Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/2643 E. 2022/2620 K. 07.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/2643
KARAR NO: 2022/2620
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/10/2022
ESAS NO: 2022/488
KARAR NO: 2022/742
DAVANIN KONUSU: Alacak (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/12/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 08/12/2022
Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/10/2022 tarih ve 2022/488 Esas – 2022/742 sayılı kararı davacı vekili tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının … ‘de faaliyet gösteren konut yapı kooperatifi olduğunu, davalının davacı kooperatifin üyesi olduğunu ve kooperatiften ferdileşme suretiyle taşınmaz temin ettiğini, davacı kooperatifin halen tasfiye sürecine giremediğini, 10 yıldan fazla süredir kooperatife üye olan kişilere ve 15 yıl önce arsasını kat karşılığı devreden arsa sahiplerine konutunu teslim edemediğini, mağduriyetlerin günden güne arttığını, kooperatifin iflasa sürüklendiğini, davalının 2003 yılından bu yana her yıl alınan genel kurul kararları ile davalıdan aidat alacağı bulunduğunu, üyelerin istifa etmiş olması veya ilişik kesme belgesi olsa da söz konusu aidatları ödemesi gerektiğini, yapılan arabuluculuk görüşmelerinden bir sonuç alamadıklarını, öncelikle davalının kooperatiften edindiği … ili, … ilçesi, … mahallesi, … ada, … parsel … blok … bağımsız bölüm numaralı taşınmazı üzerine davalıdır şerhi konulmasını, davalının 2003 yılı ocak ayından dava tarihinde temerrüte düşen son aidat borcu olan 2022 yılı mayıs ayına kadar ödemesi gereken aidat borcunun tam olarak hesaplanıncaya kadar fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 9.000,00-TL aidat alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yıllık %18, aylık %1,5 faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacı kooperatife ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı vekili dosyaya sunduğu cevap dilekçesinde; davalının tapusunu uzun yıllar önce aldığını ve üyelikle ilişiğinin kesildiğini, bu nedenle alacağın zamanaşımına uğradığını, çıkarılan borcun haksız ve hukuka aykırı olduğundan bahisle davanın reddine, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; “……Yargılama aşamasında Resmi Gazetenin 15.06.2022 tarihli 31867 yevmiye numaralı sayısı ile ilan edilen ve yürürlüğe giren 7410 sayılı Çevre Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 2. maddesinde “…inşaatların etaplar halinde yapılarak teslim edilmesi, terkin edilmemiş olması, yapımı tamamlanan etapta bağımsız bölüm malikine kooperatifçe tahakkuk ettirilen bedelin ödenmiş olması, kooperatif tarafından üyeye konutunun tapu devrinin yapılmış olması şartlarının birlikte sağlanmış olması halinde konutun tapu devrinin yapılmasından sonraki dönemler için yapı kooperatifi tarafından yönetim giderleri hariç olmak üzere her ne ad altında olursa olsun yapılmış borçlandırmalar veya bu kapsamda üçüncü şahıslara kooperatif tarafından yapılan alacağın devrine ilişkin işlemler hükümsüzdür.”şeklinde düzenleme yapılmıştır. Toplanan deliller ve yapılan yargılama sonucunda; kooperatif tarafından yapımı tamamlanan etap için bağımsız bölüm malikine tahakkuk ettirilen bedelin ödenerek tapunun davalıya verildiği, davacı kooperatifin teslim edilen daire yönüyle davalıdan aidat bedeli talebinde bulunduğu, bu bedelin 7410 sayılı yasanın 2. maddesinde belirtilen yönetim giderlerinden olmadığı anlaşılmakla, 7410 sayılı yasanın 2. maddesi dikkate alınarak” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İşbu kararı davacı vekili süresinde istinaf etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; … iline özel çıkartılarak, anayasanın üniter devlet yapısına aykırılık oluşturan, kesinleşen yargı kararlarından kaynaklanan kesinleşen icra takiplerinin durdurulmasına hükmeden, bu şekilde anayasanın 138. Maddesine aykırı olan, kanunun geriye yürümezliği ilkesine ve hukuki güvenlik ve hukuki belirlilik ilkesine aykırı olan, müvekkili kooperatifin en tabi hakkı olan temlik hakkının kullanılmasını engelleyen kanun maddesinin yerel mahkemece hükme esas alındığından ve anayasaya aykırılığı sebebiyle anayasa mahkemesine somut norm denetimine başvurulmadan hüküm kurulduğundan söz konusu mahkeme hükmünün kaldırılmasını Anayasanın 152/1. maddesinin “bir davaya bakmakta olan mahkeme…” ile başladığından, yine 6216 sayılı Kanunun 40/1. maddesinin ilk cümlesinde de somut norm denetimi başvurusunun bir mahkeme tarafından yapılabileceğinden bahsedildiğinden, bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerinin de mahkeme konumunda bulunduğundan, söz konusu kanun maddesinin anayasa aykırılığı sabit olduğundan, öncelikle mahkemenizce, kanun maddesinin anayasa aykırı olması sebebiyle yürürlükten kaldırılması için Anayasa Mahkemesine somut norm denetimine başvurulmasına, şayet mahkemenizin başkaca bir dosyası tarafından somut norm denetimine başvurulduysa o dosyanın bekletici mesele yapılmasına ve nihayetinde davamızın kabulü yönünde hüküm kurulmasına, mahkeme aksi kanaatteyse anayasaya aykırılığı sabit olan kanun maddesinin, hükme esas alınarak Anayasa Mahkemesine somut norm denetimine başvurulmadan hukuka aykırı olarak davanın reddine ilişkin karar tesis eden yerel mahkeme kararının kaldırılarak dosyanın yerel mahkemeye iadesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesi talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.Dava, kooperatif üyeliğinden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir.Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
15.06.2022 tarih ve 31867 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7410 sayılı Çevre Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 2. maddesi ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’na eklenen geçici 11. maddede; “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla, Kayseri ilinde aşağıdaki şartları taşıyan yapı kooperatifleriyle sınırlı olmak üzere bu madde hükmü uygulanır.
