Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/2519 E. 2022/2521 K. 17.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/2519
KARAR NO: 2022/2521
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/06/2022
ESAS NO: 2021/642
KARAR NO: 2022/539
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
İSTİNAF KARAR TARİHİ:17/11/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ:24/11/2022
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/06/2022 tarih ve 2021/642 Esas 2022/539 Karar sayılı ilamına karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya dairemize gelmekle dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; …. ‘ın maliki olduğu …. plakalı (…. Şasi No) motosikletin müvekkili şirket nezdinde …. tanzim tarihli ve …. nolu Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, 17.04.2018 tarihinde meydana gelen trafik kazasında ….’ın maliki olduğu …. plakalı motosiklet ile davalı ….’nin maliki olduğu …. plakalı aracın hasarına sebebiyet verdiğini, kaza sebebiyle …. plakalı araçta meydana gelen değer kaybı için müvekkili şirket tarafından davalı ….’ye 5.550- TL ödeme yapıldığını, ….’ın maliki olduğu …. plakalı motosikletin ….Mah. …. Sok. üzerinde bulunan … Otoparkından 15.04.2018 tarihinde çalınmış olduğunun tespit edildiğini, meydana gelen trafik kazasının …. plakalı motosikleti çalan şahıs/şahıslarca gerçekleştirildiğini, çalıntı motosikletin sebep olduğu kaza nedeniyle meydana gelen zarardan müvekkili şirketin sorumluluğu bulunmamasına rağmen müvekkili şirketin aracın çalındığını bilmediği için karşı araç maliki ….’ye 5.550-TL değer kaybı ödemesi yaptığını, ödeme yapıldıktan sonra ….’a ait motosikletin tescil belgesi ve plaka eksikliği nedeniyle otoparka çekildiğini ve otoparktan hırsızlığın 15/04/201 tarihinde yapıldığını; sonrasında 16/04/2018 tarihinde müvekkili şirkete sigorta ettirildiğini öğrendiklerini, kazanın olduğu 17/04/2018 tarihinde motosikletin otoparkta olması gerektiğini bilen ve kazaya ilişkin tutulan tutanaklardan haberi olan sigortalı ….’ın bu bilgileri zamanında müvekkili şirkete bildirmediğini, sigorta şartnamesinin kendisine verdiği yükümlülüklere aykırı davrandığını, müvekkili şirketin ödediği 5.550-TL’yi faiziyle birlikte geri almak için davalılara ihtar gönderdiğini, yapılan ihtar ve ihbarlara rağmen davalıların herhangi bir ödeme yapmadığını, alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığını, ancak takibe itiraz sonucu takibin durdurulduğunu, arabuluculuk görüşmesi gerçekleştirildiğini ancak anlaşma sağlanamadığını, bu nedenlerle öncelikle dava değeri olan 5.550TL tutara denk gelecek oranda davalıların malvarlığı üzerine ihtiyati haciz mahiyetinde ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesine, davalı-borçlular aleyhine alacağın %20’sinden az olmamak kaydı ile icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, icra takibinin devamına, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALI VEKİLİ’NİN İLK DERECE MAHKEMESİNE VERMİŞ OLDUĞU CEVAP DİLEKÇESİNDEN ÖZETLE: Diğer Davalı ve davacının müşterisi olan ….’ın maliki olduğu …. plakalı (…. Şasi No) motosikletin davacı şirket nezdinde 16.04.2018 tanzim tarihli ve …. nolu Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, 17.04.2018 tarihinde meydana gelen trafik kazasında ….’ın maliki olduğu …. plakalı motosiklet ile davacının maliki olduğu ….plakalı aracın hasarına sebebiyet verdiğini, kaza sonrası …. plakalı motosiklet sürücüsü kaza yerinden kaçtığını, davalının savcılığa yapmış olduğu başvuru neticesinde Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığının …. Soruşturma sayılı dosyası ile tespit edildiğini ve inceleme yapıldığını, ….’