Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/2204 E. 2022/2307 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/2204
KARAR NO: 2022/2307
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/06/2022
ESAS NO: 2022/256
KARAR NO: 2022/448
DAVANIN KONUSU: Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 27/10/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 31/10/2022
Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/06/2022 tarih ve 2022/256 Esas – 2022/448 sayılı kararı davalı vekili tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekilleri dava dilekçesinde özetle; davacıların … İli, … Yetiştiricileri Birliği’nin kuruluşundan itibaren üyesi olup diğer tüm üyeler gibi aynı hak ve şartlara haiz olduklarını, birliğin 12/04/2018 tarihinde olağan genel kurul toplantısı yapıldığnı, iş bu toplantıya katılmak üzere davacı ve birlik üyelerinden bir kısmının toplantının yapılacağı yer olan … Düğün Salonu’na gittiğinde sadece asıl üyelerin oy hakkı olduğu, aday üyelerin oy kullanamayacağı gerekçesi ile olağanüstü güvenlik tedbirleri aldırılmış olan salona giremediklerini ve oy kullanamadıklarını, genel kurul salonuna alınmayan üyelerin bu durumu bir tutanak altına alarak Bakanlık temsilcisine bu tutanağı teslim ettiklerini, üyesi bulunan birliğin bundan önceki tüm genel kurullarında üyelerin tamamının katılımı eşliğinde her hangi bir aday üye, asıl üye ayrımı olmaksızın seçime gitmiş olmasına rağmen 12/04/2018 tarihli seçime 78 kişi ile başvurulduğunu, yapılan bu genel kurulun öncesinde bu durumu düzeltmeleri adına davacı birlik üyelerinin ilgili bakanlık, il müdürlükleri hatta valiliğe başvuruda bulunduğunu, hepsinin de ayrı ayrı bu şartlar altında 78 kişi ile seçime gidilmemesi gerektiği aksi halde hukuki işlemlere başlanacağını gerek yazılı gerekse sözlü olarak birlik başkanı ve yönetime bildirildiğini ancak birlik yönetiminin tamamen kişisel menfaat ve çıkarları için her hangi bir dayanaktan yoksun ana sözleşme, yönetmelik ve kanunlara hatta bakanlığın talimatlarına açıkça aykırı davranarak asıl üye aday üye ayrımı yaptığını, hukuka ve ahlaka aykırı hareket ettiğini, yapılmış olan bu genel kurul ve seçimin geçersiz kabul edilmesi gerektiğini belirterek kanuna ve sözleşmeye aykırı olarak yapıldığını iddia ettikleri genel kurulun iptali ile kayyum atanmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın husumetten reddinin gerektiğini, usule ilişkin itirazları olduğunu ve yapılan genel kurula karşı açılacak iptal istemli davada asıl üye olup genel kurulda temsil yetkisine haiz olma şartlarının arandığının aşikar olduğunu, bahse konu genel kurulun kanun, mevzuat ya da görüş ve önerilere göre böyle yapılmak zorunda olduğu için yapılmış olduğunu, yani davacıların dilekçesinde belirttiği üzere kişisel menfaat ya da çıkarlar değil kanun ve mevzuatın yorumlandığında böyle bir sonuç çıktığı için genel kurulun bu şekilde gerçekleştirildiğini, hukuk hükümlerine tabi tüzel kişi olarak tescil edilen faaliyetine devam eden birliğin kendi ana sözleşmesine uygun olarak genel kurul kararı almış olduğunu, bu kararında aykırılık tespit edilen bir hususun bulunmadığını ileri sürerek davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; “……Davanın KISMEN KABULÜ ile davalı …’nin 12/04/2018 TARİHLİ GENEL KURUL KARARLARININ İPTALİNE, Davalı …’nin 05/02/2022 tarihli genel kurul kararı ile birliğe yeniden yönetim kurulu üyeleri seçildiği anlaşıldığından dolayı davacıların KAYYIM ATANMASI TALEBİ KONUSUZ KALDIĞINDAN BU KONUDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA karar verilmiştir.
