Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/257 E. 2022/246 K. 09.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/257
KARAR NO: 2022/246
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/11/2021
ESAS NO: 2021/809
KARAR NO: 2021/1047
DAVANIN KONUSU: Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/02/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 10/02/2022
Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/11/2021 tarih ve 2021/809 Esas – 2021/1047 sayılı kararı davacı vekili tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının 500 toplam hissesi olan davalı şirkette 125 hisseye sahip ortak olduğunu, davacının son yıllardaki şirket yönetiminden maddi anlamda memnun olmadığından ve hatta bu şirket ortaklığından dolayı zarar gördüğünden şirket ortaklığından ayrılmayı tercih ettiğini, şirketin 12/01/2007 tarihli esas sözleşmesi uyarınca şirket ortaklarına ortaklıktan çıkma hakkı ile ilgili yasada belirlenenlerin dışında özel prosedür öngörülmediğini, davalı şirketin kira, vergi, idari para cezası, işçilerin sosyal güvenlik prim borçları vb. borçlarının davacı tarafından ödendiğini, davalı şirket tarafından özenle tutulması gereken defter kayıtlarında davacının ödediği borçların hiçbirinin geçirilmediğini ve ticari defter ve kayıtların usulüne uygun olarak tutulmadığını, bu eylemlerin hiçbirinde davacının kusuru veya ihmalinin bulunmadığını, davacının Kayseri 1. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye nolu ihtarı ile ortaklıktan ayrılma beyanını şirket müdürü …’a gönderdiğini ileri sürerek; öncelikle tedbiren davacının davalı şirketteki ortaklık hak ve borçlarının dava tarihi itibariyle durdurulmasına, davacının davalı şirket ortaklığından ayrılmasına izin verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı şirket temsilcisi cevap dilekçesinde özetle; Ortaklardan …’un şirkete %25 hisse oranı ile ortak olduğunu, davacının şirkete müdür olarak atanan …’un davacının babası olduğunu, şirketin her yıl cirosunu arttırdığını, şirketin faal durumda olduğunu ve borçlarını ödemeye muktedir olduğunu, şirket ortağı …’un vergi borçlarından dolayı maaş haczi yaşamasının şirketlerinden kaynaklı bir sorun olmayıp tamamen vergi dairesinden kaynaklı bir problem olduğunu, şirketin borçlarının olmasının ticari hayatın bir gerçeği olduğunu, piyasaya ticari borçlarının bulunmadığını, şirket borçlarının kamu borcu olduğunu, şirket ortaklarının ne şekilde ortaklıktan ayrılacağının TTK’da belirlendiğini, ortakları …’un şirketten ayrılmasında kendilerince bir mahsur bulunmadığını, ortaklardan birisinin davacının babası diğerinin ise kardeşi olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; “….Yukarıdan beri gösterilen yasal düzenlemeler ve açıklamalar çerçevesinde ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verdiği anılan iki karar uayrınca görevin Tomarza mahkemelerine ait olduğundan dolayı görevsizlik kararı verilerek;…1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle Hakimler ve Savcılar Kurulunun kararı ve HMK nun 114/1-c maddesi ve HMK nun 115/2. maddesi gereğince davanın dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,2-Daha önceden görevsizlik kararı veren TOMARZA ASLİYE HUKUK (TİCARET MAHKEMESİ SIFATIYLA) MAHKEMESİNİN GÖREVLİ OLDUĞUNA,3-Mahkememiz ile adı geçen mahkeme arasında olumsuz görev uyuşmazlığı oluştuğundan işbu görevsizlik kararının kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi ve talep edilip gerekli posta giderlerinin verilmesi halinde GÖREV UYUŞMAZLIĞININ ÇÖZÜMÜ (MERCİ TAYİNİ) İÇİN DOSYANIN KAYSERİ BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ İLGİLİ HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA GÖNDERİLMESİNE,4-HMK.’nun 20. maddesi gereği kararın kesinleştiği tarihten veya kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde taraflardan birinin mahkememize başvurarak, dava dosyasının MERCİ TAYİNİ için gönderilmesini talep etmemesi halinde, HMK’nın 331/2. maddesi gereğince dava dosyanın mahkememizce ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,5-HMK nun 331. maddesi gereğince harç, vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece bir karara bağlanmasına,….” dair karar verilmiştir.