ın maliki olduğu ….plakalı motosikletin kusurlu olması nedeniyle kazaya sebebiyet verdiğini, söz konusu kazada kusurlu aracın ….tanzim tarihli ve …. nolu Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) sigorta poliçesi düzenleyen davacı şirket tarafından davalıya ait …. plakalı araçta meydana gelen değer kaybı sebebiyle davalıya 5.550,00 TL ödeme yapılmış olduğunu, davacı sigorta şirketinin davalıya yapılan ödemenin haksız olduğu ve bu sebeple müvekkile yapılan ödemenin iadesinin gerektiği bahsiyle davalıya icra takibi başlatmış olduğunu, Ankara 20. İcra Müdürlüğü …. Esas sayılı dosya ilamsız icra takibi yapılmış ve davalıya Örnek 7 Ödeme emri 29/11/2018 tarihinde tebliğ edilmiş ve davalının ilgili hukuka aykırı takibe aynı gün borç ve yetki yönünden itiraz etmiş olduğunu, davacı sigorta şirketinin Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A.6. Teminat Dışında Kalan Haller maddesi kapsamında yapılan ödemenin iadesi istemesinin davalı acısından her hangi yasal sorumluluğu bulunmamakta olduğunu, İlgili maddenin “H” fıkrasında; “Çalınan veya gasp edilen araçların sebep oldukları ve Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalının sorumlu olmadığı zararlar, aracın çalındığını veya gasp edildiğini bilerek binen kişilerin zarara uğramaları nedeniyle ileri sürülecek talepler ile çalan ve gasp eden kişilerin talepleri,” denildiğini, yukarıda belirtilen fıkra dikkatlice incelendiğinde davalının ilgili düzenlemede taraf olacağı bir durum yokken davalıyı taraf göstererek yapılan ödemenin iadesinin istenmesinin haklı bir sebebi olmadığını, davalnın söz konusu kazada mağdur olmuş ve kazaya karışan aracın çalıntı olduğunu bilmesini gerektirecek bir imkanı ve sorumluluğu mevcut değilken davacı sigorta şirketinin bu durumu araştırması ve basiretli bir tacir olarak gereken özen ve dikkati gözeterek hareket etmesi gerekmekte olduğunu, kaldı ki yapılan ödemeye sebebiyet veren poliçe sahibi diğer davalı ….’a ilgili ödemeyi rücu etmesi gerekirken davalıya haksız ve hukuka aykırı şekilde icra takibi yapılmasının kabulü mümkün olmadığını, İlamsız Takiplerdeki Genel Yetki Kuralları: Borçlunun, MK gereğince (m. 19-22) ikametgahı (yerleşim yeri) sayılan yerdeki icra dairesi genel yetkili icra dairesi olduğunu, yani, her “ilamsız takip” hakkında, başka “kesin yetki hükmü” bulunmadıkça borçlunun takip tarihindeki ikametgahının bulunduğu yer icra dairesisinde yapılabileceğini, bu sebeple her iki borçlunun ikameti olan Kayseri ilinde açılması gereken icra takibinin yetkisiz Ankara 20. İcra Müdürlüğünde açılmasının kötü niyetli olunduğunun en büyük delili olduğunu, açıklanan ve İİK 50. Madde gereği yetkisiz yerde açılan icra takibinin iptali gerekmekte olduğunu belirterek davacının haksız ve kötü niyetli olarak yapmış olduğu icra takibinin iptali ve davacının icra takibinin haksız ve kötü niyetli olduğundan %20’dan aşağı olmamak üzere İcra kötü niyet tazminatına mahkûmiyetine karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda “… Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda, her ne kadar davacı sigorta şirketi tarafından 17/04/2018 tarihinde meydana gelen kazadan kaynaklı davalının ….plakalı aracının değer kaybetmesi nedeni ile yapılan ödemenin iadesi amacı ile sigortalı …. ile davalı hakkında takip başlatılmış ise de, davalı hakkında açılan davanın Kayseri 3. Tüketici Mahkemesi’nin tefrik ve görevsizlik kararı ile mahkememize gönderilmesi ve Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi’nin Mahkememizin görevli olduğuna ilişkin kararı sonrası deliller toplanmış ve bilirkişi heyetinden 18/01/2022 ve 18/04/2022 tarihli raporlar alınmış olup raporda davalının rücuen tazminat talebinden sorumlu olmayacağının belirtilmiş olduğu görülmekle bilirkişi raporunun denetime elverişli ve hükme esas alınacak nitelikte olması nedeni ile bilirkişi raporuna itibar edilmiş ve yine davalının davacının sigortalısı olmaması, zarar gören olmasıda dikkate alınmış ve böylece davanın reddine, davalı tarafça takibin haksız ve kötü niyetle yapıldığı ispatlanamadığından davalı tarafın tazminat talebinin İİK mad. 67/2 gereği reddine karar vermek gerekmiş ve hüküm kurulmuştur.1-Davanın REDDİNE, 2-Davalı tarafça takibin haksız ve kötü niyetle yapıldığı ispatlanamadığından davalı tarafın tazminat talebinin İİK mad. 67/2 gereği reddine…” dair karar verilmiştir.
