Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/217 E. 2022/257 K. 10.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/217
KARAR NO: 2022/257
KARAR TARİHİ: 10/02/2022
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/11/2021
NUMARASI: 2021/182 E. 2021/976 K.
DAVANIN KONUSU:İtrazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 10/02/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 10/02/2022
KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 17/11/2021 tarih ve 2021/182 E – 2021/976 K kararına karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ile dava dışı … arasında GKS imzalandığını, davalınında sözleşmeye müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imza attığını, borçlunun … ürünü kullandığını ancak ödeme sürelerine uymadığını, ihtarname gönderilmesine rağmen ödeme olmadığı için takip başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini, dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulduğunu fakat anlaşma olmadığını, davalının kefil olarak borçlu olmasına rağmen borcu inkar ettiğini belirterek haksız itirazın iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkeme kararında “…Mahkememizde yapılan yargılama sonucunda; her ne kadar davacı tarafça davalının dava dışı …’un davacı bankadan çekmiş olduğu kredi nedeni ile kefil olarak ödenmeyen borçtan sorumlu olduğu belirtilerek takip yapılmış ve davalının takibe itirazı üzerine mahkememizde itirazın iptali davası açılmış ise de, davalının imza itirazı nedeni ile alınan grafolog bilirkişisinin 30/04/2020 havale tarihli raporunda imzaların davalıya ait olduğu tespit edilmiş olmakla birlikte bankacı bilirkişinin dosyaya sunduğu 19/08/2020 havale tarihli raporunda, takibe konu 2017 yılına ait kredi nedeni ile davalının kefaletinin geçerli olması için gereken şekil şartlarından kefalet tarihinin bulunmadığı, müteselsil veya bu anlama gelecek bir ifadenin yer almadığı, kefilin ismini elle yazmadığı ve kefalet limitinin belirtilmemesi nedeni ile davalının kefaletinin bulunmadığının tespit edilmiş olması nedeni ile davalının Borçlar Kanunu madde 583 gereğince geçerli bir kefaletinin olmaması nedeni ile borçtan sorumlu olmadığı anlaşılmış ve bu nedenle davanın reddine …” şeklinde karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müvekkili banka ile … arasında Genel Kredi Sözleşmesi düzenlendiğini, ,davalı …’un da müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmeyi imzaladığını, ödeme sürelerine uyulmadığını, bunun üzerine müvekkili banka alacağını tahsil etmek için borçlu aleyhinde Kayseri 7.İcra Müdürlüğünün … E. (Kayseri Genel İcra Dairesi … E.) sayılı dosyası ile takibe başlandığını, Kayseri 7.İcra Müdürlüğünün … E. (Kayseri Genel İcra Dairesi … E.) sayılı takibine davalı … tarafından itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, itirazın iptali amacıyla Kayseri 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/182 E. sayılı dosyası ile dava açıldığını, Kayseri 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/182 E. sayılı dosyası ile yapılan yargılamada müvekkili banka ile davalı arasında yapılan sözleşmelerin incelendiğini ve imza incelemesi yapılmış davalı … isim yazısı altında atılı bulunan imzaların …’un elinden çıktığı kanaatine varıldığını, daha sonra yapılan bilirkişi incelemesinde davalı …’un kefaletinin,kefalet koşullarını taşımadığını, bu nedenle müvekkili bankanın dava dışı asıl borçludan olan alacağına davalı …’un kefaletinin bulunmadığından borçtan sorumlu tutulmaması gerekeceği yönünde değerlendirme yapıldığını, taraflarınca da bu bilirkişi raporuna itiraz edildiğini ve yeniden bilirkişiye tevdi edilerek, itirazlarının da değerlendirilmek suretiyle ek bilirkişi raporu aldırılması talep edildiğini ancak talebinin reddedilerek yerel mahkemece eksik inceleme yapılarak kanuna ve usule aykırı olarak davanın reddine karar verildiğini, bu nedenlerle esas numarası belirtilen hükmün istinaf mahkemesi nezdinde incelenmesinin dosya kapsamında bir zorunluluk olduğunu düşündüklerini, 31.10.2016 tarihinde imzalanan Genel Kredi Sözleşmesinde ise davalı …’un kefilliğinin devam ettiğini, 2017 yılında kullandırılan kredi için kefaletin geçerli şekil şartlarına sahip olduğunu, kefalet tarihinin bulunduğunu, müteşerek ve müteselsil kefil ifadesinin bulunduğunu, kefilin isminin elle yazıldığını ve kefalet limitinin de belirtildiğini, Yargıtay kararlarında da belirtildiği gibi kefilin, kefil olduğu GKS dışında başkaca herhangi bir borçtan sorumlu tutulmadığını, kaldı