İşbu kararı davalı vekili süresinde istinaf etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Ankara nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesinin, yerel mahkemece belirlenen ara karara uygun bilirkişi heyeti oluşturmadığını, hükme esas alınan … İl Tarım Müdürlüğünün 12/04/2018- tarihli … sayılı yazısının hukuki geçerliliği bulunmadığını, yargılamanın usule aykırı bir şekilde yapıldığını, öncelikle -Bilirkişi raporuna itirazlarının mahkemece değerlendirilmemiş olup farklı görüşlerde olan bilirkişi raporları var olmasına rağmen çelişkiyi giderecek bir rapor aldırılmadığını, son celsede süre talepleri olmasına rağmen bu haklarının ihlal edilerek savunma hakkının kısıtlanarak karar verildiğini belirterek; eldeki kararın istinafen incelenerek bozularak haksız ve hukuksuz davanın reddine, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davacılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.HMK’nın 1. maddesine göre; “Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.”HMK’nın 114/1-c bendine göre; “mahkemenin görevli olması” dava şartlarındandır.HMK’nın 115/1. maddesine göre; “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.”Dava, … ili…Yetiştiriciler birliği üyesi olan davacıların 12.04.2018 tarihli Olağan Genel Kurul toplantısına katılımlarının engellendiği gerekçesiyle bahse konu genel kurul kararının iptali ile birliğe kayyım atanması istemiyle 11.05.2018 tarihinde açılmış genel kurul iptali istemine ilişkindir.Bir davanın ticari dava sayılabilmesi için; Ya TTK’nın 4.maddesinde yazılı mutlak ticari davalardan olması, yada taraflarının tacir ve davanın ticari işletmeleri ile ilgili olması veya özel kanunlarında ticari dava olduğunun yazılı olması gerekir. Dava TTK’nın 4.maddesinde mutlak ticari davalardan değildir. Öte yandan davalı dosyaya sunulduğu gibi yasa ile kurulmuş bir birliktir. Öte yandan mahiyeti gereği davalı birlik tacir’de değildir. Hayvan üreticilerinin yasa gereği meydana getirdiği bir kuruluş şeklindedir.28/01/2015 tarihli 6589 sayılı Kanun md. 7 ile değişik 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu md. 10/F-3 uyarınca ıslah amaçlı yetiştirici birliklerinin kuruluşu, organları, çalışma usul ve esasları ile dağılma ve tasfiyesine ilişkin olarak bu Kanunda hüküm bulunmayan hâllerde Kooperatifler Kanunu hükümleri uygulanır.Kooperatifler Yasasının 99.maddesinde bu kanunda düzenlenen hususlardan doğan hukuk davaları tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın ticari dava sayılır hükmüne yer verilmiştir. Kooperatif davalarının ticari dava sayılır, ticaret mahkemesinde görülmesinin sebebi bu yasa maddesidir. Ancak yukarıda yazılı davalı birliğin kuruluş belgesinde sözü edilen kooperatifler yasasının uygulanmasına ilişkin husus birliğin kuruluş belgesinde yazılı olmayan hususlarla ilgilidir. Oysa kuruluş belgesinin (ana sözleşmenin) 35.maddesi “Kanuna, yönetmelik, kuruluş belgesi hükümleri ve iyi niyet esaslarına aykırı olduğu iddiası ile aşağıda belirtilen kimseler genel kurul kararları aleyhine toplantıyı takip eden günden başlamak üzere 30 gün içerisinde birlik merkezinin bulunduğu yerin asliye hukuk mahkemesine başvurabilir” hükmüne yer vermiştir. Bu mahkeme tabirinden Ticaret Mahkemesi anlaşılabilmesi için açık bir şekilde Ticaret Mahkemesine başvurabilir şeklinde düzenleme getirilmesi gerekir. Sadece mahkemeden söz ettiğinde genel mahkeme kasdedilmiştir. Genel mahkemede Ticaret Mahkemesi olmayıp, Asliye Hukuk Mahkemesidir ki ana sözleşmede de direk olarak Asliye Hukuk Mahkemesi’nde dava açılacağı belirtilmiştir. Islah Amaçlı Hayvan Yetiştirici Birliklerinin Kurulması ve Hizmetleri Hakkında Yönetmelik’in 91. maddesinde; “birliklerinin kuruluşu, organları, çalışma usul ve esasları ile dağılma ve tasfiyesine ilişkin olarak Kanun, bu Yönetmelik ve bu Yönetmeliğe istinaden hazırlanan ana sözleşmede hüküm bulunmayan hâllerde Kooperatifler Kanunu hükümleri uygulanır.” hükmü öngörülmüştür. Anılan yönetmelik hükmüne göre, Kanun ve yönetmelikte hüküm bulunmayan hallerde 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun uygulanması, dava konusu uyuşmazlığın Kooperatifler Kanunu’ndan kaynaklandığı anlamına gelmemektedir.Açılan dava; Genel Kurul Karanının iptali ( Birlik Genel Kurul Kararının İptali) istemine ilişkindir. Bilindiği üzere 26.08.2016 