Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/2554 E. 2022/2561 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2554
KARAR NO: 2022/2561
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/09/2022
NUMARASI: 2022/356 E. 2022/689 K.
DAVANIN KONUSU: İflas (Doğrudan Alacaklı Tarafından Talep Edilen İflas (İİK 177))
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 24/11/2022
KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 26/09/2022 tarih ve 2022/356 E – 2022/689 K kararına karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; Kayseri 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/25 Esas ve 2016/310 Karar sayılı ilamıyla müvekkili lehine sonuçlandığını 39.742,21-TL’nın davalı kooperatiften yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verildiğini, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2017/110 Esas ve 2017/411 Karar sayılı ilamıyla ilk derece mahkemesinin vermiş olduğu kararın onandığını ve kararın kesinleştiğini, müvekkilinin söz konusu tazminat ödemesi için davalı kooperatife birkaç defa başvuruda bulunmasına rağmen davalı takip borçlusunun kooperatife ödeme yapmadığını, bunun üzerine müvekkilinin söz konusu mahkeme ilamını icraya koyduğunu ve takip borçlusu olan davalı kooperatife Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyasından icra emri gönderildiğini, ancak davalı takip borçlusu kooperatifin söz konusu icra emrine rağmen herhangi bir ödemede bulunmadığı gibi herhangi bir itirazda da bulunmadığını, davalının icra emirinin tebellüğ etmesine rağmen borcunu ödemediği ve herhangi bir itirazda da bulunmadığını beyanla İİK’nun 177. maddesi hükmü gereğince iflas talebimizin kabulü ile … ’nin iflasına karar verilmesini yargılama giderleri ve avukatlık ücretlerinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığından reddi gerektiğini, davacı tarafın dava dilekçesinden anlaşıldığı üzere İİK’nun 117/4. maddesi uyarınca ilama dayalı alacağın icra emrinin tebliği üzerine ödenmemesi sebebine dayalı olarak müvekkilin iflasına karar verilmesini istemiş ise de talep yerinde olmadığını, İİK’nun 117/4. maddesi hükmü uyarınca, “İlama müstenit alacak icra emriyle istenildiği halde ödenmemişse” borçlu hakkında takip yapılmaksızın doğrudan iflâsının istenebileceğini, dolayısıyla, borçlunun doğrudan iflâsının istenebilmesi için, ilama bağlı alacağın icra emri ile talep edilmesinin zorunlu olduğunu, dava dilekçesinde sözü edilen Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı ( eski esas Kayseri 6. İcra Dairesi … Esas) sayılı dosyasından müvekkiline çıkarılan icra emri tebligatının usulsüz olduğunu, zira dosya kapsamında tebliğ mazbatası incelendiği takdirde görüleceği üzere kapıcıdan sorulduğu beyan edilmiş ise de kapıcının kim olduğu belirtilmediğinden yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, İİK’nun ilgili hükmü işbu iflas davasının açılması için alacağın icra emriyle istenilmesini zorunlu kıldığından, icra emri tebligatının usulsüz olması sebebiyle kanunun aradığı istenilme şartı yerine getirilmiş olmayacağını belirterek kanunun aradığı koşulu sağlamayan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkeme kararında; “…Somut olayda davacı vekiline iflas avansını yatırması için usulüne uygun kesin süre verilmesine rağmen davacı tarafça iflas avansını yatırmamış ve bu nedenle dava şartı noksanlığı giderilememiş olmakla HMK’nun 114. ve 115. maddeleri gereğince iş bu davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi sonuç ve kanaatine varılmıştır (Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’ni 27/04/2015 tarihli, 2014/7945 Esas ve 2015/2915 Karar sayılı, 17/01/2017 tarihli, 2016/2973 Esas ve 2017/56 Karar sayılı, 14/04/2016 tarihli, 2015/1364 Esas ve 2016/2405 Karar sayılı kararları, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi’nin 14/09/2017 tarihli, 2017/1009 Esas ve 2020/370 Karar sayılı, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi’nin 11/11/2020 