Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/2365 E. 2022/2399 K. 03.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/2365
KARAR NO: 2022/2399
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/10/2021
ESAS NO: 2019/620
KARAR NO: 2021/823
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 03/11/2022
İSTİNAF KARAR
YAZIM TARİHİ:04/11/2022
Kayseri1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/10/2021 tarih ve 2019/620 Esas – 2021/823 sayılı kararı davalı vekili tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı kooperalifçe alınan genel kurul kararı doğrultusunda kesin hesap ve ek kesin hesap maliyeti çıkartıldığını, 30/06/2018 tarihli genel kurul toplantınsın 8. maddesi ile kesin maliyet sonucu belirlenen üye borçlarının 24 eşit taksitte ödenmesinin kabul edildiğini, aynı toplantının 9. maddesinde … A.Ş. tarafından kredinin kat edilmesi ve inşaat maliyetlerinin artması nedeni ile kök maliyete ilave olarak ek maliyet çıkartılması, çıkan bu ek maliyetin de kök maliyete ilave edilerek 8. madde şartları dahilinde ödenmesi konusunda yönetim kuruluna yetki verildiğini, daha sonra 24/05/2019 tarih 24 sayılı ve kayyım onaylı kooperatif yönetim kurulu kararı ile toplamda 4 taksit ödemeyi geciktiren kooperatif üyeler aleyhine yasal işlemlerin başlatılması için kooperatif vekiline yetki verildiğini, verilen yetkiye istinaden toplam 260 ortağa ilamsız icra takibi başlatıldığını, bunların büyük çoğunluğunun takiplere itiraz ettiğini ve itiraz eden ortaklara karşı itirazın iptali davaları açılmaya başlandığını, davalı her ne kadar takibe itiraz ederek kooperatif ortağı olmadığını ve borcu olmadığını ileri sürse de kooperatif ana sözleşmesinin 61. maddesine göre, kendisine konut tahsis edilen ortakların, kesin maliyet hesabı yapılmadan kooperatif ortaklığından çıkmasının mümkün olmadığını, davacı kooperatifte takip dayanakları olan kesin maliyet hesabı ile ek maliyet dışında daha önce kesin maliyet hesabı yapılmadığını, bu nedenle davacının “borcun kalmadığı” yönündeki itirazlarının yerinde olmadığını, kooperatifte ilk defa 2010 yılında kesin hesap yapılması ve ortakların borçlarının belirlenerek ferdileşme yoluyla tapu verilmesi konusu genel kurulun gündemine geldiğini, 09/05/2010 tarihli genel kurulun 6. maddesinde hu konuda yönelim kurulunca yapılan hesap kabul edilmemiş ve yönetimce yetki verilmesi teklifi de reddedildiğini, 2015 yılmda oluşturuları teknik heyet marifeti ile kesin hesap maliyeti çıkartıldığını bu maliyet raporu …Noterliği’nin … tarih ve 579 yevmiye sayılı onaylandığını, kooperatif tarafından tüm üyeleri için esas sözleşme ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’na uygun olarak yapılan bu kesin maliyet ve şerefiye hesabı usulünce üyelerine tebliğ edildiğini, itiraz imkanı verildiğini ve yapılan itirazları cevaplandırarak ortakların kesin maliyet hesabı borçlarının kesinleştiğini, kooperatif üyelerinin bir kısmı bağımsız bölüm tapularını devralmalarını firsat bilerek borçlarını ödemeye yanaşmadığı için, daha önce yapılandırılan banka borçları zamanında ödenemediğini ve inşaatlara devam edilemediğini, üyelerin bu davranışları nedeni ile kooperatif acze düştüğünü, kooperatif 2014 yılından beri iflas erteleme sürecinde olduğunu, davalı …’nin kooperatife toplam borcunun 50.949,46-TL olup 01/02/2019 tarihinden başlamak üzere 31/01/2021 tarihine kadar her ay 2.122,89-TL ödemesi gerektiğini, davalının 4 taksit geciktirdiği için Kayseri 5. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile 8.491,56-TL asıl alacak ve 230,32-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 8.871,88-TL üzerinden icra takibi yapıldığını, davalının takibe yapmış olduğu itiraz sonucu takibin durdurulduğunu belirterek davalının Kayseri 5. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasına vaki itirazının iptali ile takibin devamına, takip konusu borcun usulünce kesinleştirilmiş ve davalıya tebliğ edilmiş olan kesin maliyet hesaplarma dayanması ve alacak kalemlerinin likit olması sebebiyle davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının halen kooperatifin üyesi olduğunu, devredilen tapu hakkında daha önce kesin maliyet hesabı çıkarılmadığı müvekkilinin kesin maliyet bedeli ödemeksizin tapuyu devraldığı iddiaları asılsız olup kooperatifi mevzuatı ve uygulamaları ile bağdaşmadığını, davacı kooperatif tarafından müvekkili ile aynı durumda olan üyelerle ilgili Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/1529 Esas sayılı dosyasının kooperatif lehine sonuçlandığının iddia edildiğini, söz konusu dosyanın mevcut halde istinaf incelemesinde olup bu konuda henüz kesinleşmiş yargı kararı bulunmadığını, kooperatif yönetimine güvenen müvekkilinin kendisine çıkarılan ve yönetim kurulu yazısıyla tebliğ edilen konut kesin maliyet hesabını ödeyip tapusunu alarak üyelikten ayrıldığını, müvekkilinin üyelikten ayrıldıktan sonra genel kurul toplantılarına çağrılmadığı ve hatta kooperatifin avukatının iflas erteleme davasında mahkemeye sunmuş olduğu dilekçede 310 ortağın tapusunu alarak ortaklıktan ayrılmış olduğunu kendi dilekçesinde kabul ve ikrar ettiğini, müvekkilinin kooperatife karşı tüm yükümlülüklerini yerine getirmek suretiyle ana sözleşmenin 61/E maddesi gereği tapusunu almış ve kooperatif üyeliğinden ayrıldığını, müvekkilinin yıllar önce kendisine çıkarılan konut kesin maliyet bedelini ödedikten sonra tapusunu aldığını, kooperatif ana sözleşmesinin 61. maddesindeki “Her ortak kendisine düşen konutu kesin maliyet bedeli üzerinden kabule mecburdur.” şeklindeki düzenlemenin aksi ile ispattan ; her ortak kendisine düşen konutu kesin maliyeti kabul ettikten sonra maliyet için başkaca bir ödeme yapmak zorunda olmadığını, müvekkilinin konut kesin maliyet bedeli tebliğ edildikten sonra itiraz etmemiş ve bedelini ödediğini, kooperatiflerde asıl olan kesin maliyetin bir kere çıkarılması olmadığını, Yargıtay yerleşik içtihatlarında da kesin maliyet çıkarılmadan ferdileşmeye geçilemez ve ortaklara tapularının verilemediğini somut olayda da müvekkilimize kesin maliyet hesabı 2010 yılında çıkarılıp kesinleşmiş ve müvekkilimizce davacı kooperatife ödendiğini, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 05/04/1997 tarihli 1846 Esas ve 1721 Karar sayılı kararına göre kooperatif ana sözleşmesinde bulunan hükümler yazılı delil niteliğinde olduğunu, müvekkilinin davacı kooperatife üye olduğu dönemde yasalarımız ve ana sözleşme gereği yükümlülüklerini yerine getirmiş ve yasalarımız ve ana sözleşme 61/E gereği yükümlülüklerini yerine getirerek ortaklıktan ayrıldığını, müvekkilinin kesin maliyet bedelini ödeyip tapusunu aldıktan sonra davacı kooperatif tarafından ibra edildiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte davacı kooperatiftin müvekkilinden bir alacağı olsaydı dahi zamanaşımına uğramış olacağını, müvekkilinin 22/12/2010 tarihinde tapusunu aldıklarını, davacı kooperatif tarafından da müvekkiline ibra edildiğini, her ne kadar davacı kooperatif dava dilekçesinde söz konusu ibranamenin verildiği tarih itibari ile müvekkilinin borcu olmadığını belirttiğini iddia etmiş ise de davacının bu iddiasının asılsız olduğunu, kooperatif üyeliğinin sonlanmasının ardından yasal 5 yıllık zaman aşımı süresi de geçtikten sonra müvekkilinin herhangi bir borçtan sorumlu tutulması söz konusu olmadığını belirterek davacının haksız ve hukuka aykırı açtığı işbu davanın reddine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; “……İzah edilen nedenlerle, davanın kısmen kabul kısmen reddi ile Kayseri 5. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasına davalının vaki itirazının kısmen iptali ile 5.774,56-TL asıl alacak ve 79,73-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 5.854,29-TL üzerinden icra takibinin devamına, takip tarihinden tahsil tarihine kadar 5.774,56-TL asıl alacağa yıllık %9 ve değişen oranlarda yasal faiz işletilmesine, sübut bulmadığından davacının fazlaya ilişkin itirazın iptali isteminin reddine, likit olduğundan itirazın iptaline karar verilen alacağın takdiren % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, davacının takipte kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından yasal koşulları bulunmayan davalının kötüniyet tazminatı isteminin ise reddine karar verilmiş……” Davanın KISMEN KABULÜNE KISMEN REDDİNE, 1- Kayseri 5. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasına davalının vaki itirazının KISMEN İPTALİ ile 5.774,56-TL asıl alacak ve 79,73-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 5.854,29-TL üzerinden İCRA TAKİBİNİN DEVAMINA, 2-Takip tarihinden tahsil tarihine kadar 5.774,56-TL asıl alacağa yıllık %9 ve değişen oranlarda yasal faiz işletilmesine, 3-Davacının fazlaya ilişkin itirazın iptali isteminin REDDİNE, dair karar verilmiştir. İşbu kararı davalı vekili süresinde istinaf etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini, işbu dava, davacı Kooperatifin 30.06.2018 tarihli genel kurul toplantısının 8 numaralı gündem maddesi ile çıkarılan kök maliyet ve ek maliyete ilişkin 24 taksitlik ödemenin ilk 4 taksitini konu eden kapatılan Kayseri 5. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile Kooperatifçe başlatılan icra takibine karşı müvekkili tarafından yapılan itirazın iptali amacıyla Kooperatif tarafından açılmış itirazın iptali davası olduğunu, 15.06.2022 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanan 7410 sayılı Kanunun 2. maddesi ile Kooperatifler Kanunu’na eklenen geçici 11. Madde ile Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibari ile, “…İLİNDE İNŞAATLARI ETAP HALİNDE YAPILARAK TESLİM EDEN, TERKİN EDİLMEMİŞ, YAPIMI TAMAMLANAN ETAPTA BAĞIMSIZ BÖLÜM MALİKİNİ KOOPERATİFÇE TAAHHÜT EDİLEN BEDELİN ÖDENMİŞ OLMASI VE KOOPERATİF TARAFINDAN ÜYEYE TAPU DEVRİNİN YAPILMIŞ OLMASI HALİNDE TAPU DEVRİNİN YAPILMASINDAN SONRAKİ DÖNEMLER İÇİN YÖNETİM GİDERİ HARİÇ NE ADDA OLURSA OLSUN BORÇLANDIRMALAR VEYA BU KAPSAMDA 3. ŞAHISLARA KOOPERATİF TARAFINDAN YAPILAN ALACAĞIN DEVRİ SÖZLEŞMELERİNİN HÜKÜMSÜZ OLDUĞU” belirtildiğini, ilgili Kanun maddesinin devamında; “Birinci fıkra kapsamındaki şartları birlikte sağlayan kişilere karşı yapı kooperatifinin veya bu alacağı devralan üçüncü kişilerin yapı kooperatifi nedeniyle açmış oldukları her türlü alacak veya tazminat davaları ile bu kapsamda yapılan ilamsız icra takipleriyle ilgili olarak; ilgilinin talebi halinde bu davalarda verilen ve henüz kesinleşmemiş mahkeme kararları ile kesinleşen dava ve takiplere dayanılarak başlatılan icra işlemleri, haciz, satış ve tahliye uygulamaları durdurulur. Bu alacaklar kapsamında kesinleşen ilamlara dayanılarak devam eden takipler ile kesinleşen icra takiplerine son verilmesi için birinci fıkra uyarınca bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 6 ay içinde borcun bulunmadığına dair davanın açıldığına ilişkin belgenin ibraz edilmesi zorunludur; borcun bulunmadığına ilişkin kesinleşen ilamın icra dairesine ibraz edilmesi halinde takip sonlandırılır” şeklinde belirtildiğini, müvekkili, davacı Kooperatife üye iken üzerine düşen tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, 2010 yılında çıkartılan kesin maliyet hesaplamasındaki bedelin %10’luk risk payını da ödediğini, istifa dilekçesi vererek, davacı Kooperatifle karşılıklı ibralaşmış ve ilişiği kesildiğini, müvekkili Kooperatif Ana Sözleşmesi’nin değişik 61. madde hükmü uyarınca kendisine tanınan hak ile tapusunu alarak üyeliği sona erdiğini, dolayısıyla Kanunda belirtilen tüm şartlar müvekkili için sağlanmakta olup, müvekkili tapusunu da aldığını, bu nedenle Kanun maddesinde belirtilen şartları sağlayan müvekkili için kesin veya ek maliyet hesabı adı altında bir para istenemeyeceğinin mutlak olduğunu, dolayısıyla açılan davanın reddi gerektiğini, Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 2021/6310 E., 2022/185 K. Sayılı ekte sunulan ilamında da belirtildiği üzere davacının inşaatların devam ettiği kesin maliyet hesabı ve dava dilekçesinde anlaşıldığından davanın erken bir dava olduğu anlaşıldığından davanın reddine karar verildiğini, Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 2022/2163 E. 2022/3713 K. sayılı ekteki kararı ile birlikte Kooperatifler Kanununa eklenen geçici madde ile ilgili güncel olarak verilen karar olduğunu, bu durumda mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığının anılan yasal düzenleme uyarınca değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmekte olup, hükmün bu nedenle re’sen bozulmasına karar verildiğini, dolayısıyla gerek güncel Yargıtay uygulamaları, gerekse Kooperatifler Kanununa eklenen Kanun maddesi ile müvekkilinin belirtilen şartları sağladığı ve davacı Kooperatife karşı herhangi bir borcu olmadığını, Kooperatifçe ne adda olursa olsun istenilen tutarın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, dolayısıyla Kooperatifçe açılan işbu davanın reddine karar verilmesi ile müvekkili lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini belirterek; Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/620 E. 2021/823 K. sayılı kararının, Kooperatifler Kanununa eklenen geçici 11. Madde ve güncel Yargıtay içtihatları doğrultusunda haksız ve hukuka aykırı olduğu mutlak olup, davanın reddi ile müvekkil lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.Dava; itirazın iptali istemine ilişkindir. İşbu davada ve takipte itirazın iptali istenen alacak miktarı (Dava değeri) 8.721,88 TL’dir. İstinaf edilen kararda yapılan yargılama sonucu “davanın KISMEN KABULÜNE, …5. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyası bakımından 5.854,29-TL yönünden devamına, bakiye talebin reddine,…..” karar verilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “İstinaf Yoluna Başvurulabilen Kararlar” başlığını taşıyan 341. maddesinin 2. fıkrasında açıkça; “Miktar veya değeri üç bin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir.” 4. Fıkrasında :”(4) Alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü üç bin Türk Lirasını geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz.” şeklinde düzenlenmiştir.02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun ile değişik Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ”istinaf yoluna başvurulabilen kararlar” kenar başlığını taşıyan 341. maddesinin 2-3-4. fıkralarında değişiklik yapılarak “binbeşyüz” Türk Lirası ibaresi “üçbin” Türk Lirası olarak değiştirilmiş, yine 6763 sayılı Kanunun 47. maddesinde kanunun yayımı tarihi ile yürürlüğe gireceği aynı Kanunun “Parasal sınırların artırılması” başlıklı ek 1. maddesinde;”(1) 200 üncü, 201 inci, 341 inci, 362 nci ve 369 uncu maddelerdeki parasal sınırlar her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların; o yıl için 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanır. Bu şekilde belirlenen sınırların on Türk lirasını aşmayan kısımları dikkate alınmaz.(2) 200 üncü ve 201 inci maddelerdeki parasal sınırların uygulanmasında hukuki işlemin yapıldığı, 341 inci, 362 nci ve 369 uncu maddelerdeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktar esas alınır.” hükmü getirilmiştir.Mahkemece 04/10/2021 tarihinde nihai karar verilmiş olup, hükmün verildiği tarih itibariyle kesinlik (İstinaf edilebilme) sınırı 5.880,00-TL’dir. Davalı tarafından kendisi yönünden istinaf kanun yoluna konu edilen karara ilişkin dava değerinin ise 5.854,29 TL’ye ilişkin olduğu görülmüş olup HMK 341/2 maddesi gereğince Miktar veya değeri üç bin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Hükmün verildiği tarih itibariyle bu miktar 5.880,00 Türk Lirası olup, bu miktarı geçmeyen kararlar kesin olduğundan, mahkemece her ne kadar ilgili istinaf başvuru dilekçesinin Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 346/1. maddesi uyarınca reddine karar verilmemiş ise de; aynı Kanun hükmü ve 352. madde hükmü uyarınca, istinaf başvuru dilekçesinin miktar itibariyle kesin olan bir karara ilişkin olması sebebiyle davalı tarafın istinaf dilekçesinin/başvurusunun HMK 352/1-b maddesi gereğince usulden reddine karar vermek gerekmiştir.HMK 352/1-b maddesine göre kesin olan kararların istinafı halinde Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk dairesince ön incelemede öncelikle gerekli karar verilir. Açıklanan nedenlerle davalı tarafın istinaf ettiği karara ilişkin dava değerinin kesinlik (istinaf edilebilme) sınırının altında olması nedeniyle kesin sayılan kararla ilgili işbu istinaf dilekçesinin/talebinin HMK 341/2 ve HMK 352/1-b maddeleri gereğince usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinafa konu ettiği ve mahkemece kabul edilen dava değerinin/miktarının karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı kapsamında kaldığı anlaşıldığından, davalı vekilinin istinaf dilekçesinin/başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341/2 ve 352/1-b maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-İstinaf eden davalının peşin yatırdığı 99,98 TL istinaf karar harcının talebi halinde kendisine iadesine,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan istinaf posta/yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvuru harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; HMK’nın 359/4 maddesi gereğince de karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK. 352 ve 362/1-a bendi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi.