Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/2312 E. 2022/2369 K. 02.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2312
KARAR NO: 2022/2369
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/10/2021
NUMARASI: 2021/87 E. 2021/798 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 03/11/2022
KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 08/10/2021 tarih ve 2021/87 E – 2021/798 K kararına karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; Davalı borçlunun ortağı olan dava dışı … , ve yine ortak olduğu dava dışı … Ltd. Şti. arasında 01.01.2018 tarihli blok taş satış sözleşmesi ve önceden devam edegelen alışverişlere istinaden 07.08.2018 tarihli 12.778,22-TL bedelli, 30.07.2018 tarihli, 47.222.30 TL bedelli, 30.06.2018 tarihli 34.411,75-TL bedelli, 30.04.2018 tarihli 20.353,23-TL bedelli, 28.02.2018 tarihli 47.093,80-TL bedelli faturalar düzenlendiğini ve bu faturalara istinaden düzenlenmiş olan çeklerle borçlu bulunduğundan Ürgüp İcra Dairesi … ve Kayseri(Kapatılan) 8. İcra Dairesi … sayılı dosyalarla takip başlatıldığını takiplere herhangi bir itiraz olmadığından takiplerin kesinleştiğini, takipte gayrimenkul hacizleri yapıldığını ve satış işlemlerine başlanacağı sırada davalının borcu ödeme konusundaki taahhüdü üzerine haciz işlemlerinin durdurulduğunu, müvekkili ile davalı arasında 23.01.2019 tarihli protokol düzenlendiğini ve davalının ödemelerini protokole göre yapmaya başladığını, Protokoldeki son taksitin ödenmemesi üzerine davalı aleyhine Kayseri 8. İcra Müdürlüğü … sayılı takip dosyası başlatıldığını, davalı takibe itiraz etmemiş ve takip kesinleştiğini, Haciz işlemlerine başlanacağı sırada davalının yine müvekkil ile görüşmesi ve ödeme taahhüdünde bulunması sonucu takipten vazgeçildiğini, Davalı taahhüt ettiği ve aradaki protokol gereği 04.04.2019 tarihinde ödemesi gereken bu son taksit ödemesini yine yapmadığı için aleyhine yeniden takip başlatıldığını, davalı ise haksız ve hukuka aykırı olarak takibe itiraz ederek takibi durdurduğunu belirterek davalının haksız ve yersiz itirazının reddi ile Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, %20 oranında kötüniyet tazminatına hükmedilmesi, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkeme kararında; “…Somut olayda davacı taraf, alacağını taraflar arasında imzalanan 23/01/2019 tarihli sözleşmeye dayandırmaktadır.Davalı tarafından da icra takibine iş bu sözleşme sureti eklenerek borçlu olunmadığı itirazında bulunulduğundan sözleşmenin davalı tarafından imzalandığı hususunda itilaf yoktur.Sözleşmenin incelenmesinde sözleşmenin davalı … ile … arasında imzalandığı anlaşılmaktadır.Ticaret Sicil Gazetesi suretinden de … ‘ın davacı şirketin müdürü olduğu görülmüştür ancak sözleşmenin şirket adına imzalandığına ilişkin sözleşme içeriğinde bir ibare bulunmadığından davacının iş bu sözleşmeye dayanarak davalıdan alacak talebinde bulunamayacağı değerlendirilmiştir.Yine, sözleşme içeriğinden, 4.taksit ödemesinin … ‘ın alakası olmadığı bir ödeme olduğu,yine de bunu ödemeyi istediğinin yazılı olduğu görülmüştür.Her ne kadar bu ibare borcun dış yüklenilmesi gibi düşünülse de TBK’nın 196. maddesinde “Borçlunun yerine yenisinin geçmesi ve borcundan kurtarılması, borcu üstlenen ile alacaklı arasında yapılacak sözleşmeyle olur. İç üstlenme sözleşmesinin, üstlenen veya onun izni ile borçlu tarafından alacaklıya bildirilmesi, dış üstlenme sözleşmesinin yapılmasına ilişkin öneri anlamına gelir. Alacaklının kabulü açık veya