Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/2011 E. 2022/2018 K. 12.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2011
KARAR NO: 2022/2018
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/06/2022
NUMARASI: 2020/834 E. 2022/480 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 12/10/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 13/10/2022
KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 09/06/2022 tarih ve 2020/834 E – 2022/480 K kararına karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; Davalının 20/08/2020 tarihinde davacı tarafından düzenlenen … Sitesinde 32 iş yeri müzayedesi kapsamında gerçekleştirilen açık arttırmada … Ada … Parselde kain taşınmazı satın almak için 3.910.000,00-TL’lik teklifte bulunduğunu, en yüksek teklif ileri sürüldüğünden ihalenin davalı üzerinde bırakıldığını, taşınmaz satışına ilişkin sözleşmenin imzalanması için 28/08/2020 tarihli açık arttırma sonuç tebligatı ile davet edildiğini ancak davalının tebligata kayıtsız kalarak taşınmazı satın almaktan imtina ettiğini, açık arttırma ile satış şartnamesinin 13. Ve 17. Maddesinde belirtildiği üzere %3+KDV’yi almaya hak kazandığını, davalının şartnameye aykırı davranarak kararlaştırılan bedeli ödemekte temerrüte düştüğünü, başlatılan icra takibine davalı borçlu tarafından hukuka aykırı ve kötü niyetli olarak 12/10/2020 tarihinde itiraz ettiğini, takibin durduğunu, arabuluculuk görüşmelerinde anlaşma sağlanamadığını, bu nedenlerle davalı tarafça takibe yapılan itirazın iptali ile takibin devamını, ihtiyati haciz talep ettiklerini, %20 den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesi talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: davacı tarafça dava dilekçesinde Kayseri Genel İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasına konu komisyon bedeli konulu faturanın dışında bir alacak istemi ile 139.717,56-TL miktar üzerinden ihale şartnamesinin 13.ve17. Maddelerini sebep göstererek dava açtığını, davada icra takibine konu ettiği faturadan bahsetmediğini, ihtiyati haczin yapılacağı belgeler çek, senet, mahkeme kararı ya da borç ikrarı içeren belgedeki imzanın noterlikçe tasdiki olmasının elzem olduğunu, alacaklının iadesi yapılmış bir faturadan kaynaklı olarak ihtiyati haciz kararı almasının ve uygulanmasının ihtiyati haciz kurumunun ruhuna aykırı olduğunu, mahkemenin nihai olarak verebileceği kararın ihtiyati haciz olarak davanın hemen başında tensip ile verilmesinin ihsası rey niteliğinde olup hakimin de reddi nedeni olduğunu, ihtiyati hacze karşı kanun yollarına müracaat ve reddi hakim talebi konusunda haklarının saklı tutulduğunu, dava dosyasına konu alacak iddiasının 10/09/2020 tarih ve … belge numaralı komisyon bedeli açıklamalı fatura olduğunu, takibe konu fatura ve içeriğin Kayseri 7. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile fatura aslının davacıya iade edildiğini, taraflar arasında 26/11/2020 tarihinde yapılan arabuluculuk görüşmesinde takip dosyası konusunda anlaşmaya varılamadığını, davacı tarafça mahkemeye sunulan itirazın iptali talepli dava dilekçesinde takibe konu komisyon bedeli konulu faturanın dışında bir alacak istemi ile 139.717,56-TL üzerinden ihale şartnamesinin 13. ve 17. maddeleri sebep göstererek dava açtığını, icra takibine konu edilen faturaya ilişkin olmadığı halde mahkemeyi yanıltmak ve kötü niyetli olarak açılmış bir dava olduğunu, arabuluculuk kapsamı dışında bir talep olduğunu, dava dilekçesinde takibe konu edilmiş olan ve davalı tarafından iade edilmiş olan takibin dayanağı belgeden bahsedilmediğini, takibe konu faturanın delil olarak mahkemeye sunulmasının ilginç olduğunu, arabuluculuk görüşmesinin takibe konu faturadan kaynaklı hukuki uyuşmazlık olduğunu, davacının başka bir alacak iddiası varsa yeniden arabulucuğa tabi olması gerektiğini, bu nedenle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, müvekkilinin ticaretle uğraşmakta ve şuan hukuki dayanağı olmayana bir sebepten kaynaklı olarak, başka sebepler gösterilerek açılmış davadan kaynaklı ihtiyati haciz kararı verilmesi yapılan itirazın ve HMK da belirlenen ihtiyati tedbir ve ihtiyati hacizlere de aykırı olarak müvekkilinin mağduriyetine yönelik telafisi imkansız zararların doğmasına sebebiyet vereceğini, durdurulmuş icra takibi sonrasında müvekkilinin bütün banka hesaplarına, araçlarına ihtiyati haciz uygulanması tedbir amaçlı yapılan ihtiyati haciz kurumunun ruhuna aykırı olduğunu, davacı da içeriği ve aslı iade edilmiş olan faturadan dolayı ihtiyati haciz kararı alıp uygulanmış sonucu ortaya çıktığını, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın kıymetli evraka, mahkeme ilamına ve imzanın noterlikçe birlikte tasdik edilmiş olan bir evraka bağlanması gerektiğini, davacının ortada ihtiyati hacze konu bir evrak var gibi hareket etmesinin HMK ya, TTK ya aykırı olduğunu, bu nedenlerle ihtiyati haciz kararının duruşma günü beklenmeksizin bir müteferrik karar ile kaldırılmasını, icra dairesine müzekkere yazılmasını, davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkeme kararında; “…Toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu, mahkememizce toplanmış usulüne uygun deliller olarak değerlendirilmiş buna göre, dava ve takip konusu alacak, davalının imzasını içeren ve imzası davalı tarafından inkar edilmeyen açık artırma ile satış şartnamesi olup, davacının bu şartnameye dayalı olarak fatura düzenleyerek davalı hakkında icra takibi başlattığı, davacının dava dilekçe ekinde davalı imzasını içeren satış şartnamesini sunduğu, bu şartnamenin 13. ve 17. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde; davacının, katılım teminatı dava dışı kooperatife kalacak olmakla birlikte ve bunun yanında, satış bedeli üzerinden hesaplanacak %3 oranında cezai şart alacağını KDV’si ile birlikte tahsil etmeye hak kazandığı, bu cezai şart tutarının aynı zamanda ihale gereği satış sözleşmesinin tapuda resmi şekilde yapılması ile birlikte davacının hak kazanacağı komisyon bedeli olduğu, davacının bu komisyon bedelini, satış işleminin davalıya yapılan tebligata rağmen gerçekleşmemesi nedeniyle faturalandırarak davalıdan tahsili için icra takibi başlattığı, itiraz üzerine takibin durduğu, davalının ihale şartname bedelini ihale öncesi yatırdığı, bu suretle alacağın ödendiğini ayrıca ihale komisyon bedeli alacağı bulunmadığını savunmuş ise de şartnamenin 17. maddesi gereğince alıcı tarafından davet olunduğu halde başvuruda bulunmayıp resmi satış sözleşmesi imzalanmayan ihalelerde ihaleyi kazanan tarafın ilgili kooperatife devredilecek olan ihale komisyon bedeli yanında, ihaleyi kazanan katılımcının, ihaleyi düzenleyen tarafa KDV’si ile birlikte %3 oranında cezai şart ödemeyi taahhüt ettiği anlaşılmakla, davalının bu yöndeki savunmasına itibar edilmeyerek usulüne uygun olarak tutulmuş ticari defter ve belgeleri ile de kayıt altına alınan davacı alacağının takip ve tahsili yönünden başlatılan icra takibinin yerinde olduğuna hükmedilerek itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm tesis edilmiştir.Likit nitelikte sözleşme ile kararlaştırılmış cezai şart alacağına ilişkin haksız itiraz nedeniyle yasal koşulları oluşan icra inkar tazminatı talebinin de kabulüne karar verilmiştir.Davanın KABULÜ ile, Davacının davalı hakkında başlatmış olduğu Kayseri Genel İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosya kapsamında davalı borçlunun yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİNE, takibin devamına, Davacının icra inkar tazminatının kabulü ile, alacağın (139.717,56-TL) %20’si tutarında olmak üzere 27.943,51-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine…” şeklinde karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ :Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle;Kayseri Genel İcra Müdürlüğünün … E, sayılı dosyasının davanın konusunu oluşturduğunu, yapılan bu ilamsız takibe taraflarınca 12,10,2020 