Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/2180 E. 2022/2155 K. 19.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2180
KARAR NO: 2022/2155
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/06/2022
NUMARASI: 2022/275 E. 2022/475 K.
DAVANIN KONUSU: Sıra Cetveline İtiraz
(İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235))
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 19/10/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 20/10/2022
KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 13/06/2022 tarih ve 2022/275 E – 2022/475 K kararına karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin ortağı olduğu müflis … A.Ş.’nin Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/07/1998 tarih ve 1998/78 Esas ve 1998/414 Karar sayılı kararı ile iflasına karar verildiğini, Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … İflas (eski Kayseri 4. İcra Müdürlüğü’nün … iflas) sayılı dosyasında işlem gördüğünü, kanunen masanın menfaatini gözetmekle yükümlü olan davalı iflas idaresinin diğer davalı …’nün 14/03/2003 tarih ve 978 sayılı başvurusu üzerine; müflis … A.Ş.’nin, 13/06/1996 tarih ve 96/D1-592 ve dahilde işleme izin belgesi kapsamında 20/02/1997/024 sayılı ve 11/03/1997/032 sayılı gümrük giriş beyannameleri ile 14/03/1997 tarih ve 97/D1-754 sayılı dahilde işleme izin belgesi kapsamında 18/06/1997/074 sayılı gümrük giriş beyannamesi ile gerçekleştirdiğişeker ithalatlardan kaynaklanan gümrük vergisi, KDV ve gecikme faizi olarak toplam 1.816.548,55-TL müflisin sıra cetvelinin 3. sırasına 20/03/2003 tarihinde kabul ve kayıt ettiğini, bu miktar alacağın tamamının davalı …’ne 28/12/2006 tarihinde ödendiğini, ancak, masa menfaatı gözetilmeden, kanuna ve kamu düzenine aykırı, mutlak butlan ile batıl ve yoklukla malul olan sıra cetveline dayanılarak yapılan bu işlemler nedeniyle, iflas masası zarara uğratılmış olduğundan davalı …’ne hatalı ve yersiz yere fazladan ödenen 1.816.548,55-TL’nın avans faiziyle birlikte tahsil edilerek, masaya kayıt edilmesinin yasal gereklilik olduğunu, mahkemenin 15/07/1998 tarihli iflas kararını müteakiben iflasın açıldığı, Türkiye Sicili Gazetesi’nin 06/08/1998 tarihli sayısında ilan edildiğini, davalı …’ne, kanuna ve kamu düzenine aykırı, mutlak butlan ile batıl ve yoklukla malul olan sıra cetveline dayanılarak, iflas masasından; yok hükmündeki, hatalı ve fazla ödenen paranın, avans faiziyle birlikte tahsil edilerek müflisin iflas masasına kaydına, vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekilince verilen cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın zamanaşımına ve muvazaaya ilişkin iddialarının mesnetsiz olduğunu Gümrükler Genel Müdürlüğü’nün 09/07/2015 tarih ve 2015/15 sayılı genelgesinde; dahilde işleme izin belgesi / izninin açık olduğu durumlardaki rejim ihlali tespitleri sonucunda oluşacak vergi aslı alacaklarının kesinleşmiş alacaklar olarak değerlendirileceği ve bu alacaklar olarak değerlendirileceği ve bu alacaklar için 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un ilgili maddeleri kapsamında yine bakanlığın Gümrükler Genel Müdürlüğü’nün 2011/8 sayılı genelgesinde belirtildiği şekilde işlem yapıldığını, konu ile ilgili olarak Kayseri 4. İcra İflas Müdürlüğü’nden alınan … tarih ve … sayılı yazıda; … A.