Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/2368 E. 2022/2339 K. 02.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/2368
KARAR NO: 2022/2339
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/09/2022
ESAS NO: 2022/190
KARAR NO: 2022/638
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ:02/11/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ:14/11/2022
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/09/2022 tarih ve 2022/190 Esas 2022/638 Karar sayılı ilamına karşı ,davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya dairemize gelmekle dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davaya konu … Bankası tarafından verilmiş olan , … Şubeli, … seri numaralı , 15.09.2021 tarihli 134.000,00 TL tutarlı çekin davalı şirketçe bankaya ibraz edildiğinde çekin karşılığı çıkmaması sebebiyle bankaca 2.670,00 TL güvence parası verip çekin 131.330,00 TL kalan karşılığı çıkmamış olup davalı şirket tarafından müvekkili şirketin aleyhine Kayseri Banka Alacakları İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ancak müvekkil şirketin imza yetkisinin sadece … T.C. Kimlik numaralı … ‘da mevcut olduğunu, davalı taraf ile müvekkil şirket arasında herhangi bir ticaret yada alışveriş olmadığını, davalı tarafın müvekkil şirkete herhangi bir borcunun bulunmadığını, davalı şirketin müvekkil şirketin tanzim etmediği ve şirketin temsilcisinin imzalamadığı çek sebebiyle müvekkile haksız yere icra takibi başlattığını, Kayseri Banka Alacakları İcra Dairesinin … esas ayılı dosyasında müvekkil şirketin borçlu olarak yer alıyor olmasından işbu davayı açma zaruriyetinin hasıl olduğunu, ayrıca davalı tarafın işbu davayı açmayı zaruri hale getirmesinden ötürü %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, bahse konu çekteki imzanın müvekkile ait olmamasının tespitine, müvekkilin Kayseri Banka Alacakları İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasındaki borçtan sorumlu olmadığının tespitine, Kayseri Banka Alacakları İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasının icra takibinin iptaline karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALI VEKİLİ’NİN İLK DERECE MAHKEMESİNE SUNMUŞ OLDUĞU CEVAP DİLEKÇESİNDEN ÖZETLE: Müvekkili banka ile dava dışı … Ltd. Şti arasına genel kredi sözleşmesi imzalandığını, imzalanmış sözleşme hükümleri gereğince kredi kullandırıldığını, keşidecisinin davacı şirket olduğu dava konusu yapılan … A.Ş. … Şubesine ait … numaralı 150.9.2021 keşide tarihli 134.000,00 TL bedelli çekin dava dışı kredi borçlusu … ve … Ltd. Şti. Adına ve hesabına tahsil edilmek üzere ciro ile müvekkil bankaya , dava dışı kredi borçlusu şirket tarafından teslim edildiğini, müvekkili banka tarafından tahsil edilmek için 15.09.2021 tarihinde muhatap bankaya ibraz edildiğini ancak çek hesabında karşılığı bulunmadığından muhatap bankanın kaynağından çek yaprak bedili sorumluluğu olan 2.670,00 TL ödendiğini , bu durumun çek arkasına şerh edildiğini, karşılığı bulunmayan dava konusu çek hakkında alacaklı müvekkil banka tarafından 17.09.2021 tarihinde Kayseri Banka Alacakları İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyası ile karşılıksız kalan 131.330,00 TL si için kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapıldığını, icra dosyasının kesinleştiğini, takip sonrası davacı şirket tarafından imzaya ilişkin bir itirazın olmadığını, mezkur çek hakkında Kayseri 3.İcra Ceza Mahkemesinde davacı şirket yetkilisi … hakkında çeki ile ilgili karşılıksız işlem yapılmasına sebebiyet verme suçuna ilişkin davanın devam ettiğini, mezkur çekin lehtar ve ara ciranta olan dava dışı kredili müşteri şirket tarafından müvekkile ciro yolu ile kredi borcundan mahsup edilmek üzere teslim edildiğini, davacı şirkete ait çekin imzalanarak dava dışı lehtar … Ltd. Şti adına düzenlenip verildiğini, lehtar şirket tarafından ciro ve teslim yolu ile müvekkil bankaya geçtiğini, imzanın davacı şirket yetkilisine ait olup olmadığı hususunda müvekkili bankanın bilgisinin bulunmadığını, davacı şirketin dava konusu çekin kendilerinin düzenlemediği ve imzalamadıklarını, çekin çalındığını/kaybolduğundan bahisle dava açmışlar ise de çekin çalındığına ilişkin şikayet , iptaline ilişkin açılmış herhangi bir davadan bahsedilmediğini, bu iddiaların çek lehtarına yönetilmediğini, haksız ve hukuka aykırı davanın reddi ile davacı aleyhine dava konusu icra takip alacağının %20 sinden aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda “… Tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirildiğinde; Davacı vekili tarafından davaya konu çekin, … Bankasında çek hesabı açan ve bu hesap üzerinden çek koçanı temin eden müvekkili şirketin, işbu … seri numaralı çekin müvekkili şirketin rızası olmadığı ve müvekkili şirketin temsilcisi tarafından tanzim edilmeyen çek nedeniyle müvekkili şirketin hukuken sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, … T.A.