Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/2176 E. 2022/2178 K. 19.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/2176
KARAR NO: 2022/2178
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/02/2022
ESAS NO: 2021/415
KARAR NO: 2022/126
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
İSTİNAF KARAR TARİHİ:19/10/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ:31/10/2022
Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/02/2022 tarih ve 2021/415 Esas 2022/126 Karar sayılı ilamına karşı ,davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya dairemize gelmekle dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin yetkilisi olduğu şirketin Kayseri 1. ATM’nin 2018/680 esas sayılı dosyasıyla konkordato talebinde bulunduğunu, talebin mahkemece kabul edildiğini, borçların yapılandırıldığını, davalının da konkordato dosyasına müdahil olduğunu ve yargılamadan haberdar olduğunu, banka ile müvekkili arasındaki şahsı kefalet ilişkisinden dolayı müvekkili aleyhine Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin iyi niyetli olarak takibe itiraz etmediğini, dosyanın halen açık olduğunu, konkordato tasdikinden dolayı her tülü alacağa faiz işlemesinin duracağını, başta davalı olmak üzere tüm alacaklılara konkordato tasdik kararına uygun olarak ödemelerin yapıldığını, davadan önce arabuluculuk yoluna başvurulduğun ancak anlaşma sağlanamadığını ileri sürerek; müvekkilinin davalıya olan borcunun Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasındaki dosya hesabı kadar borçlu olmadığının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 15.000,0 0 TL daha az olduğunun tespitine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALI VEKİLİ’NİN İLK DERECE MAHKEMESİNE SUNMUŞ OLDUĞU CEVAP DİLEKÇESİNDEN ÖZETLE: Dosyanın görevsiz mahkemede açıldığını, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacı şahıs tarafından imza altına alınan kefalet sözleşmesi uyarınca da kefaletin doğmuş ve doğacak bütün borçları kapsayacağının hüküm altına alındığını, davacının takibe yasal süresi içerisinde itiraz etmediğini, dava dışı şirket hakkında alınan konkordato kararının kefile herhangi bir etkisi olmadığı gibi müvekkili bankanın borçlu hakkında verilen konkordato kararına muvafakati bulunmadığını, borcun tamamının kefilden talep edilmesinin hukuka uygun olduğunu savunarak davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda “…Davacı dilekçesiyle … firmasının yetkilisi ve ortağı olduğunu, mahkememizin 2018/680 Esas sayılı dosyasında konkordato isteminin kabul edilerek projenin tasdik edildiğini, … firmasının davalıya borcu bulunduğunu ve kendisinin müteselsil kefil olduğundan bahisle duruşmadaki açık beyanı uyarınca konkordato projesinin kendisine de sirayet etmesi gerektiğinden bahisle menfi tespit dilemiştir. Davalı ise konkordato projesine muvafakat etmediğinden bahisle davanın reddini dilemiştir. Mahkememizin 2018/680 Esas sayılı dosyasında … firmasının konkordato projesinin tasdik edildiği, 09/03/2021 tarihinde ilk taksit olmak üzere konkordato projesi kapsamında kalan tüm borçlarını birer ay ara ile 36 ay taksitle ödenmesi karar verildiği ve kararın istinaf edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmıştır. Davalının alacaklılar toplantısında konkordato için oy kullanmadığı ve iltihak süresi içerisinde de başvurusunun olmadığından konkordato projesine onay vermediği anlaşılmıştır. Davacının dava dışı … firması ile yapılan 06.06.2018 tarihli genel kredi sözleşmesine 3.600.000,00 TL limitli müteselsil kefil olduğu görülmüştür. Kefalet, fer’i niteliği bir alacaktır. Asıl borcun herhangi bir nedenle ortadan kalkması halinde kefil de borcundan kurtulur (TBK. md. 598/1). İİK 303 maddesi “konkordatoya muvafakat etmeyen alacaklının borçtan birlikte sorumlu olanlara karşı tüm haklarını muhafaza edeceği” hükmüne yer verilmiştir. İİK 303 maddesi kefaletin fer’iliğinin kusursuz bir istisna örneğidir. Bu nedenle davalı taraf konkordatoya onay vermediğinden İİK 303 maddesi uyarınca davalı taraf konkordatodan hariç olmak üzere müteselsil kefillere kanun gereği alacağını tahsil edebileceğinden ve kefil ödediği miktar uyarınca konkordatoda dahil olacağından davanın davasının reddine…” dair karar verilmiştir.İş bu kararı davacı vekili süresinde istinaf etmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Yerel mahkeme tarafından verilen kararın eksik inceleme sonucunda verildiğini, dosya kapsamındaki tüm beyanlarının incelendiğinde dosya hakkında bilirkişi raporu alınması taleplerinin yerel mahkeme tarafından geçersiz şekilde reddedildiğini, mahkemenin gerekçeli kararında red gerekçesini İ.İ.K 303 maddesine dayandırdığını, İİK 303 maddesindeki tüm haklarını muhafaza eder ibaresinin alacaklının kefil aleyhine icra takibi yapması anlamında tüm haklarının muhafaza edilmesi anlamına gelmeyeceğini, 10/02/2022 tarihli gerekçeli kararda 2018 tarihli Yargıtay kararından bahsedildiğini, kararda konkordato hukukuna yapılan yeni düzenlemelerden sonraki karar olduğunu, tüm bu nedenlerle mahkeme kararının ortadan kaldırılmasını, istinaf sebeplerinin göz önünde bulundurularak müvekkili lehine hüküm tesis edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı müvekkili adına talep etmiştir.İstinafa cevap veren davalı banka vekilinin dilekçesinden özetle; davacının hukuki mesnetten yoksun istinaf kanun yolu başvurusunun reddi ile usul ve esas hakkaniyetine uygun yerel mahkeme ilamının onanmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılar üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, davalının cevap dilekçesindeki savunmalarına ve özellikle de konkordatoya muvafakat etmediğinin görülmüş olmasına, ilk derece mahkemesinin kanıtları takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığının anlaşılmış olmasına göre mahkmece davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından davacı tarafça yapılan istinaf itirazlarının yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
Sonuç itibariyle; yerel mahkemece verilen kararda yazılı açıklamalara,yasal sebep ve gerekçelere binaen kararda usul,yasa ve dosya kapsamı yönlerinden herhangi bir aykırılığın bulunmadığı,kararın hukuka uygun olduğu, dolayısıyla usul ve yasaya uygun mahkeme kararına yapılan istinaf itirazlarının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Belirtilen nedenlerle, davacı tarafın yerinde görülmeyen tüm istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b,1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/02/2022 tarih ve 2021/415 Esas 2022/126 Karar sayılı ilamına karşı davacı vekilinin yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b,1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf eden Davacıdan alınması gerekli olan istinaf karar harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,,
3-İstinaf eden davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 6100 sayılı HMK’nın 361 vd. Maddeleri uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 19/10/2022