Ş.’nin iflasına karar verildiği, verilen kararın kesinleşmiş olması nedeniyle, alacaklıların alacaklarını iflas masasına kaydettirmeleri gerektiğinin bildirildiğini, kapatılan Sinop Gümrük Başmüdürlüğü’nün … tarih ve … sayılı yazılarında; Kayserı 4. İcra İflas Müdürü ile yapılan telefon görüşmesi ile söz konusu alacağın; iflas masasının 102. sırasına kaydedildiğinin bildirildiğini, 6183 sayılı yasanın 21/2. maddesinde; “Rehinli alacakların hakları mahfuzdur. Gümrük resmi, bina ve arazi vergisi gibi eşya ve gayrimenkulün aynından doğan amme alacakları o eşya ve gayrimenkul bedelinden tahsilinde rehinli alacaklardan sonra gelir” hükmü ile; gümrük resmi, bina ve arazi vergisi gibi eşya ve gayrimenkulun aynından doğan kamu alacaklarının, o eşya ve gayrimenkul bedelinden tahsilinde; rehinli alacaklardan önce geldiğini, bu alacakların hem haciz, hem de iflas aşamasında; önceliğe sahip olduğunu, iflas yoluyla takip aşamasında, iflas masasına rüçhanlı alacak olarak kaydedildiğini ve alacak olarak kaydedilir ve rehinler de dahil olmak üzere; diğer alacaklara pay ayrılmadan önce, bunların tatmin edildiğini, bunlar dışındaki diğer bütün alacakların ise; iflasta, imtiyazlı alacak olarak; üçüncü sırada yer aldığını, müvekkili …’nde Dahilde İşleme Rejimi kapsamında gerçekleştirilen, ancak gerekli taahhüt kapatması yapılmadığı için uygulanan istisna ve muafiyetin tahsili amacıyla tahakkuk ettirilen ve iflas Masasının 102. sırasına kayıtlı bulunan 1.816.548,55-TL tutarındaki alacağın önceliği; 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun’dan kaynaklandığını, söz konusu tutarın; Kayseri 4. İcra İflas Müdürlüğü’nce, müvekkil … hesabına aktarıldığını, idarenin gerek alacağın iflas masasınca oluşturulan sıra cetvelindeki sırasına, gerekse alacağın önceliğine herhangi bir müdahalesi olmadığı da aşikar olduğunu belirterek bu nedenlerle dava konusu talebin yasal dayanaktan yoksun olduğunu, haksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı… A.Ş. İflas İdaresi vekilince verilen cevap dilekçesinde özetle; davacı …’ün iş bu davanın açılmasında hukuki menfaati bulunmamakta olduğunu, davacının husumet ehliyeti bulunmaması nedeniyle reddinin gerektiğini, zira davacı müflis şirketin ortağı olmayıp çalışanı olduğunu, davacının bizzat iflas idaresine dilekçesi ile işçi alacağından dolayı yaptığı müracaat neticesinde 28/12/1999 tarihli iflas idaresi kararında da açıkça belirtildiği üzere işçi alacağının kabulüne karar verilerek sıra cetvelinin 28. sırasına (işçi alacağı) kaydı yapılmış ve kendisine 1.339.239.052-TL (eski TL) (1.339,00-TL güncel) ödeme yapıldığını, ayrıca davacının şirket ortağı bulunmadığı kesinleşmiş mahkeme kararı ile de sabit olduğunu, davacının dava dilekçesi ile birlikte sunmuş olduğu hisse senedi fotokopisinin de bir geçerliliğinin bulunmadığını, davacı tarafından açılan birçok davada bu hisse senedi, ilgili dava dosyalarına ibraz edildiğini, şirket ortakları ve hisseleri belirtilen kişilerden … ‘ün davacının kardeşi olup elinde büyle bir hisse senedinin bulunması ve bunun kardeşi tarafından dosyaya ibraz edilmek suretiyle haksız bir menfaat edinme gayreti açıkça ortada olduğunu belirterek haksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkeme kararında; “…davacı tarafından sıra cetvelindeki bir başka alacaklının alacağına ve sırasına eldeki dava ile itiraz edildiğinden dava; sıra cetveline itiraz (kayıt terkin davası niteliğindedir. Başka bir anlatımla dava dilekçesinde; iflas idaresinin teşekkülünün ve alacağın tahakkuk zaman aşımına uğradığı ileri sürülerek iflas idaresinin yaptığı sıra cetvelinin kanunun emredici hükümlerine ve kamu düzenine aykırı, mutlak butlanla batıl ve yok hükmünde olduğu nedeni ile iflas masasından davalı …’ne ödenen 1.816.548,55-TL miktarındaki paranın avans faiziyle birlikte tahsil edilerek müflisin iflas masasına kaydına karar verilmesi, alacağın zaman aşımına uğramadığı kanaatinin oluşması halinde de gümrük vergisinin kayıt kabul tarihinde imtiyazlı alacak olmadığı iddiası ile sırasına itiraz edilerek yine avalı …’ne ödenen 1.816.548,55-TL miktarındaki paranın avans faiziyle birlikte tahsil edilerek müflisin iflas masasına kaydına karar verilmesi talep etmektedir. Sıra cetveli 28/06/2006 tarihinde düzenlendiği, tebliğ ve ilan edildiği halde eldeki dava tarihi 29/03/20202 olup, davanın yasal hak düşürücü süre içinde açılmadığı değerlendirilmiştir. Mahkememizce, yargılama ve tekmil dosya münderecatından edinilen vicdani kanaat gereğince; davanın yasal süresi içinde açılmadığı, dava dilekçesinde iddia edildiği üzere davaya konu işlemlerin mutlak butlanla batıl ve yok hükmünde olmayıp dava dilekçesinde sözü edilen işlemler hakkında süresi içinde yasal başvuruların anlaşılmakla davanın reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır. Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 16/01/2019 tarihli 2016/2864 Esas ve 2019/64 Karar sayılı emsal içtihatı dikkate alınarak sıra cetveline itiraz davaları maktu harç ve vekalete ücrete tabi olduğundan maktu harç ile vekalet ücretine hükmedilmiştir. Davanın reddine,…” şeklinde karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ :Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle;Davanın, Zamanaşımı Ve Hak Düşürücü Süreye Tabi olmadığını, Hakim tarafından da re’sen dikkate alınması gereken bu hususlara ilişkin iddialara dayanan davalarda zamanaşımı ve hak düşürücü sürenin söz konusu olmadığını ve menfaati bulunan herkes tarafından açılabileceğini, iflas idaresinin teşekülünün ve yaptığı sıra cetvelinin, şeklen dahi meydana gelmemiş olduğu iddiasına dayanıldığı için, geçersiz iflas tasfiyesine dayalı yapılan ödemenin geri alınmasına dair, açılan davada, zamanaşımı ve hak düşürücü süreye tabi olmayan, söz konusu hukuksal nedenlerin, ayrı ayrı değerlendirilerek, sonucuna göre hüküm kurulmasının gerektiğinin açık ve net olduğunu, bu nedenle, davada dayanılan ve hakim tarafından da resen gözetilmesi gereken; kanuna ve kamu düzenine aykırı, mutlak butlan ile batıl, yoklukla malul ve geçersizlik hukuksal nedenlerine dayanan davada, zamanaşımı ve hak düşürücü sürenin söz konusu olmadığını ve bu tür davaların süreye tabi olmaksızın her zaman açılmasının mümkün olduğunu dikkatinden kaçırmış olan yerel mahkemenin, eksik inceleme ve subjektif algılamalara dayalı, yasal dayanaktan yoksun ve yerinde olmayan kararının kaldırılmasının yasal gereklilik olduğunu, davada, asli