Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/2094 E. 2022/2119 K. 19.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2094
KARAR NO: 2022/2119
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/06/2022
NUMARASI: 2021/912 esas- 2022/458 karar
DAVANIN KONUSU: Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 19/10/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 19/10/2022
KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 08/06/2022 tarih ve 2021/912 E – 2022/458 K kararına karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; Müvekkili … dava dışı … dan kullanmış olduğu 25.000,00-TL’lik ticari krediye 02.02.2009 tarihinde 20.000,00-TL limitli kefalet taahhütnamesiyle kefili olduğunu, daha sonra dava dışı … Ltd. Şti. ve şirket sorumlularına krediden kaynaklı borçlarını ödeyemedikleri için … bankasınca takip yapıldığını, neticesinde … (… A.Ş) tarafından sorumlu olduğu tutarın bankaya ödendiğini, daha sonra rücu amaçlı olarak davalı … tarafından müvekkilimiz aleyhine Ankara 9. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile toplam 35.365,92-TL alacağın tahsili için takibe geçildiğini, takibin 02.02.2009 tarihli kefalet taahhütnamesi ile ikinci bir kredi olan bir başka krediden (30.000,00-TL tutarlı) kaynaklanan 12.08.2009 tarihli ve 24,000,00-TL limitli kefalet taahhütnamesinden kaynaklı yapıldığının anlaşıldığını, bunun üzerine müvekkilinin borca itiraz ederek takibi durdurduğunu, müvekkilimizin itirazı sonrası Ankara 9. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasından itirazın iptali amaçlı olarak davalı tarafça, Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde 2011/387 esas 2014/202 karar sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açıldığını, davalı kgf aynı alacak kalemleri nedeniyle müvekkilmiz aleyhine tahsilde tekerrür edecek şekilde Ankara 22. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile, 35.365,92-TL alacak bakımından ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra emri göndermek suretiyle ikinci bir takip yaptığını, Ankara 22. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasındaki alacağa ilişkin olarak da müvekkili Kayseri 3. Asliye Hukuk Mahkemesi 2011/446 esas 2012/22 karar sayılı dosyası ile menfi tespit davası açtığını, yapılan yargılamada mahkemenin görevsiz ve yetkisiz olduğu gerekçesiyle davanın görevli ve yetkili olan Ankara Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesi için dava reddine karar verildiğini, Müvekkilimizce yetkisizlik kararına istinaden dosyanın Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesinde 2011/387 esas sayılı dosyasına gönderilmesi talep ettiğini Ankara 8, Asliye Ticaret Mahkemesinde 2011/387 esas 2014/202 karar sayılı dosyasında yapılan incelemede kısmen kabul kararı verilerek müvekkilimizin 12.08.2009 tarihli ve 24.000,00-TL limitli kefalet taahhütnamesinde imzasının bulunmaması nedeniyle sorumlu tutulamayacağını, müvekkilimizin 02.02.2009 tarihli kefalet taahhütnamesinden ise davalı KGF’nin ödemiş olduğu bakiye kısım olan asıl alacak 3.852,12-TL’den sorumlu olacağı, işlemiş faiz 995,77-TL, 324,72-TL masraf olmak üzere toplam 5.172,61-TL tutar bakımından itirazın iptaline karar verildiğini, bu tutar üzerinden de müvekkilimiz aleyhine olarak 2.069,04-TL’de icra inkar tazminatına hükmedildiğini, mahkeme ilamına binaen Ankara 9. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile müvekkilimiz aleyhine 20.109,70-TL tutarlı icra emri gönderildiğini, müvekkilinden sadece Ankara 9. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında bulunan 20.109,70-TL alacak da tahsil edilmesi gerekirken, tahsilde tekerrür teşkil edecek şekilde yapılan Ankara 22. Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile yapılan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takiple müvekkilimize ait olan … İli, … İlçesi, … Ada, … Nolu Parselinde bulunan taşınmazı ile … İli, … İlçesi, … Ada, … nolu parselde bulunan taşınmazlarının satışa çıkarıldığını, satıştan söz konusu dosyadaki alacakların hatalı bir şekilde tahsil edildiğini, ayrıca ek olarak da Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesinde 2011/387 E., 2014/202 karar sayılı dosyasının ilamına binaen düzenlenerek gönderilen icra emri ile Ankara 9. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında bulunan 20.109,70-TL alacağın da tahsil edildiğini, müvekkilinin davalı … ‘ye karşı kesinleşen mahkeme ilamı ile sadece Ankara 9. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile sorumlu iken müvekkilimizin taşınmazları aynı alacak kalemlerini barındıran Ankara 22. Müdürlüğünün … esas dosyası ile 35.365,92-TL ile sorumlu tutularak taşınmazlarının sattırıldığını, bir de üstüne ek olarak arta kalan paradan Ankara 9. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında bulunan 20.109,70-TL tahsil edilerek müvekkilinin mağdur edildiğini, … İlçesi, … Ada, … nolu parselde bulunan taşınmazın üzerine 1991 yılında bina yapılması nedeniyle tapuda cins değişikliğine gidilmiş taşınmazın vasfı tarladan, kargir ahır ve tarla şekline dönüştüğünü, aynı şekilde taşınmaz 5.594-m2 iken taşınmazın vasfının değişmesi ile beraber taşınmaz 3.676-m2 olarak değiştiğini, söz konusu değişiklik 2007 yılında yapılan parselasyon çalışmalarında gözüktüğünü, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile satışı yapılan taşınmaz müvekkili tarafından 1999 yılında ziraat bankası lehine 1. derece ve 1. sırada ipotekli olup yapılan satışta bu hususlar göz önünde bulundurulmadığını bu nedenle davanın … ‘ na ihbarı gerektiğini, taşınmazla ilgili kıymet takdirine bakıldığında taşınmaz üzerindeki yapılar göz önünde bulundurulmadığı gibi taşınmazın vasfı tarla olarak gösterilerek hatalı bir şekilde çok ucuz bir meblağ üzerinden taşınmazın satılmasının sağlandığını, satışla arazinin tarımsal bütünlüğünün de bozulduğunu, öncelikle, müvekkilin daha fazla mağdur olmaması ve ileride telafisi mümkün olmayacak zararların meydana gelmemesi için teminatsız olarak veya asgari bir teminat mukabilinde … ili, … ilçesi, … mahallesi, … ada, … parselde taşınmazın tapu kayıtlarına ihtiyati tedbir konulmasını, yapılan hatalı satış sebebiyle davalı adına bulunan tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline tapu iptali ve tescil yönündeki talepleri uygun görülmez ise, taşınmazın rayiç bedelinin günümüz değeri tutarında güncellenerek ve değiştirilerek tespiti yapılıp yasal faiz ve ferileri ile davalıdan alınarak müvekkilimize verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davacının talepleri geçerli hiçbir hukuki dayanağı olmayan usul ve esasa aykırı iyiniyetten yoksun iddialardan ibaret olduğunu, davacının cebri satışa bir itirazı olmadığını, kesinleşmiş bir icra takibi ve ihale sonucunda ihale bedelinin taksim edildiğini bu taksim sırasında davacı icra dosyasından 14.10.2014 tarihinde 95.675,50-TL tahsil ettiğini, müvekkilinin bir destek kuruluşu olduğunu, dava konusu taşınmazın Müvekkil tarafından mülkiyet edinimi ise tamamen resmi kanallarla sağlanan ipotek, icra takibi, cebri satış ve cebri tescile dayanmakta olup, davacının bu hukuki nedenlere ve geçerliliklerine yönelik aksi yönde bir iddiası bulunmadığını, müvekkili … A.Ş. yukarıda açıklanan faaliyetleri kapsamında , dava dışı … Ltd. Şti.’nin, dava dışı … A.Ş.’den kullandığı iki adet kredinin %80‘lik kısmına Özkaynaklarından kefil olduğunu, dava konusu taşınmaz müvekkilin iş bu alacaklarının teminatı olarak 13.08.2009 tarihli işlemle 1. dereceden davacı tarafından müvekkili lehine ipotek olarak verildiğini, ayrıca davacı kefalet taahhütnamesine istinaden … Ltd. Şti.’nin müvekkiline olan borçlarına kefil olduğunu, ipotek senedinde açıkça ipoteğin dava dışı … Ltd. Şti. ile müvekkil … A.Ş. arasındaki anlaşmaya göre Firma lehine, bankalara hitaben verilen/verilecek Kredi Geri Ödeme Taahhüdü nedeniyle, … A.Ş.’ne karşı sebep ve ciheti ne olursa olsun doğmuş ve doğacak tüm borçlarından ipotek miktarı kadar teminatını teşkil ettiği hususunun belirtildiğini,dava dışı … Bankasına taahhütlerini yerine getirmemesi üzerine … Bankasının müracaatı ile Müvekkil tarafından kefaletten ötürü sorumluluk tutarı … Bankasına ödendiğini, bu suretle oluşan alacağın tahsili için yasal işlemler başlatıldığını, dava konusu ipotek hakkında da 2011 yılında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi yapıldığını, kesinleşen takip sonucunda iş bu taşınmaz 14.07.2014 tarihli ihalede müvekkili tarafından 180.450,00-TL bedelle alındığını, İcra Müdürlüğü’nün kararına istinaden icra dosyasına müvekkili tarafından 121.453,43-TL nakit ödeme yapıldığını, davacı ipotekli taşınmaz malikinin ihaleye itirazı olmadığını, ihalenin feshi davası açılmaksızın kesinleşmiş ve paranın taksimi icra dosyasından resmi suretle yapıldığını, davacının tüm bu işlemlerden 5 sene sonra huzurdaki dava ile tapu iptal tescil veya taşınmazın bedelinin kendisine ödenmesini talep etmesinin anlamsız olduğunu, ihale tarihi 14.07.2014 olup, İİK‘nun İhalenin feshine dair 134/7 hükmü gereği yasal sürenin de geçtiğini, satışın ve satış bedelinin taksiminin icra dosyaları kanalıyla ve bakiyesinin de davacıya ödenmek suretiyle tasfiye edilmiş olduğunu, mükerrer bir takibin söz konusu olmadığını belirterek usul ve esasa aykırı davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkeme kararında “…Toplanan tüm deliller, dosya kapsamı, dosya kapsamına uygun düzenlenen gerekçeli ve mahkememizce karar vermeye uygun bulunan uzman bilirkişi raporu ve ek rapor içeriklerine göre; eldeki davanın mükerrer tahsilat sebebine dayalı olarak açıldığı, öncelikle davalı tarafından kefalet sözleşmesine dayalı olarak icra takibine girişilmesi nedeniyle 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin dosyamızda dikkate alınması gerektiği ve dava tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin dolmadığı, tapu iptal ve tescili talepleri bakımından ayni hakların zamanaşımı ve hak düşürücü süreye uğramadığı ancak Ankara 8. ATM’nin kesinleşmiş ilamında 02.02.2009 tarihli kefalet sözleşmesi çerçevesinde dosya borcunun bulunduğu, dosya borcunun ilama bağlanmasından sonra gönderilen icra emri üzerine takip borçlularınca borcun kapatılmadığı, bu nedenle taşınmazın paraya çevrildiği, ihale öncesi ve sonrasında ihalenin feshine, dosyada yer alan kıymet takdirine yönelik takip borçlularınca gerekli itiraz ve işlemlerinin yapılmadığı, ihalenin feshi davasının açılmadığı, ihalenin kesinleştiği bu sebeple tapu iptal ve tescil talebinin yerinde olmadığı, fazla ödenen paranın istirdadı yönünden ise uzman bilirkişi raporunda da belirlendiği üzere, Kayseri … İcra Müdürlüğünün … talimat dosyasında bulunan belgeler de dikkate alındığında 14.07.2014 ihale tarihi itibarıyla ipotek malikine icra dosyalarından 47.663,51-TL fazla ödendiği, fazla ödemenin dava tarihi itibariyle işlemiş faizinin 19.062,79-TL olduğu anlaşılmakla ana para ve işlemiş faiz toplamı 66.726,30-TL’nin (mükerrer tahsil edilen) davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. Davacının, tapu iptali ve tescil davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
