Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/2273 E. 2022/2274 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2273
KARAR NO: 2022/2274
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/07/2022
NUMARASI: 2019/637 E. 2022/596 K.
DAVA: İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 04/09/2020
KARAR TARİHİ: 05/07/2022
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 27/10/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 27/10/2022
KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 05/07/2022 tarih ve 2019/637 E – 2022/596 K kararına karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Asıl dava dosyasında davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile olan ticari ilişkileri kapsamında davalıya toplam bedeli 1.483.000,00 TL tutarında çek verdiğini, ayrıca kredi kartları ile 1.344.022,00 TL ve araç devri yoluyla da 102.475,00 TL olmak üzere toplam 2.929.497,00 TL tutarında ödeme yaptığını, davalının bu ödemeler karşılığında davacıya 369.032,86 TL tutarında mal teslim ettiğini, yapılan fazla ödeme sebebiyle 2.560.464,00 TL davalıdan alacağı kaldığını belirterek, Kayseri GİD … Esas sayılı dosyasında davalının takibe itirazının iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Birleştirilen Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/559 Esas sayılı dosyasında davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının davacının kredi kartından haksız çekim yaptığını, taraflar arasında hiçbir alışveriş olmadığını, davalının davacıya hiçbir mal ya da emtia vermediğini, haksız surette çekilen paranın tahsili için davacının davalı aleyhinde Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, davalının borca vaki itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini, davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.Birleştirilen Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/560 Esas sayılı dosyasında davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin alacağının sağlanması amacıyla Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, borçlu tarafından borca itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, borçlunun itirazının haksız ve yersiz olduğunu, müvekkilinin dava ile dava borçlu arasında herhangi bir ticari alışveriş olmamasına rağmen müvekkiline ait banka kartları üzerinden çekim yapılarak davalı borçlunun hesabına para girişi sağlandığını, müvekkiline herhangi bir mal veya emtia vermeyen davalı borçlunun TBK’nun sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre borçlu olduğu göz önüne alınarak icra takibi yapılmış ise de borçlu tarafından hiçbir gerekçe gösterilmeden yapılan icra takibine karşı kötü niyetli olarak davalı borçlu tarafından itiraz edilerek durdurulduğunu belirterek Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapılan itiraz iptali ile takibin devamına ve borçlunun %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl dava dosyasında davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıya 50 defa mal sevki yapıldığını, söz konusu sevkiyata ilişkin bilgilerin dosyaya sunulduğunu, davacının 1.483.000,00’TL tutarında çekle ödeme yapıldığı iddiasının tamamen mesnetsiz olduğunu, davalıya 1.296.000,00 TL tutarında çek teslimi yapıldığını, bunun 799.000,00 TL’lik kısmının tahsil edildiğini, vadesi gelip karşılıksız olarak yazılan çek toplamının 452.000,00 TL olduğunu, cevap dilekçesinin hazırlandığı aşamada henüz vadesi gelmeyen 45.000,00 TL tutarında çek bulunduğunu, davacının muvafakati kapsamında 1.049.596,00 TL tutarında kredi kartı ile ödeme yapıldığını, kredi kartıyla diğer ödeme kısmı davalının bilgisi dahilinde olmadığını, davacının avans mahiyetinde verdiğini söylediği araçların alacağın teminatı maksadıyla rehin olarak verildiğini, rehin sözleşmesinden sonra da davacının borcu izerine 20.01.2019 tarihinde satışı yapılarak borcundan mahsup edildiğini, davacının bahsettiği şekilde 2.929.497,00 TL tutarında ödeme yapılmadığını, taraflar arasında yapılan yenileme sözleşmesi olduğunu ve davalının borcu olmadığının ortaya konulduğunu ve ödeme planı çıkarıldığını, buna rağmen davacının borcunu ödemediğini, davacının davalıya borçlu olduğunu, ticareti terk ettiğini, üzerindeki malları devrettiğini, derdest davayı hukuksuz ve mesnetsiz ikame ettiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Birleştirilen Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/559 Esas sayılı dosyasında davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmiş, davalı cevap dilekçesi sunmamış, HMK’nun 128.maddesi uyarınca dava dilekçesindeki vakıaları inkar etmiş sayılmıştır.
Davalı vekilinin icra takibindeki itirazları ise özetle; takipte bahsedilen ve yapıldığı iddia edilen ödemelerin müvekkili firmanın alacaklı bulunduğu …Ltd.Şti ile … arasında yapılan ticarette ilişkin olan alacağın tahsili amacı ile gerçekleştiği, dosya alacaklısı görünen …’ın …’ na borçlu olması sebebiyle …’ın bu borcunu … Ltd. Şti ile … arasınd ki yapılan ticarette ilişkin olarak doğan borca karşılıkmüvekkiline ödeyerek, borcundan kurtulduğunu, müvekkilinin de böylece … Ltd. Şti’den olan alacağını tahsil ettiğini, bu hususun dosya alacaklısı görünen …’n … aleyhine açmış olduğu Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/637 Esas sayılı dosyasında ki beyanları ile de sabit olduğunu, dosya alacaklısının mükerrer olarak aynı ödemeyi hem …’ndan hem de müvekkilinden kötü niyetli olarak tahsil etme çabasında olduğunu belirterek borca itiraz ettiği görülmüştür.Birleştirilen Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/560 Esas sayılı dosyasında davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının davasının haksız olduğunu, davacı tarafın usulsüz olarak takibe konu ettiği kredi kartı olduğunu, taraflar arasında görülen Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/637 Esas sayılı dosyası ile açılan dava dosyasının derdest olduğunu, söz konusu icra takibinden dolayı müvekkilinin borcu olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkeme kararında “…Somut davada; davacı tarafın iddiası ile toplamda 2.929.497,00 TL iyiniyetle ve güvenerek avans mahiyetli; 1.483.000,00 TL’nin çeşitli bankalardan nama yazılmış çekler ile, 1.344.022,00 TL’nin kredi kartı kullanımı ve 102.475,00 TL’nin ise araçların devri ile ayni avans ödemesi şeklinde ödeme gerçekleştirilmesine karşılık -10/10/2017 ile 30/12/2018 tarihleri arasında 20 civarında davalı tarafça kesilmiş satış faturası ile toplamda 369.032,86 TL ürün tesliminin yapıldığını beyan ettiği, davalı taraf ise kredi kartı kullanımının, davacının bilgisi ve muvafakatı ile ticari ilişkiye bianen gerçekleştirildiğini beyan ettiği, davacı tarafça iddia edilen ödeme miktarlarına rağmen ürün tesliminin yapılmadığı iddiası ile beraber çek keşide edildiği, araçlar üzerine rehin tesis edilmesi sonrasında bu araçların borca mahsuben devrinin gerçekleştirildiği, taraflar arasında sözleşmeler akdedildiği, yeni çekler verilmek suretiyle yeni ödeme günlerinin düzenlendiği, davacı tarafın ticari defterlerini beyan etmediği, davalı tarafın ticari defterlerinden davaya konu edilen miktarda ticari ilişkinin varlığının görülmediği, bunlarla birlikte kredi kartı ile yapılan yüksek miktarlı ve uzun zamana yayılmış ödemelere sessiz kalındığı, kredi kartı borçlarının ödemesinin gerçekleştirildiği, taraflar arasında taraflarca da kabul edilen süregelen ticari ilişkinin bulunduğu birlikte değerlendirilmesi halinde, davacıya ait kredi kartının davalı tarafından davacının bilgisi ve muvafakatı dışında kullanıldığı iddiası hayatın olağan akışına aykırı olduğu gibi Türk Ticaret Kanununun tacirler hakkındaki temel ilkelerden biri olan basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğüne de aykırılık teşkil ettiği anlaşılmıştır. Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’nin 2021/1906 Esas – 2021/1982 Karar sayılı ilamında; “Kural aynı anda ifa ilkesi olduğuna göre davacı, taraflar arasındaki satım akdinde aynı anda ifa kuralının aksini yani veresiye bir satımın kararlaştırıldığını, ödediği bedelin ileride teslim edileceği kararlaştırılan mallara karşılık peşin ve avans olarak yapıldığını yazılı ve kesin delillerle ispat etmek durumundadır. Başka bir deyişle 6098 sayılı TBK 207/2 hükmü gereği somut olayda davalının davacıya 92.550 TL lik ödemeye karşılık gelen miktarda mal teslim ettiği karine olarak geçerli olup bu durumda davalı davacıya mal teslim ettiğini ispat durumunda olmayıp aksine karinenin aksini savunan davacı, yaptığı ödemelere karşılık davalının kendisine mal teslim etmediğini dolayısıyla yaptığı ödemenin peşin ve avans ödemesi olduğunu yazılı ve kesin delillerle ispat külfeti altındadır.Mahkemece taraf ticari defterleri incelenmiş olunup davacı tarafından davalıya 92.550 TL ödeme yapıldığı buna karşılık davalı tarafından davacıya 76.672,43-TL mal teslim edildiği kabul edilmiş devamında davalı şirkete davacıya 15.879,57-TL’lik mal teslim ettiğine dair yemin hakkı hatırlatılmış davacının yemin etmesi üzerine davanın kısmen kabulü ile takibin 15.891,32-TL üzerinden devamına karar verildiği görülmüştür. Taraf iddiaları, 6098 sayılı TBK 207/2 ve TMK 6 maddeleri uyarınca somut olayda ispat külfeti davacıda olup mahkemece ispat külfetinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüştür.Somut olayda ispat külfeti davacıda olup davacının dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayandığı görülmekle davacıya yemin delili hatırlatılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekir.” hükmüne yer verilmiş olmakla, aynı mahiyetteki mahkememiz dosyasında da taraflar arasındaki satım akdinde aynı anda ifa kuralının aksini, yani veresiye bir satımın kararlaştırıldığını, ödediği bedelin ileride teslim edileceği kararlaştırılan mallara karşılık peşin ve avans olarak yapıldığını yazılı ve kesin delillerle ispat etmek durumundadır. Başka bir deyişle 6098 sayılı TBK 207/2 hükmü gereği somut olayda davalı davacıya mal teslim ettiğini ispat durumunda olmayıp aksine karinenin aksini savunan davacı, yaptığı ödemelere karşılık davalının kendisine mal teslim etmediğini dolayısıyla yaptığı ödemenin peşin ve avans ödemesi olduğunu yazılı ve kesin delillerle ispat külfeti altında olup, davacı tarafça ticari defter ve belgeler de dosyaya ibraz edilmediğinden ve mal teslimi olmadığına dair dosyada somut bir delil de bulunmadığından davacının davasını yazılı delil ile ispat edemediği ve yemin deliline da dayanmadığı görülmekle davacının davasının reddine karar vermek gerekmiştir.Birleşen Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/559 Esas ve 2020/560 Esas sayılı dosyalarda; davacı vekili her ne kadar yemin deliline dayanmış ise de, davalı tarafça davacının ödeme yaptığı inkar edilmeyip ödemenin esas dosya davalısının borcuna karşılık yapıldığı belirtilip bu hususun dava dilekçesinde de aynen ifade edilmiş olması nedeniyle davacıya yemin delili hatırlatılmamıştır. İşbu dosyamız ile birleştirilen iki dosyanın konusu da esas dosya ile bağlantılı olup, esas dosyada davacı alacağını ispat edemediğinden, mükerrer talep niteliğindeki birleşen dosyalardaki taleplerin de reddine karar vermek gerekmiştir. asıl dava yönünden, davanın reddine, birleştirilen Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/559 esas sayılı dosyası yönünden; davanın reddine, birleştirilen Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/560 esas sayılı dosyası yönünden, davanın reddine,…” şeklinde karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle;Taraflarınca açılan ve istinafa konu edilen dava dosyasında dosya ehil olmayan bilirkişiler marifeti ile hazırlanan bilirkişi raporu sonucu karar altına alındığını, taraflarınca daha önce dosyaya sunulan 11,06,2022 tarihli bilirkişi raporuna karşı sundukları itiraz dilekçesinde konunun detaylı şekilde açıklanmış ise de yerel mahkemece itirazları konusunda herhangi bir ara kararı oluşturulmadan davanın reddi yoluna gidildiğini, davacı taraf olarak her türlü gideri ödemeye hazır olduklarını beyanla dava dilekçesi ekinde sundukları ilgili bankalardan alınan resmi kayıtlarla yargılama sürecinde ilgili bankalardan gönderilen CD kayıtlarının uyuşmadığı daha doğrusu bankalarca gönderilen CD kayıtlarında eksik kayıt olduğu bilirkişi raporu ile de belirlenmiş olduğundan öncelikle yeniden bankalardan tüm kayıtların eksiksiz şekilde istenilmesi gerektiğini, bu husus ve diğer itirazlarının itiraz dilekçesinde tek tek açıklanmış ise de yerel mahkamece konusunda uzman olmayan ve aralarında makine mühendisi bilirkişisinden oluşan raporunun esas alarak davanın reddi yönünde hüküm kurduğunu, yerel mahkemece 19/10/2021 tarihli ara karar gereğince bilirkişi incelemesi yaptırılan dosyanın dava talep ve