Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/2002 E. 2022/2103 K. 13.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2002
KARAR NO: 2022/2103
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/06/2022
ESAS NO: 2020/773
KARAR NO : 2022/443
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 13/10/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 13/10/2022
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı … ve …’nin söz konusu tazminattan kazaya sebebiyet veren aracın sürücüsü/ adına kayıtlı olması dolayısıyla borcun tamamından sorumlu olduklarını, şirketçe görülen lüzum üzerine davalının ödeme planına uygun ödemede bulunmaması nedeniyle tazminat ilişkisi ihtarname ile kat edilmiş ve borcun ödenmesi için kendisine yapılan ihtarların cevapsız kalmış olduğunu, uyarılara rağmen borç ödenmemiş olup takip tarihi itibariyle toplam 423.178,10 TL ’ye ulaşan borç için icra takibi yapılmış ve davalı takibe borcu olmadığını belirterek haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olarak ve sadece alacağın tahsilini geciktirmek amacı ile, borca ve ferilerinin tamamına itiraz etmiş olduğunu, davalı tarafından yapılmış olan itirazın yerinde olmadığından dava açıldığını, borçlular … ve …’nin Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … E. sayılı dosyasına vaki itirazının iptali ve takibin devamını temin etmek üzere itirazın iptali davası açılmadan önce 6102 Sayılı TTK’nun 5/A maddesi gereğince yasal olarak arabuluculuğa başvurulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını belirterek itirazın iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının başlatmış olduğu icra takibinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacı tarafından davalılar aleyhine açılan davayı kabul etmediklerini, davanın davalı … şirketinin rücuan tazminat talebine ilişkin takibe yapılan itirazın iptali davası olduğunu, davalıların böyle bir borcu bulunmadığını, mevzuatta çeşitli alanlarda yaptırılması zorunlu sigorta türlerine yer verilmiş olduğunu, Özel sigorta hukuku alanında sigorta sözleşmesi yapma zorunluluğunun amacının, ortaya çıkabilecek mal veya can zararlarının ödenmesini sağlamak olduğunu, bu sigortanın amacının, trafik kazaları nedeniyle üçüncü kişilerin uğrayacakları zararların kolayca temin edilmesi ile sigorta yatıranın kaza riskine karşı ekonomik bakımdan korunması olduğunu, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasını yapan sigortacının işletenin sorumluluğunu üstlenmekte olduğunu, huzurdaki davada davalının davalılara Rücu Hakkı bulunmadığını, davalıların kazanın oluşumuna sebebiyet verecek doğrudan veya dolaylı bir kusur ya da eylemleri bulunmadığın, dava dilekçesi ekinde sunulan kaza tespit tutanağında atfedilen kusur oranlarını kabul etmediklerini, yeniden inceleme yapılması gerekmekte olduğunu, yine davacının dilekçesi ekinde sunduğu tespit tutanağında davalının alkollü araç kullanması sebebi ile kusurlu olduğu bu sepele davacı … şirketinin ödediği tazminat tutarını rücuen davalılardan talep ettiği görülmekte olduğunu, bu durumu kabul etmediklerini, davalının söz konusu kazanın olduğu gün alkol almamış olduğunu, sigortacının rücu hakkının doğumu için kazanın salt (münhasıran) alkolün etkisiyle meydana gelmiş olmasının gerekmekte olduğunu, tek başına sürücünün alkollü olmasının sigortacıya rücu hakkı vermediğini, aracı sürenin, alkolün tesiri altında olup, güvenli sürme yeteneğini kaybetmiş olması halinde, meydana gelen kazanın sürücünün alkollü oluşunun bir sonucu olması gerekmekte olduğunu, hasarın teminat dışı kalabilmesi için kazanın meydana geliş şekli itibariyle sürücünün salt (münhasıran) alkolün etkisi altında kaza yapmış olması gerekmekte olduğunu, diğer bir anlatımla sürücünün alkollü olması tek başına hasarın teminat dışı kalmasını gerektirmediğini, üstelik, böyle bir durumda hasarın teminat dışı kaldığının ispat yükünün TTK gereğince davacı sigortacıya düşmekte olduğunu, yargıtay’ın yerleşik uygulamalarında; mahkemece nöroloji uzmanı, hukukçu ve trafik konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulu aracılığıyla olayın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurlarında olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması gerekmekte olduğunu, davacı tarafından davalılardan talep edilen icra takibine konu miktarın fahiş olduğunu, davalıların maddi olarak yıkımına yol açacak nitelikte olduğunu, tazminat hesaplarının Yargıtay’ca belirlenen ilkelere göre yapılması zorunlu olduğunu belirterek davanın reddi ile tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:Tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; “… Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; her ne kadar davacı tarafça kaza esnasında alkol kullanılmış olması nedeni ile davalılardan rücu alacağı olduğu belirtilerek takip yapılmış ve takibe itiraz edilmesi üzerine mahkememizde dava açılmış ise de, delillerin toplanmasından sonra bilirkişi heyetinden 11/04/2022 tarihli rapor alınmış olup, raporda davalı …’nun kaza sırasında alkollü olduğu ve bu alkol miktarının 0,635 promil olduğu, bununda bazı insanlarda bulgu bile vermeyeceği, dolayısıyla kazanın salt alkolün etkisi ile meydana geldiğinin kabulünün mümkün görülmediği belirtilmekle, davalının kanında tespit edilen alkol miktarı yasal alkol sınırı olan 0,5 promilin üzerinde ise de kazanın salt alkolün etkisi ile gerçekleşmesini gerektirecek ölçüde durumun olmadığının anlaşılması ile yerleşik Yargıtay kararları gereğince davacı … şirketinin davalılara rücu şartlarının oluşmadığı değerlendirilerek davanın reddine, davalı tarafça takibin haksız ve kötü niyetle yapıldığı ispat olunamadığından davalı tarafın tazminat talebinin İ.