tarihihde itiraz edildiğini, itirazları doğrultusunda takibin durduğunu, bu dosyaya konu alacak iddiasının … tarih ve … Bölge Numaralı Komisyon Bedelinin Açıklamalı fatura olduğunu, ödeme emrinin ekinde sadece bu faturanın bulunduğunu ve başkaca hiçbir evrak bulunmadığını, takibe konu bu fatura ve içeriği Kayseri …Noterliğinin … tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile fatura aslının davacıya iade edildiğini, müvekkilince kabul edilmeyen ve karşı tarafa iade edilen bir faturadan dolayı yerel mahkemenin ihtiyati haciz kararı vermesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu süreçlerden sonra taraflar arasında … tarihinde yapılan arabuluculuk görüşmesinde Kayseri Genel İcra Müdürlüğünün … E. Dosyası konusunda anlaşmaya varılamadığını, davacının yerel mahkemede ihtiyati hacizli olarak sunmuş olduğu itirazın iptali talepli dava dilekçesinde, Kayseri Genel İcra Dairesinin … Esas dosyasına konu komisyon bedeli konulu faturanın dışında bir alacak istemi ile 139.717,56 TL miktar üzerinden ihale şartnamesinin 13. ve 17. maddelerini sebep göstererek dava açtığını, taraflar arasındaki arabuluculuk görüşmesi Kayseri Genel İcra Müdürlüğünün … ES. sayılı dosyasına konu faturadan kaynaklı hukuki uyuşmazlık olduğunu, buradan hareketle şayet davacının başka bir alacak iddiası varsa yeniden arabuluculuğa tabi olmasının elzem olduğunu, bu nedenle de davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, somut olayda davacının takip dışı talep ile ihtiyati haciz kararının itirazın iptali davasında almasının hem kanuna hem Yargıtay Genel Hukuk Kurul kararına aykırılık teşkil ettiğini ileri sürerek istinaf taleplerinin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, müvekkiline ait menkul ve gayrimenkul mallarına, banka hesaplarına, üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarına konulan ihtiyati hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:H.M.K 355. Maddesi gereğince inceleme Kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmıştır.Dava itirazın iptali davasıdır.Kayseri İcra Müdürlüğünün 2020/248478 Esas sayılı dosyası incelendiğinde, Davacı tarafından davalı aleyhine fatura 138.414 TL dayanak yapılmak suretiyle 138.414,00 TL asıl 1.303,56 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 139.717,56 TL toplam alacağın tahsili amacıyla ilamsız takip başlattığı görülmüştür.Davacı Davalının 20.08.2020 tarihinde … A.Ş tarafından düzenlenen … Sitesinde … İş Yeri Müzayedesi kapsamında gerçekleştirilen açık arttırmada … Ada, … parselde kâin taşınmazı satın almak için 3.910.000,00 TL’lik teklifte bulunduğunu, Açık arttırmadaki en yüksek teklifi ileri sürdüğünden ihaleyi davalının kazandığını, Davalının taşınmaz satışına ilişkin sözleşmenin imzalanması için, 28.08.2020 tarihli açık arttırma sonuç tebligatı ile davet edildiğini, davalının tebligata rağmen taşınmazı satın almaktan imtina ettiğini … Yapı Kooperatifi Gayrimenkulleri Açık Artırma İle Satış Şartnamesinin 13. Ve 17. Maddesin uyarınca satış bedelinin %3 + KDV’sini almaya hak kazandığını beyan ederek eldeki davayı açtığı görülmüştür.Davacının takibe dayanak yaptığı 10.09.2020 tarih … numaralı e -arşiv fatura incelendiğinde açıklama kısımında “… /Komisyon bedeli … Yapı Kooperatifi yalnız 138.414 TL olarak” belirtildiği görülmüştür.
Davalı taraf takibe konu fatura ve içeriğini kayseri 7. Noterliğinin … tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile iade ettiklerini, davanın itirazın iptali davası olduğunu takip talebi ile sıkı sıkıya bağlı bulunudğunu davacının takibe konu yaptığı faturanın açıklama kısmında “komisyon bedeli” şeklinde ibare olduğunu oysa dava dilekçesinde şartnamenin 17. Maddesinde düzenlenen teklif bedelinin süresinde yatırılmaması halinde ön görülen %3 oranında cezai şart + KDV ‘sine ilişkin açıklamalarda bulunduğunu bundan dolayı davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddinin gerektiğini beyan ettiği görülmüştür.
