Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/235 E. 2022/259 K. 10.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/235
KARAR NO: 2022/259
KARAR TARİHİ: 10/02/2022
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/11/2021
NUMARASI: 2021/34 E. 2021/983 K:
DAVANIN KONUSU: Alacak
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 10/02/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 10/02/2022
KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 04/11/2021 tarih ve 2021/34 E – 2021/983 K kararına karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: binde bulunduğunu, ödediği aidatların iadesini talep ettiğini, taleplerine herhangi bir cevap verilmemesi üzerine 16/09/2014 tarihinde davalıya gönderdiği Kayseri 6. Noterliğinin … Yevmiye sayılı ihtarnamesi ile istifa ettiğini, kesintiler sonrası hesaplanan 45.130,00 TL’sinin yine taraflarca belirlenen vade olan 31/12/2017 tarihine kadar kendisine ödenmesini talep ettiğini, müvekkilinin davalı hakkında Kayseri 5. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, davalı tarafça vadenin gelmediğinden bahisle itiraz edilmesi üzerine icra takibinden vazgeçme yapılarak dosyanın kapatıldığını, daha sonra vadenin gelmesi üzerine davalı hakkında Kayseri 3. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlattığını, davalının müvekkiline yapılacak ödemenin 36 ay sonrasına ertelendiğini, henüz gider kesintisinin belirlenmediğini bu bakımdan ödenecek net miktarın belli olmadığını ileri sürerek, takibe itiraz ettiğini belirterek tedbir istenen karşı tarafça başlatılan kötüniyet tazminatının ve vekalet ücretinin tahsiline dair Kayseri Genel İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının İİK madde 68/7 maddesi gereğince ihtiyati tedbir yolu ile icranın ertelenmesine, durdurulmasına karar verilmesini Kooperatif Kanununa göre hesaplanacak çakma payından şimdilik 43.000,00 TL alacağın 28/07/2015 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı S.S. … Kooperatifi üyesi iken istifa ettiğini ve istifa ettiği tarihten itibaren yapmış olduğu ödemeleri tahsil etmek amacıyla icra takiplerinde bulunduğunu, icra takiplerine itiraz edildiğini icra hukuk mahkemesinde itirazın kaldırılması talebinde bulunulduğunu, itirazın kaldırılması talebinin reddine karar verildiğini istinafa başvurduğunu ve istinaf mahkemesince davanın reddine karar verildiğini, 1 yıllık itirazın iptali süresi geçtiğini ve genel hükümlere göre alacak davası açmak zorunda kaldığı iddiaları ile müvekkili kooperatifin hakkında iş bu haksız davanın açılmasına sebebiyet verdiğini haksız davanın reddini talep ettiklerini, davacının 2006 yılında kooperatife üye olduğunu iddia ettiğini buna ilişkin bir belge bilgi sunmadığını, gerçekten kooperatif üyesi olup olmadığının bilinmediğini, bunun davacı tarafından ispat edilmesi gerektiğini, Kooperatif Kanunuda iyi niyet ve dürüstlük kuralına aykırılık oluşturulduğunu, Kayseri 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/882 Esas 2016/63 Karar sayılı kararının Yargıtay 23.Hukuk Dairesinin 2016/3320 Esas 2019/1393 Karar sayılı kararı ile ilk derece mahkemesinin vermiş olduğu kabul kararının onanmasına karar verildiğini, iş bu karar ile birlikte bu 100 ün üzerinde kişinin gerçekte kooperatif üyesi olmadığının kanıtlandığını, davacının kooperatif üyesi olduğunun kanıtlaması gerektiğini belirterek müvekkili kooperatif aleyhine açılan bu haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya bırakılmasına karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkeme kararında “…Yapılan soruşturma sonucu toplanan delillerden davacının davalı kooperatife üye olduğu, davalı kooperatife ödeme yaptığı bu anlamda gerçek üye olduğu anlaşılmaktadır.Davacı davalı kooperatife Kayseri 6. Noterliği aracılığıyla gönderdiği … tarihli ihtarnamede kooperatiften