Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/232 E. 2022/228 K. 03.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/232
KARAR NO: 2022/228
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/11/2021
ESAS NO: 2021/576
KARAR NO: 2021/1068
DAVANIN KONUSU: İstirdat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 03/02/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 04/02/2022
Kayseri 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/11/2021 tarih ve 2021/576 Esas – 2021/1068 sayılı kararı davacı vekili tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı hakkında davalı tarafça Kayseri 7. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını ve borcun hukuk dışı yollar ile ödettirildiğini, davacı şirketin şuana kadar 63.000,00 TL ödeme yaptığını, dava açmadan önce arabuluculuk görüşmesi yapıldığını ancak anlaşamama ile sonuçlandığını ileri sürerek; davanın kabulü ile 63.000,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren temerrüt faizi ile birlikte istirdatına ve davacı şirkete ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde ileri sürülen talepleri kabul etmediklerini, dosyadan 29/03/2019 tarihinde ödeme yapıldığını, nitekim davacının talep hakkının hak düşürücü süre sebebiyle ortadan kalktığını, yanı sıra dosyadan tahsil edilen tutarın dava değeri kadar olmayıp icra dosyası ile sabit olduğu üzere 54.91,87 TL olduğunu, davacının ve dava dışı …’un bilerek haksız kazanç elde etmeye çalıştıklarını, davacı bankanın tahsil edemediği kredinin teminatı ile alacağı tahsil ettiğini, …’nın tam resmi işlemleri ve yazışmaları bildiğini savunarak davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; “…Somut olayda, istirdat davasının, İcra ve İflas Kanununun 72. maddesinin 7. fıkrasında öngörülen, ödeme tarihinden itibaren 1 (bir) yıllık hak düşürücü süre içinde açılması gerekir. Davacı adına kayıtlı taşınmaz satılmak suretiyle icra dosyasına 29/03/2019 tarihinde ödeme yapılmış, görülmekte olan dava ise bir yıllık hak düşürücü sürenin geçirilmesinden sonra, 20/09/2021 tarihinde açılmıştır. ” gerekçesiyle davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.
İşbu kararı davacı vekili süresinde istinaf etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacı hakkında davalı tarafça Kayseri 7. İcra Müdürlüğü’nün (kapatılan) … E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davacıya hukuk dışı borç yüklendiğini ve zorla ödettirildiğini, Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/ 885 E. Sayılı dosyasında öncelikle menfi tespit davası açıldığını, davacı şirketin …’un maliki bulunduğu … parsel sayılı taşınmazda bulunun ikinci kat 3 nolu bağımsız bölümü satın aldığını, bunun üzerine bu taşınmazın …na ipotek verilerek kredi çekildiğini, … tarafından davalı bankaya …’un borcu olan 34.134 TL havale edildiğini, davalı bankanın bu şekilde dava konusu taşınmaz üzerinde hiçbir hak ve alacağı kalmadığını, davalı tarafın bu ödeme üzerine davacı şirkete ipoteğin fekki yazısı verdiğini, davalı bankanın …’un hesabına yatan parayı çekmediğini, davacı şirketin olayda iyi niyetli olduğundan ve ortada geçerli bir ipotek olmadığı ve davacı şirkete takip yapılamayacağı nedenleriyle söz konusu menfi tespit davası açıldığını, Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20217/885 E. Ve 2018/ 737 K. sayılı dosyası ile davanın kabulüne karar verildiğini, açılan menfi tespit davasının sonuçlanması üzerine istirdat davası açıldığını, hak düşürücü sürenin aşılmış olması sebebi ile davanın reddine karar verildiğini, dava dosyası incelenecek olursa dava kesinleştikten sonra süresi içerisinde istirdat davası açıldığını, menfi tespit davası ve istirdat davasının amacı aynı olduğundan, borçlu açtığı menfi tespit davası sonuçlanmadan önce borcu ödemek zorunda kalırsa, menfi tespit davasının istirdat davasına dönüşeceğini, (İİK md. 72) ayrıca menfi tespit davası kesinleşmeden borç ödenirse istirdat davası açılabileceğini, bu durumda İİK Md. 72′ deki hak düşürücü sürenin uygulanmayacağını, ödeme yapıldığı hususu da davacı şirketçe öğrenildiğinin akabinde hemen arabuluculuk yoluna başvurulup eldeki davanın açıldığını belirterek; istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davanın istirdat davası olduğunu, istirdat davalarının 1 yıllık hak düşürücü süreye tabi olduğunu, bu hak düşürücü sürenin paranın ödendiği tarihten itibaren işlemeye başlayacağını, davalı banka tarafından, tahsilatın 29.03.2019 tarihinde yapıldığını, iş bu istirdat davasının ise 27.08.2021 tarihinde açıldığını, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 27.06.2013 tarih, 7811/12049 sayılı kararı ile “İstirdat davalarında hak düşürücü sürenin talep edilen paranın tamamının ödenmesi tarihinden itibaren başlayacağına” karar verildiğini, 1 yıllık hak düşürücü süre hususundaki hükmün ve bu konudaki