Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/2006 E. 2022/1932 K. 06.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2006
KARAR NO: 2022/1932
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/03/2022
NUMARASI: 2021/677 E. 2022/229 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Rücuen Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 06/10/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 07/10/2022
KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 18/03/2022 tarih ve 2021/677 E – 2022/229 K kararına karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; Dava dışı …’ın Özel Güvenlik Görevlisi olarak 13/10/2010 – 06/09/2019 tarihleri arasında Kayseri Şube Müdürlüğünde özel güvenlik işlerini yürütden çeşitli özel güvenlik şirketlerinde çalışmış ve en son çalıştığı … Ltd. Şti tarafından 06/03/2019 tarihinde iş akdinin feshedildiğini, toplamda 7.464,10-TL kıdem tazminatı toplu iş sözleşmesi farkı ödendiğini, 01/06/2016 – 15/06/2016 tarihi arasında doğrudan temin ile hizmet alımı yapıldığından bu süre kıdem tazminatının hesaplanmadığını, dava dışı …’ın 13/10/2010 – 31/12/2010 dönemi için … Ltd. Şti ile müvekkili idare arasında 30/12/2009 tarihli sözleşme imzalandığını, bu dönemdeki 78 günlük çalışmasına karşılık gelen kıdem tazminatının 963,30-TL olduğunu, 01/01/2011 – 31/12/2011 dönemi için … Ltd. Şti. İle müvekkili idare arasında 20/12/2010 tarihli sözleşme imzalandığını, bu dönemdeki 365 günlük çalışmasına karşılık gelen kıdem tazminatının 4.507,78-TL olduğunu, 01/01/2012 – 31/12/2013 dönemi için … Ltd. Şti. – … …LTd. Şti. – … Ltd. Şti iş oraklığı ile müvekkili idare arasında 21/12/2011 tarihli sözleşme imzalandığını, bu dönemdeki 730 günlük çalışmasına karşılık gelen kıdem tazminatının 9.015,55-TL olduğunu, 01/01/2014 – 31/12/2015 dönemi için … Ltd. Şti. … …Ltd. Şti. İş ortaklığı ile müvekkili idare arasında 27/11/2013 tarihli sözleşme imzalandığını, bu dönemindeki 730 günlük çalışmasına karşılık gelen kıdem tazminatının 9.015,55-TL olduğunu, 01/01/2016 – 15/03/2016 dönemi için … Ltd. Şti ile müvekkili idare arasında 29/12/2015 tarihli sözleşme imzalandığını, bu dönemdeki 75 günlük çalışmasın karşılık gelen kıdem tazminatı 926,26-TL olduğunu, 16/03/2016 – 31/05/2016 dönemi için … Ltd. Şti. – … …Ltd. Şti’nin oluşturduğu … iş ortaklığı ile müvekkili idare arasında 08/03/2016 tarihli sözleşme imzalandığını, bu dönemdeki 76 günlük çalışmasına karşılık gelen kıdem tazminatı 938,60-TL olduğunu, 16/06/2016 – 31/07/2016 dönemi için … Ltd. Şti. – … …LTd. Şti’nin … iş ortaklığı ile müvekkili idare arasında 13/06/2016 tarihli sözleşme imzalandığını, bu dönemdeki 45 günlük çalışmasına karşılık gelen kıdem tazminatı 555,75-TL olduğunu, 01/08/2016 – 31/08/2016 dönemi için … Ltd. Şti. – … …Ltd. Şti’nin … iş ortaklığı ile müvekkili idare arasında 20/07/2016 tarihli sözleşme imzalandığını, bu dönemdeki 30 günlük çalışmasına karşılık gelen kıdem tazminatı 370,50-TL olduğunu, 01/09/2016 – 31/10/2016 dönemi için … LTd. Şti. – … …Ltd. Şti’nin oluşturduğu …iş ortaklığı ile müvekkili idare arasında 29/08/2016 tarihli sözleşme imzalandığını, bu dönemdeki 60 günlük çalışmasına karşılık gelen kıdem tazminatı 741,00-TL olduğunu, 01/11/2016 – 31/08/2017 dönemi için … Ltd. Şti. – … …LTd. Şti.’nin oluşturduğu … iş ortaklığı ile müvekkili idare arasında 12/10/2016 tarihli sözleşme imzalandığını, bu dönemdeki 300 günlük çalışmasına karşılık gelen kıdem tazminatı 3.705,02-TL olduğunu, 01/09/2017 – 31/10/2017 dönemi için … Ltd. Şti – … …Ltd. Şti.’nin oluşturduğu … iş ortaklığı