istifa ettiğini yatırmış olduğu 45.130,00 alacağının anlaştıkları tarih olan 31.12.2017 tarihine kadar nakden ve eksiksiz ödenmesini talep ettiği ihtarın 19.09.2014 tarihinde kooperatife ulaştığı görülmüştür.Davacının itibariyle davalı kooperatiften istifa etmiş olup Kooperatifler Kanunu’nun 17. ve anasözleşmenin 15. maddesi gereğince, devir dışında bir nedenle ortaklığı sona erenlerin sermaye ve diğer alacakları, o yılın bilançosunun genel kurulca kabulünden bir ay sonra muaccel olur.Aynı Kanun’un 17/2 nci maddesi uyarınca kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşüreceği gerekçesiyle ödemelerin 3 yıla kadar geciktirilmesine ilişkin bir kararın genel kurulda alınması mümkün ise de böyle bir karar alınmadığı görülmüştür. Davacıya iadesi gereken meblağ, ödediği aidatların toplamı kadar olmayıp, yapılan toplam ödemeden ayrıldığı yıl sonu bilançosunda yer alan genel giderlerden davacıya isabet eden kısımlarından sonra bakiyesidir.Davacının bilirkişi raporuna göre 44.709,44 TL çıkma payı alacağı bulunduğu anlaşılmıştır.Buna karşılık davacının davalı kooperatife gönderdiği ihtarnamesi incelendiğinde; 45.130,00-TL alacağının anlaştıkları tarih olan 31.12.2017 tarihine kadar nakden ödenmesini talep ettiği görülmüştür. Bu durumda davacının davalıya gönderdiği ihtarnamede belirtilen 31.12.2017 tarihinin vade-ödeme/temerrüt tarihi kabul edilmiştir. Anılan tarih temerrüd tarihi olarak belirlendiğinden anılan tarihten itibaren yasal faiz uygulanmıştır. davacının davasının kabulü ile,…” şeklinde karar verilmiştir.Bu karara karşı davalı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkeme tarafından eksik inceleme yapıldığını, zira mahkeme tarafından alınan bilirkişi raporuna göre karar verildiğini, oysa bilirkişi raporundaki tespit ve değerlendirmelerin eksik ve hatalı olup kimin gerçekten kooperatif üyesi olup olmadığı konusunda gerekli inceleme ve araştırma yapılmadan hazırlanmış bir rapor olduğunu, zira; 30.06.2017 tarihli genel kurul tutanağında üye sayısının 215 kişi olarak anlaşıldığından bahsedildiğini, ancak bu 215 kişinin gerçekten Kooperatifin üyesi olup olmadığının araştırılmadığını, ayrıca Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/882 E. 2016/63 K. sayılı kararı Yargıtay 23. HD. 2016/3320 E. 2019/1393 K. sayılı kararı ile onandığını 100 ün üzerinde kişinin kooperatifin gerçek üyesi olmadığının kanıtlandığını, bu sahte üyelerin de üyeler arasına dahil edilmesi halinde davacının alacağından mahsup edilecek genel gider payının daha az çıkacak olup gerçek üyelerin hakları ihlal edilmiş olacağını, zira; Yerel Mahkemenin hükme esas aldığı bilirkişi raporuna taraflarınca itiraz edildiğini, bu nedenle kooperatifin üyesi olup olmadığı, aidat ödeyip ödemediği hususlarının davacı tarafından ispat edilebilmiş olmadığından Yerel Mahkemece davanın kabulü kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, Kooperatifin defter ve kayıtları Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığındaki çeşitli soruşturma dosyalarında bulunmakta olup müvekkili kooperatifin halihazırdaki yöneticilerince bu hususun incelenemediği için davacının üye olup olmadığını veyahut üye ise de ayrılış tarihini belirleyediklerini, keza çeşitli genel kurul iptal davaları sebebiyle eski yönetim kurullarının salt genel kurullarda çoğunluk sağlayabilmek amacıyla suni çoğunluk sağlamak üzere gerekli kanuni şartları yerine getirmeden sahte üyeler kaydettiklerinin de anlaşıldığından, bunlarla ilgili yargılamaların da derdest olup üye sayılarının net bir şekilde belirlenemediğini, bundan dolayı davaya konu edilen tutarda bir borç tespitinin mümkün olamadığını, S.S …. Kooperatifinin yönetimi uzunca bir süre müteahhit memurlarınca sürdürülmüş olup daha sonra yönetim gerçek kooperatif üyelerine geçtiğini, bu yönetim değişikliği sebebiyle kooperatife