Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/2020 E. 2022/2073 K. 13.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/2020
KARAR NO: 2022/2073
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/06/2022
ESAS NO: 2021/728
KARAR NO: 2022/522
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ:13/10/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ:25/10/2022
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/06/2022 tarih ve 2021/728 Esas 2022/522 Karar sayılı ilamına karşı ,davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya dairemize gelmekle dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinden özetle; Davacı vekili, davalı tarafın 24.09.2021 tarihinde T.C. Kayseri Genel İcra Dairesi aracılığıyla … Esas sayılı icra takibi başlatıldığını, bahse konu icra takibine dayanak bono da vade tarihinin bulunmamasından dolayı geçerlilik şartlarını sağlamadığını, dolayısıyla takibe dayanak gösterilemeyeceğini, her iki tarafında tacir olduğunu, tacirlerin de alacak ve borç durumlarının ticari kayıtlarında yer amasının kanuni zorunluluk olduğunu, söz konusu bono nedeniyle alacaklı olduğunu iddia eden davalı tarafın, bononun gerisindeki temel ilişkinin neye dayandığını, gerçek bir ticari ilişki ürünü olup olmadığını ve gerçekte böyle bir alacağın ne kadarının tahsil edildiğinin ne kadarının kaldığının ticari defter ve diğer ticari kayıtları ile açıklamak ve ispat etmekle yükümlü olduğunu, müvekkili ile davalı taraf arasında gerçekleştirilen hizmet sözleşmesi sonucu müvekkilinin ödemelerinin tamamını vade tarihleri geldiğinde gerçekleştirdiğini, davalı tarafın hizmet sözleşmesinin yükümlülüklerini yerine getirmediğini, sözleşmeye konu iş yerinden muhtelif malzemeleri de götürdüğünü, bu hususlara yönelik T.C. Kayseri Genel İcra Dairesi aracılığıyla … Esas sayılı icra takibi de başlatıldığını, müvekkilinin davalıya herhangi bir borcu bulunmadığını, davalı tarafından başlatılan icra takibi nedeniyle T.C. Kayseri Genel İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası üzerinden müvekkili aleyhine başlatılan icra takibinin dava sonuna kadar durdurulmasını, dava sonunda da vade tarihinin boş olduğu, 10.07.2021 tediye tarihli 6000,00 TL bedelli geçersiz bono dolayısıyla borçlu olmadığının tespitini, davalı tarafın %20 den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesiyle birlikte takibin iptalini talep ve dava etmiştir.
DAVALI VEKİLİ’NİN İLK DERECE MAHKEMESİNE SUNMUŞ OLDUĞU CEVAP DİLEKÇESİNDEN ÖZETLE: Davalı vekili, davalı tarafça İcra Takibine konu Davacı …’ce imza edilen 15.04.2021 düzenleme tarihli bononun vade tarihi kısmının boş olması nedeniyle, işbu 10.07.2021 tediye tarihli 6000,00 TL bedelli senedin geçersiz olduğunun iddia edildiği, davacının borçlu olmadığının tespitinin talep edildiğini, TTK 76.maddede vadesi gösterilmemiş bonoların görüldüğünde ödenmesi şart olan bir bono kabul edileceğinin hüküm altına alındığını, vadenin, bono için zorunlu unsur olmadığının kanunen düzenleme altına alındığını, uygulamada senetlerde yer alan tediye tarihinin de vade olarak kabul edilmekte olduğunu, icra takibine mezkur senedin 10.077.2021 tediye tarihli olduğunu, davacı tarafın dava konusu senedin taraflar arasındaki hizmet sözleşmesi nedeniyle düzenlendiğini iddiasının doğru olmadığını, dava konusu senedin harici bir ilişkiye istinaden verilmiş olduğunu, müvekkilince verilen ödünç para karşılığında işbu senedin tanzim edilerek verildiğini, Müvekkili ile davacının ortağı olduğu dava dışı firma … Pastaneleri (… Ltd.Şti.) arasında eser sözleşmesi akdedilmemiş olmakla, müvekkilinin söz konusu sözleşmeden kaynaklı olan bütün borçlarını eksiksiz ifa ettiğini, davacı tarafça ikame edilen haksız davanın reddini, yargılama giderleri ile yasal vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda”…Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda, takibe konulan senet bono niteliğinde olup, tüm yasal unsurları barındırmakta olduğu, senette de bedelin malen ödendiği yönünde açıklama olduğu, davalı vekili tarafından, senedin hizmet sözleşmesine binaen verildiği kabul edilmemekle birlikte senedin ödünç para karşılığında tanzim edilerek müvekkiline verildiği beyan edildiğinden davalı vekilinin bu beyanı ile senet metnini talil ederek ispat yükünü üzerine aldığı bu nedenle davalının iddiasını yazılı belge veya kesin delil ile kanıtlaması gerektiği, bu yönde bir kanıt sunmadığı gibi yemin deliline de dayanmadığı anlaşıldığından davacı tarafça ispatlanan davanın kabulüne karar verilmiş, davalının icra takibinde haksız olmakla birlikte kötü niyetli sayılacağı mahkememizce kabul edilemeyeceğinden şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.1-Davanın KABULÜ ile; Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … esas numaralı dosyasına dayanak yapılan 15/04/2021 tanzim ve 10/07/2021 tediye tarihli, 6.000,00 TL bedelli senetten dolayı davacının, davalıya borçlu olmadığının TESPİTİ ile Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyasındaki takibin iptaline,2-Şartları oluşmadığından davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına…” dair karar verilmiştir.