Bu karara karşı davalı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ :Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Kayseri BAM 6.H.D’nin 01/12/2021 tarih, 2021/1893 E. 2021/2061 K.sayılı ilamı ile yerel mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verildiğini ve davacı tarafa HMK 31.maddesi kapsamında dilekçesini açıklaması ve talepleri arasındaki çelişkiyi gidermesi için verilen süre içerisinde davacı tarafın yazılı beyanda bulunduğunu, ancak davacı tarafça verilen beyan dilekçesinin BAM’ın kaldırma kararının gerekçesinde yazılı eksiklik ve çelişkileri karşılamaktan uzak olup, önceki taleplerin tekrarı mahiyetinde olduğunu, dava dilekçesinde sonuç ve istem’in tapu iptal ve tescil olmadığı takdirde taşınmazın rayiç bedelinin kendisine ödenmesi olup, davacının 01/03/2022 tarihli dilekçesi ile talep sonucunu değiştirmesinin iddianın genişletilmesi yasağının ihlali mahiyetinde olduğunu, davacı talebinin hak düşürücü süre yönünden reddi gerektiğini, müvekkilinin davacıdan mükerrer veya fazla tahsilatı bulunmadığını, bilirkişi raporunda Ankara 8 ATM’nin 2011/387 E. 2014/202 K.sayılı ilamına konu Ankara 9.İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosya borcunun hesaplanmış olmakla birlikte müvekkili Kurum’un bir başka kredi dosyasından alacaklı bulunduğu ve mükerrer takip niteliğine haiz olmayan Ankara 22.İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasından hesaplama yapılmadığını, işbu icra dosyasındaki alacağının görmezden gelindiğini, müvekkilinin dava dışı impa firmasından alacağının ise davacının ipotek ve kefaletten sorumluluğu toplamı üstünde olup, devam ettiğini, asıl borcun devam ettiğini, davacının bu yönden de fazla bir ödemesi olduğundan söz edilemeyeceğini ileri sürerek davacının davasının İİK.72/son kapsamında hak düşürücü süreye tabi olması ve bu sürenin geçmiş olması nedeniyle hükmün kaldırılarak davanın süre yönünden reddine, yerel mahkemenin 16/02/2022 tarihli ara kararı ile HMK 31.maddesi kapsamında verilen süre içerisinde usule uygun olarak dilekçesini açıklamadığından ve talepleri arasındaki çelişkiyi gidermediğinden davacının davasının reddine, müvekkili firma tarafından mükerrer tahsilat yapılmaması nedeniyle kısmen kabule ilişkin olarak verilen hükmün de kaldırılarak davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:H.M.K 355. Maddesi gereğince inceleme Kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmıştır.Davacının dava dilekçesinde; Ankara 22. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasında satılan taşınmazının tapu kaydının iptali ile adına tescilini olmadığı takdirde taşınmazın rayiç bedelinin güncelenerek kendisine ödenmesini talep ettiği mahkemece yapılan yargılama sonucu davacının fazladan ödediği 47.663,51 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesi şeklinde karar verildiği, kararın davalı tarafından istinafı üzerine Dairemizce 2021/1893 Esas 2021/2061 Karar sayılı ilamında davacının dava dilekçesinin açıklamalar kısmı ile talep kısmı arasında çelişkinin giderilmesi davacıya dava dilekçesini HMK 31. Maddesi kapsamında açıklaması için süre verilerek oluşacak duruma göre karar verilmesi amacıyla kararın kaldırılmasına karar verildiği, bunun üzerine davacının 01.03.2022 tarihli dilekçe ile talebini tapu iptal tescil olmadığı takdirde fazladan ödediği bedelin güncelleme yapılarak iadesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.Davacının dava dışı asıl borçlu… Şirketinin imzaladığı 02.02.2009 tarihli kredi sözleşmesine kefil sıfatıyla imza attığı, aynı zamanda mevcut borç için kendisine ait taşınmazı ipotek olarak verdiği, borcun ödenmemesi üzerine davacı hakkında Ankara 9. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında 35.365,92 TL üzerinden ilamsız takip başlattığı, davacının takibe itirazı sonucu Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/387 Esas 2014/202 Karar sayılı ilamıyla takibin 3.852,12 TL asıl alacak, 995,77 İşlemiş faiz 324,72 TL masraf olmak üzere toplam 5.172,61 TL üzerinden devamına 2.069,04 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verildiği kararın kesinleştiği görülmüştür.Davacının dava dışı asıl borçlu … Şirketinin imzaladığı 02.02.2009 tarihli kredi sözleşmesinden kaynaklanan borç için kendisine ait taşınmaz üzerinde davalı yararına ipotek tesis ettiği , borcun ödenmemesi üzerine davacı hakkında Ankara 22. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasında da 35.365,92 TL üzerinden ipotekli ilamlı takip başlattığı, ipoteğin paraya çevrilmesi suretiyle başlatılan takip sonucu taşınmazın 14.07.2014 tarihinde 180.450 TL bedelle davalıya satıldığı, satış bedelinden dosya borcu olan 57.000 TL’nin düşüldükten sonra taşınmazın 08.10.2014 tarihinde davalı adına tescil edildiği, kalan 95.675,50 TL’nin davacıya iade edildiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır.Somut olayda davacı hakkında 02.02.2009 tarihli kredi sözleşmesinden kaynaklı borç için hem kefil sıfatıyla (Ankara 9. İcra Müdürlüğünün … Esas) hemde ipotek veren sıfatıyla (Ankara 22. İcra Müdürlüğünün … Esas) takip yapılmış olunup kesinleşen Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/387 Esas 2014/202 Karar sayılı ilamı doğrultusunda davacının ilamsız takip tarihi itibariyle 3.852,12 TL asıl alacak, 995,77 İşlemiş faiz 324,72 TL masraf olmak üzere toplam 5.172,61 TL borcu bulunduğu, bu borcun taşınmazın satış tarihi itibariyle 37.110,99 TL’ye ulaştığı, Ankara 22. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasında bu meblağın satış miktarından düşülüp kalan 143.339,01 TL’nin (180.450-37.110,99) davacıya iade edilmesi gerekirken davacıya 95.675,50 TL ödendiği başka bir deyişle davacıdan 47.663,51 TL fazladan tahsil edildiği anlaşılmaktadır.Davacı takibe konu borcun kaynaklandığı sözleşmede müteselsil kefil ve aynı zamanda borçlu lehine ipotek veren konumundadır.Kefaletin imzalandığı ve takibin yapıldığı tarih itibariyle yürürlükte bulunan 818 sayılı BK’nın 487. maddesinde; Kefil, borçlu ile beraber müteselsil kefil ve müşterek müteselsil borçlu sıfatı ile veya bu gibi diğer bir sıfatla borcun ifasını deruhde etmiş ise alacaklı asıl borçluya müracaat ve rehinleri nakde tahvil ettirmeden evvel kefil aleyhinde takibat icra edebilir.” hükmü yer almaktadır.Bir üçüncü kişi hem asıl borç için ipotek vermiş, hem de asıl borca müteselsil kefil olmuş ise, alacaklı o kişiye karşı hem (asıl borçlu ile birlikte) ipotek veren üçüncü kişi sıfatı ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapabilir, hem de ipotek limiti dışında kalan alacak bölümü için müteselsil kefil sıfatı ile genel haciz yolu ile takip yapabilir ( Kuru, B.:İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Ankara 2013, s. 989)İİK’nın 149. maddesinin 1. fıkrası ve 149/b. maddeleri gereğince ipotek veren üçüncü kişi ise takipte ipotek veren üçüncü kişinin asıl borçlu ile birlikte gösterilmesi zorunlu olup, asıl borçlu ile ipotek veren üçüncü kişi arasında zorunlu takip arkadaşlığı vardır.Davacı dava dilekçesinde tapu iptal tescil olmadığı takdirde taşınmazın güncel bedelinin kendisine iadesini dava etmiş daha sonra mahkemeye sunduğu beyan dilekçesinde ikinci talebinin “fazladan ödediği bedelin güncelenerek kendisine ödenmesi” şeklinde açıkladığı görülmüştür. Davalı taraf talep sonucunun değiştirilmesine muvafakat etmediğini bildirmiştir.Tapu iptal tescil talebi yönünden yapılan değerlendirme;Davaya konu taşınmazın Ankara 22. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasında ipoteğin paraya çevrilmesi suretiyle başlatılan ilamlı takip sonucu 14.07.2014 tarihinde 180.450 TL bedelle davalıya satıldığı uyuşmazlık konusu değildir Bilindiği üzere; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 705. maddesinde; “Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur. Miras, mahkeme kararı, cebrî icra, işgal, kamulaştırma hâlleri ile kanunda öngörülen diğer hâllerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hâllerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.” 1022/1. maddesinde; “Aynî haklar, kütüğe tescil ile doğar; sıralarını ve tarihlerini tescile göre alır.”, 1023. maddesinde; “Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.”, 1024/2. maddesinde; “Bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur.”, 1025/1-2. maddesinde “Bir aynî hak yolsuz olarak tescil edilmiş veya bir tescil yolsuz olarak terkin olunmuş ya da değiştirilmiş ise, bu yüzden aynî hakkı zedelenen kimse tapu sicilinin düzeltilmesini dava edebilir. İyiniyetli üçüncü kişilerin bu tescile dayanarak kazandıkları aynî haklar ve her türlü tazminat istemi saklıdır.” düzenlemelerine yer verilmiştir.
Yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler uyarınca, ayni haklar tapu siciline tescil ile doğar ve tescilin hukuki netice doğurabilmesi için de geçerli bir hukuki sebebinin bulunması zorunludur. Bu hususun tapunun illilik prensibinden kaynaklandığı açıktır. Oysa, oluşan sicilin hukuken geçerli bir sebebi bulunmadığı takdirde, tescilin yolsuz tescil niteliğini taşıyacağı ve sicilin iptali gerekeceğinde kuşku yoktur.İcra İflas Kanunu 149. Maddesinde; İcra memurunun, ibraz edilen akit tablosunun kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva ettiğini ve alacağın muaccel olduğunu anlaması halinde, borçluya ve taşınmaz üçüncü şahıs tarafından rehnedilmiş veya taşınmazın mülkiyeti üçüncü şahsa geçmişse ayrıca bunlara birer icra emri göndereceği, gönderilecek icra emrinde borcun otuz gün içinde ödenmesi ve bu müddet içinde borç ödenmez ve icra mahkemesinden icranın geri bırakılmasına dair bir karar getirilmezse, alacaklının taşınmazın satışını isteyebileceği düzenlenmiştir.İcra ve İflas Kanunu’nun ‘İhalenin Neticesi ve Feshi’ başlıklı 134. maddesinin 2. fıkrasında ‘İhalenin feshini, Borçlar Kanununun 226 ıncı maddesinde yazılı sebepler de dahil olmak üzere yalnız satış isteyen alacaklı, borçlu, tapu sicilindeki ilgililer ve pey sürmek suretiyle ihaleye iştirak edenler yurt içinde bir adres göstermek koşuluyla icra mahkemesinden şikayet yolu ile ihale tarihinden itibaren yedi gün içinde isteyebilirler. “şeklinde düzenleme olduğu görülmüştür.Davacı İcra müdürlüğünce İİK 149. Maddesi uyarınca gönderilen icra emri uyarınca borcu ödemediği, icranın geri bırakılmasına dair karar sunmadığı, yapılan ihalenin feshine ilişkin süresinde şikayet yoluna baş vurmadığı, ihalenin yasal şekilde kesinleştiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Bununla birlikte davacının taşınmazını üçüncü kişinin borcu için ipotek verdiğine, ipoteğin geçersiz olduğuna yönelik bir itirazı