örtülü olabilir. Alacaklı, çekince ileri sürmeksizin üstlenenin ifasını kabul eder veya onun borçlu sıfatı ile yaptığı diğer herhangi bir işleme rıza gösterirse, borcun üstlenilmesini kabul etmiş sayılır.” hükmü düzenlenmiştir.Borcun nakli için borçlunun bir icapta alacaklının da kabul beyanında bulunması gerekir.Sözleşmede alacaklının kabul beyanı bulunmadığı gibi kimin borcunun üstlenildiği de belli değildir.Açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. Davanın Reddine, …” şeklinde karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ :Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle;Yerel mahkemenin gerekçesinin eksik incelemeye dayalı ve hukuka aykırı olduğunu, 23.01.2019 tarihli sözleşmenin taraflar arasındaki daha önceki borç alacak ilişkilerine ilişkin olduğunu, davalının bu protokol gereği üstlendiği taksitleri, son taksit hariç ödediğinin açık olduğunu, taraflar arasında bu konuda bir ihtilafın olmadığını, bu nedenle TBK 196. Maddesinde belirtilen alacaklının kabul beyanının gerçekleştiği ve borcun ne için üstlenildiğinin açık olduğu kanaatinde olduklarını, dava dilekçesinde ve önceki aşamalarda da izah ettikleri üzere davalı … , ortağı olan dava dışı … , ve yine ortak olduğu dava dışı … Ltd. Şti. arasında 01.01.2018 tarihli blok taş satış sözleşmesi ve önceden devam edegelen alışverişlere istinaden düzenlenmiş bulunan ve 07.08.2018 tarihli 12.778,22 TL bedelli, 30.07.2018 tarihli, 47.222.30 TL bedelli, 30.06.2018 tarihli 34.411,75 TL bedelli, 30.04.2018 tarihli 20.353,23 TL bedelli, 28.02.2018 tarihli 47.093,80 TL bedelli, faturalar ve bu faturalara istinaden düzenlenmiş olan çeklerle borçlu bulunduğundan Ürgüp İcra Dairesi … ve Kayseri(Kapatılan) 8. İcra Dairesi … sayılı dosyalarla takip başlatıldığını, takiplere herhangi bir itiraz olmadığını ve takiplerin kesinleştiğini, takipte gayrimenkul hacizleri yapıldığını ve satış işlemlerine başlanacağı sırada davalının borcu ödeme konusundaki taahhüdü üzerine haciz işlemlerine devam edilmediğini, taraflar arasında 23.01.2019 tarihli protokol düzenlendiğini ve davalı ödemelerini protokole göre yapmaya başladığını, protokoldeki son taksitin ödenmemesi üzerine davalı aleyhine Kayseri 8. İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyası başlatıldığını, davalının takibe itiraz etmediğini ve takibin kesinleştiğini, haciz işlemlerine başlanacağı sırada davalının yine müvekkili ile görüşmesi ve ödeme taahhüdünde bulunması sonucu takipten vazgeçildiğini, davalının taahhüt ettiği ve aradaki protokol gereği 04.04.2019 tarihinde ödemesi gereken bu son taksit ödemesini yine yapmadığı için aleyhine yeniden işbu takip dosyasının açıldığını, davalının ise haksız ve hukuka aykırı olarak takibe itiraz ederek takibi durdurduğunu, davalının bu itirazında haksız olduğunu, davalının borçlu bulunduğu gerek önceki takip dosyalarından, faturalardan, kambiyo senetlerinden ve gerekse de davalının da bizzat itiraz dilekçesine ekleyerek dosyaya sunduğu protokolden açıkça anlaşıldığını ileri sürerek Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/87 esas, 2021/798 karar sayılı kararının kaldırılmasına ve netice olarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:H.M.K 355. Maddesi gereğince inceleme Kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmıştır.Dava 23.01.2019 tarihli sözleşmeye istinaden başlatılan takibe yapılan itirazın iptali davasıdır.Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası incelemesinde; Alacaklısının … Ltd. Şti., borçlusunun … olduğu, borçlu hakkında 50.000 TL sözleşme 1.442,47-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 51.442,47 TL alacak üzerinden 30/07/2019 tarihinde takip başlatıldığı, takip dayanağı olarak 23.01.2019 tarihli sözleşme 50.000 TL tutarlı 4. Taksit ödemesi olarak gösterildiği davalı borçlu tarafından 08/08/2019 tarihinde borca itiraz ettiği anlaşılmıştır.Mahkemece yapılan yargılama sonucu davacı şirketin sözleşmede taraf olmadığı ve yine takibe dayanak sözleşmenin 4. Maddesinde 4. Taksit ödemesinin … ile ilgisinin bulunmadığı şeklinde düzenleme olduğundan bahsile davanın reddine karar verildiği görülmüştür.Davacı dava dışı dava dışı … Ltd. Şti. arasında 01.01.2018 tarihli blok taş satış sözleşmesi ve önceden devam edegelen alışverişlere istinaden düzenlenmiş bulunan ticari ilişki kapsamında dava dışı şirket hakkında Ürgüp İcra Dairesi … ve Kayseri(Kapatılan) 8. İcra Dairesi … sayılı dosyalarla takip başlatıklarını, takiplerde gayrimenkul hacizleri yapılıp ve satış işlemlerine başlanacağı sırada davalının borcu ödeme konusundaki taahhüdü üzerine haciz işlemlerine devam edilmediğini bunun üzerine taraflar arasında 23.01.2019 tarihli protokol düzenlendiğini ve davalının ödemelerini protokole göre yapmaya başladığını ancak 04.04.2019 tarihli son taksidin ödenmemesi üzerine Kayseri 8.İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası ile takip başlatıldığını ileri sürmüştür.Davalı davaya cevap vermemiştir.Ürgüp İcra Dairesi’nin … esas sayılı takip dosyasının incelendiğinde; Alacaklısının … Limited Şirketi, borçluların … ve … Ltd. Şti. Oldukları, davacı şirket tarafından borçlular hakkında 30.09.2018 vade tarihli 50.000 TL bedelli çeke dayanılarak 54.064,81-TL asıl alacak üzerinden, 30/11/2018 tarihinde takip başlatıldığı görülmüştür.Kayseri 8.İcra Dairesi’nin … esas sayılı takip dosyasının Uyap üzerinden incelendiğinde; Alacaklısının … Limited Şirketi, borçlunun … oldukları anlaşılmaktadır. Takibe dayanak 23.01.2019 tarihli sözleşme incelendiğinde … ve … arasında imzalandığı, sözleşmede … olan 150.000 TL’lik alacağın … tarafından elden nakit olarak ödeneceği, bu anlaşma neticesi … ‘ın … hakkında koydurduğu tedbirleri ve rehinleri kaldırılacağı, yine … ‘da bulunan 31.12.2018 tarih 50.000 TL bedelli, 31.01.2019 tarih 50.000 TL bedelli 28.02.2019 tarih 50.000 TL bedelli çek ve senetlerin en geç 25.01.2019 tarihinde … ‘a verileceği 23.01.2019 tarihinde tüm tedbir ve rehinlerin kaldırılacağı ödemenin 28.01.2019-04.02.2019-04.03.2019 ve 04.04.2019 tarihlerinde 50.000 Tl’lik taksitler halinde olacağı, 4. Taksit ödemesinin … ile ilgisinin bulunmadığı halde … ‘ın ödeme yapmak istediği ” şeklinde ibarelerin olduğu görülmüştür.Takibe konu sözleşmede imzası bulunan … ‘ın davacı şirketin yetkilisi olduğu Kayseri Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sayılı yazısından anlaşılmaktadır.Uyuşmazlığın çözümü açısından temsil ve borcun nakli konuları üzerinde durmakta fayda vardır.6098 sayılı TBK’nın “Temsilin hükmü” başlıklı 40. Maddesi incelendiğinde, Yetkili bir temsilci tarafından bir başkası adına ve hesabına yapılan hukuki işlemin sonuçları, doğrudan doğruya temsil olunanı bağlar.Temsilci, hukuki işlemi yaparken bu sıfatını bildirmezse, hukuki işlemin sonuçları kendisine ait olur. Ancak, karşı taraf bir temsil ilişkisinin varlığını durumdan çıkarıyor veya çıkarması gerekiyor ya da hukuki işlemi temsilci veya temsil olunandan biri ile yapması farksız ise, hukuki işlemin sonuçları