İş bu kararı davacı vekili süresinde istinaf etmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davalı ….’ın maliki olduğu …. plakalı motosiklet müvekkili şirket nezdinde …. tanzim tarihli ve ….nolu Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu 17/04/2018 tarihinde meydana gelen trafik kazasında ….’ın maliki olduğu …. plakalı motosikletin diğer davalı ….’nin maliki olduğu …. plakalı aracın hasarına sebebiyet verdiğini, kaza sebebiyle …. plakalı araçta meydana gelen değer kaybı sebebiyle müvekkili şirket tarafından davalı….’ye 5.500,00 TL ödeme yapıldığını, trafik kazasının motosikleti çalan şahıslar tarafından gerçekleştirildiğini, müvekkili şirketin araç değer kaybı için davalı araç malikine ödemede bulunduktan sonra sigortalı aracın çalındığını öğrendiğini, bilirkişi heyetince dosyaya kazandırılan raporlarda taraflarının aleyhine olacak şekilde davalı ….’ın dava konusu olayda işleten sıfatının bulunmadığını dolayısıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulmayacağını, ödeme yapıldıktan sonra öğrendikleri bilgilere göre davalı sigortalıya ait motosiklet tescil belgesi ve plaka eksikliği nedeniyle otoparka çekildiğini, mahkeme huzurunda görülen davada, sigortalıya ait aracın kazadan önce 15/04/2018 tarihinde çalındığını, mahkeme ve bilirkişilerce dosyaya yapılan itirazlarının değerlendirilmediğini, sigortalının sorumlu olmaması halinde işleten sorumluluğunu üstlenen zorunlu mali sorumluluk sigortasının aynı yasa ve zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarının A. 6. H maddesine göre işleten için getirilmiş kurtuluş beyyesinden yararlanarak sorumlu olmayacağının dikkate alınmadığını, tüm bu nedenlerle hatılı ev eksik incelemeye dayanan karar yönünden tehiri icra kararı verilmesini, istinaf incelemesinin neticesinin beklenmesini, istinaf kanun yolu başvurularının kabulünü, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda davalarının kabulüne karar verilmesini, tüm yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava / talep 5.500TL alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.Mahkemece davacının talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı taraf kararı istinaf etmiştir. İstinaf dilekçesinde netice olarak istinaf yoluyla kaldırılarak düzeltilmesi istenen karardaki redde konu miktarın 5.500TL olduğu anlaşılmıştır.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “İstinaf Yoluna Başvurulabilen Kararlar” başlığını taşıyan 341. maddesinin 2. fıkrasında açıkça; “Miktar veya değeri üç bin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir.” 4. Fıkrasında :”(4) Alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü üç bin Türk Lirasını geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz.” şeklinde düzenlenmiştir. 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun ile değişik Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ”istinaf yoluna başvurulabilen kararlar” kenar başlığını taşıyan 341. maddesinin 2-3-4. fıkralarında değişiklik yapılarak “binbeşyüz” Türk Lirası ibaresi “üçbin” Türk Lirası olarak değiştirilmiş, yine 6763 sayılı Kanunun 47. maddesinde kanunun yayımı tarihi ile yürürlüğe gireceği aynı Kanunun “Parasal sınırların artırılması” başlıklı ek 1. maddesinde;”(1) 200 üncü, 201 inci, 341 inci, 362 nci ve 369 uncu maddelerdeki parasal sınırlar her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların; o yıl için 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanır. Bu şekilde belirlenen sınırların on Türk lirasını aşmayan kısımları dikkate alınmaz. (2) 200 üncü ve 201 inci maddelerdeki parasal sınırların uygulanmasında hukuki işlemin yapıldığı, 341 inci, 362 nci ve 369 uncu maddelerdeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktar esas alınır.” hükmü getirilmiştir.