kanıtlarının istikametinde olarak, toplanabilen kanıtlardan Bankalardan gelenlerin de gözetimiyle oluşması beklenen gözlemlere dayalı beklentiyi sağlayamamış olan ; 23/05/2022 tarihli üç kişilik bilirkişi heyet raporuna karşı beyanlarının ve raporun yeterli uzmanlıkları olmayan bilirkişiler itibariyle rasyonalitesi ve bu nedenle de ihtisas gözlem parametrelerinin izlemi açısından da eksik gözlemlere dayalı oluşumunda , hukuksal değerlemelere gidilmişlik yapılanması ile de ,yetkinin aşılması göstergeli ve objektivitesinin de bulunmadığı nedenleriyle rapora itirazlarının arzı ile ; İtiraz açıklamalarının doğrultusunda olarak, öncelikle Bankalardan sorularak gelen cevap açıklamalarına ek kayıtların eksikliklerinin denetim ve gözlemiyle, dava talebiyle listeler halinde sunulan kanıtları olan Kredi Kartı Banka Ekstrelerinin listelerinde yer almış görünen Kredi Kartı ile yapılmış ödemelerin kayıtlarının tüm detayları ile ve ivedilikle , listelerin ilgisi bankalardan yeniden sordurularak tüm kayıtların getirtilmesine yönelik müteferrik karar oluşturulmasına ve bu hususların tamamlanması ve denetimi sonrasında ; İtiraz açıklamalarımız ve “ Yargıtay İnceleme ve Denetimine Elverişlilik kriterlerinin “ ışığında bilimsel disiplinlerin gözetiminde inceleme objektivitesinin sağlanmasına yönelik , davadaki vakıanın araştırılmasında ihtisas vasıfları olan yeni bir bilirkişi heyetinin teşkiline ve dosyanın tüm dava talepleri kapsamındaki vakıalarının incelenerek kapsamlı rapor hazırlanması için İstanbul veya Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesine karar verilmesi taleplerinin gözardı edildiğini,19/10/2021 tarihli ara karar üzerine , Yerel Mahkemece incelemeye görevlendirilmiş bilirkişilerin , Teslim tutanağı ve BAM. Bilirkişi listesi kayıtları ile incelendiğinde , heyette yer alan bir sayın bilirkişinin “ Makine Mühendisi “ olduğunu görmekteyiz. Uzmanlıkları içinde ASANSÖRLER Vs…. yer aldığını, dava taleplerini taşıyan hadisedeki vakıanın , davacı müvekkilinin , davalıdan üretimi ve tedarikini talep ettiği ev ve işyeri mobilyaları içerikli sipariş yapısında olup , ihtilafın da sipariş malzemelerin tedarikinde davalıya güvenerek ( daha doğrusu davalı tarafından inandırılarak ve güvendirilerek davacının yönlendirildiği açık vakıa nedeniyle )tedarikçilere gerekli ödemelere kullanılmak üzere bırakılmış çeşitli Banka Kredi Kartlarıyla , malın temin ve teslimi öncesiyle yine aynı amaç ve doğrultuda olarak davacının keşidecisi olduğunu; Çeşitli bankalara ait davalı namına yazılı bilcümle listesi dava taleplerinde yazılı tarih ve miktarları belirli sipariş gelişimiyle düzenlenmiş ileri tarihli çekler ve yine ödemeye matuf üç adet trafik kayıtları belirtilen aracın belirlenen miktar değerleriyle takas ve mahsubu işlevleri ile toplam ödeme belgeleri ve kayıtları ile avans mahiyetli ödemeler karşısında, davalı yanın 213.sy.VUK.hükümleri ve KDV. Yasası yüklem içerikli olarak siparişe karşın teslim ettiği mallar için kestiği satış Faturaları ile karşılaştırılarak, davalının aldığı ödemeler karşısında teslim borcunu teşkil edecek olan eda yükleminin tespitine yönelik temeldeki tahkikat vasıf ve içerikleri çerçevesinde, bilirkişinin uzmanlığını gerektirecek bir çalışmayı taşımayacak inceleme itibariyle,bu heyet üyesinin uzmanlık vasfı ile incelemelerin örtüşmediğini, bu nedenle de heyetin objektif inceleme açısından eksiklik olarak görülmesi gerektiğini, diğer heyet üyelerinin ise ; Bir bilirkişinin kamu yönetimi öğretim görevlisi temel vasfında olduğunu, bir diğer sayın bilirkişinin de emekli banka şube müdürü olarak uzmanlığı gösterildiğini, dava taleplerinin incelenmesinde detaylarıyla davaya neden hadisenin anlatımındaki hassasiyetleri ve özeninin Mahkemenin dikkatinden kaçamayacak konumda olduğunu, görevlendirilen bilirkişilerin, davadaki hadiselerin ayıklanmasına yönelik hiçbir bilimsel ve objektivite uzmanlık zemininde olmadığının açıkça görüleceğini, dava talepleri ile mufassal anlatımlar ile arz edilen hadisedeki süreçler ve kanıtlarının yazılılık