yüksek yargı kararlarının son derece net olduğunu, davacı tarafın Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce 2021/576 Esas sayılı dosya üzerinden 2021/1068 K. sayılı karara itirazları son derece yersiz ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, dava dışı …’un, müvekkili bankadan Kayseri İli, … İlçesi, … Mahallesi, … ada … parselde … 2. Kat 3 nolu bağımsız bölümde bulunan taşınmaz için konut kredisi kullandığını ve bu borcu başka bir bankadan çekeceği kredi ile kapatacağını belirttiğini, bunun üzerine kendisine davalı banka tarafından borç tutarı ve bu tutarı ödediği takdirde ipoteğin fek edilebileceğine dair yazı verildiğini, …’ndan kredi çektiğini, … tarafından aynı tarihte konut kredisinin kapatılması için …’un hesabına EFT yapıldığını, …’un bu miktarı davalı bankaya ödeyip krediyi kapatmak yerine, kredi tarihinden 4 gün önce söz konusu taşınmazı eşinin şirketi olan davacı … şirketine devrederek, kredi miktarını da uhdesine geçirdiğini, hesabına yatan parayı harcadığını da ikrar ettiğini, bir kişinin hesabında sebepsiz bir tutar olması ve bunun hesabına yatan kişi tarafından sorgulanmadan sarf edilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, yatan böylesi yüklü miktarda bir paranın sorgulanmadan sarf edilmiş olduğu bir senaryoda, ki davacı … yetkilisinin de …’un eşi olduğu bir durumda iyi niyet iddiasından bahsetmek ve böylesi bir iddiayı kabul etmenin mümkün olmadığını, … ile davacı şirket arasında ileri derecede bir bağ bulunduğundan yapılan devir işleminin tamamen bilinçli yapıldığını, …’un yatan paranın krediye ilişkin yatan miktar olduğunu bilebilecek durumda olduğundan iyi niyet iddiasının kesinlikle kabul edilemeyeceğini belirterek, davacı taraf istinaf başvurusunun haksız olduğunun kabulü ile iş bu başvurunun reddine karar verilmesi hususunda hüküm tesisini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraftan tahsilini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.Dava, istirdat davası olup İİK’nun 72. maddesinde gösterilen bir yıllık hak düşürücü süre nedeniyle dava reddedilmiştir.2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72/7. maddesinde; “Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını isteyebilir” hükmü düzenlenmiştir. Bu hüküm uyarınca; bir yıllık hak düşürücü sürenin başlayabilmesi için borcun tamamının ödenmesi gerekir. Borçlunun bu parayı doğrudan doğruya alacaklıya veya icra dairesine ödediği veya borçlunun haczedilen mallarının satılıp, bedelinin icra dairesine ödendiği tarihte 1 yıllık istirdat davası açma süresi başlar. Paranın icra dairesince alacaklıya ödendiği an 1 yıllık istirdat davası açma süresinin başlaması bakımından önemli değildir. Borcun ödenmesi takside bağlanmışsa, 1 yıllık dava açma süresi son taksidin ödendiği tarihten itibaren işlemeye başlar. Ancak, bu maddede gösterilen bir yıllık hak düşürücü süre icra dosyasının infazen ortadan kaldırıldığı tarihten başlar. İstirdat davasının borcun tamamen ödenmesi tarihinden itibaren 1 yıl içinde açılması gerektiği, bu sürenin hak düşürücü süre olup hakim tarafından re’sen nazara alınması gerekmektedir. Öte yandan hak düşürücü sürenin başlangıcı davacının icra takip dosyasına yaptığı son ödemeden sonra başlar. Tüm borcun kapatıldığı tarihten itibaren hak düşürücü süre başlayacağı, davacıya ait taşınmazın 12.07.2017 tarihinde icra marifetiyle satıldığı, 11.04.2018 tarihinde ihale yoluyla satışın kesinleştiği, tapuda bu durumun 07.06.2018 tarihinde işlendiği, icra dosyasına satış parasının yatırılma tarihinin 29.03.2019 tarihi olduğu, davanın açıldığı 27.08.2021 tarihi itibariyle bir yıllık sürenin dolduğu, davanın usulden reddi kararı yerinde olduğu anlaşılmakla ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davacının istinaf talebinin reddi gerekmiştir.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle ve HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf başvurusu sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda istinaf edilen kararda yazılı açıklamalara, yasal sebep ve gerekçelere binaen kararda usul, yasa ve dosya kapsamı yönlerinden bir aykırılığın bulunmadığı, kararın hukuka uygun olduğu bu nedenlerle söz konusu istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden ilk derece mahkemesinin istinafa konu edilen nihai kararının HMK’nın 353/1-b.1.maddesi gereğince hukuka uygun olduğu değerlendirilerek davacının istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 25/11/2021 tarih ve 2021/576 E – 2021/1068 sayılı nihai kararının hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 80,70 TL nispi istinaf karar ve ilam harcı istinaf eden davacıdan peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın tebliğ işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 361/1 uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 03/02/2022