İ.K Madde 67/2 gereğince reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.-Davanın REDDİNE, -Davalı tarafça takibin haksız ve kötü niyetle yapıldığı ispat olunamadığından davalı tarafın tazminat talebinin İ.İ.K Madde 67/2 gereğince reddine, …” şeklinde karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı tarafından yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ :Davacı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davalılar aleyhine Kayseri Genel İcra Dairesi … E. Sayılı dosyası ile müvekkil şirket alacağı için icra takibi yapıldığını, davalılar söz konusu takibe, asıl alacağa, ferilerine itiraz ettiklerini, Borçlu/Davalıların itirazları üzerine iş bu davanın açıldığını, Yapılan yargılama sonucunda davanın reddine” şeklinde karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından verilmiş olan karar hak ve hakkaniyete aykırı olup istinaf dilekçeleri doğrultusunda kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini , yazılı ve sözlü beyanlarında da belirttiğimiz gibi somut olayda … 2918 sayılı K.T.K m.52/1-b kural ihlali (hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak) ve m.84/g (KOD 7) yani şeride tecavüz asli kural ihlali atfedildiğini Atfedilen %100 kusur oranı ve ihlaller göz önüne alındığında bu ihlallerin gerçekleşme sebebiyeti bakımından münhasıran alkolün etkisi olduğu açık olduğunu, Davaya konu olayda ise davalıya detaylı dahili muayene yapılmadığından eksik inceleme ile hüküm kurulmuş olup kararın bu nedenle de kaldırılması gerektiğini, ayrıca yukarıda anılan kararda(Yargıtay 17. HD 2017/1577 E. 2019/9897 K.) %25 kusurun tamamen kişinin alkollü olması nedeniyle verilirken somut olayda araç sürücüsüne atfedilen %100 kusur oranının münhasıran alkol etkisi dışında gerçekleştiğinden söz edilemeyeceğini Yerel mahkeme kararı bu yönüyle de hak ,hakkaniyet ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu arz ve izah edilen nedenlerle, ilgili kazanın oluş sebebi, münhasıran alkol etkisiyle gerçekleştiğini araç sürücüsü alkollü araç kullanması sebebiyle 2918 sayılı KTK uyarınca hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uymama maddesini de ihlal ettiğini dolayısıyla Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası B.4.c bendine göre müvekkil sigorta şirketinin araç sürücüsü … ve ayrıca … plakalı aracın ruhsat sahibi …’ye karşı rücu hakkı doğmuş olduğunu, Öncelikle tehiri icra taleplerinin kabulü ile talep yönünde süre verilmesini ; yapılacak inceleme sonucunda hak-hakkaniyet, usul-yasa ilkeleri ve Yargıtay emsal kararı ile de bağdaşmayan ilk derece mahkeme kararının kaldırılması ve yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir .
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:HMK’nın 355. maddesine göre “İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.Dava, itirazın iptali talebine ilişkindir.Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının talebinin dayanağı olan sigorta sözleşmesi kapsamında davalılardan rücuen ödediği tazminatların tahsil edilebilmesi için Z.M.M.S genel şartları kapsamında sigortalı aracın sürücüsünün salt alkolün etkisi altında araç sevk ve idaresi sırasında zararın meydana gelmesi gerektiği, yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre zarara sebebiyet veren kazanın araç sürücüsünün salt alkolün etkisi altında olması sebebiyle meydana geldiğinin nöroloji alanında uzman bilirkişiden bu hususta alınacak raporla tespiti gerektiği, dosya kapsamında alınan raporun ise Adli Tıp uzmanı tarafından düzenlendiği ve hüküm kurmaya yeterli ve elverişli olmadığı anlaşılmakla, belirtilen hususta nöroloji uzmanı hekimden rapor alınmaksızın karar verildiğinden eksik incelemeyle karar verilmesi nedeniyle davacı istinafı yerinde görülmüş, HMK’nın 353/1-a.6.maddesi gereğince kararın kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye geri gönderilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
2-HMK’nın 353/1-a.6 md. gereğince, KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 01/06/2022 tarih ve 2020/773 E – 2022/443 K sayılı kararın KALDIRILMASINA,
3-HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle yukarıda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra sonucuna göre esastan bir karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye geri GÖNDERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yatırılan 80,70TL istinaf karar harcının talebi halinde davacıya iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmalı olarak yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf yoluna başvurma harcının ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
7-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4 maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dava dosyası üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince, KESİN olarak oybirliği ile karar verildi.13/10/2022