bulunmamaktadır. Davacı ipoteğin satışı sonucu borcuna mahsuben kendisinden fazla miktarda tahsilat yapıldığından bahisle tapu iptal tescil talep etmektedir.Somut olayda taşınmazın davalı adına olan tapusunun iptali ile davacı adına tescili gerektirecek bir durumun bulunmadığı, taşınmazın davalı adına tescili için gerekli yasal koşullarda eksiklik bulunmadığı tescilin yasaya ve mevzuata uygun olduğu davacının tescil talebinde haksız olduğu bundan dolayı tapu iptal ve tescil talep edemeyeceği sonuç ve kanaatine varılmıştır.Davacının terditli talebi yönünden yapılan değerlendirme;Somut olayda taşınmazın davalı adına olan tapusunun iptali ile davacı adına tescili gerektirecek bir durumun bulunmadığı, taşınmazın davalı adına tescili için gerekli yasal koşullarda eksiklik bulunmadığı tescilin yasaya ve mevzuata uygun olduğu davacının tescil talebinde haksız olduğu bundan dolayı tescil talep edemeyeceği açıktır.Davacı Dairemiz kararından sonra mahkemeye sunduğu beyan dilekçesinde ikinci talebinin “fazladan ödediği bedelin güncelenerek kendisine ödenmesi” şeklinde açıkladığı görülmüştür. Taşınmaz 14.07.2014 tarihinde 180.450 TL bedelle davalıya satılmış olunup davacının ihalenin feshine yönelik icra mahkemesinde herhangi bir dava açmadığı, eldeki davayı 21.12.2018 tarihinde açtığı gözetildiğinde davacının İİK 72/1 hükmünde düzenlenen 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde dava açmadığı da sabittir.Davacının 02.02.2009 tarihli kredi sözleşmesinden kaynaklı borç için hem kefil sıfatıyla hemde ipotek veren sıfatıyla borçlu olup 6098 sayılı TBK 78. maddesinde; Borçlanmadığı edimi kendi isteğiyle yerine getiren kimse, bunu ancak, kendisini borçlu sanarak yerine getirdiğini ispat ederse geri isteyebileceği düzenlenmiştir. Somut olayda davacı hakkında 02.02.2009 tarihli kredi sözleşmesinden kaynaklı borç için hem kefil sıfatıyla (Ankara 9. İcra Müdürlüğünün 2011/4145 Esas) hemde ipotek veren sıfatıyla (Ankara 22. İcra Müdürlüğünün … Esas) takip yapılmış olunup kesinleşen Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/387 Esas 2014/202 Karar sayılı ilamı doğrultusunda davacının ilamsız takip tarihi itibariyle 3.852,12 TL asıl alacak, 995,77 İşlemiş faiz 324,72 TL masraf olmak üzere toplam 5.172,61 TL borcu bulunduğu, bu borcun taşınmazın satış tarihi itibariyle 37.110,99 TL’ye ulaştığı, Ankara 22. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasında bu meblağın satış miktarından düşülüp kalan 143.339,01 TL’nin (180.450-37.110,99) davacıya iade edilmesi gerekirken davacıya 95.675,50 TL ödendiği başka bir deyişle davacıdan 47.663,51 TL fazladan tahsil edildiği anlaşılmaktadır.Dava dilekçesi 03.01.2019 tarihinde davalıya tebliğ edildiği davalının 25.01.2019 tarihinde davaya cevap verdiği, davalının davaya cevap süresi içerisinde zaman aşımı ilk itirazında bulunmadığı görülmekle mahkemece yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya uygun görülmüştür.
Açıklamalar ışığında davalının istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 08/06/2022 tarih ve 2021/912 E – 2022/458 K sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 4.558,07-TL TL nispi istinaf karar ve ilam harcından istinaf eden davalı tarafından peşin yatırılmış 1.139,54 TL harcın mahsubu ile bakiye eksik kalan 3.418,53 TL istinaf karar ve ilam harcının istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye Gelir kaydına,
3- İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4 maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan incelemeyle H.M.K’nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 19/10/2022