vasfı yanında belge tanımlaması itibariyle de , TTK.Hükümleriyle tanımlanmış çeşitli bankalardan alınmış çek karnelerinin davacının inandırılarak taahhüt eden davalıya ileri tarihler ile nama yazılı çekler olduğunu ve bu çeklerin lehtar davalının ilk ciranta olarak cirosuyla ne şekilde el değiştirdiği ile ibrazının kimler tarafından yapıldığı ve tahsilinin kayıtları ; Yine kanıtlarımız itibariyle listeler halinde sundukları davacı müvekkiline çeşitli bankalar tarafından tahsis edilmiş kredi kartlarının, veriliş teslim amacı ile inandırılan davacının acilen üretimini talep ettiği siparişleri malların üretiminin hızlanması için davalı tarafından , üretime yönelik tedarik zincirindeki firmalara ödemelerin yapılması mutabakatı ile teslimli beş adet bankaya ait kredi kartlarının ekstrelerde açıkça listelenmiş kayıtları sabit ve kartın çekim için kullanıldığı çeşitli firmalar ve kart ödemelerinin tarih ve miktarları ile, Bankacılık yasası ve BDDK denetim yönetmelikleriyle izlenen bankacılık işlem disiplinlerinin izlenerek işlemlerin kayıtlarının tüm ilişkileri ile araştırılarak temini için yazılı belge ve Banka kayıtları temelinde incelemeleri gerektirdiğinin açık olduğunu,görevlendirilen bilirkişilerden kamu yönetimi öğretim görevlisi bilirkişinin ağırlıkla yoğun hukuki tavsiflerle, hukuksal kaynaklardan temin ettiği norm ve yargı kararlarını referans göstererek davalı savunmasının temeline yönelik değerlemelerinin , Ticaret Hukuku ve Borçlar Hukuku ile Vergi Hukuku( 213 sy.VUK.ve bağlantılı mali denetim normları )temel prensipleri ve kavramlarıyla örtüşmeyen zeminlerdeki dağınıklığının mahkemeyi tahkikatın objektivitesinden saptırmaya yetmeyeceğini bildiklerini, denetimden kaçamaz konumda olduğunu, Banka şube müdürü emeklisi vasfındaki bilirkişinin de, en azından SMM yetkinliğinde olamayacağının da açıkça ortada olduğunu ileri sürerek 23/05/2022 tarihli bilirkişi heyetinin raporunu hiçbir şekilde kabul edilemez vasıfta olarak gördüklerini beyanla öncelikle dava taleplerinin eki olarak sunulan kayıt ve belgelerin ve listelenmiş ve tüm çek ve kredi kartlarının kullanım ve çekim bilgi ve kayıtlarının eksiksiz olarak tamamlanmasının temininin HMK. Kuramlarıyla kamu düzeninden delillerinin eksiksiz toplanmasına yönelik objektivitenin temini için ivedilikle, ilgili bankalardan tüm kayıt kanıt ve belgelerinin de eklenmesiyle , ilgili kayıtlarının açıklamalı olarak temini için müzekkerelerin oluşturulmasına yönelik yeniden karar oluşturulmasına ve bu eksiklerin giderilmesinden sonra ;istinaf nedenleri ve “ Yargıtay İnceleme ve Denetimine Elverişlilik kriterlerinin “ ışığında bilimsel disiplinlerin gözetiminde inceleme objektivitesinin sağlanmasına yönelik , davadaki vakıanın araştırılmasında ; TC. Hazine ve Maliye Bakanlığı Bankalar Yeminli Murakıplığı ihtisas yeteneğine sahip uzman bilirkişinin ve ; Ticaret Hukuku ve Borçlar Hukukunda uzmanlığı belirlenmiş bir Öğretim Üyesi akademisyen bilirkişinin ve Yeminli Mali Müşavir vasfında olup bankacılık yasası ve BDDK yönetmeliği esasları ile incelemeye yeterlikte şirketler muhasebesinde uzman bir bilirkişinin yer alacağı İhtisas vasıfları olan yeni bir bilirkişi heyetinin teşkili ile ve dosyanın tüm dava talepleri kapsamındaki vakıalarının incelenerek kapsamlı rapor hazırlanması için İstanbul veya Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesine yönelik daha önceki taleplerinin incelenmemiş olduğundan yerel mahkemece bu konuda herhangi bir karar verilmeden hüküm kurulduğundan yerel mahkeme kararına yönelik istinaf taleplerinin kabulüne , yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:H.M.K 355. Maddesi gereğince inceleme Kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmıştır. 