İşbu kararı davacı vekili süresinde istinaf etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacının davalı şirkete %25 hisse ile ortak iken ortaklıktan ayrılmak istediğini, bu kapsamda davalı şirketteki hak ve borçlarının tedbiren durdurulması ve davalı şirketten ayrılmasına izin verilmesi maksadıyla Tomarza Asliye Hukuk Mahkemesinde (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) söz konusu şirkete karşı dava açıldığını, Tomarza Asliye Hukuk Mahkemesi ise görevsizlik kararı vererek görevli mahkemenin Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu belirttiğini, Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne intikal etmiş ve bu mahkemede de görevsizlik kararı verilerek Tomarza Asliye Hukuk Mahkemesi’nin Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla görevli olduğunun ifade edildiğini, davanın dava şartı eksikliğinden reddine karar verildiğini, söz konusu kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu her iki mahkemece de kabul edildiği ve somut olaydan açıkça anlaşıldığı üzere dava Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenmiş bir dava olduğunu, uyuşmazlığın çözüm yerinin ticaret mahkemesi olduğunu, davanın ticaret mahkemesinde görüleceği hususu “görev” konusunu ilgilendirirken yargı çevresinin neresi olduğu hususu “yetki” konusunu ilgilendirdiğini, davanın ticaret mahkemesinde görülmesi gerekliliği konusundan bir fikir ayrılığı mevcut olmadığını, Tomarza’da Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bulunmaması dolayısıyla Asliye Hukuk Mahkemesi’ne, ticaret mahkemesi sıfatıyla dava açıldığını, dava oradan Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesi’ne intikal ettiğini, her iki mahkemenin de Ticaret Mahkemesi olması sebebiyle göreve ilişkin usuli bir problem gözükmediğini, Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevsizlik kararının dayanağının, dava tarihi itibariyle uyuşmazlığın anılan HSK kararı gereğince kendi “yargı çevresine” dahil olmadığını, “yargı çevresi” yetki konusunu ilgilendiren bir durum olduğunu, kesin yetki olmayan hallerde mahkemenin yetkili olmasının dava şartı olmadığını, yetkiye itiraz edilmediği takdirde kesin yetki hali mevcut değilse yetkisiz bir mahkeme dahi davaya bakabileceğini, bununla birlikte uyuşmazlıkta kesin yetki söz konusu değilse, somut olayda da görüldüğü üzere dosya kendisine gönderilen ikinci mahkeme HMK M.21/1-ç uyarınca yetkisizlik kararı veremeyeceğini, söz konusu uyuşmazlığın “görev” hususunda olduğu kabul edilse dahi Kayseri Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin görevsizlik kararı vermesinin doğru kabul edilemeyeceğini, dava, TTK nedeniyle ticari bir dava olup görev alanı asliye ticaret mahkemesi olduğunu, Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bu davada ticaret mahkemelerinin görevli olduğunu kabul ettikten sonra kendisinin görevli olmadığını belirtmesinin tezat oluşturduğunu belirterek; yerel mahkeme tarafından verilen görevsizlik kararının ortadan kaldırılıp Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevli olduğuna dair karar verilerek, esas incelemeye geçilmesi için dosyanın yerel mahkemeye iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.Davacı dava dilekçesi ile, Ticaret Mahkemesi sıfatı ile Tomarza Asliye Hukuk Mahkemesi’ne şirket ortaklığından çıkma davası açtığı, mahkemece 16/09/2021 tarih, 2020/50 esas, 2021/117 sayılı kararı ile,HSK genel kurulunca Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yargı çevresinin Kayseri ili mülki sınırları olarak belirlenmesine dair kararın 01/09/2021 tarihi itibariyle uygulanacağından mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla bu tarih itibariyle görevinin sona erdiği, görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu, her aşamada resen gözetilmesi gerektiği, işbu kararın görevsizlik kararı niteliğinde olmayıp kesin nitelikte bir devir kararı olduğu, bu itibarla derdest dosyalarda 01/09/2021 tarihinden itibaren mahkemece yapılacak değerlendirmelerin usul ve yasaya aykırı olacağı anlaşılmakla, usul ekonomisi ilkeleri gerekçeleriyle dosyanın Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesi’ne devredilmesine karar verildiği, bu karara istinaden dosyanın Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne geldiği, Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/11/2021 tarih, 2021/809 esas, 2021/1047 sayılı kararı ile, 01/09/2021 tarihinden önce açılan davaların mahkemelerinin görev ve yetki alanı dışında kaldığı, 01/09/2021 tarihinden önce açılan davaların davanın açıldığı tarihteki görevli mahkemenin bakmaya devam etmesi gerektiği, bu nedenle Tomarza Asliye Hukuk Mahkemesi’nin (Ticaret mahkemesi sıfatıyla) görevsizlik/gönderme yönündeki kararının yerinde olmadığı, bu nedenle mahkemelerinin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin reddine, dosyanın HMK’nın 20. Maddesi gereğince talep halinde Tomarza Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verdiği, bu karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurduğu görülmüştür.Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun 08/07/2021 tarih ve 31535 sayılı Resmi Gazete’de yayınlan 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile “Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesi yargı çevresinin Kayseri ilinin mülki sınırları, olarak belirlenmesine, iş bu kararın 01.09.2021 tarihinden itibaren uygulanmasına.” karar verilmiştir.Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararında; Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yargı çevresinin Kayseri ilinin mülki sınırları olarak belirlenmesine işbu kararın 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına karar verildiği, kararın “01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına” ilişkin cümlenin yorumlanması gerektiği, Kurul tarafından bu kararın 01/09/2021 tarihinden önce açılan davalara uygulanıp uygulanmayacağı hususunun açıkça belirtilmediği görülmüştür.Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz. (T.C.Anayasası madde.37 ) Mahkemelerin kuruluşu, görev ve yetkileri, işleyişi ve yargılama usulleri kanunla düzenlenir. (T.C.Anayasası madde.142 ) Herkes davasının, medeni hak ve yükümlülükleriyle ilgili uyuşmazlıklar ya da cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamaların esası konusunda karar verecek olan, yasayla kurulmuş, bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından, kamuya açık olarak ve makul bir süre içinde görülmesini isteme hakkına sahiptir.(Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi madde.6) Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.(6100 sayılı HMK madde.1)Kanuni hâkim, görev ve yetkisi kanunla belli edilmiş olan mahkemenin hâkimidir. Dolayısıyla mahkemenin görev ve yetkisinin tayin edilmesi işleminin kanun ile yapılmış bulunmasıdır. Yargılanacak olan uyuşmazlığın gerçekleşmesinden önce yürürlükte bulunan kanunlar aracılığıyla görevi ve yetkisi belirlenmiş olan mahkemenin hâkimine, tabii hâkim denir. Bu çerçevede, tabii hâkim ilkesine uygunluğun sağlanması için, kanunla mahkemenin görev ve yetkisinin belirlenmesi işleminin yargılanacak olan uyuşmazlığın gerçekleşmesinden önce yapılmış olması şarttır. Tabii hakim ilkesi, kişilerin, hangi mahkeme önünde yargılanacaklarını kesin olarak bilmelerini mümkün kılmak, bağımsız ve tarafsız mahkemeler önünde yargılanma haklarını güvence altına almak, yargıya güveni sağlamak ve yürütmenin yargıya müdahalesini olabildiğince önlemek amaçlarına yönelmiştir. Bu ilke uyarınca herkes işlem veya eylem tarihinde tabi olduğu mahkeme ve hakim huzurunda yargılanma hakkına sahiptir. (A.Ü.H.F. Adalet MYO Yargı Örgütleri )
Yukarıda açıklanan kanuni hakim ilkesi, doğal hakim ilkesi, usul ekonomi ilkesi bu husustaki Anayasal düzenleme ve Anayasa Mahkemesi kararları, AİHS ve AİHM kararları birlikte değerlendirilip yorumlandığında, Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile, Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yargı çevresinin ilin mülki sınırları olarak belirlenmesine, işbu kararın 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına ilişkin kararının 01/09/2021 tarihinden sonra yeni açılacak davalar için geçerli olduğu ve uygulanması gerektiği,bu tarihten sonra yeni açılacak davalar yönünden yetkili ve görevli olduğu,mahkemelerin 01/09/2021 tarihinden önce açılan ve halen derdest olan elindeki Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görev ve yetkisine giren yani Asliye Ticaret mahkemesi sıfatıyla bakılan davaların açıldığı mahkemece sonuçlandırılması gerektiği şeklinde yorumlanması gerektiği,zira işbu türdeki derdest davalar yönünden sonuçlandırılmasına,kesinleşmesine kadar olmak üzere Asliye Hukuk mahkemesinin Asliye Ticaret mahkemesi sıfatına ilişkin yetki ve görevinin devam ettiği,bu nedenlerle Kayseri 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/11/2021 tarih, 2021/809 esas, 2021/1047 sayılı görevsizlik kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; dosyanın görevli/yetkili mahkeme sıfatıyla yargılamasına devam edilmek üzere Tomarza Asliye Hukuk Mahkemesine(Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 22/11/2021 tarih ve 2021/809 E – 2021/1047 sayılı nihai kararının hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince REDDİNE,
Dosyanın esastan incelenmesine ilişkin yargılamasına devam edilmesi için görevli/yetkili olan Tomarza Asliye Hukuk Mahkemesi’ne(Asliye Ticaret mahkemesi sıfatıyla) GÖNDERİLMESİNE,
2-Alınması gerekli olan 80,70 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından istinaf eden davacı tarafından peşin yatırılmış 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL istinaf karar ve ilam harcının istinaf eden davacıdan alınarak Hazineye Gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-HMK. 302/5 maddesi gereğince iş bu ilamın kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararın yerine getirilmesi için gerekli bildirilmlerin, H.M.K. 359/4 maddesi gereğince iş bu kararın taraflarına tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 362/1-c bendi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi. 09/02/2022