Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/2636 E. 2022/2638 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2636
KARAR NO: 2022/2638
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/07/2022
ESAS NO: 2021/953
KARAR NO : 2022/571
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 08/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 08/12/2022
KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 06/07/2022 tarih ve 2021/953 E – 2022/571 K kararına karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;davalının, müvekkili kooperatifin ortağı olduğunu, kooperatifin 21/06/2015 tarihli genel kurulda kooperatifin devam eden konut inşaatlarının maliyetinin karşılanabilmesi için her bir üyenin 9.500,00-TL ödemesine, ödemelerin gününde yapılmaması halinde aylık %1.5 gecikme zammı alınmasına karar verildiğini, davalının bu maddi yükümlülüğü yerine getirmediği gibi genel kurul öncesi dönemlerden de aidat borcu bulunduğunu, bu nedenle Kayseri (kapatılan) 2. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının itiraz ederek takibi durdurduğunu, yapılan itirazın haksız olduğunu, alınan kararın kooperatifin tüm ortaklarını bağlayacağından bahisle davanın kabulü ile Kayseri (kapatılan) 2. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına davalının vaki itirazının iptaline, takibin devamına ve alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına, ayrıca yargılama giderlerinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Davalı tarafa usulüne uygun dava dilekçesi, tensip tutanağı, duruşma gün ve saatini bildirir davetiye tebliğine rağmen süresinde cevap dilekçesi sunmamış ancak duruşmalara katılarak “mahkemenizin 2020/10 esas sayılı dosyasında alınan bilirkişi heyet raporunu mahkemenize sunuyorum, 2010 yılında yapılan genel kurul toplantısında belirlenen borçları ödeyen üyelerin kooperatiften ilişiğinin kesilmesi şeklinde karar alındı. Ben de bu genel kurulda belirlenen borcumu ödedim, ayrıca o dönem kooperatifin bütün işlemleri tamamlanıncaya kadar belirlenen genel gider masraflarını da ayrıca bizden aldılar, o parayı bize faizi ile birlikte iade etsinler, bizde onlara geri verelim.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:Tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; “…Toplanan deliller yapılan yargılama sonucunda; kooperatif tarafından yapımı tamamlanan etap için bağımsız bölüm malikine tahakkuk ettirilen bedelin ödenerek tapunun davacıya verildiği, kooperatifin terkin edilmediği ve inşaatlara devam ettiği, davacı kooperatifin teslim edilen daire yönüyle davalıdan inşaat bedeli talebinde bulunduğu, bu bedelin 7410 sayılı yasanın 2.maddesinde belirtilen yönetim giderlerinden olmadığı anlaşılmakla 7410 sayılı yasanın 2.maddesi dikkate alınarak davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.-Açılan davanın REDDİNE, *** …” şeklinde karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı tarafından yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ :Davacı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Etap uygulamasının 1163 sayılı kanunun 23. Maddesinde düzenlenmiş bulunan “eşitlik ilkesine” temelde aykırı ve istisnai bir uygulama olup, bu hali ile ya anasözleşmede açıkça düzenleme sureti ile ya da ilgili bakanlığın onayına tabi olarak anasözleşme değişikliği ile yapılabilecek bir uygulama olup, müvekkili kooperatifin ana sözleşmesinde bu yönde bir hüküm bulunmadığı gibi, anasözleşme tadili de yapılmadığını, kooperatif inşaatlarının maddi imkanların kısıtlılığını, teknik ve fen bakımından zorunluluk, arsa temini gibi sebeplerle tüm inşaatların birlikte yapılması hususunda maddi imkansızlık v.s. sebeplerle yıllara sari olarak yapılması etap uygulamasının var olduğu anlamına gelmediğini, etap uygulamasında ortaklar baştan belirlenen etaplara bağlı olarak ortaklığa girmekte, her bir ortağın sadece tabi olduğu etaptan kura çekme imkânı bulunmakta ve genel giderler dışında etapların yapı maliyet hesabı, ödeme planı ve çoğu zaman daire nitelikleri hatta kimi zaman yapıldıkları bölge dahi farklı olduğunu, bu hali ile 23.maddenin (eşitlik ilkesi) istisnası niteliğindeki etap uygulaması ancak anasözleşmede bulunacak özel hükme veya bakanlığın onayı ile anasözleşme değişikliği şartına bağlı olduğunu, mahkemece bu yönde araştırma yapılmaksızın karar verilmesinin yerinde olduğunu, mahkemenin, geçici 11. maddede belirtilen diğer şartların varlığını da araştırma gereği duymadığını, davalının tapusunu alıp almadığı, fiilen daire tahsisi yapılıp yapılmadığını, davalının kesin hesabının yapılıp borcunun olup olmadığı hususu da araştırılmadığını belirterek; Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/953 E. 2022/328 K. sayılı kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne, ilk derece ve istinaf yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekili tarafından sunulan istinafa cevap dilekçesinde özetle; Yerel mahkemenin kararının usul ve yasaya uygun olduğunu , 2012 yılında üyelere kesin hesap tablosu çıkararak ödemeleri alan ancak akabinde sorumluluktan kurtulma niyetiyle hareket cderek bütün kusuru kendi durumumda bulunan üyelere yükleyen davacı kooperatifin kötüniyetli tutumunu gösterdiğini, a hukuken kötü niyetin korunmasının mümkün olmadığını, Bu hususta en temel ilke Türk Medeni Kanununda açıklığa kavuşturulduğunu 4721 sayılı TMK. – MD. 2 / Dürüst davranma : Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Şeklinde olduğunu , bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasının hukuk düzeni korumayacağını söz konusu alacak iddiasının hiç bir hukuki dayanağının bulunmadığını, kooperatif tarafından tapu devrinin yapıldığını , tarafına kesin hesap maliyeti tablosu altında tahakkuk ettirilen bedeli ödediğini, terkininde yapılmadığı hususlarının göz önünde bulundurulduğunda davanın reddi kararının yerinde bir karar olduğunu icra takibine yaptığı itirazında haklı olduğunu, icra takibinde haksız ve kötü niyetli olan davacının istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:HMK’nın 355. maddesine göre “İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
Dava, kooperatif üyeliğinden kaynaklanan alacak istemi ile başlatılan ilamsız icra takibinde borca itirazın iptali talebine ilişkindir.Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;15.06.2022 tarih ve 31867 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7410 sayılı Çevre Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 2. maddesi ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’na eklenen geçici 11. maddede; “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla, Kayseri ilinde aşağıdaki şartları taşıyan yapı kooperatifleriyle sınırlı olmak üzere bu madde hükmü uygulanır.