Ş. tarafından 17.09.2021 tarihinde Kayseri Banka Alacakları İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasına takip yapılan … Şubesine ait … keşide tarihli keşidecisi … Limited Şirketi olan … seri numaralı 134.000,00 TL bedelli çekten dolayı haciz yolu ile takip yapılması nedeniyle müvekkili şirketin açılan icra takibi yönünden borçlu olmadığının tespiti talep edilmiştir. Mahkememizce davaya konu çekin ön yüzünde imzası bulunan davacı şirketin yetkilisi … ‘a ait imza örnekleri ilgili yerlerden celp edilerek grafolog bilirkişi vasıtasıyla bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup alınan raporda da ayrıntılı olarak yazdığı üzere davaya konu çekin ön yüzünde keşideci adına atılı bulunan imzanın, mevcut mukayese imzalarına kıyasen … ‘ın elinden çıkmadığı kanaatine varıldığından davanın kabulüne karar vermek gerekmiş, davacı taraf kötü niyet tazminatı da talep etmiş ise de davalı ciro yolu ile çeki aldığından ve kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından davacının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiş olup hüküm kurulmuştur. 1-Davanın KABULÜ ile; Davaya ve Kayseri Banka Alacakları İcra Dairesinin … esas sayılı icra dosyasına dayanak yapılan … Şubesine ait 15/09/2021 keşide tarihli keşidecisi … Limited Şirketi olan … seri numaralı 134.000,00 TL bedelli çekten dolayı davacının davalıya BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE, 2-Davalı ciro yolu ile çeki aldığından ve kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından davacının kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE…” dair karar verilmiştir.
İş bu kararı davalı vekili süresinde istinaf etmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davalı müvekkili banka ile dava dışı … Ltd Şti arasına genel kredi sözleşmesi imzalandığını, imzalanmış sözleşme gereğince kredi kullandırıldığını, keşidecisinin davacı şirket olduğunu, dava konusu yapılan … Bankası A.ş … Şubesi’ne ait … numaralı 15/09/2021 keşide tarihli 134.000,00 TL bedelli çekin dava dışı kredi borçlusu … Ltd Şti adına ve hesabına tahsil edilmek üzere ciro ile müvekkili bankaya, dava dışı kredi borçlusu şirket tarafından teslim edildiğini, karşılığı bulunmayan dava konusu çek hakkında alacaklı müvekkili banka tarafından 17/09/2021 tarihinde Kayseri Banka Alacakları İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile karşılıksız kalan 131.330,00 TL si için kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapıldığını, Kayseri 3. İcra Ceza Mahkemesi’nde 2021/476 Esas sayılı dosyası ile davacı şirket yetkilisi … hakkında çek ile ilgili karşılıksız işlem yapılmasına sebebiyet verme suçuna ilişkin davanın devam ettiğini, dava konusu imza inkarında bulunan çekin yüksek mali değere sahip belge olması nedeni ile teknik imkanı daha fazla olan Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi’nde daha ileri teknik cihazlar sayesinde imza incelemesi yapılması için bilirkişi raporuna itirazlarının yerel mahkemece reddedildiğini, dosyada mevcut yeterli olmayan bilirkişi raporunun dikkate alınarak karar verildiğini, inkar edilen imzanın geçerlik tespitinin birçok açıdan inceleme ile yapıldığını, sahteciliğin tespitinin uzmanlık gerektirdiğini, takip öncesinde dava konusu çek ile ilgili ödemeden men yasağı bulunmamasının buna dair davacı tarafından yapılmış kayıp çalıntı, sahtecilik şikayeti bulunmadığını, atılı bulunan imzanın kendilerine ait olmadığı iddialarının mali değeri olan belgedeki imza inkarının davalı bankaya zarara uğratmak amacıyla yapılmış olduğunun kanıtı olduğunu, daha ileri teknoloji ile daha detaylı inceleme yapılması için Adli Tıp Kurumundan rapor alınması gerektiğini, tüm bu nedenlerle yerel mahkeme tarafından verilen davanın kabulüne dair kararının kaldırılmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin istinafa cevap dilekçesinden özetle; davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:Dava, davaya ve takibe konu çekten dolayı davacı şirketin davalıya karşı sorumluluğunun (borcunun) bulunmadığının tespiti, takibin iptali ve kötü niyet tazminatı istemlerine ilişkindir.Somut olaydaki uyuşmazlığın, mahkemece aldırılan imza incelemesine ilişkin raporun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olup olmadığı noktasında toplandığı görülmektedir.Her ne kadar Mahkemece, Grafoloji Uzmanı Blirikişi Dr. … tarafından düzenlenen 08.08.2022 tarihli rapor dikkate alınarak dava ve takip konusu çekteki imzanın davacı şirket yetkilisine/ temsilcisine ait olmadığı kabul edilerek hüküm kurulmuş ise de; imza incelemesinin teknik donanıma sahip, grafolojik ve grafometrik yöntemlerle gerçekleştirilmiş olması ve bu hususta düzenlenen raporun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olması gerekmektedir.Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 30.05.2001 gün 2001/12-436 E., 2001/467 K. ve 06.06.2001 tarih 2001/12-466 E., 2001/483 K. sayılı kararlarında da aynen benimsendiği üzere; herhangi bir belgedeki imza veya yazının atfedildiği kişiye ait olup olmadığı hususunda yapılacak bilirkişi incelemesinin, konunun uzmanınca ve yeterli teknik donanıma sahip bir laboratuvar ortamında, optik aletler ve o incelemenin gerektirdiği diğer cihazlar kullanılarak, grafolojik ve grafometrik yöntemlerle yapılması, bu alet ve yöntemlerle gerek incelemeye konu ve gerekse karşılaştırmaya esas belgelerdeki imza veya yazının tersim, seyir, baskı derecesi, eğim, doğrultu gibi yönlerden taşıdığı özelliklerin tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenip karşılaştırılması; sonuçta, imza veya yazının atfedilen kişiye ait olup olmadığının, dayanakları gösterilmiş, tarafların, mahkemenin ve İstinaf Mahkemesinin denetimine elverişli bir raporla ortaya konulması, gerektiğinde karşılaştırılan imza veya yazının hangi nedenle farklı veya aynı kişinin eli ürünü olduklarının fotoğraf ya da diğer uygun görüntü teknikleriyle de desteklenmesi şarttır.Hal böyle olunca davacı tarafın rapora itirazı olduğu da nazara alınarak, konunun uzmanınca ve yeterli teknik donanıma sahip bir laboratuvar ortamında, optik aletler ve o incelemenin gerektirdiği diğer cihazlar kullanılarak, grafolojik ve grafometrik yöntemlerle yapılması, bu alet ve yöntemlerle gerek incelemeye konu ve gerekse karşılaştırmaya esas belgelerdeki imza veya yazının tersim, seyir, baskı derecesi, eğim, doğrultu gibi yönlerden taşıdığı özelliklerin tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenip karşılaştırılması; sonuçta, imza veya yazının atfedilen kişiye ait olup olmadığının, dayanakları gösterilecek şekilde, tarafların, mahkemenin ve İstinaf denetimine elverişli bir raporla ortaya konulması amacıyla dosyanın Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi yada bu konuda rapor düzenleyebilecek kurum ve kuruluşlar nezdinde bilirkişiye gönderilmesi gerekmektedir. Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde denetime ve hüküm kurmaya yeterli ve elverişli olmayan, imza incelemesi konusunda rapor düzenleyebilecek kurum ve kuruluşlardan alınmadığı anlaşılan bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması nedeniyle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle sonuç olarak davalı tarafın istinaf başvurusu sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda, söz konusu istinaf sebepleri yerinde görüldüğünden, davalının istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/(1)-a.6. maddesi gereğince, KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 06/09/2022 tarihli 2022/190 E – 2022/638 K sayılı kararın kaldırılmasına,HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle yukarıda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalının istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
2-HMK’nın 353/1-a.6 md. gereğince, KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 06/09/2022 tarihli 2022/190 E – 2022/638 K sayılı kararın KALDIRILMASINA,
3-HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle yukarıda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
4-Davalı tarafından yatırılan 2.207,30 TL istinaf karar harcının talebi halinde davalıya iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmalı olarak yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf yoluna başvurma harcının ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
7-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; HMK’nın 359/4 maddesi gereğince de karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dava dosyası üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince, KESİN olarak oybirliği ile karar verildi. 02/11/2022