doğrudan doğruya temsil olunana ait olur.Diğer durumlarda alacağın devri veya borcun üstlenilmesine ilişkin hükümler uygulanır. “şeklinde düzenleme bulunmaktadır.Borcun nakli 6098 sayılı borçlar kanunu 195-200 maddelerinde düzenlenmiştir. Kural olarak borcun nakline alacaklının muvafakat etmesi gerekir. Türk Borçlar Kanunu 195. maddesine göre; borç ilişkileri dışında olan üçüncü kişi borçluya karşı borcu üzerine alma ve borçluyu borçtan kurtarma yükümlülüğü altına girer. Üçüncü kişi ile borçlu arasındaki bu ilişki alacaklı etkilemez borcun iç üstlenilmesi adını alan bu ilişki borçlu ile üçüncü kişi arasında sonuç doğurur. 3. kişi borcu eda etmezse borçlu borcunu bizzat ifa etmekle yükümlüdür. Buna karşılık 196. maddesinde düzenlenen borcun dış üstlenilmesi alacaklı ile üçüncü kişi arasında yapılır. Böyle bir sözleşme ile eski borçlu borçtan kurtulur ve borcu istenen 3. kişi borç altına girer. Diğer bir tanımla borç ilişkisi varlığını sürdürmekle birlikte borcun borçlu tarafı değişir. Borcun dış yüklenilmesi için borçlunun bir icapta alacaklarınında kabul beyanda bulunması gerekir. Karşılıklı olarak icap ve kabul beyanından sonra borcun nakli gerçekleşir ve yukarıda açıklandığı üzere borçlu borçtan kurtulur. (Yargıtay 11.Hukuk Dairesi 21.11.2019 tarih, 2018/1521 Esas 2019/7401 Karar )Borcun yüklenilmesi hukuki niteliği itibariyle bir sözleşmedir. Alacaklı ile borcu yüklenen üçüncü kişi arasında yapılır. Borçlunun sözleşmeye katılması gerekmediği gibi buna muvafakat etmesi de gerekmez. Hatta alacaklı ve borcu yüklenen borçlunun iradesine muhalefetine rağmen böyle bir sözleşmeyi yapabilirler. (Fikret Eren Borçlar Hukuku Genel Hükümler 2. Cilt 5. Bası 1999 s.1237)Bu açıklamalar ışığında dava dışı … ‘ a mahkemece isticvab edilerek 23.01.2019 tarihli sözleşmeyi şirket temsilcisi olarak imzalayıp imzalamadığı sorularak yine davalı … ına isticvab edilerek icra dosyasında yaptığı itirazında “ödeme emrinde belirtildiği şekliyle hiçbir isim altında borcum bulunmamaktadır” şeklindeki itirazı açıklattırılarak sözleşme içeriğine ve imzaya itirazının olup olmadığı sorularak oluşacak duruma göre davacının sözleşme uyarınca alacak talep etme hakkı bulunup bulunmadığı yine davalının sözleşme uyarınca borcu devir alıp almadığı belirlenerek karar verilmesi gerekir.O halde mahkemece yukarıda belirtilen şekilde deliller toplanmak suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüştür.
Açıklamalar ışığında davacının istinaf talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
2-HMK’nın 353/1-a.6 md. gereğince, KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 08/10/2021 tarih ve 2021/87 E – 2021/798 K sayılı kararın KALDIRILMASINA,
3-HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle yukarıda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
4-Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının talepleri halinde kendilerine iadesine ,
5-İstinaf incelemesi duruşmalı olarak yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve isitnaf kanun yoluna başvurma harcının ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
7-H.M.K. 302/5 maddesi gereğince iş bu ilamın kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararın yerine getirilmesi için gerekli bildirilmlerin, H.M.K. 359/4 maddesi gereğince iş bu kararın taraflarına tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dava dosyası üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince, KESİN olarak oybirliği ile karar verildi. 02/11/2022