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/637 Esas sayıl dosyası yönünden yapılan inceleme:Davacı davalı ile olan ticari ilişkileri kapsamında davalıya toplam bedeli 1.483.000,00 TL tutarında çek verdiğini, ayrıca kredi kartları ile 1.344.022,00 TL ve araç devri yoluyla da 102.475,00 TL olmak üzere toplam 2.929.497,00 TL tutarında ödeme yaptığını, davalının bu ödemeler karşılığında davacıya 369.032,86 TL tutarında mal teslim ettiğini, yapılan fazla ödeme sebebiyle 2.560.464,00 TL davalıdan alacağı kaldığını belirterek, Kayseri GİD … Esas sayılı dosyasında davalının takibe itirazının iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra dosyasının tetkikinde; alacaklısının …, borçlusunun … olduğu, 24/07/2019 tarihinde 2.560.465,00-TL asıl alacak ve 24.964,53-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 2.585.429,53-TL üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, takip dayanağı olarak Karşıyaka noterliğinden … yevmiye sayılı … tarih akdi sorumluluk ve temerrüt bildirimli zarar ihbarı konulu ihtarnamede belirtilen hadise nedeniyle 2.560.465 TL asıl alacak” olarak belirtildiği ödeme emrinin borçluya 26/07/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilince borca itiraz edilmesi üzerine 26/07/2019 tarihinde icra takibinin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.Davacı dava dilekçesinde, davalıya avans olarak çeşitli bankalara ait toplam 1.483.000 TL tutarında çek verdiğini yine kendi adına olan kredi kartlarınını avans mahiyetli ödemelere ve sadece kendisince sipariş edilen malların üretimindeki tedarikçilere kullanılmak üzere mutabakatlı olarak …’na teslim ettiğini bu kartlarından dava dışı firmalara 1.344.022,00 TL ödeme yapıldığını yine kendisine ait … … … Plakalı araçları 101.475 TL karşılığında avans mahiyetinde davalıya devir ettiğini beyan ettiği görülmüştür.Davalı davacı tarafından kendisine toplamda 1.296,000,00 TL’lik kambiyo senedi teslim ettiğini , davacının teslim ettiğini belirttiği 1.296,000,00 TL bedelli kambiyo evraklarından 799.000,00 TL tahsil olunduğunu Dilekçe tarihi itibarıyla günü gelecek olan kambiyo evrakı toplamınn 45.000,00 TL ( 30.12.2019 ve 30.01.2020 tarihli) olduğunu, kendilerine teslim edilen 452.000,00 TL’lik çekin karşılıksız çıktığını, davacı ile ticari ilişkinin başladığ tarih olan 06/10/2017 tarihinden son ürün sevk tarihi olan 18/11/2018 tarihine kadar ki süreçte davacı tarafa ait … Bankası, … Kartı, … bank, T.C … vb. kartları ile davacının bilgi ve muvafakati doğrultusunda ürün tedariki yaptığı firmalardan muhtelif tarihlerde toplamda 1.049,596,00 TL miktarınca kart çekimi yapıldığını , yine davacıya ait … … … Plakalı araçları 101.475 TL karşılığında borcundan mahsup edildiğini yapılan ödemlerin avans mahiyetinde olmadığını teslim edilen ürünlerin karşılığı olarak ödenediğini beyan ettiği görülmüştür. Davacı, davaya konu çeklerin davalıdan alınacak mallara karşılık avans olarak verildiğini, ancak davalı tarafından malların teslim edilmediğini, bu sebeple çeklerin bedelsiz kaldığını ileri sürmüştür. Davalı ise, davaya konu çeklerin avans olarak verilmediğini, davacıya teslimi yapılan mallar karşılığı alındığını, çekin ödeme aracı olduğunu, ispat yükünün davacıda bulunduğunu savunmuştur. Çek, bir ödeme aracıdır. TBK.’nın 207. maddesinin ikinci fıkrasında da asıl olanın peşin satış olduğu düzenlenmiştir. Buna göre davacının malları teslim aldığının kabulü gerekir. Dava konusu çekleri avans olarak verdiğini, çekler bedeli kadar malları teslim almadığını iddia eden davacının, bu iddialarını yazılı delillerle ispat etmesi gerekmektedir. Davalının, dava konusu çekler karşılığı mal teslim edildiğini savunması, ispat yükünü değiştirmemektedir. Dava konusu çekleri avans olarak verdiğini, çeklerin bedeli kadar malları teslim almadığını iddia eden davacının, bu iddialarını yazılı delillerle ispat etmesi gerekir, Davacı tarafın dava konusu çeklerin avans çeki olduğunu, çekler bedeli kadar malları teslim almadığını ve çeklerin bedelsiz kaldığını kesin delillerle ispat edemediği, yemin deliline dayanmadığı bu yönde bir istinafının bulunmadığı görülmekle davaya konu çekler yönünden davanın reddi yönündeki mahkeme kararının yerinde olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır. (Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2018/2473 Esas 2019/5340 Karar 28/11/2019 