Taraflar arasında davalının ihaleye girdiği, ihalede en yüksek teklif verdiği halde taşınmazı satın almaktan vazgeçtiği hususunda ihtilaf bulunmamaktadır. Somut olayda uyuşmazlık davacının takibe dayanak yaptığı faturadaki “komisyon bedeli” açıklamasının açık artırma ile satış şartnamesinin 13. Maddesi uyarınca ihaleye girme aşamasında yatırılması gereken teklif bedelinin %3 + KDV ‘si olan komisyon bedeline ilişkin mi olduğu yoksa aynı şartnamenin 17. Maddesinde düzenlenen teklif bedelinin süresinde yatırılmaması halinde ön görülen %3 oranında cezai şart + KDV ‘sine ilişkin mi olduğu hususu ile davalının faturaya süresinde itiraz edip etmediği hususunda toplandığı anlaşılmaktadır.
1- ) Bilindiği üzere itirazın iptali davası, icra takibine sıkı sıkıya bağlı; itiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bir davadır. Davanın icra takibine bağlılığı alacağın miktarı bakımından söz konusu olduğu gibi alacağın kaynağı bakımından da geçerlidir. Nitekim aynı hususlara Hukuk Genel Kurulunun 19.10.2021 tarihli ve 2017/(19)11-3086 E., 2021/1272 K. ve 17.09.2019 tarihli ve 2017/(19)11-824 E., 2019/885 K. sayılı kararlarında da değinilmiştir.Somut olayda davacı takip dayanağı olarak fatura göstermiş olup faturanın açıklama kısmında komisyon bedeli ibaresinin bulunduğu sabittir. Bilindiği üzere bir davada maddi olayı anlatmak taraflara, hukuki nitelendirmeyi yapmak hakime aittir. (HMK. madde 33) Anılan yasal düzenlemeye göre davayı aydınlatma görevinin mahkeme hâkimine ait olmasına göre uyuşmazlığın çözümüne dair hukuki nitelendirmeyi de yine hakim yapacaktır. Davacı tarafından sunulan dava dilekçesi incelendiğinde davalının 20.08.2020 tarihinde … Ticaret A.Ş tarafından düzenlenen … Sitesinde … İş Yeri Müzayedesi kapsamında gerçekleştirilen açık arttırmaya katıldığı, ihaleye konu … Ada, … parselde kâin taşınmazı satın almak için 3.910.000,00 TL’lik teklifte bulunduğu, davalının sunduğu teklifin açık arttırmadaki en yüksek teklif olmasından ötürü davalının ihaleyi kazandığı ancak taşınmazı satın almaktan vazgeçtiği bunun üzerine davacı tarafça davalıdan Açık Artırma İle Satış Şartnamesinin 17. Maddesin uyarınca öngörülen bedelin %3 cezai şart + KDV’sini talep edildiği anlaşılmaktadır.
2-) Uyuşmazlığın çözümü açısından, fatura ve e arşiv faturası uygulamasına eğinmekte fayda vardır. YİBBGK’nın 27.06.2003 tarih ve 2001/1 E., 2003/1 K. sayılı ilamında açıklandığı üzere; Bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahiptir. Aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır. Bu hüküm, fatura içeriğinden kabul edilen hususlara ilişkin olarak, faturayı düzenleyenin lehine; adına fatura düzenlenenin aleyhine bir karine getirmektedir. Bu karine, faturanın ispat gücüne yönelik bir düzenlemeyi ortaya koymaktadır. Diğer anlatımla, fatura, düzenleyen aleyhine delil olduğu gibi, kendisi faturayı düzenlemediği halde tebliğinden itibaren sekiz gün içinde itiraz etmeyen aleyhine de delil olabilecektir. Faturanın adına tanzim edilen aleyhine ispat vasıtası olması, yani, faturayı alan kişinin fatura kendinden sadır olmamakla birlikte aleyhine delil teşkil etmesi TTK’nın 23. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenen ve yukarıda ayrıntısı açıklanan bu karineden kaynaklanmaktadır. Buna göre; fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili olarak düzenlenmesi gerekir. Fatura sözleşmenin kurulması safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir. TTK’nın 23. maddesinin 2 ve 3. fıkrasındaki karine aksi ispat edilebilen adi bir karinedir. İkinci fıkra gereği sekiz gün içinde faturaya itiraz edilmesi durumunda fatura münderecatının doğru olduğunu faturayı düzenleyen tacirin ispat etmesi gerekir. Taraflar arasında bu tür bir sözleşme ilişkisi yoksa, düzenlenen belge fatura değildir. Bu belge, belki icap olarak kabul edilebilir ki, buna itiraz edilmemesi, anılan 23/2. madde hükmü anlamında sonuç doğurmaz. Öte yandan, sadece