Mahkemece 22/06/2022 tarihinde nihai karar verilmiş olup, HMK 341/2-4 maddesi uyarınca hükmün verildiği tarih itibariyle kesinlik sınırı 8.000TL’dir. Dolayısıyla davacının istinaf talebine konu olan işbu nihai karar,reddedilen karar miktarı itibariyle 8.000 TL nin altında olduğundan karar tarihi itibariyle KESİN nitelikte bir karardır.
“Ön inceleme MADDE 352- (Değişik: 20/7/2017-7035/28 md.)
(1) Bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince dosya üzerinde yapılacak ön inceleme sonunda aşağıdaki durumlardan birinin tespiti hâlinde öncelikle gerekli karar verilir:
a) İncelemenin başka bir dairece veya bölge adliye mahkemesince yapılmasının gerekli olması
b) Kararın kesin olması
c) Başvurunun süresi içinde yapılmaması
ç) Başvuru şartlarının yerine getirilmemesi
d) Başvuru sebeplerinin veya gerekçesinin hiç gösterilmemesi
(2) Ön inceleme heyetçe veya görevlendirilecek bir üye tarafından yapılır ve ön inceleme sonunda karar heyetçe verilir.
(3) Eksiklik bulunmadığı anlaşılan dosya incelemeye alınır.” şeklindeki yasa hükmü gereğince dosya üzerinden yapılacak ön incelemede kararın kesin olduğunun tespiti halinde ön incelemede öncelikle gerekli kararın verilmesi gerekir.
Davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna konu edilen hükmün dava/talep ve dolayısıyla reddedilen karar miktarının 5.500TL’ ye ilişkin olduğu görülmüş olup HMK 341/2-4 maddesi gereğince hükmün verildiği tarih itibariyle miktar veya değeri sekiz bin Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin verilmiş kararlar kesin olup istinaf kanun yoluna gidilemeyeceği hüküm altına alındığından, davacının istinaf başvuru dilekçesinin Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 346/1. maddesi uyarınca kararı veren mahkeme tarafından reddine karar verilmemiş ise de; aynı Kanun hükmü ve 352/1-b maddesi uyarınca, istinaf başvuru dilekçesinin kesin olan bir karara ilişkin olması sebebiyle davacının istinaf başvurusunun HMK 341/2-4 ve 352/1-b maddeleri gereğince usulden reddine dair dosya üzerinden yapılan ön incelemede karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinafa konu ettiği davaya ilişkin dava/talep ve dolayısıyla reddedilen karar miktarı 5.500TL olup, işbu miktarın karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı kapsamında kaldığı anlaşıldığından davacının istinaf başvurusunun/dilekçesinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341/2-4 ve 352/1-b maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-İstinaf eden davacıdan alınan istinaf karar harcının talebi halinde kendisine iadesine,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf posta/yargılama giderlerinin ve istinaf yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; HMK’nın 359/4 maddesi gereğince de karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan ön inceleme ile HMK 362/1-a bendi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi. 17/11/2022