tarihli ilamı, 11. Hukuk Dairesi 2020/7679 Esas 2022/4591 Karar)Davacıya ait …- … – … Plakalı araçları 101.475 TL karşılığında davalıya devir edildikleri noter senedinde bedelinin nakden olarak alındığının beliritldiği bununla birlikte araç bedellerinin avans olarak verildiğini buna karşılık kendisine mal teslim edilmediğini belirten davacının bu iddiasını yazılı kesin delillerle ispat edemediği, yemin deliline dayanmadığı bu yönde bir istinafının bulunmadığı görülmekle davaya konu araç bedeli yönünden davanın reddi yönündeki mahkeme kararının yerinde olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.Davacı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/637 Esas sayılı dava dosyasının dilekçesinde kendi adına olan kredi kartlarınını avans mahiyetli ödemelere ve sadece kendisince sipariş edilen malların üretimindeki tedarikçilere kullanılmak üzere mutabakatlı olarak …’na teslim ettiğini beyan etmiş olup davalıda davacı tarafa ait … Bankası, … Kartı,… Bank, T.C … vb. kartları ile davacının bilgi ve muvafakati doğrultusunda ürün tedariki yaptığı firmalardan muhtelif tarihlerde toplamda 1.049,596,00 TL miktarınca kart çekimi yapıldığını kabul etmiştir.Davacının tüketici konumunda bulunmadığı, tacir olduğu basiretli davranması gerektiği davalıyı kredi kartlarından teslim edilecek ürünlerin bedeli olarak harcama yapması konusunda yetkilendirdiği, yetkilendirme yaparken 3. Kişi konumundaki şirketlere yönelik olarak somut şekilde sınırlandırmadığı, ihtarname tarihine kadar kredi kartı ödemelerini yaptığı, taraflar arasında ticari ilişkinin bu şekilde işlediği sabittir. Bu hususlar ışığında yapılan ödemelerin avans olarak ve kendisine verilecek ürünlerin karşılığı olarak yapıldığını, davacının aralarındaki sözlü anlaşmanın aksine harcama yaptığını, kredi kartıyla yapılan bu ödemelere karşılık kendisine mal teslim edilmediğini belirten davacının bu iddiasını yazılı kesin delillerle ispat etmesi gerekmektedir. Davalı yine yapılan bu harcamalar karşılığı kendisine mal teslim edilmediğini ispat külfeti altında olup davacının dosyaya bu yönde yazılı deliller sunmadığı, yemin deliline dayanmadığı yemin delilinin hatırlatılmadığı yönünde açıkça bir istinafınında bulunmadığı görülmekle davaya konu kredi kartı ödemeleri yönünden davanın reddi yönündeki mahkeme kararının yerinde olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.Birleştirilen Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/559 Esas sayılı dosyası bakımından yapılan değerlendirme:Davacı taraflar arasında hiçbir alışveriş olmadığını, davalının davacıya hiçbir mal ya da emtia vermediğini, buna rağmen kredi kartından haksız surette para çekildiğini belirterek Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığı görülmüştür.Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra dosyası incelendiğinde; alacaklısının …, borçlusunun … Ltd. Şti olduğu, 192.000,00-TL Asıl alacak üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, takip dayanağı olarak 08.11.2019 192.000 TL 1 adet kredi kartı, …Bankasına ait kredi kartından izinsiz olarak 17.04.2018-17.05.2018 ve 18.06.2018 tarihinde çekilen 3 ayrı işlemden kaynaklanan alacağın tahsili “olarak gösterildiği ödeme emrinin borçluya 20/01/2020 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun itiraz dilekçesinde ” kendilerinin …LTD.ŞTİ’nden alacaklı olduklarını, …’ın da …na borçlu bulunduğunu, … ile … LTD.ŞTİ arasında ticari ilişki bulunduğunu, …’ın kredi kartından çekilen tutarların …’nun …Şirketine olan borcuna ve kendilerinin …Şirketinden olan alacağına karşılık yapıldığını beyan ederek itiraz ettiği görülmüştür.Somut olayda davacıya ait kredi kartından davalı şirket tarafından 17.04.2018-17.05.2018 ve 18.06.2018 tarihinde 192.000 TL çekildiği hususunda ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasında uyuşmazlık davacı …’ın kredi kartından çekilen bu tutarların davacının rıza ve onayı ile davacının birleşen dava davalısı …n’a olan borcuna karşılık olmak üzere ödenip ödenmediği noktalarında toplandığı