Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/2523 E. 2022/2543 K. 23.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/2523
KARAR NO: 2022/2543
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/06/2022
ESAS NO: 2022/254
KARAR NO: 2022/578
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 23/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 24/11/2022
KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen kararına karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:Davacı vekili dava dilekçesinde; davalılardan 557.000,00 TL karşılığında 92 adet büyükbaş hayvan satın aldığını, davalılara dava konusu hayvanlara karşılık diğer davacı şirket adına kayıtlı olan 440.000,00 TL bedelli daire verilerek kalan borç için 30/09/2020 vadeli 60.000,00 TL bedelli ve 30/11/2020 vadeli 57.000,00 TL bedelli iki adet bono imzaladıklarını ancak davalı tarafça söz konusu büyükbaş hayvanların 70 adedinin resmi devir işlerinin gerçekleşmediği gibi 22 adedinin de davalılara ait olmadığını öğrendiğini, dolayısıyla davalılara verilen 60.000,00 TL bedelli bono karşılığında davalılara herhagibir borcunun olmadığının tespiti ile davaya konu çekin ödenmesini engeller mahiyette ve muhtemel icra takiplerinin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılar üzerinden bırakılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı tarafa dava dilekçesi tebliğ edilmiş ancak cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; “…Davacı …’ın senede karşı tanıkla ispat yasağı kapsamında HMK m.201 hükmü uyarınca tanık dinletme isteminin reddine karar verilmiş, davacı …’ın başkaca kesin delil ve belgelerle davasını ispat edememesi nedeniyle dava dilekçesinde yer verdiği yemin teklifi hususu hatırlatılarak davalılara meşruhatlı yemin için davetiye gönderilmiş ve fakat usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen davalıların yemin için duruşmaya gelmemeleri nedeniyle yemin konusu hususları ikrar ettikleri anlaşılmıştır. Tüm bu çerçevede davacı …’ın iddia ettiği üzere 21/01/2020 tarihinde yapılan satış protokolü sonucunda alacağın sözleşme gereği senede bağlandığı, vadesi gelmiş bulunan 30/09/2020 tarih ve 60.000,00-TL bedelli emre yazılı senetten ötürü davacı …’ın davalılara herhangi bir borcu bulunmadığı anlaşılmakla davanın kabulüne, davacı …’ın davalılara borçlu olmadığının tespiti ile bu tutar ödenmiş olduğundan 60.000,00-TL ödemenin davalılardan istirdadı ile adı geçen davacıya verilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm tesis edilmiştir. BAM kaldırma kararında da belirtildiği üzere diğer davacı …. AŞ yönünden taraflarca takip edilmeyen dosyanın 14/01/2021 tarihinde işlemden kaldırılmasına karar verildiği ve 3 ay içerisinde yenilenmediği anlaşılmakla adı geçen davacı yönünden davanın HMKm.150/1 hükmü uyarınca açılmamış sayılmasına karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. Davacı …. AŞ yönünden işlemden kaldırılan ve 3 ay içerisinde yenilenmeyen davanın HMK m.150/1 gereği Açılmamış Sayılmasına, Davacı … Yönünden Davanın Kabulü İle; 20/01/2020 düzenleme tarihli, düzenleme yeri Kayseri, vade tarihi 30/09/2020, keşidecisi …. AŞ olan, lehtarı … olan, 60.000,00-TL bedelli emre yazılı senet yönünden davacı …’ın davalılara borçlu olmadığının tespitine, bu tutar ödenmiş olduğundan 60.000,00-TL’nin Davalılardan İstirdadı İle Adı Geçen Davacıya Verilmesine…” şeklinde karar verilmiştir. Bu karara karşı davalılar vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalılar vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; huzurdaki dava menfi tespit davası olarak açılmış olup karar aşamasında istirdat davasına çeviriliğini, tahkikat aşamadan sonra dava türünün değiştirilmesi mümkün değil iken menfi tespit davası son duruşmada davacı vekilinin beyanı ile istirdat davasına çevrildiğini, işbu durum hukuka aykırı olup kararın bozulması gerektiğini, kaldı ki davacı tarafça yapılmış bir ıslah da bulunmadığını, bu haliyle hukuka aykırı olan kararın bozulması gerektiğini, yerel mahkemenin 28/09/2020 tarihli ara kararında davanın zorunlu arabuluculuğa tabi olduğu yönünde karar verilmiş ancak eksiklik giderilmeden davaya devam olunduğunu, yerel mahkeme 28/09/2020 tarihli ara kararında buna ilişkin hüküm kurduğunu, ancak daha sonraki aşamalarda bu eksiklik giderilmemiş olmasına rağmen davaya devam olunmuş, aksi 0 yönde de bir karar verilmediğini, dava davacı yönünden işlemden kaldırılmış olmasına karşın bu husus göz ardı edilerek hatalı hüküm kurulduğunu, yerel