarihinde meydana gelen yangın sebebi ile sigortalısı … LTD. ŞTİ’ye yapılan hasar ödemesinden davalının sorumlu olduğu belirtilerek dava açılmış ise de, delillerin toplanması ve tanığın dinlenmesinden sonra bilirkişi heyetinden 15/06/2022 tarihli rapor alınmış ve raporda, davalının yangının meydana geldiği işyerinde trafo bakım ve onarım sorumluluğu olmadığı için olayda herhangi bir ihmal ve kusurunun olmadığı ile davacının davalıdan rücuen tazminat talep edebilmesi için gerekli şartların bulunmadığının belirtildiği görülmüş olup bilirkişi heyeti raporunun denetime açık ve hükme esas alınabilecek nitelikte olduğu anlaşılmakla bilirkişi raporuna itibar edilmiş ve böylece davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. Davanın reddine, ..” şeklinde karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ :Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemece davanın reddine karar verilmiş olup, gerekçeli kararda özetle; “…davacı tarafça 29/11/2019 tarihinde meydana gelen yangın sebebi ile sigortalısı … LTD. ŞTİ’ye yapılan hasar ödemesinden davalının sorumlu olduğu belirtilerek dava açılmış ise de, delillerin toplanması ve tanığın dinlenmesinden sonra bilirkişi heyetinden 15/06/2022 tarihli rapor alınmış ve raporda, davalının yangının meydana geldiği işyerinde trafo bakım ve onarım sorumluluğu olmadığı için olayda herhangi bir ihmal ve kusurunun olmadığı ile davacının davalıdan rücuen tazminat talep edebilmesi için gerekli şartların bulunmadığının belirtildiği görülmüş olup bilirkişi heyeti raporunun denetime açık ve hükme esas alınabilecek nitelikte olduğu anlaşılmakla bilirkişi raporuna itibar edilmiş…” şeklinde görüş belirtildiğini, eksik ve hatalı inceleme /değerlendirme neticesinde davanın reddine karar verilmesinin yasaya ve usule aykırı olduğunu, yerel mahkemece kusursuz sorumluluk hususu değerlendirilmeden hükme varıldığını, dava dilekçesinde de ayrıntılı bir şekilde izah ettikleri üzere davalının söz konusu olay nedeniyle kusursuz sorumluluğunun bulunduğunu, yerleşik Yargıtay uygulamalarından da görüleceği üzere, elektrik dağıtımını yerine getiren şirketin faaliyeti, niteliği itibariyle bir tehlike sorumluluğu olup, bu sorumluluk ise T.B.K. ve Yargı İçtihatları doğrultusunda kusursuz sorumluluk olarak nitelendirildiğini, bilindiği üzere kusursuz sorumluluk halinin de sorumluluk türleri arasında en ağırını oluşturmakta olup, davalının kusursuz sorumlu olması nedeniyle tazminattan sorumlu olması gerektiğini, yerel Mahkemece aksi yönde karar verilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, yerel Mahkemece, bilirkişi raporu esas alınarak hükme varıldığını, bilirkişi raporuna karşı yapmış oldukları itirazlar dikkate alınmadan davanın reddine karar verildiğini, hem bilirkişi raporunda hem de davalının tanık anlatımında belirtildiği üzere; davaya konu edilen ve zarar gören trafo Hermetik tip bakım gerektirmeyen bir trafo olduğunu, bu doğrultuda, sigortalının trafoda bakım yükümlülüğünü yerine getirmediğinden bahsedilmesi mümkün olmadığını, yine hem bilirkişi raporunda hem de davalının tanık anlatımlarında, yağ sızıntısı nedeniyle trafoda arıza ve zararın meydana geldiği belirtilmiş ise de, yağ sızıntısının zararın meydana gelmesi ile bir ilgisinin bulunmadığını, bu yöndeki iddiaların soyut olup, yağ sızıntısı ile zararın meydana gelmesi arasında herhangi bir illiyet bağının bulunmadığını, davalı tarafça, Kayseri Genel İcra Dairesi’nin …… sayılı icra dosyası ile istinafa konu ilam ile taraflarına hükmedilen vekalet ücreti için icra takibi başlatıldığını, işbu ilamın taraflarınca Tehir-i İcra Talepli olarak istinaf edilmekte olup, ilamın Tehir-i icra talepli olarak istinaf edildiğine