ait defter, kayıt, bilgi ve belgelerin teslimi tüm ihtarlara rağmen tamamlanamadığını, bu nedenlerle davacının üyelik durumu ve kooperatifçe üyelere ne kadar ödeme yapıldığı veyahut varsa yapılan ödemelerden davacıya iade olunması gereken bir tutar olup olmadığının tespitinin mümkün olamadığını,davacı tarafından başlatılan icra takibine ilişkin herhangi bir borç durumu varsa müvekkili kooperatif yönetim kurulunca gerekli incelemeler yapıldıktan sonra bir ödeme olduğu ve ödemeye ilişkin de bir muaccellik söz konusu ise zaten gerekli ödemelerin yapılacağının asıl olduğunu, ancak söz konusu üyenin ayrıldığı tarihin, o tarihteki mali hesapların genel kurulda görüşülüp görüşülmediği, ödeme zamanının gelip gelmediği konuları hakkında gerekli incelemeler yapılmaksızın söz konusu alacağın takibe konu edilmesi ve akabinde işbu davanın açılmasına sebebiyet verilmesinin son derece haksız ve hukuka aykırı olduğunu, ayrıca davacının yaptığını iddia ettiği ödemelerden üyelikten ayrıldığı yıl bilançosuna göre hissesine düşen genel gider payının düşülerek davaya konu edilip edilmediğinin de tespiti mümkün olmadığından davacıya herhangi bir ödeme yapılma olanağının bulunmadığını, yerel mahkemeye sundukları deliller arasında da belirtmiş oldukları kooperatif genel kurul kararlarının iptali için açılmış hukuk dosyalarının Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1286 E., Kayseri 1.Asliye Ticaret 2015/1148- 2017/732 K. ve Kayseri 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/882 E. Sayılı dosyaları olduğunu, bu dosyaların müvekkili kooperatifin genel kurullarında müteahhit güdümlü yöneticilerin genel kurullardan önce salt genel kurulda suni çoğunluk sağlamak için sahte üyeler kaydettiklerinin kanıtlanmış olduğu dosyalar olması olduğunu ve bu üyelerin davacının ayrıldığı yılın bilançosunun görüşüldüğü genel kurulda üye sayısı olarak nazara alınmamaları gerektiğinin ispatı için olup Yerel Mahkemece hiçbir delillerinin dikkate alınmadığını, davacının çıktığını iddia ettiği tarihte alacağının muaccel olacağı genel kurulda bilanço maddesinin oylanması sırasında bu sahte üyelerin de oy kullanmış olması halinde geçerli bir bilanço oylanması gerçekleşmemiş olacağını ve davacının iddia ettiği alacağının muaccel hale gelmemiş olacağını, zira bilanço genel kurulca kabul edilmekle kesinlik kazanmış olacağını ve bir hukuki belge niteliği kazandığını, çıkan veya çıkarılan ortakların talep ettikleri hakların, ortağın ayrıldığı yıl bilançosuna göre, diğer bir ifade ile çıkmanın kesinleştiği yıl bilançosuna göre hesaplanması gerektiğini, davacının iddia ettiği gibi muaccel hale gelmiş bir alacağı ve temerrüt nedeniyle doğmuş herhangi bir faiz alacağının bulunmadığını, yeni kaydedilen üyelerin oy kullanmış olduğu tüm genel kurul kararlarının geçersiz olduğunu, bu durumun hem kooperatif ana sözleşmesine hem Kooperatif Kanununa hem de iyi niyet ve dürüstlük kuralına aykırılık oluşturduğunu, nitekim Kayseri 11.Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/467 E. Sayılı ceza davasında da başka bir bilirkişiden alınmış olan rapor da yine ilgili ve benzer tespitlerde bulunduğunu, Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin yukarıda da esas ve karar numarasını vermiş oldukları 2014/882 E. 2016/63 K. Sayılı kararının Yargıtay 23. HD 2016/3320 E.