Mahkemece -Davacı …. AŞ yönünden dosyanın HMK’nun 150/1 maddesi gereğince 3 ay içerisinde yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına- karar verildiğini, ancak … yönünden BAM kararına uyulmadığını, bu yönde hüküm kurulması gerekirken davacı yönünden davanın kabulüne karar verilmesi hukuka aykırı olduğunu, işbu nedenle anılan karar hukuka aykırı olup bozulması gerektiğini, davacı tarafça hazırlanan yemin metni hatalı olup davacı tarafça düzelttirilmediğini, mahkemece düzeltilen metin ise yine anlam karmaşası içermekle hukuka aykırı olup hükme esas alınması mümkün olmadığını, davacı tarafça mahkemeye sunulan yemin metni hatalı olup bu metinle yemin yaptırılması mümkün olmadığını, davacı tarafından dosyaya sunulan yemin metni davanın aydınlatılması için yeterli olmadığını, yemin delilinin kesin bir delil olması yani, hakimi bağlaması ve bunun ötesinde uyuşmazlığı kesin bir şekilde çözmesi nedeniyle, yemin sorusunun yeteri kadar açık olarak tespit edilmesi gerektiğini, dosyaya sunulan yemin metninin davacının dava dilekçesi ve talepleri ile örtüşmediği, somut uyuşmazlığı çözmek için yeterli olmadığını, yerel mahkemece düzenlenen metinde anlam karmaşası içermekle yemin metni olarak müvekkiline teklif edilmesinin mümkün olmadığını, müvekkil … ilinde ikamet ettiğini, katılmış olduğu ilk duruşmada davacının duruşmaya gelmemesi ve şirket yönünden davanın işlemden kaldırılması müvekkilince tahsilinin olmaması nedeniyle davanın tamamen işlemden kalktığı ve davacıların da parayı ödemiş olmaları nedeniyle dosyanın kapandığı yönünde hataya düşüldüğünü, müvekkilin daha sonra Kayseri ilinde duruşması olduğu öğrendiğini, duruşma için Bingölden Kayseriye geldiğini, adliye girişinde Covid tedbirleri kapsamında yapılan ektra kontroller ve yaşanan yoğunluk nedeniyle kısa bir gecikme ile içeri girebildiğini, ancak hakkın mahkemede duruşması olduğunu bilemediği için danışmaya sorduğunu, burada da duruşması görülemediğini, daha sonra daha önce duruşmasına girmiş olduğu mahkemeleri dolaştığını, duruşmasının olduğu salona gittiğinde ise hakime ve kaleme durumunu anlattığını ancak duruşmanın yapıldığı ve karara itiraz edebileceği söylendiğini, duruşma zabıtları incelendiğinde duruşma saatinin 10:16 olduğu ve duruşmanın 10:42 de alınarak müvekkil yokluğunda karar verildiği anlaşıldığını, adliye girişinde yaşanan aksaklıklar müvekkilinden kaynaklı olmayıp bu süreçte biraz daha anlayış gösterilmesi gerekirken müvekkil beklenmeden karar verildiğini, yerel mahkeme kararının bozularak dosyanın yeniden ilk derece mahkemesine gönderilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili tarafından sunulan istinafa cevap dilekçesinde özetle; Mahalli mahkeme tarafından verilen kararın usul ve yasaya uygun bulunması nedeniyle istinaf başvurusunun usulden ve esastan reddine karar verilmesine, vekalet ücreti ve masrafların karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini, talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:Dava, kambiyo senedi niteliğindeki bonodan kaynaklı menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir. HMK’nun 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda; Dosyada bulunan bilgi ve belgelere, istinaf edilen nihai kararda ayrıntıları yazılı açıklama, yasal sebep ve gerekçelere göre, ilk derece mahkemesinin olay nitelendirilmesi ve gerekçesi nazara alındığında, mahkemece yapılan tespit ve değerlendirmelerin dosya içeriğine ve yürürlükteki mevzuata uygun olduğu, kanıtların takdirinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, Dairemizin kaldırma kararı doğrultusunda yapılan yargılama sonucunda mahkemece verilen kararda yazılı açıklamalara, yasal sebep ve gerekçelere binaen, istinaf edilen kararda usul, yasa ve dosya kapsamı yönlerinden bir aykırılık bulunmadığı, dolayısıyla istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı değerlendirilerek, yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 30/06/2022 tarih ve 2022/254 E – 2022/578 K sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 4098,60 nispi istinaf karar ve ilam harcından istinaf eden davalı tarafından peşin yatırılmış 1025,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 3073,60 TL istinaf karar ve ilam harcının istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye Gelir kaydına,
3- İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4.maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 362/1-a bendi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi. 23/11/2022