talepleri hakkında bir karar verilmeden, şeklen dahi meydana gelmemiş olan sıra cetveline ilişkin olarak, sanki geçerli bir sıra cetveli varmış gibi, hak düşürücü süre yönünden hüküm kurulmasının, yerinde olmadığını, davalı İflas İdaresinin teşekkülünün ve yaptığı sıra cetvelinin; kanunun emredici hükümlerine ve kamu düzenine aykırı, mutlak butlan ile batıl ve yoklukla malul olması nedeniyle, iflas tasfiyesine ilişkin, geçersiz işlemlere dayanılarak, davalı … Müdürlüğüne 28.12.2006 tarihinde yapılan, yok hükmündeki, 1.816.548,55 TL. ödemenin, avans faiziyle birlikte tahsili ve iflas masasına kaydının talep edildiğini, yani, iflas idaresinin teşekülünün ve yaptığı sıra cetvelinin, şeklen dahi meydana gelmemiş olduğu için, geçersiz iflas tasfiyesine dayalı yapılan ödemenin geri alınmasına dair olan bu maddedeki taleplerinde, alacağın sırasına ve miktarına itiraz edilmediği için, sıra cetveline itiraza ilişkin olmadığının sabit olduğunu, ayrıca denilmek suretiyle, bir ayraç ile belirlenen dava dilekçelerinin 2.maddesinde ise, 1.maddedeki iflas idaresi teşekkülünün ve sıra cetvelinin şeklen dahi meydana gelmediğine dair iddialarına dayanılarak, geçersiz sıra cetvelinde, dava konusu alacağın, “sırası ve miktarı” dahi hatalı olduğundan, yapılan ödemenin, bu yönüyle de geri alınmasının, gerekçeleri ve miktarları aşamalı olarak sunulmak suretiyle, mahkemece belirlenecek, hatalı ve fazladan yapılan ödeme miktarının geri alınmasının talep edildiğini, ancak, iflas idaresinin teşekkülü ve yaptığı sıra cetvelinin, şeklen dahi meydana gelmemiş olduğu yönündeki asli taleplerini görmezden gelen yerel mahkemenin, geçerli bir sıra cetveli varmış gibi davranarak, “Sıra cetveli 28/06/2006 tarihinde düzenlendiği, tebliğ ve ilan edildiği halde eldeki dava tarihi 29/03/20202 olup, davanın yasal hak düşürücü süre içinde açılmadığı değerlendirilmiştir” gerekçesiyle, karar verildiğinin açık olduğunu, bu durumun; “1- “İflas İdaresinin Teşekkülü Ve Sıra Cetveli”, Mutlak Butlan İle Batıl Ve Yoklukla Malul Olduğundan, İflas Tasfiyesine İlişkin Geçersiz İşlemlere Dayalı Yapılan, “Yok Hükmündeki Ödemenin”, Davalıdan Tahsli Yasal Gerekliliktir:” şeklindeki, dava dilekçelerinin 1.maddede yer alan asli talepleri hakkında esastan bir karar verilmediğini ispatladığını, yerel mahkemenin eksik inceleme ve subjektif algılamalara dayalı, usule ve hukuka aykırı hatalı kararının istinaf incelemesinde bozularak ortadan kaldırılması ve tekemmül etmiş olan dosyada, haklı talepleri doğrultusunda yeni bir hüküm kurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:H.M.K 355. Maddesi gereğince inceleme Kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı dava dilekçesinde iflas masasının 28. Sırasında kayıtlı alacağının olduğunu, davalı …’nün ise masanın 3. Sırasında kayıtlı alacağının bulunduğunu iflas masası tarafından davalı …’ne 28.12.2006 tarihinde 1.816.548,55-TL ödeme yapıldığını iflas idaresinin teşekkülünün ve yaptığı sıra cetvelinin kanunun emredici hükümlerine ve kamu düzenine aykırı, mutlak butlanla batıl ve yok hükmünde olduğunu bundan dolay ödenen 1.816.548,55-TL miktarındaki paranın avans faiziyle birlikte tahsil edilerek müflisin iflas masasına kaydına karar verilmesini talep etmektedir.