tarihli, 2020/1552 Esas ve 2020/248 Karar sayılı emsal kararı). Dava şartı yokluğundan HMK’nun 114/2 ve 115/2. maddesi gereğince davanın usulden reddine,…” şeklinde karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Kayseri 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 08/12/2016 Tarih, 2016/45 Esas, 2016/310 Karar sayılı ilamı ile örnek 4-5 ilamların icrası yolu ile icra takibi başlatıldığını, ilamın müvekkili lehine sonuçlanmış olup ilgili tarihte 39.742,21 TL’nin davalı kooperatiften yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verildiğini, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Daire Başkanlığının 2017/110 dosya numaralı 2017/411 sayılı karar ilamıyla ilk derece mahkemesinin vermiş olduğu kararın onandığını ve kesinleştiğini, davalı kooperatife söz konusu borcun ödenmesi için birkaç defa başvuruda bulunulmasına rağmen davalı kooperatifin ödeme yapmadığını, bunun üzerine müvekkilinin söz konusu mahkeme ilamını icraya koyduğunu ve davalı takip borçlusunun Kooperatife Kayseri Genel İcra Müdürlüğü 2020/119241 esas sayılı icra takip dosyasından icra emri gönderildiğini, davalı takip borçlusunun icra emrine rağmen herhangi bir ödemede bulunmadığı gibi itirazda da bulunmadığını, borçlu kooperatif ile anlaşmaya varılarak Kayseri Genel İcra Müdürlüğünce 14/06/2022 tarihinde … esas sayılı icra takip dosyasında borçların ödenmesine ilişkin bir taahütname düzenlendiğini, 22/04/2022 tarihinde görülen duruşmada İİK md.176 göndermesiyle md.160 gereğince iflas masraflarına avans olarak 18.000,00 TL’nin tensip zaptının tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde yatırılmasına ve ilan masraflarına karşılık avans mahiyetinde 4.000,00 TL’nin tensip zaptının tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde davacı tarafından karşılanmasına hükmolunduğunu, aksi halde davanın usulden reddedileceğinin belirtildiğini, verilen taahhüt gereğince ödeme planının hazırlanmış olup ve borçlu kooperatif ödemede bulunmaya devam ettiğini, bundan kaynaklı olarak da ilgili masrafların taraflarınca yatırılmadığını, verilen kararda 2022/689 numaralı kararda davanın usulden reddedildiğini, davalı kooperatifin davanın açılmasına sebebiyet verdiğini, davanın konusuz kaldığını, bu sebeplerden davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini ve lehlerine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinden taraflarınca istinaf kanun yoluna başvurma gerekliliğinin doğduğunu ileri sürerek istinaf başvurularının kabulü ile Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/356 Esas, 2022/689 Karar sayılı ilamının kaldırılmasına, davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 22/04/2022 tarihinde görülen duruşmasında İİK md.176 göndermesiyle md.160 gereğince iflas masraflarına avans olarak 18.000,00 TL’nin tensip zaptının davacı vekiline tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde yatırılmasına ve ilan masraflarına karşılık avans mahiyetinde 4.000,00 TL’nin tensip zaptının tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde davacı tarafından karşılanmasına hükmolunduğunu, aksi halde davanın usulden reddedileceğinin ihtaren bildirildiğini, fakat tebliğe rağmen davacı kesin süre içerisinde iflas avans ve giderlerini yatırmadığını, İİK’nın 160. Maddesinin ilk fıkrasında, iflas isteyen alacaklının masraflardan sorumlu olduğunun açıkça belirtildiğini, İİK’nın 160. Maddesi kamu düzeninden olup İflas isteyen alacaklı gerekli giderleri ödemek mecburiyetinde olduğunu, söz konusu hususun özel olarak düzenlenmiş bir dava şartı olduğundan iflas avansı yatırılmadan yargılamaya devam edilmesinin mümkün olmadığını, bu nedenle dava şartı eksikliği giderilemediğinden HMK’nın 114. ve 115. Maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesinin isabetli olduğunu, yerel mahkemece delillerin toplanması ve değerlendirilmesi neticesinde ulaşılan sonuçta hukuka aykırı herhangi bir durumun söz konusu olmadığından davacının istinaf