a) İnşaatların etaplar halinde yapılarak teslim edilmesi,
b) Terkin edilmemiş olması,
c)Yapımı tamamlanan etapta bağımsız bölüm malikine kooperatifçe tahakkuk ettirilen bedelin ödenmiş olması,
ç) Kooperatif tarafından üyeye konutunun tapu devrinin yapılmış olması,
şartlarının birlikte sağlanması halinde; konutun tapu devrinin yapılmasından sonraki dönemler için yapı kooperatifi tarafından yönetim giderleri hariç olmak üzere her ne ad altında olursa olsun yapılmış borçlandırmalar veya bu kapsamda üçüncü şahıslara kooperatif tarafından yapılan alacağın devrine ilişkin işlemler hükümsüzdür.
Birinci fıkra kapsamındaki şartları birlikte sağlayan kişilere karşı yapı kooperatifinin veya bu alacağı devralan üçüncü kişilerin yapı kooperatifi nedeniyle açmış oldukları her türlü alacak veya tazminat davaları ile bu kapsamda yapılan ilamsız icra takipleriyle ilgili olarak; ilgilinin talebi halinde bu davalarda verilen ve henüz kesinleşmemiş mahkeme kararları ile kesinleşen dava ve takiplere dayanılarak başlatılan icra işlemleri, haciz, satış ve tahliye uygulamaları durdurulur. Bu alacaklar kapsamında kesinleşen ilamlara dayanılarak devam eden takipler ile kesinleşen icra takiplerine son verilmesi için birinci fıkra uyarınca bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 6 ay içinde borcun bulunmadığına dair davanın açıldığına ilişkin belgenin ibraz edilmesi zorunludur; borcun bulunmadığına ilişkin kesinleşen ilamın icra dairesine ibraz edilmesi halinde takip sonlandırılır.” düzenlemesine yer verilmiştir.Bu durumda, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın anılan yasal düzenleme uyarınca araştırılması, değerlendirilmesi, davacı kooperatifin işbu yasa kapsamında tanımlanan vasıfta ve şartları taşıyan bir yapı kooperatifi niteliğinde olup olmadığının tespiti,bu bakımdan davacı kooperatifin tüm defter, kayıt ve belgeleri üzerinde yerinde inceleme yaptırılarak, ana sözleşme hükümleri ,varsa anasözleşme değişiklikleri, tüm genel kurul kararları, bugüne kadar yaptığı ve teslim ettiği tüm inşaatlar,inşaatların/dairelerin yapım ve üyelerine teslim usulü/şekli de gözetilerek netice itibariyle davacı kooperatifin anılan yasanın geçici 11. Maddesi kapsamında yani a) bendi uyarınca İnşaatlarının etaplar halinde yapılarak teslim edilmesi şeklinde olup olmadığının ve ayrıca b),c) ve ç) bentlerinde yazılı diğer şartlar da dahil olmak üzere işbu tüm koşulların/şartların birlikte sağlanıp sağlanmadığı,bu nitelikte bir yapı kooperatifi olup olmadığı ile somut olayın da işbu geçici 11. Madde de belirtilen tüm koşulları birlikte sağlayıp sağlamadığının tespiti/belirlenmesi bakımından değerlendirilme yapılabilmesi için bir inşaat mühendisi, bir kooperatif alanında uzman bilirkişi ve bir mali müşavirden oluşan heyetten rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmekte iken bu hususlar yeterince araştırılmadan karar tesisi yerinde görülmemiş, davacının istinaf isteminin kabulü gerekmiştir.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle sonuç olarak HMK’nın 355. Maddesi uyarınca istinaf başvurusu sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda istinaf eden davacı vekilinin istinaf sebepleri yukarıda belirtilen yönlerden yerinde görüldüğünden HMK’nın 353/(1)-a.6. maddesi gereğince istinafa konu edilen yerel mahkeme kararın kaldırılmasına, 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-a.6. maddesi gereğince Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle yukarıda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye geri gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
2-HMK’nın 353/1-a.6 md. gereğince, KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 06/07/2022 tarih ve 2021/953 E – 2022/571 K sayılı kararın KALDIRILMASINA,
3-HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle yukarıda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra sonucuna göre esastan bir karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye geri GÖNDERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL istinaf karar harcının talebi halinde kendisine iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmalı olarak yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf yoluna başvurma harcının ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
7-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4 maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dava dosyası üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince, KESİN olarak oybirliği ile karar verildi. 08/12/2022