- 2019/1393 K. Sayılı Kararı ile ilk derece mahkemesinin vermiş olduğu kabul kararının onanmasına karar verildiğini, işbu karar ile birlikte 100 ün üzerinde kişinin gerçekte kooperatif üyesi olmadığının kanıtlandığını, kooperatife kaydedilmiş yüzden fazla üye olduğunu, o dosyada rapor sunmuş olan bilirkişilerce de tespit edildiğini, tüm bu anlatılanlardan dolayı genel gider hesabında dikkate alınacak üye sayısında burada bahsedilen 102 üyenin nazara alınmaması gerekeceğini, zira, bu sahte üye kayıtlarından önceki üye sayısı esas alındığı takdirde üye başına düşecek genel gider katkı payının daha az olacağının kesin olup, ancak bu sahte üye kayıtlarından dolayı gerçek üyelerin genel gider katkı payının düşmüş görünüp davacıdan kesilmesinin gerekli gerçek genel gider katkı payından daha azının hesaba katılması gerekeceğinin açık olduğunu, kooperatif kayıtlarında görünen üye sayısının gerçek durumu göstermediğinden davacının gerçekten kooperatif üyesi olup olmadığının açık ve net olarak bilinmediğini, bu nedenle ilgili yıl hesaplarında genel gider katkı payı hesap edilirken bu sahte 102 üyenin gerçek üye sayısına dahil edilmemesi gerektiğini, aksi hal kooperatifin aleyhine sonuç doğuracak olup kabul edilemeyeceğini, beyan ederek Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/34 E. 2021/983 K. sayılı 04.11.2021 tarihli kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.H.M.K 355. Maddesi gereğince inceleme Kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmıştır.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, istifa eden davacının çıkma payı alacağı için başlattığı takibe vaki itirazın iptali istemidir.Yapılan soruşturma sonucu toplanan delillerden davacının davalı kooperatife 28.10.2011 tarihinde 1.280 TL ödeyerek üye olduğu, toplamda davalı kooperatife 45.680 TL ödeme yaptığı bu anlamda gerçek üye olduğu anlaşılmaktadır.Davacı davalı kooperatife Kayseri 6. Noterliği aracılığıyla gönderdiği … tarihli ihtarnamede … tarihi itibariyle kooperatiften istifa ettiğini yatırmış olduğu bedellerden kesintiler sonrası kalan net 45.130,00-TL alacağının anlaştıkları tarih olan 31.12.2017 tarihine kadar nakden ödenmesini talep ettiği ihtarın … tarihinde kooperatife ulaştığı görülmüştür.Davacı … tarihi itibariyle davalı kooperatiften istifa etmiş olup Kooperatifler Kanunu’nun 17. ve anasözleşmenin 15. maddesi gereğince, devir dışında bir nedenle ortaklığı sona erenlerin sermaye ve diğer alacakları, o yılın bilançosunun genel kurulca kabulünden bir ay sonra muaccel olur.Aynı Kanun’un 17/2 nci maddesi uyarınca kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşüreceği gerekçesiyle ödemelerin 3 yıla kadar geciktirilmesine ilişkin bir kararın genel kurulda alınması mümkün ise de böyle bir karar alınmadığı görülmüştür. Davacıya iadesi gereken meblağ, ödediği aidatların toplamı kadar olmayıp, yapılan toplam ödemeden ayrıldığı yıl sonu bilançosunda yer alan genel giderlerden davacıya isabet eden kısımlarından sonra bakiyesidir.Davacı tarafından davalı kooperatiften 45.130,00-TL talep edilmiş olunup bilirkişi tarafından terditli şekilde tespit edilen hesaplama sonucu talebe bağlı kalınarak 44.709,12-TL alacağın davalıdan alınarak davacıya verilmesi yönündeki mahkeme kararında isabetsizlik bulunmamaktadır.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle ve HMK’nın 355. Maddesi gereğince istinaf başvurusu sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda söz konusu istinaf sebepleri yerine görülmediğinden ilk derece mahkemesinin istinafa konu edilen nihai kararının HMK’nın 353/1-b.1.maddesi gereğince usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu değerlendirilerek davalının istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 04/11/2021 tarih ve 2021/34 E – 2021/983 K sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 3.054,10 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından istinaf eden davalı tarafından peşin yatırılmış 763,53 TL harcın mahsubu ile bakiye eksik kalan 2.290,57 TL istinaf karar ve ilam harcının istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye Gelir kaydına,
3- İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4 maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan incelemeyle H.M.K’nın 362/1 maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.10/02/2022