ki kefilin, kefil olduğu GKS’de doğmuş veya doğacak tüm borçlarının teminatı olarak şeklinde de madde bulunduğunu, teminat verilirken,mevcut olan alacaklar kadar müstakbel alacakların da teminat amacının kapsamına alınmasına kural olarak herhangi bir hukuki engel bulunmadığını, keza, kefalete ilişkin TBK m.582/f.1 hükmünde gelecekte doğacak veya koşula bağlı bir borç için de kefalet sözleşmesi kurulabileceğinin düzenlendiğini, teminat sözleşmesinde yer alan teminat amacı açıklamasının mevcut alacaklar kadar henüz doğmamış alacaklara da güvence sağlamaya yönelik olabileceğini, imzalanan kredi sözleşmesinde “müşterinin verilen çek karnesini özenle saklamaya mecbur olduğu,bankanın verdiği çek karnelerini her zaman geri isteyebileceği,kredinin kapatılması halinde kullanılmayan çek karnesi ve çeklerin bankaya iade edileceği çekten doğan sorumluluğun tamamen tarafına müşteriye ait olduğunun” kabul ve taahhüt edildiğini,sözleşmedeki “sözleşmede imzası bulunan kefil veya kefillerinin müşterinin bu sözleşmeden veya her ne olursa olsun gerek yalnız olarak gerekse diğer kişilerle birlikte aslen veya kefil sıfatıyla borçlandığı veya borçlanacağı (kefalet dahil) bütün meblağları bankaya karşı 1.madde de yazılı kredi miktarına kadar müşterek borçlu müteselsil kefil olarak üstlenir ve üstlenirler.” hükmü gereği borç miktarından müteselsil kefil olan davalının da sorumlu olduğunu, Genel Kredi Sözleşmesinin maddelerinde kredi kullanan borçlunun çekle ilgili yükümlülüklerin ifade edildiğini, bilirkişi tarafından eksik değerlendirme yapılarak rapor düzenlendiğini, müvekkili banka ile yapılan genel kredi sözleşmesinin tüm sayfalarının incelenmesi gerektiğini, kredi sözleşmesinde müteselsil kefilin sorumluluğu yönünden eksiklik bulunmadığını, GKS,cari hesap şeklinde işleyen kredi sözleşmesi olduğunu, üçüncü bir kişinin bu tür bir krediye kefil olması durumunda,kefilin süresiz olarak bu dönen krediye kefil olmuş olacağını, yani, sözleşme süresi içerisinde herhangi bir tarihte tüm geri ödemelerin yapılmış olsa,bakiye sıfır vermiş olsa dahi kefilin sorumluluğunun devam ettiğini,çünkü kredi alanın her an aynı limitle sözleşmeye istinaden kredinin ekrarlayabildiğini, dolayısıyla yapılan kefalet sözleşmesinde şekle aykırılık bulunmamakla birlikte davalı …’un da kanuna ve usule uygun olarak borca kefil olduğundan dolayı borçtan sorumlu olduğunu davacının alacağının tahsilini geciktirmek adına icra takibine itiraz ettiğini, ,iş bu Kayseri 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/182 E.-2021/976 K. sayılı dosyası üzerinden verilen kararın iptali ve ortadan kaldırılması gerektiğini beyan Kayseri 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/182 E.-2021/976 K. Sayılı dosyası üzerinden verilen davanın reddi yönündeki kararın iptalini talep etmiştir.H.M.K 355. Maddesi gereğince inceleme Kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmıştır.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali talebine ilişkindir.355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, davalının 31.10.2016 tarihli genel kredi sözleşmesinde kefil sıfatıyla imzasının bulunmaması, özellikle Dairemiz 2021/7 Esas 2021/359 Karar sayılı kaldırma kararı uyarınca aldırılan 27.09.2021 tarihli bilirkişi raporundaki; takibe konu alacağın davalının geçerli kefalet imzasının bulunmadığı 31.10.2016 tarihli Genel Kredi sözleşmesinden kaynaklandığı yönündeki tespitler birlikte değerlendirildiğinde ilk derece mahkemesince davanın reddine ne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamasına göre davacı taraf vekilince yapılan istinaf itirazlarının yerinde olmadığı görülmüştür.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle ve HMK’nun 355.Maddesi gereğince istinaf başvurusu sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda söz konusu istinaf sebepleri yerine görülmediğinden ilk derece mahkemesinin istinafa konu edilen nihai kararının HMK’nın 353/1-b.1.maddesi gereğince usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu değerlendirilerek davacının istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 17/11/2021 tarih ve 2021/182 E – 2021/976 K sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 59,30 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 21,40 TL nin istinaf eden davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4 maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan incelemeyle H.M.K’nın 362/1 maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 10/02/2022