anlaşılmaktadır.Davacı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/637 Esas sayılı dava dosyasının dilekçesinde kendi adına olan kredi kartlarınını avans mahiyetli ödemelere ve sadece kendisince sipariş edilen malların üretimindeki tedarikçilere kullanılmak üzere mutabakatlı olarak …’na teslim ettiğini beyan ettiği görülmüştür.Asıl davada davacının kredi kartından çekilen 192.000 TL’nin davacıya teslim edilen mallar karşılığı çekildiği sabit olup bu durumda davacı kredi kartından ödenen meblağın avans olarak verildiğini buna karşılık kendisine mal teslim edilmediğini yazılı kesin delillerle ispat etmesi gerekmekte olup davacının tacir olduğu basiretli davranması gerektiği davalıya kredi kartlarını aralarındaki sözlü anlaşma uyarınca teslim ettiği, anlaşmanın aksine şekilde kredi kartından çekim yapıldığını yine yapılan bu çekimler karşılığı kendisine mal teslim edilmediği yönündeki iddiasını yazıl kesin delillerle ispat edemediği davacının yemin deliline dayanmadığı bu yönde bir istinafının bulunmadığı görülmekle davanın reddi yönündeki mahkeme kararının yerinde olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştırBirleştirilen Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/560 Esas sayılı dosyası yönünden yapılan değerlendirme:Davacı taraflar arasında hiçbir alışveriş olmadığını, davalının davacıya hiçbir mal ya da emtia vermediğini, buna rağmen kredi kartından haksız surette para çekildiğini belirterek Kayseri Genel İcraMüdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığı görülmüştür.
Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklısının …, borçlusunun … Limited Şirketi olduğu, 14/11/2019 tarihinde 85.551,90-TL üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı,takip dayanağı olarak 08.11.2019 , 85.551,90 TL 1 adet kredi kartı, … Bankasına ait kredi kartından 30.04.2019- 03.04.2018 ve …Bankası Kredi kartıyla 17.01.2018 tarihlerinde izinsiz olarak çekilen 4 ayrı işlemden kaynaklanan alacağın tahsili “olarak gösterildiği ödeme emrinin borçluya 16/11/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun itiraz dilekçesinde ” kendilerinin …ndan alacaklı olduklarını, …’ın da …na borçlu bulunduğunu, …’ın kredi kartından çekilen tutarların …’nun …Şirketine olan borcuna karşılık yapıldığını beyan ederek itiraz ettiği görülmüştür.Somut olayda davacıya ait kredi kartından davalı şirket tarafından 30.04.2019- 03.04.2018 ve …Bankası Kredi kartıyla 17.01.2018 tarihlerinde 16.950 TL çekildiği hususunda ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasında uyuşmazlık davacı …’ın kredi kartından çekilen bu tutarların davacının rıza ve onayı ile davacının birleşen dava davalısı …n’a olan borcuna karşılık olmak üzere ödenip ödenmediği noktalarında toplandığı anlaşılmaktadır.Asıl davada davacının kredi kartından çekilen 16.950 TL’nin davacıya teslim edilen mallar karşılığı çekildiği sabit olup bu durumda davacı kredi kartından ödenen meblağın avans olarak verildiğini buna karşılık kendisine mal teslim edilmediğini yazılı kesin delillerle ispat etmesi gerekmekte olup davacının tacir olduğu basiretli davranması gerektiği davalıya kredi kartlarını aralarındaki sözlü anlaşma uyarınca teslim ettiği, anlaşmanın aksine şekilde kredi kartından çekim yapıldığını yine yapılan bu çekimler karşılığı kendisine mal teslim edilmediği yönündeki iddiasını yazıl kesin delillerle ispat edemediği davacının yemin deliline dayanmadığı bu yönde bir istinafının bulunmadığı görülmekle davanın reddi yönündeki mahkeme kararının yerinde olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Açıklamalar ışığında davacının istinaf taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 05/07/2022 tarih ve 2019/637 E – 2022/596 K sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin asıl ve birleşen davalar yönünden yaptığı istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan istinaf karar ve ilam harcı istinaf eden davacı tarafça peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 361/1 uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.