ile müvekkili idare arasında 22/08/2017 tarihli sözleşme imzalandığını, bu dönemdeki 60 günlük çalışmasına karşılık gelen kıdem tazminatı 741,02-TL olduğunu, 01/11/2017 – 31/08/2018 dönemi için … – … Ltd. Şti.’nin oluşturduğu … İş ortaklığı ile müvekkili idare arasında 04/10/2017 tarihli sözleşme imzalandığını, bu dönemdeki 300 günlük çalışmasına karşılık gelen kıdem tazminatının 3.705,02-TL olduğunu, 01/09/2018 – 16/02/2019 dönemi için … Ltd. Şti ile müvekkili idare arasında 28/06/2018 tarihli sözleşme imzalandığını, bu dönemdeki 185 günlük çalışmasın karşılık gelen kıdem tazminatının 2.284,77-TL olduğunu, dava dışı özel güvenlik görevlisi …’ın işten ayrıldığı tarihe kadar müvekkili kurum bünyesinde ihale ile özel güvenlik hizmetlerinde bulunan farklı şirketlerde görev aldığını, …’a ödenen kıdem tazminatı ve kıdem tazminatı TİS farkının isimleri belirtilen firmalarla imzalanan sözleşmeler gereği ödeme tarihinden itibaren uygulanacak sözleşme faiziyle-faiz belirtilmeyen sözleşmelerde ticari faiziyle birilket davalı şirketlerden sorumlulukları oranında müştereken ve müteselsilen rücuen tahsiline karar verilmesini, yargılama giderlerini ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … Şti. vekilinin cevap dilekçesinden özetle; Müvekkili şirketin güvenlik hizmeti alımına ilişkin ihaleyi kazanmasının ardından işyeri devri müessesine dayanarak …’ın bordosunun müvekkili şirketi geçtiğini, dava dışı işçinin müvekkili şirket nezdinde doğmuş olan kıdem tazminatı ve kıdem tazminatı fark alacağının olmadığını, davacının iddiasının aksine işyerinin tasfiyesinin ardından dava dışı işçinin müvekkili şirkete iadesi gibi bir durum söz konusu olmadığını, işyerinin tasfiyesi sebebiyle davacının ihale kapsamındaki projesi sona ermiş olması nedeniyle davacının sözleşmesinin bu sebeple konusuz kaldığını, dava dışı işçi, iş görme edimini davacı nezdinde yerine getirmiş ve davacının çalışan yetkililerin emir ve talimatları doğrultusunda, onların gözetiminde çalıştığını, dava dışı işçinin asıl işverinin davacı taraf olduğunu, işbu rücuen tazminat davasında müvekkili şirketin rücu edilen alacaklardan sorumluğunun olmadığını, davacı tarafından dava dışı işçi …’a ödenen kıdem tazminatı ve Tis ücret farkından kaynaklı kıdem tazminatı farkından müvekkili şirketten tahsili talebi ile ikame edildiğini, herne kadar davacı tarafından müvekkili şirketin ödemelerden taraflar arasında akdedilen hizmet alım sözleşmesi gereğince sorumlu olduğu iddia edilmekte ise de, davacı ile müvekkili şirket arasında akdedilen sözleşmede dava dışı işçilere ödenen işçilik alacağı ödemelerinden müvekkili şirketin sorumlu olduğunu ilişkin hüküm bulunmadığını, dava dışı işçinin iş akdinin davacının talimatı uyarınca feshedildiğini bu sebeple talep edilen kıdem tazminatı ve TİS kıdem farkının davacı tarafından ödenen kısmından müvekkili şirketin sorumlu olmadığını, müvekkili şirket tarafından imzalanmış herhangi bir toplu iş sözleşmesinin bulunmadığını belirterek haksız ve yersiz açılan davanın reddine, kabul anlamına gelmemek kaydıyla faiz başlangıç tarihin dava tarihi olarak kabul edilmesine, toplu iş sözleşmesi kıdem tazminatı fark ödemesinden müvekkili şirketin sorumluluğu bulunmadığından kıdem tazminatı fark ödemesi talebinin reddine, dava dışı işçinin iş akdi davacının emir ve talimatları sonucu feshedildiğinden kıdem tazminatı ödemesinden müvekkili şirketin bir sorumluluğunun olmadığının kabulü ile kıdem tazminatı ödemesi talebinin reddine, talep edilen alacaklardan müvekkili şirketin sorumlu olduğu kanaatine varılacak ise davacının alacaklardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğuna karar verilerek yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir. … Ltd. Şti. Ve … Ltd. Şti. Ve … Ltd. Şti. Vekilinin cevap dilekçesinden özetle; Müvekkilleri şirketi le davacı arasında imzalanan hizmet sözleşmelerinde yetkili yer belirlendiğini ve yetkili yer sözleşmesi yapıldığını, buna göre taraflar arasında çıkacak herhangi bir uyuşmazlıkta yetkili yer Mahkemesi’nin Ankara Mahkemeleri olduğunu, yetkisiz açılan işbu davanın öncelikle yetkisizlik nedeniyle reddi gerektiğini, davacının yapmış olduğu ödemelerden işbu dava ile haberdar olduklarını, alacaklanın zararını tanzim eden davacının müvekkilleri şirkete rücu ettiğini, ancak herhangi bir ihbar ve bildirimde bulunulmadığını, müvekkili şirketin davacıdan ihale ile iş aldığını, ihaleyi kazanan müvekkili şirketlerin mevcut işçilerle çalışmaya devam ettiğini, ancak davacının ihaleye çıktığı işçi sayını depoları kapatarak zamanla düşürdüğünü, daha sonra işçileri müvekkili şirkete işten çıkarmadıklarını iade ettiklerini beyan ederek hakkı kötüye kullandıklarını, müvekkili şirket ile davacı arasında imzalanan sözleşmelerin ya da teknik ve idari şartnamelerin hiç birisinde asıl işverenin işçilik alacakları yönüyle müvekkili şirkete rücu edebileceği yönünde bir düzenleme bulunmadığını, ayrıca davacının alacak taleplerinin zamanaşımına uğradığını, rücu imkanının bulunmadığını belirterek her türlü hakları saklı kalmak kaydıyla haksız ve hukuka aykırı açılan işbu davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkeme kararında “… Taraflar arasındaki uyuşmazlık, işçiye ödenen bu tazminattan hangi tarafın veya tarafların ne oranda sorumlu olduklarına ilişkindir. Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine bakılmalı, aynı sözleşmelerden kaynaklanan uyuşmazlıkla ilgili verilmiş mahkeme kararları ve genel hukuk prensipleri dikkate alınarak bir sonuca gidilmelidir. Sözleşme ve eki şartnamelerde sorumluluğa ilişkin bir düzenleme bulunmadığı hallerde, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 01/06/2020 gün ve 2019/654 Esas – 2020/1832 Karar sayılı ilamında ve diğer yerleşik uygulamalarında da belirtildiği üzere davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir. Mahkememizce alınan 17/01/2022 havale tarihli bilirkişi raporunda I.durumda yapılan hesaplamada, teknik şartnamelerin 17.5 ve 14.6-3 maddelerinde davalı yükleniciler tarafından yerine getirilecek yükümlülükler arasında kıdem tazminatının hariç tutulması nedeniyle 01/01/2016 tarihinden sonra imzalanan hizmet alım sözleşmelerinden dolayı yüklenicilerin sorumlu tutulamayacağı gözetilerek hesaplama yapıldığı,bu hesaplamanın Mahkememizce dosya kapsamında bulunan delillerle uyumlu bulunduğu, bilirkişi raporu, taraflar arasındaki sözleşmeler ve dava dışı işçiye ödenen tazminat miktarı gözönünde bulundurularak açılan davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. Açılan davanın kısmen kabul kısmen reddi ile; 4.373,39-TL’nin 21/03/2019 tarihinden 1.087,90-TL’nin 02/08/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … Ltd. Şti.’den alınarak davacıya ödenmesine, 7.172,75-TL’nin 21/03/2019 tarihinden 1.784,25-TL’nin 02/08/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılar … Ltd. Şti. ile … …Ltd. Şti. ve … Ltd. Şti.’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, 7.172,75-TL’nin 21/03/2019 tarihinden 1.784,25-TL’nin 02/08/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılar … Ltd. Şti. ile … …Ltd. Şti.’