faturanın tebliğ edilmiş olması akdi ilişkinin varlığını ispatlamaz. Karşı tarafın akdi ilişkiyi inkâr etmesi halinde tacir, öncelikle akdi ilişkiyi başkaca delillerle ispatlamalıdır. Akdi ilişkinin ispatlanamaması halinde faturanın anılan fonksiyonundan yararlanma imkanı yoktur. Faturanın ispat aracı olması, ancak niteliği gereği faturaya geçirilmesi gereken bilgiler (olağan içerik) hakkında geçerlidir. Sözleşmenin ifa safhasıyla ilgili olarak düzenlenen faturanın şekli ve kapsamının ne olması gerektiği konusunda, Türk Ticaret Kanunu’nda özel bir hüküm bulunmamakta, anılan yasanın 23. maddesinde neyi ifade ettiği açıklanmaksızın faturanın münderecatından söz edilmektedir. Faturanın zorunlu içeriği ve şekil şartlarına ilişkin ayrıntılı düzenleme Vergi Usul Kanunu’nda yer almaktadır. Faturanın olağan içeriği, akdin ifası ile ilgili hususlarla sınırlıdır (VUK.m.230). Dolayısıyla, faturanın içeriği, faturanın bu temel niteliğine uygun olmadığı taktirde, sekiz günlük itiraz süresinin geçirilmesi bu hususları yazılı delil haline getirmez. Faturaya itiraz, faturanın teslim alındığı tarihten itibaren sekiz gün içinde yapılmalıdır. İtirazın sekiz gün içinde karşı tarafa varması şart değildir. Sekiz günlük süre, hak düşürücü süre veya zamanaşımı süresi değildir. Sadece ispat yükünün yer değiştirmesi açısından önem taşır. Sekiz günlük süre içinde itiraz edildiği taktirde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunu ispat külfeti faturayı veren tarafa ait iken, sekiz günlük sürenin geçmesinden sonra itiraz edilmesi halinde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığını ispat külfeti faturayı alan tarafa ait olur. Faturayı alan her türlü delille bu külfeti yerine getirebilir. (Geniş bilgi için Bkz: Prof. Dr. … , Ticari İşletme Hukuku, 23. Baskı, Eylül 2012, Konya; Sh 111 vd.) Faturanın karşı tarafa usulüne uygun tebliğ edildiğini kanıtlama yükümlülüğü faturayı gönderen tarafta olup, faturayı gönderenin bu hususu kanıtlaması halinde, bu kez, TTK’nın 23/2. maddesinde yazılı 8 günlük yasal süre içerisinde faturaya itiraz ve iade ettiğini kanıtlama yükümlülüğü ise, karşı tarafa aittir. TTK’nın 23/2. maddesi uyarınca tebliğe rağmen faturayı süresinde itiraz ve iade etmeyerek, ticari defterlerine borç kaydeden tacir, fatura münderecatını aynen kabul etmiş ve faturayı gönderen taraf, faturaya dayalı bu alacağının varlığını HMK’nın 222. maddesi (TTK’nın 84. ve 85. maddeleri) uyarınca ispatlamış olur.Faturaların tebliğ edildiğinin ve 8 günlük itiraz süresi içerisinde itiraza uğramadığının tespiti halinde, fatura içeriklerini taraflar arasındaki hukuki ilişkiye uygun olduğunun davacı tarafça kanıtlanmış olduğunun kabulü gerekli olup; bunun aksinin yani faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığının kanıt yükünün bu kez davalıya geçtiği kabul edilmelidir. Faturaların tebliğ edildiğinin davacı tarafça kanıtlanamaması ya da kanıtlanıp da iade edildiğinin davalı tarafça kanıtlanması halinde davalı tarafça davacının hizmet vermediği savunulduğuna göre, faturaya konu hizmetin verildiğinin davacı tarafça kanıtlanması; davalının faturaları tebliğ alıp süresinden sonra iade etmesi halinde de faturanın davalı tarafça gönderilmesi şeklindeki icabı davalının (faturayı defterine kaydetmemek ve sözleşme ilişkisini inkâr etmek suretiyle), kabul etmemesi halinde hizmetin verildiğini davacının kanıtlaması gerekeceği gözetilmelidir.19/10/2019 tarihli ve 30923 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No: 509)’ninde Arşiv Fatura Uygulaması : Bu Tebliğde yer alan şartlara uygun şekilde ve Başkanlık tarafından belirlenen standartlara uygun olarak e-Arşiv Faturanın elektronik ortamda oluşturulması, elektronik ortamda muhafazası, ibrazı ve raporlamasını kapsayan uygulamayı,Elektronik Arşiv Fatura (e-Arşiv Fatura): Bu Tebliğde yer alan şartlara uygun şekilde elektronik ortamda oluşturulan ve e-Fatura dışında kalan elektronik faturaları şeklinde