a) İnşaatların etaplar halinde yapılarak teslim edilmesi,
b) Terkin edilmemiş olması,
c)Yapımı tamamlanan etapta bağımsız bölüm malikine kooperatifçe tahakkuk ettirilen bedelin ödenmiş olması,
ç) Kooperatif tarafından üyeye konutunun tapu devrinin yapılmış olması,
şartlarının birlikte sağlanması halinde; konutun tapu devrinin yapılmasından sonraki dönemler için yapı kooperatifi tarafından yönetim giderleri hariç olmak üzere her ne ad altında olursa olsun yapılmış borçlandırmalar veya bu kapsamda üçüncü şahıslara kooperatif tarafından yapılan alacağın devrine ilişkin işlemler hükümsüzdür.
Birinci fıkra kapsamındaki şartları birlikte sağlayan kişilere karşı yapı kooperatifinin veya bu alacağı devralan üçüncü kişilerin yapı kooperatifi nedeniyle açmış oldukları her türlü alacak veya tazminat davaları ile bu kapsamda yapılan ilamsız icra takipleriyle ilgili olarak; ilgilinin talebi halinde bu davalarda verilen ve henüz kesinleşmemiş mahkeme kararları ile kesinleşen dava ve takiplere dayanılarak başlatılan icra işlemleri, haciz, satış ve tahliye uygulamaları durdurulur. Bu alacaklar kapsamında kesinleşen ilamlara dayanılarak devam eden takipler ile kesinleşen icra takiplerine son verilmesi için birinci fıkra uyarınca bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 6 ay içinde borcun bulunmadığına dair davanın açıldığına ilişkin belgenin ibraz edilmesi zorunludur; borcun bulunmadığına ilişkin kesinleşen ilamın icra dairesine ibraz edilmesi halinde takip sonlandırılır.” düzenlemesine yer verilmiştir.Bu durumda, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın anılan yasal düzenleme uyarınca araştırılması, değerlendirilmesi, davacı kooperatifin işbu yasa kapsamında tanımlanan vasıfta ve şartları taşıyan bir yapı kooperatifi niteliğinde olup olmadığının tespiti,bu bakımdan davacı kooperatifin tüm defter, kayıt ve belgeleri üzerinde yerinde inceleme yaptırılarak, ana sözleşme hükümleri ,varsa anasözleşme değişiklikleri, tüm genel kurul kararları, bugüne kadar yaptığı ve teslim ettiği tüm inşaatlar,inşaatların/dairelerin yapım ve üyelerine teslim usulü/şekli de gözetilerek netice itibariyle davacı kooperatifin anılan yasanın geçici 11. Maddesi kapsamında yani a) bendi uyarınca İnşaatlarının etaplar halinde yapılarak teslim edilmesi şeklinde olup olmadığının ve ayrıca b),c) ve ç) bentlerinde yazılı diğer şartlar da dahil olmak üzere işbu tüm koşulların/şartların birlikte sağlanıp sağlanmadığı,bu nitelikte bir yapı kooperatifi olup olmadığı ile somut olayın da işbu geçici 11. Madde de belirtilen tüm koşulları birlikte sağlayıp sağlamadığının tespiti/belirlenmesi bakımından değerlendirilme yapılabilmesi için bir inşaat mühendisi, bir kooperatif alanında uzman bilirkişi ve bir mali müşavirden oluşan heyetten rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmekte iken bu hususlar yeterince araştırılmadan karar tesisi yerinde görülmemiş, davacının istinaf isteminin kabulü gerekmiştir.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle sonuç olarak HMK’nın 355. Maddesi uyarınca istinaf başvurusu sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda istinaf eden davacı vekilinin istinaf sebepleri yukarıda belirtilen yönlerden yerinde görüldüğünden HMK’nın 353/(1)-a.6. maddesi gereğince istinafa konu edilen yerel mahkeme kararın kaldırılmasına, 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-a.6. maddesi gereğince Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle yukarıda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye geri gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
2-HMK’nın 353/1-a.6 md. gereğince, KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 11/10/2022 tarih ve 2022/488 Esas – 2022/742 sayılı nihai kararın KALDIRILMASINA,
3-HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle yukarıda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talebi halinde davacıya iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmalı olarak yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf yoluna başvurma harcının ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
7-HMK. 302/5 maddesi gereğince iş bu ilamın kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararın yerine getirilmesi için gerekli bildirilmlerin, HMK. 359/4 maddesi gereğince iş bu kararın taraflarına tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dava dosyası üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince, KESİN olarak oybirliği ile karar verildi. 07/12/2022