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,…” şeklinde karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 01.01.2016 tarihi sonrası sözleşme dönemlerine ait teknik şartnamelerde bulunan “Kullanımı gereken kılık, kıyafet, gereç ve donatım kullanımına tahsis edilecek gereçlere ilişkin yüklenicinin yükümlülükleri” başlıklı 17/5. ve bazı teknik şartnamelerde “Yüklenicinin sorumluluk esasları” başlıklı 14/6. Maddesindeki düzenleme Taşeron firmanın çalıştırdığı işçiye karşı sorumluluğunu düzenlediğini, 4857 sayılı İş Kanunun 112. Maddesi ve Kamu İhale Kanununa Göre İhale Edilen Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmet Alımları Kapsamında İstihdam Edilen İşçilerin Kıdem Tazminatlarının Ödenmesi Hakkında Yönetmenlik hükümleri gereğince kıdem tazminatını ödemeleri gerektiğinden bu maddelerde (kıdem tazminatı hariç olmak üzere) ibaresinin bulunduğunu, bu maddelerdeki düzenlemelerin taşeron firmanın çalıştırdığı işçilerine karşı olan yükümlülüklerini düzenlediğinden ödedikleri kıdem tazminatının rücu edilmesine engel teşkil etmediğini, nitekim; aynı Teknik Şartnamelerdeki bazılarında 15/5., bazılarında 14/5.maddelerindeki “ İş, sosyal güvenlik ve diğer ilgili mevzuat uyarınca yüklenici istihdam edilen özel güvenlik görevlisinin işvereni olarak kabul edilecek ve mevzuattan doğan bütün borç ve yükümlülükler ile istihdam edilen tüm özel güvenlik görevlisinin özlük, yıllık ücretli izine ilişkin hakları ile ilgili kanun ve bunlara ilişkin tüzük, yönetmenlik ve tebliğlerle belirlenmiş tüm yükümlülükler yüklenici tarafından yerine getirilecektir.” hükmünde kanunların işverene yüklediği tüm yükümlülüklerden taşeron firmaların sorumlu olacağının düzenlediğini, bu hükme göre davalı şirketlerin kıdem tazminatından da sorumlu bulunduğunu, ayrıca; sözleşme ve eki teknik şartnameler ile Kamu İhale Kurumu Genel Tebliği hükümlerine göre ve ayrıca İş Kanunu ve Borçlar Kanunu hükümlerine göre kıdem tazminatından asıl işveren olan davalı şirketlerin sorumlu olduğunu, bu hususta YARGITAY 23. Hukuk Dairesinin 2017/732 Esas, 2020/2372 Karar 01.07.2020 tarihli kararında verdiği;”İsçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hususları nazara alındıgında davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir.” hükmüne göre de sözleşmelerde işçilik alacaklarından sorumlu olduklarına ilişkin hüküm bulunmadığından kıdem tazminatından yüklenici şirketlerin sorumlu olduğunu, davayla benzer bir davada; Teknik Şartnamede (Kıdem tazminatı hariç olmak üzere) ibaresi bulunmasına rağmen mahkemece “bu noktada Hizmet Alımlarına Ait Tip Sözleşmenin 8 inci maddesi gereği Hizmet İşleri Genel Şartnamesine öncelik verilmesi gerektiği” gerekçesiyle davanın kabulüne karar verildiğini, gerekçeli kararın 10.maddesinde; Davalılar … Ltd. Şti. ile … …Ltd. Şti. ve … Ltd. Şti. kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden davalılar lehine A.A.Ü.T. 13/1. Maddesi uyarınca 5.100,00-TL maktu vekalet ücreti takdirine, takdir edilen vekalet ücretinin davacıdan alınarak işbu davalılara verilmesine, ” ayrıca gerekçeli kararın 11.maddesinde de;”Davalı … Ltd. Şti. kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden davalılar lehine A.A.Ü.T. 13/1. Maddesi uyarınca 2.284,77-TL nispi vekalet ücreti takdirine, takdir edilen vekalet ücretinin davacıdan alınarak işbu davalılara verilmesine, “şeklinde hüküm kurulmuş olup davalılar aleyhine iki adet vekalet ücretine hükmedildiğini, tek bir vekalet ücretine hükmedilip, davalılara oransal paylaşım yapılması gerekirken iki adet vekalet ücretine hükmedilmesinin kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek yerel mahkeme kararının, istinaf dilekçesinde belirttikleri gerekçelerle ortadan kaldırılarak talepleri doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: H.M.K 355. Maddesi gereğince inceleme Kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmıştır. Dava, taraflar arasında imzalanan hizmet sözleşmesinden kaynaklı rücuen tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre,