tarif edilmiş devamında Tebliğ kapsamında Başkanlıktan e-Arşiv Fatura uygulamasına dahil olma izni alan mükellefler, e-Fatura uygulamasına kayıtlı olmayan kullanıcılara (vergi mükellefleri veya vergi mükellefi olmayanlar) düzenleyecekleri faturaları da elektronik ortamda e-Arşiv Fatura olarak oluşturur, alıcının talebine göre e-Arşiv Faturayı kağıt veya elektronik ortamda iletir ve düzenleyene ait nüshayı ise elektronik ortamda muhafaza ve ibraz edecekleri Elektronik ortamda oluşturulan faturanın, alıcısına kâğıt olarak gönderilen veya elektronik ortamda iletilen şekli belgenin aslı, düzenleyen tarafından muhafaza edilen elektronik hali ise ikinci nüsha hükmünde olacağı, bu Tebliğde düzenlenen e-Arşiv Fatura belgesinin, yeni bir belge türü olmayıp, kağıt ortamdaki“Fatura” belgesi ile aynı hukuki niteliklere sahip olacağı, e-Arşiv Fatura uygulamasına kayıtlı mükelleflerin, bu Tebliğin “V.7.” ve “VIII.” numaralı bölümlerinde belirtilen istisnai durumlar haricinde, eFatura uygulamasına kayıtlı mükelleflere gerçekleştirmiş olduğu mal satışları ile hizmet ifalarında faturayı e-Fatura olarak, e-Fatura uygulamasına kayıtlı olmayan vergi mükellefleri ile vergi mükellefi olmayanlara gerçekleştirmiş olduğu mal satışları ile hizmet ifalarında ise faturayı e-Arşiv Fatura olarak düzenlemeleri zorunlu olduğu düzenlenmiştir.526 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Tebliğiyle 509 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğine “V.10. e-Belgelere İlişkin İptal/İtiraz, İhbar ve İhtarların Bildirilmesi” başlıklı bölüm eklenmiş olup, söz konusu bölüm uyarınca, 509 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğ kapsamında düzenlenen e-Belgelere ilişkin olarak 6102 sayılı Kanunun 18 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak KEP sistemi ile yapılan ihbar veya ihtarlar ile e-Belge iptal işlemlerinin 01/05/2021 tarihinden itibaren, ebelge.gib.gov.tr adresinde yayımlanacak kılavuzda belirtilen usul, esas ve süreler içinde, elektronik ortamda Gelir İdaresi Başkanlığı bilgi işlem sistemine bildirilmesi zorunluluğu getirilmiştir.Davaya konu e -arşiv fatura 10.09.2020 tarihli olup davalı faturaya Kayseri … Noterliğinin … Yevmiye numaralı ihtarnamesi ile … tarihinde itiraz ettiği dosyaya ihtarname fotokopisini sunduğu görülmüştür.Bu bilgiler ışığında davalının faturaya süresinde itiraz ettiği anlaşılmakta olunup bu durumda davacı tarafça fatura münderecatının doğru olduğunun ispat etmesi gerekir.Davalının Kayseri 7. Noterliğinin … Yevmiye numaralı ihtarnamesinde ihaleden beklediği menfaati temin edemediğini talep edilen alacağın kanuna ve sözleşmeye aykırı olduğunu iddia etmiş olup taşınmaz için en yüksek teklifi verdiğine, teklifiyle ihaleyi kazandığına, ihalenin kesinleşmesi üzerine10 gün içinde Gayrı menkul satış vaadi imzalaması için çağrıldığına ve kooperatife ödeme yapması istendiğine kendisinin buna rağmen ödeme yapmadığı yönünde bir itirazı bulunmamaktadır.Şartnamenin 17. Maddesi incelendiğinde; ” Sözleşme yapmaya davet edilen en yüksek teklif sahibi, kendisine verilen süre içerisinde satış sözleşmesini imzalamazsa veya teklif bedeli peşin ise satış bedelinin tamamını, teklif bedeli vadeli ise peşinat bedelini verilen sürede yatırmazsa veya satın almaktan vazgeçerse hakkı iptal edilerek herhangi bir ihtara gerek kalmaksızın, yatırılar katılım teminatı feminatları Kooperatif tarafından irad kaydedileceği gibi, Emlak Yönetim de tahsil edilen/edilecek olan %3 oranında cezai şart +KDV’yi almaya hak kazanacaktır. Bu durumda Kooperatifin teminatın irad kaydedilmesi suretiyle bir sonraki en yüksek teklif. veren kişiye gayrimenkulü satma hakkı olacaktır. Ancak Kooperatif ve teklif verenden kaynaklanmayan nedenlerle, teklif alınan taşınmazın satılamaması halinde, katılım teminatı ile birlikte Emlak Yönetim tarafından tahsil edilen komisyon da teklif verene iade edilecektir.” düzenlemesinin olduğu görülmüş olunup davacı tarafça takibe