tarihli ve 29813 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Islah amaçlı Hayvan Yetiştirme Birliklerinin Kurulması ve Hizmetleri Hakkında Yönetmelik uyarınca, illerde bu yönetmelik kapsamında birliklerin kurulduğu sabittir. Aynı şekilde davalı birliğinde kurulmuş olduğu ve tüzel kişiliğinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Resmi Gazetede yayınlanan Yönetmelik incelendiğinde, birliğin amacının Hayvan gen kaynaklarının korunması, araştırılması, tespiti, ıslahı, geliştirilmesi, yaygınlaştırılması ve pazarlanması konularında faaliyet göstermek amacıyla; koyun ve keçi türlerinde müştereken, diğer hayvan cinslerinde ise aynı türden hayvana veya arılı kovana sahip gerçek veya tüzel kişi yetiştiriciler tarafından, tüzel kişiliği haiz ve özel hukuk hükümlerine tabi birlik ve merkez birliklerinin kurulması, işleyişi, görevleri, yönetimi ve denetimleriyle ilgili usul ve esasları belirlemek olduğu, amacın ticari bir teşekkül kurmak olmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle davalı birliğin mesleki destek amacıyla kurulmuş olduğu, ticari nitelikte olmadığı anlaşılmaktadır. Birliğin ticari teşekkül olmaması karşısında, davanın TTK’nun 4.maddesinde düzenlenen ticari nitelikte bir dava olmayıp, davalı hakkında açılan iş bu davanın HMK kapsamında genel yetkili mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemelerince görülmesi gereken bir davadır. Ayrıca 26.08.2016 tarihli ve 29813 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Islah amaçlı Hayvan Yetiştirme Birliklerinin Kurulması ve Hizmetleri Hakkında Yönetmelikte mahkeme tabiri ile Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu işaret edilmiştir. (Yargıtay 18.Hukuk Dairesi’nin 2015/14593 esas, 2015/14876 Karar sayılı ilamı, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2014/11224 Esas 2015/2341Karar) Hal böyle olunca, mahkemece, somut uyuşmazlık yönünden davaya bakmak üzere Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğundan bahisle HMK.114, 115 mad gereği davanın usulden reddine karar verilmesi gerekmiştir. Görev hususunun kamu düzenine ilişkin dava şartlarından olması ve daha önce Kayseri 12. Asliye Hukuk mahkemesince Asliye ticaret mahkemesine yönelik verilmiş olan 2021/364 esas-2022/39 karar sayılı görevsizlik kararının istinaf kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesi nedeniyle davalının istinaf talebinin mahkemenin görevi yönünden kabulü ile, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olarak belirlenmesine ve HMK nun 353/1-a-3 maddesi gereğince esası incelenmeden ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak, dosyanın Kayseri Asliye Hukuk Mahkemesi’ne yönelik görevsizlik kararı verilmek ve gönderilmek üzere Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne iadesine dair kesin olarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı tarafın istinaf başvurusunun KABULÜ ile,
2-HMK’nun 353/1-a.3 maddesi gereğince KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 06/06/2022 tarih ve 2022/256 E. – 2022/448 sayılı nihai kararının esası incelenmeksizin KALDIRILMASINA,
3-İstinaf edilen kararın esası ve istinaf eden davalının istinaf sebepleri incelenmeden HMK’nun 353/1-a-3 maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin kararının mahkemenin görevsizliği yönünden kaldırılarak,mahkemece görevsizlik kararı verilmesi ve HMK nun 20. Maddesi gereğince kararın ilk derece mahkemesince taraflarına tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde taraflarca Yerel Mahkemesine müracaat/talep edilmesi halinde, dosyanın davanın yeniden görülmesi için görevli ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine dair karar verilmek üzere KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’ne İADESİNE,
4-Davalı tarafça yatırılan istinaf karar ve ilam harcının talepleri halinde kendisine iadesine,
5-Davalının istinaf aşamasında yapmış olduğu istinaf posta/yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvuru harçlarının görevli ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sonunda dikkate alınmasına,
6-İstinaf incelemesi aşamasında duruşma yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4 maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan incelemeyle H.M.K’nın 353/1-a.3 maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.27/10/2022