– 4.373,39-TL’nin 21/03/2019 tarihinden 1.087,90-TL’nin 02/08/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … Tic. Ltd. Şti.’den alınarak davacıya ödenmesine,
2- 7.172,75-TL’nin 21/03/2019 tarihinden 1.784,25-TL’nin 02/08/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılar … Ltd. Şti. ile … …Ltd. Şti. ve … Ltd. Şti.’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
3-7.172,75-TL’nin 21/03/2019 tarihinden 1.784,25-TL’nin 02/08/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılar … Ltd. Şti. ile … …Ltd. Şti.’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
4-Fazlaya ilişkin istemin reddine, ” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
Mahkemece Davalı … Ticaret Limited Şirketi hakkında açılan dava hakkında olumlu yada olumsuz bir karar verilmediği ancak gerekçeli kararda davalı şirket lehine A.A.Ü.T. 13/1. Maddesi uyarınca 2.284,77-TL nispi vekalet ücreti takdirine karar verdiği görülmüştür.
Hizmet alım sözleşmeleri; ihale şartları ile belirlenen işin sözleşmede kararlaştırılan bedel ile yapılmasının üstlenildiği sözleşmelerdir. Bu sözleşme türünde yüklenicinin edimi, hizmetin kendi işçisi ile yerine getirilmesi, işverenin edimi ise sözleşme bedelinin ödenmesidir. Sözleşme kapsamında yapılması gereken iş yüklenici işçisi tarafından yerine getirilecektir. İş aktinin yüklenici ile işçi arasında yapıldığı hususu ihtilaflı değildir. SGK kayıtları da bu hususu doğrulamaktadır. Hizmet alımı tip sözleşmelerinde işverenin, yüklenici tarafından çalıştırılan işçinin ücretinin ödenmesi, sosyal haklarının takibi gibi denetim dışında işçiye karşı bir sorumluluğu yoktur. İşveren ile yüklenicinin İş Kanunu’na göre işçiye karşı müteselsilen sorumlu olmasına rağmen rücu ilişkisinde taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uygulanması sözleşme hukukunun en temel ilkelerindendir.
İşçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hususları nazara alındığında davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir.
Hizmet alım ihaleleri aynı yüklenici tarafından alındığı gibi, değişik yükleniciler tarafından da alınabilmektedir. Bu halde işyeri devri suretiyle işçiler yeni yükleniciye devredildiği için hizmet akitleri kesintiye uğramadan devam etmekte ve işçilik alacakları da bu doğrultuda hesaplanmaktadır.
İşçiye ödenen kıdem tazminatı iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanmakta olup bu kıdem tazminatının tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak yükleniciler işverene karşı sorumludurlar.
Yıllık izinler kullanılmadığı taktirde iş sözleşmesinin feshi ile ücrete dönüşmektedir. Sözleşmeyi feshedenin son yüklenici olduğu ve yıllık izinlerinde bu fesih ile ücrete dönüştüğü gözönüne alındığında yıllık izin ücretinden son yüklenici sorumlu olacaktır.
İhbar tazminatından son işveren sorumludur. Bunların dışında hafta tatil ücreti, ücret alacağı, fazla mesai ücreti gibi işçiye ödenen tazminatlardan yükleniciler işverene karşı işçiyi çalıştırdıkları dönemle sınırlı olarak sorumlu olacaklardır.
İşveren tarafından bu ödemelerin feri mahiyetinde yapılan ödemeler de ayrı esasla yüklenicilerden tahsil edilebilecektir.