Davacı iflas idaresinin ;
a- İflas Dairesinin aldığı adi tasfiye kararının İİK 208 Maddesinde öngörülen İki aylık süreden sonra alındığını
b-İflas Dairesinin aldığı “Adi Tasfiye Kararının” İİK 219. Maddesinin öngördüğü On günlük süreden sonra alındığını
c-İflas İdaresi tarafından düzenlenen sıra cetvelinin İİK 232. Maddesinde öngörülen İki aylık yasal süre içinde düzenlenerek iflas dairesine bırakılmadığını
d- İflas İdaresi tarafından düzenlenen sıra cetvelinin İİK 234. Maddesinde öngörülen, “İlanların yapılmadan düzenlendiğini
e- İkinci alacaklılar toplantısının kanuna ve Kamu düzenine aykırı şekilde yapıldığını bu toplantıda alınan kararların geçersiz, muvazaalı ve yok hükmünde olduğunu iflas idaresinin de bu toplantıda alınan karar uyarınca göreve devam ettiğini “belirterek masanın teşekkülünün ve aldığı kararların mutlak butlanla batıl ve yok hükmünde olduğunun tespitini
2- Davacı Sıra Cetveline kaydedilen alacağın “sıra ve miktarının ” hatalı olduğunu
Zira;
A- Dava konusu Gümrük Vergisi alacağının ‘’Tahakkuk Zamanaşımına uğradığını,
b-Kayıt kabul tarihinde yürürlükte olan yasa gereğince, “İmtiyazlı alacak olmadığı halde” 3. sıraya kaydedildiğini,
c-Davalının alacağının vadesinin gelmediğini,temerrüt koşullarının oluşmadığı halde masa tarafından gecikme faizi ödendiğini
d-Alacağın, İİK’nun 195. Maddesi gereğince, “Kanuni faiz oranında iskonto hesabıyla kayıt kabulünün gerekeceği
e-Davalıya, “Sıra Cetvelini Kesinleştirmeden” ödeme yapıldığını ” belirterek bedellin masaya geri kazandırılması talep etmektedir.
Görüldüğü üzere davacı İflas idaresinin teşekkülünün ve yaptığı sıra cetvelinin mutlak butlanla batıl ve yok hükmünde olduğunu yine sıra cetveline kaydedilen alacağının, “Sırasının ve miktarının hatalı olduğunu ileri sürmektedir. Başka bir deyişle davacının kendi alacağının masaya kaydı gibi bir talebi bulunmamaktadır.
Davacının itirazı yalnızca sıraya olmayıp alacağın mevcudiyeti ve miktarına ilişkin olduğundan Asliye Ticaret Mahkemesince davaya bakılması usul ve yasaya uygun görülmüştür.
İcra İflas Kanunun “Sıra cetveline itiraz ve neticeleri” başlıklı 235. maddesinde;
“Sıra cetveline itiraz edenler, cetvelin ilanından itibaren onbeş gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecburdurlar. 223 üncü maddenin üçüncü fıkrası hükmü mahfuzdur.
Bu davaya bakan mahkeme, davacının isteği halinde ikinci alacaklılar toplantısına katılıp katılmaması ve ne nisbette katılması gerektiği konusunda 302 nci maddenin altıncı fıkrasına kıyasen onbeş gün zarfında karar verir.
İtiraz eden, talebinin haksız olarak ret veya tenzil edildiğini iddia ederse dava masaya karşı açılır. Muteriz başkasının kabul edilen alacağına veya ona verilen sıraya itiraz ediyorsa davasını o alacaklı aleyhine açar.
Bir alacağın terkini hakkında açılan dava kazanılırsa, bu alacağa tahsis edilen hisse dava masrafları da dahil olduğu halde sıraya bakılmaksızın alacağı nisbetinde itiraz edene verilir ve artanı da diğer alacaklılara sıra cetveline göre dağıtılır. Dava basit yargılama usulü ile görülür.
Ancak, itiraz alacağın esas veya miktarına taallük etmeyip yalnız sıraya dair ise şikayet yoluyla icra mahkemesine arz olunur.”
Sıra cetveli 28/06/2006 tarihinde düzenlendiği, tebliğ ve ilan edildiği davacının da kabulünde olup davacı tarafından 29/03/2020 tarihinde eldeki davanın açıldığı davanın yasanın ön gördüğü yasal hak düşürücü süre içinde açılmadığı görülmekle davanın reddi yönündeki mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Açıklamalar ışığında davacının istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 13/06/2022 tarih ve 2022/275 E – 2022/475 K sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcı istinaf eden davacı tarafça peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile kararın tebliğinden itibaren 10 (on) gün içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 19/10/2022