kanun yolu başvurusunun reddi ile yerel mahkeme kararının onanması gerektiğini, zira davacı tarafın istinaf başvuru dilekçesindeki vekalet ücreti talebine istinaden; tarafların anlaşmış olmasının vekalet ücretine hükmedilmeyeceği anlamına gelmediğini, kaldı ki, müvekkili davalı tarafından borca itiraz ileri sürülmediğini, taraflar arasında vekalet ücreti alınmayacağına dair bir anlaşmanın da bulunmadığını, işbu nedenlerle davacı tarafın istinaf dilekçesindeki vekalet ücreti talebinin yersiz ve hukuki dayanaktan yoksun olmakla birlikte reddi gerektiğini beyan etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
H.M.K 355. Maddesi gereğince inceleme Kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmıştır. Dava icra ve iflas Kanunu’nun 177/4. üncü maddesinde düzenlenen ilama bağlı alacağın icra emri tebliğine rağmen ödenmemesi nedenine dayalı iflas davasıdır.Mahkemece icra ve iflas Kanunu’nun 160.ncı maddesinde öngörülen iflas avansını yatırması amacıyla davacıya tensip zaptının 12.ve 13. Numaralı bentlerinde iki haftalık kesin süre verildiği tensip zaptının 25.05.2022 tarihinde davacı vekiline tebliğ edildiği, tebliğe rağmen davacı tarafça avansın iki haftalık kesin süre içerisinde yatırılmadığı, mahkemece özel dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verildiği görülmüştür.Davacı davalı kooperatifin davadan sonra 14.06.2022 tarihinde borcu ödeme taahhüdünde bulunduğunu bu nedenle davanın konusuz hale geldiğini belirterek karara karşı istinaf yasa yoluna baş vurduğu görülmüştür. Davacı vekilinin mahkemeye gönderdiği 22.06.2022 tarihli dilekçe incelendiğinde; davalı kooperatifin davadan sonra 14.06.2022 tarihinde borcu ödeme taahhüdünde bulunduğunu bu nedenle davanın konusuz hale geldiğini belirtiği görülmüştür.
Mahkemece davacı vekiline iflas avansını yatırması için gönderilen ihtarın 25.05.2022 tarihinde tebliğ ediliği, tebliğe rağmen iki haftalık süre içerisinde iflas avansının davacı tarafça yatırılmadığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır.Davacının daha az masraflı genel haciz yolu ile alacağının tahsil etmek yerine davalı borçlu şirketin iflas yolu ile külli tasfiyesi ile alacağın tahsil etmek istemesi İİK hükümleri uyarınca tasfiye masraflarının yüklenmeyi kabul ettiği anlamına gelir. Dolayısıyla davacının tercih hakları vardır. 6100 sayılı HMK 114.maddesinde davacının yatırması gereken gider avansının yatırılmış olması dava şartıdır. Somut olayda davacı kendisine verilen kısa süreye rağmen iflas avansını yatırmamış bu nedenle HMK 114.maddesindeki dava şartı gerçekleşmemiştir.6100 sayılı HMK 115 maddesi gereğince mahkeme dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verilir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.
Somut olayda davacı vekilinin iflas avansını yatırması için usulüne uygun kesin süre verilmesine rağmen davacı vekili iflas avansını yatırmamış bu nedenle dava şartı noksanlığı giderilememiş olmakla HMK 114 ve 115 maddeleri gereğince iş bu davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi yönündeki mahkeme kararında isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin itirazları yerinde değildir. (Yargıtay 23. H.D 2011/19 Esas 2011/108 Karar)
Yukarıda belirtilen gerekçelerle ve HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf başvurusu sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda davacı tarafın söz konusu istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden ilk derece mahkemesinin istinafa konu edilen nihai kararının HMK’nın 353/1-b.1.maddesi gereğince usul veya esas yönünden hukuka uygun olduğu değerlendirilerek istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 26/09/2022 tarih ve 2022/356 E – 2022/689 K sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcı istinaf eden davacı tarafça peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile kararın tebliğinden itibaren 10 gün içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 24/11/2022