Yükleniciler aleyhine açılan rücu davalarında ayrı sözleşmelerle hizmet ifa eden yükleniciler mecburi dava arkadaşı olmadığı gibi borçtan müteselsilen sorumlu olacaklarına ilişkin kanun hükmü veya sözleşme bulunmamaktadır. Bu nedenle alacak davalarında her davalı aleyhine ayrı tahsil hükmü kurulmalıdır.(23. HD 2019/2339 Esas 2021/225 karar,: 2019/2341 Esas 2021/197 Karar)
Öte yandan davalı iş verenin dava açılmadan önce temerrüde düşmediği, açılan rücuen tazminat davasıyla temerrüde düştüğü göz önünde bulundurulmalıdır. (23. Hukuk Dairesi 2017/2165 Esas 2020/3172 Karar)
Mahkemece 17.01.2022 tarihli rapor aldırılmış olunup raporun 01.01.2016 tarihi öncesi çalışmalara ilişkin dönemden dolayı yüklenici ile işverenin çalıştırdıkları dönemle sınırlı olmak üzere 01.01.2016 tarihinden sonraki dönem için ise asıl iş verenin sorumlu olacakları yönünde terditli hesaplama yapıldığı görülmüştür.
Bahse konu rapor incelendiğinde;
Davacı kurum/işveren ile davalı yükleniciler …Ltd. Şti arasında 01/01/2016-15/03/2016 dönemi için 29/12/2015 tarihli, …
Tic. Ltd. Şti. … …Ltd. Şti. Ortaklığı arasında 14/06/2016-31/07/2016 dönemi için 13/06/2016 tarihli, … Ltd. Şti. … Ltd.Şti ortaklığı (…) arasında 01/08/2016-31/08/2016 dönemi için 29/08/2016 tarihli , … …Ltd. Şti., … Ltd. Şti. Ortaklığı arasında 01/11/2016-31/08/2017 dönemi için 12/10/2016 tarihli, … …Ltd.Şti.ortaklığı (…) arasında 01/11/2017-31/08/2018 dönemi için 04/10/2017 tarihli, …Ltd.Şti arasında 01/09/2018-31/08/2019 dönemi için 28/06/2018 tarihli Hizmet Alım sözleşmeleri yapıldığı sözleşmenin eki olan Teknik Şartnamelerin 14.6-3 maddesi ile 17.5. Maddesinde (bir kısım teknik şartnamelerin E.6-3maddesi ile F.4 maddesinde) yüklenici tarafından yerine getirilecek yükümlülükler arasında kıdem tazminatının hariç tutulduğu anlaşılmakla, söz konusu dönem için işçiye çalıştırılan davalı yüklenicilerin davacı kurum tarafından ödenen kıdem tazminatı sebebiyle sorumluluğu bulunmadığının belirtildiği görülmüştür.
Belirtilen hesaplama taraflara arasında imzalanan sözleşme ve eki teknik şartname ile Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen 2019/2339 Esas 2021/225 karar, 2019/2341 Esas 2021/197 Karar sayılı içtihatlarına uygun olup raporun bu anlamda hükme esas alınabilecek mahiyette olduğu görülmüştür.
Mahkemece aldırılan 17/01/2022 tarihli rapor, iddia savunma ve HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf başvurusu sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda davacı tarafın red edilen kısıma yönelik söz konusu istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Bununla birlikte Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 3/2 madde hükmünde; Müteselsil sorumluluk da dahil olmak üzere, birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek, ret sebebi ayrı olan davalılar vekili lehine ise her ret sebebi için ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmolunur. ” Düzenlemesi mevcut olup davalı … limited şirketi hakkında davanın red edildiği, diğer davalılar ile davalı … Limited Şirketinin red nedeninin ortak olmadığı görülmekle ilk derece mahkemesinin istinafa konu edilen nihai kararının HMK’nın 353/1-b.1.maddesi gereğince usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu değerlendirilerek davacının istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 18/03/2022 tarih ve 2021/677 E – 2022/229 K sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 80,70 harcın yatırılan 400 TL peşin harçtan aynen mahsubu ile bakiye artan 319,30 TL nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4 maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan incelemeyle H.M.K’nın 362/1 maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 06/10/2022