dair derkenar yazılarak İcra Müdürlüğü dosyasını gönderilmesini talep ettiklerini, taraflarına mehil vesikasının verilmesini akıbeten İcra Mahkemesinden tehir-i icra kararı getireceklerini bildirdiklerini, bu hususta tüm haklarını saklı tuttuklarını beyan ederek istinafa konu Kayseri 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/431 Esas, 2022/722 Karar sayılı ilamının kaldırılarak, davanın kabulüne karar verilmesini, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: H.M.K 355. Maddesi gereğince inceleme Kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmıştır. İstinafa konu edilen dava 29.11.2019 tarihinde dağıtım trafosunda yanık meydana gelmesi nedeniyle davadışı sigortalıya 18.900 TL ödeme yapılmasından kaynaklı açılan tazminat davasıdır. Sigortacı tarafından dava dışı …… Limited Şirketine ait ……Mah ……. Caddesinde bulunan iş yerinin 24.07.2019-24.07.2020 tarihleri arasında ” Altın Kobi Paket” sigorta poliçesi ile sigortalandığı anlaşılmaktadır.
6102 sayılı TTK ‘nun 1472. maddesinde halefiyet düzenlenmiştir.Maddede, sigortacının sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçeceği, sigortalının gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hakkın tazmin ettiği bedel kadar sigortacıya intikal edeceği ifade edilmiştir. Sigortalının tazminat alacağının hukuki temelinin haksız eylemden, kanundan veya sözleşmeden kaynaklanmış olması arasında hiçbir fark yoktur. TTK 1472. ‘nci maddeden kaynaklanan halefiyet hakkı sigortacıya, zarar sorumlusundan, sigortalısına ödediği sigorta bedeli kadar talep hakkı ve bunun doğal sonucu olarak da zarar sorumlusuna karşı dava hakkını sağlamaktadır. Bu dava türüne doktrin ve uygulamada sigortacının rücu davası adı verilmektedir. Halefiyete dayalı olan rücu davasında,esas itibariyle sigortalının kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. Her tazminat davasında olduğu gibi, sigortacının açtığı rücu davasında da davalının kusurunu ve zararı ispat etmek davacı sigortacıya düşer. Halefiyete dayalı sigorta rücu davasında sigortacı halefiyet hukuki ilişkisi sebebiyle ancak selefinin sahip olduğu haklara sahip olur. Sigortacı halefiyete dayanarak rücu davasını zarar sorumlusu aleyhine yönelttiğine göre, sigortalının zarar sorumlusuna karşı açacağı tazminat davasında sigortalı neyi ispat etmesi gerekiyorsa, sigortacıda bu davada onu ispat etmekle yükümlüdür. Mahkemece aldırılan 15.06.2022 tarihli raporda; zarara neden olan olayın sigortalı …… Limited Şirketinin ihmali sonucu meydana geldiğinin belirtildiği görülmüştür. Somut olayda toplanan delilerden sigortalı iş yerindeki zararın dava dışı sigortalının kusur ve ihmalinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davacı zarara neden olayda davalı tarafın kusur ve ihmalinin olduğunu ispat edememiş olup davanın reddi yönündeki mahkeme kararı yerindedir.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle ve HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf başvurusu sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda davacı tarafın söz konusu istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden ilk derece mahkemesinin istinafa konu edilen nihai kararının HMK’nın 353/1-b.1.maddesi gereğince usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu değerlendirilerek istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 12/10/2022 tarih ve 2021/431 E – 2022/722 K sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcı istinaf eden davacı tarafça peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4 maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan incelemeyle H.M.K’nın 353/1-a.6 maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 08/12/2022