İş bu kararı davalı vekili süresinde istinaf etmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Yerel mahkeme tarafından verilen kararda yer verilen gerekçenin isabetli olmadığını, eldeki davada davacı tarafça dava konusu senede dair temel ilişkiye dayanılarak bedelsizlik iddiasıyla menfi tespit davasının ikame edildiğini, mahkemece davacının böyle bir hakkının olmamasına rağmen hukuka aykırı olarak davacının temel ilişkiye ve keşidecisinin şahsi defilerine dayanabileceğinin kabul edilerek taraflarınca senedin talil edildiği düşüncesiyle ispat yükünün taraflarınca geçtiği ve yine alacaklı olduklarını ispatlayamadıkları düşüncesiyle isabetsiz olarak davanın kabulüne karar verildiğini, davacının keşideci değil avalist olması nedeniyle dava konusu senede dair temel ilişkiye ve yine keşidecinin şahsi defilerine dayanmamasının mümkün olmadığını, davacı tarafça senedin bedelsizliği iddiasına dayanıldığını, keşideci firma ile müvekkili arasındaki şahsi ilişkiye daha somut ifade edilmesi gerekir ise şahsi defi teşkil eden senedin bedelsizliği iddiasına dayadıran avalist davacının davasının reddi gerektiğini, yerel mahkemenin davanın kabulüne karar vermesinin hatalı olduğunu, bu nedenle istinaf başvurularının kabulü gerektiğini, istinaf başvurularının kabulü ile, yerel mahkeme ilamının kaldırılmasını, eldeki davanın reddini, bütün yargılama giderleri ile yasal vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, icra takibine konu bonodan dolayı menfi tespit ile icra takibinin iptali istemlerine ilişkindir.HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;Somut olayda davalının takipte talep ettiği toplam alacağın 6.224,51 TL,davada gösterdiği dava değerinin de 6.224,51 TL olduğu, mahkemece davanın kabulüne karar verildiğinden dava değerinin de 6.224,51TL olduğu gözetildiğinde hükmün verildiği tarih olan 17/06/2022 itibariyle HMK’nin 341/2 maddesinde belirtilen 8.000TL’lik kesinlik (İstinaf edilebilirlik) sınırının altında kaldığı anlaşılmıştır. Bu itibarla davalının istinaf başvuru dilekçesinin HMK’nın 341/2 ile 346/1 maddesi uyarınca HMK’nın 352/1-b maddesi kapsamında kesin kararın istinafı yönünden usulden reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle davalının istinaf ettiği karara ilişkin dava değerinin/miktarının kesinlik (istinaf edilebilme) sınırının altında olması nedeniyle kesin sayılan kararla ilgili işbu istinaf dilekçesinin/talebinin HMK 341/2 ve HMK 352/1-b maddeleri gereğince usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinafa konu dava değerinin/karar miktarının karar tarihi itibari ile kesinlik (istinaf edilebilme) sınırı kapsamında kaldığı anlaşıldığından, davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341/2 ve 352/1-b maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-İstinaf eden davalının peşin yatırdığı istinaf karar harcının talebi halinde kendisine iadesine,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan istinaf posta/yargılama giderlerinin ve istinaf yoluna başvurma harcının ise kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; HMK’nın 359/4 maddesi gereğince de karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 362/1-a bendi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi. 13/10/2022