konu edilen faturadaki alacağın teklif edilen 3.910.000 TL’nin %3 + 118 KDV oranı üzerinden hesaplandığı anlaşılmakla davalının bu bedele yönelik itirazının reddine karar vermek gerekmiştir.Davacı takip talebinde faiz talep etmiş olup 6098 sayılı Borçlar Kanununun 117.maddesinde bu hüküm ”Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer” şeklinde düzenlenmiştir. Temerrüt, ya bir ihtar ile ya da dava açılması vs. suretiyle gerçekleşir. Borçlunun temerrüdü, borçluya gönderilen ihtarnamenin tebliğinden veya ihtarnamede ödeme için süre verilmişse bu sürenin bitiminden itibaren oluşur. İade talebinde bulunulmadan temerrüt faizi işlemez. Davacı takip başlatmadan önce davalıyı temerrüde düşürdüğüne dair dosyaya herhangi bir delil sunmamış olup bu durumda davacının takip öncesi fatura alacağı için faiz istenmesi de mümkün değildir.
Davacının takip öncesi davalıyı temerrüde düşürdüğüne dair delil sunamamasına bu durumda takip öncesi faiz talebinde bulunamayacağına göre davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 138.414 TL alacağının bulunduğu anlaşılmaktadır.Açıklamalar ışığında davalının istinaf talebinin kabulü ile Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/834 Esas 2022/480 Karar sayılı ilamının düzeltilerek ” Kayseri İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında başlatılan takibin takip tarihi itibariyle 138.414,00 TL asıl alacak üzerinden devamı ile fazlaya ilişkin talebin reddine, Kabul edilen asıl alacak miktarının %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine” şeklinde yeniden hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalının istinaf başvurusunun KABULÜ ile,
2-HMK’nın 353/1-b.2.maddesi gereğice KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 09/06/2022 tarih ve 2020/834 E – 2022/480 K sayılı nihai kararının KALDIRILMASINA,
Düzeltilerek yeniden karar verilmesine, buna göre;
3-“1-Kayseri İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında başlatılan takibin takip tarihi itibariyle 138.414,00 TL asıl alacak üzerinden devamı ile fazlaya ilişkin talebin reddine,
2- Kabul edilen asıl alacak miktarının %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine
3-Davacı tarafından yapılan 54,40 TL başvuru harcı, 1.687,44 TL peşin harç olmak üzere toplam 1.741,84 TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 9.455,00 -TL nispi karar ve ilam harcının davacıdan peşin olarak alınan 1.687,44-TL harçtan mahsubu ile bakiye eksik kalan 7.767,56-TL nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4- Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 2.674,64 TL nin davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 2.650,00TL sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin ise davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan gider avanslarından kullanılmayan miktarların HMK 333 uyarınca istekleri halinde ve karar kesinleştiğinde kendilerine iadesine.
6-Davacı lehine AAÜT uyarınca takdir olunan 21.762,10-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı lehine AAÜ T uyarınca takdir olunan 1.303,56 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen/ödenecek olan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 12,32 TL nin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
9-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen/ödenecek olan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 1.307,68 TL nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına, “
4-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yatırılan istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde istinaf başvurusunda bulunan davalıya iadesine,
5-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan 98,00 TL istinaf posta gideri ve 220,70TL istinaf yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı olarak yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 361/1 uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.12/10/2022