Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/2626 E. 2022/2604 K. 07.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2626
KARAR NO: 2022/2604
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/10/2022 (ARA KARAR)
ESAS NO: 2022/800
DAVANIN KONUSU: Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
KARAR TARİHİ: 07/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 09/12/2022
KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 13/10/2022 tarih ve 2022/800 Esas sayılı ARA kararına karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:Davacı vekilinin ibraz ettiği dava dilekçesinden özetle: Davacı vekilinin 09/09/2022 tarihli dava dilekçesi ile “10/06/2022 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararların ve dava süresinde alınan kararların tedbiren durdurulması için ihtiyati tedbir ” talebinde bulunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; “…İhtiyati tedbir talebinin kabul edilebilmesi için yaklaşık ispat yeterli olup çekişmeli olan vakıanın gerçeğe yakın bir derecede ispatlanması gerekir. Mahkeme tarafından mevcut delillere göre tedbir isteyen tarafın hakkını muhtemel görmeli ve tedbir verilmesini gerektirir sebeplari de varit görmelidir. HMK’nun 390/3. maddesinde ihtiyati tedbir talebinin haklılığı konusunda tam bir kanaat değil, kuvvetle muhtemel yaklaşık bir ispatın yeterli olacağı öngörülmüştür. Somut talep nedeniyle dosya kapsamı itibarı ile ihtiyati tedbir isteğinin haklılığı konusunda yaklaşık ölçüde kanaat verici delil bulunmadığı, davacının dava dilekçesinde ileri sürdükleri iddiaların yargılamayı gerektirdiği, mevcut durum itibarı ile yaklaşık ispat sağlayıcı delil bulunmadığı, bu nedenlerle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesi gerektiği kanaati hasıl olmuştur. Davacının ihtiyati tedbir talebinin REDDİNE…” şeklinde karar verilmiştir.
Bu ara karara karşı davacı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Dava dosyasında belirtmiş oldukları davaya konu olayın tedbir verilmediği takdirde uygulanmasının yapılacağını ve bu uygulama neticesinde de telafisi mümkün olmayan zararların meydana gelebileceğini ve bu zararların telafisinin mümkün olmayacağını dava dilekçesinde gerekçeleri ile belirtmelerine rağmen bu gerekçelerinin hiç birinin dikkate alınmadığını, tedbiren beklenen hukuki sonuçların da tam bu zararı engellemeye yönelik olduğunu, davalıya tedbir talepleri mahkemece iletilmesine ve süre verilmesine rağmen, davalının bu taleplerine ilişkin delillerini ve cevabını bildirmeye yönelik hiçbir cevabi yazısının dosyalarında olmamasına rağmen tedbir taleplerinin reddedilmesi usulü zorunluluk olan delil ve cevap verme yükümlülüğünü yerine getirmeyen davalıya tanınmış olan bir usulü kolaylık haline gelmiş olduğunu, davalının nasıl olsa hiçbir delil ve cevap vermemiş olmasına rağmen böyle bir karar çıkmış olmasını mahkemenin nihai kararını da kendi lehine çıkaracağı yönünde bir algıya neden olabileceğini ve bu hususu kötüye kullanabileceği ihtimalinin çok yüksek olduğunu, dolayısıyla HMK’nın 393. Maddesinin bu nedenlerle uygulama alanı bulunup ret gerekçesinde belirtilen bu hususun artık geçerli olmadığını, yani davalının davasını sürelere uymayarak takip etmemesinin davanın taraflarınca usul ve esas yönünden kabul edilebilme haklılığının yüksek olması olarak değerlendirilmesinin zorunluluğunu doğurmakta olduğunu, tüm belirttikleri bu hususlar çerçevesinde mahkemenin vermiş olduğu kararın usul ve yasaya aykırı olduğu düşüncesiyle yerel mahkemenin tedbir taleplerinin reddine ilişkin kararına itiraz ettiklerini, kararın kaldırılarak tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Derdest dava, davalı şirketin 10/06/2022 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısının ve alınan tüm kararlarının iptali talebine ilişkindir.
Davacı, dava dilekçesi ile dava konusu genel kurul kararlarının uygulanmasının durdurulmasını ihtiyati tedbir olarak istemiş, mahkeme iş bu ihtiyati tedbir talebi yönünden T.T.K’nın 449. Maddesi gereğince beyanlarını/cevaplarını sunması için davalı şirket yönetim kuruluna tebligat yapılıp süre verilmesine dair 09/09/2022 tarihli ara karar tesis etmiş ve davalı şirkete tebliğ edilmiştir. Dava konusu genel kurulda şirketin kârının dağıtılmayarak sermayeye eklenmesine, sermaye arttırımının ne şekilde yapıldığının ve buna dair belgeler hakkında bilgi sunulan yönetim kurulunun beyanının alınmasına ve kabulüne, şirketin halihazırdaki sermayesinin 19.100.000,00 TL’den 45.000.000,00 TL’ye çıkartılmasına (11.331.881,00TL’sinin geçmiş yıllar kârından, geriye kalan 14.968.118,94 TL’sinin de taahhüt edilmek suretiyle olmak üzere) dair katılanların oy birliğiyle kararların alındığı anlaşılmıştır.
Mahkemece, 13/10/2022 tarihli gerekçeli ara kararı ile davacının haklılığının yaklaşık ispata dair koşullarının mevcut durum itibariyle bulunmadığı gerekçesiyle davacının söz konusu ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermiş, davacı vekili iş bu ara kararını süresinde istinaf etmiştir. İstinaf dilekçesinde ileri sürülen istinaf sebepleri, mahkemece verilmiş ve istinaf edilmiş gerekçeli ara kararda yazılı açıklamalar ile bu aşamadaki mevcut derdest dava dosya kapsamı birlikte incelenip değerlendirildiğinde: Derdest iş bu genel kurul toplantısında alınan kararların iptaline ilişkin davada, T.T.K’nın 449 vd. Maddesi gereğince istenen, genel kurul kararlarının icrasının ihtiyati tedbiren durdurulmasına ilişkin tedbir talebinin kabulü için yasaca aranan gerekli ve yaklaşık ispata dair yeterli koşulların bu aşamadaki mevcut dosya kapsamı itibariyle bulunmadığı anlaşıldığından, söz konusu ihtiyati tedbir talebinin reddi gerektiği sonucuna varılmıştır. Açıklanan nedenler, mahkemece verilen ve istinaf edilen gerekçeli ara kararda yazılı ayrıntılı açıklamalar, yasal sebep ve gerekçeler de birlikte gözetildiğinde, istinaf edilen ara kararda, usul, yasa ve bu aşamadaki mevcut dosya kapsamı yönlerinden bir isabetsizlik ve aykırılığın bulunmadığı, ara kararının hukuka uygun olduğu, bu nedenle davacı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşıldığından istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 gereğince reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 13/10/2022 tarih ve 2022/800 Esas sayılı ARA KARARININ hukuka uygun olduğu anlaşılmakla istinaf eden davacı, vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcı istinaf eden tarafça peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının derdest dava sonunda ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda değerlendirilmesine,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4 maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan incelemeyle HMK’nın 362/1-f ile 391/3 maddeleri uyarınca KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 09/12/2022