Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/2001 E. 2022/2051 K. 12.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/2001
KARAR NO: 2022/2051
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/06/2022
ESAS NO: 2021/762
KARAR NO: 2022/573
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 12/10/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 13/10/2022
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/06/2022 tarih ve 2021/762 Esas – 2022/573 sayılı kararı davalı vekili tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı eczacı olup … ‘de görev ifa etmekte olduğunu, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı tarafından 25.03.2021 tarihind… Sayılı evrak ile davacı aleyhine 21.577,60 TL kesinti uygulanmış olduğunu, ilgi sayılı evrak gereğince “yabancı ülke vatandaşlarının; genel sağlık sigortalısı veya genel sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kişi sayıldığı tarihten önce mevcut olan kronik hastalıkları, kurumca finansmanı sayılmayacak hizmetler olarak belirtilmiş ve davacı aleyhine haksız ve hukuka aykırı olarak kesinti uygulanmış olduğunu, davacı aleyhine kesinti yapılan reçetenin tarihi 13.09.2019 olup davacının o dönemde davalı şirket TEB Eczane Paket Poliçesi bulunmakta olduğunu, TEB Eczane Paket Poliçesi ile davacı… poliçe numarası ile 06.09.2019-10.02.2020 tarihleri arasında davalı şirket tarafından sigortalanmış olduğunu, davacı tarafından davalı şirkete başvurulmuş olup kesinti bedeli talep edilmiş olduğunu, davalı şirket tarafından 23.06.2021 tarihli … Dosya numaralı cevabi yazısıyla davacının talebi reddedilmiş olduğunu, davalı şirket tarafından davacıdan kesinti yapılan 13.09.2019 tarihindeki … numaralı poliçeye göre değerlendirme yapılmamış olup 01.02.2021 – 01.02.2022 tarihlerini kapsayan … numaralı poliçe gereğince değerlendirme yapılarak davacının talebi reddedilmiş olduğunu, davacı, davalı şirket ile arasında bulunan poliçe gereğince üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmesine rağmen davalı şirketçe poliçeye aykırı davranılarak davacıya herhangi bir ödeme yapılmaması açıkça hukuka aykırı olduğunu, huzurdaki davaya konu 21.577,60 TL kesinti bedeli yasal faiziyle 30.05.2021 ve 15.06.2021 davacı kurum alacaklarından tahsil edilmiş olduğunu, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı tarafından yapılan kesinti bedeli sigorta poliçesi tarafından davalı şirket tarafından ödenmesi gerekli olduğunu ancak davalı şirketçe davacıya bir ödeme yapılmadığı gibi davacının talebi de haksız ve hukuka aykırı olarak reddedilmiş olduğunu, davacı tarafından 24.09.2021 tarihinde dava şartı olarak arabuluculuk yoluna başvurulmuş, yapılan görüşmeler neticesinde anlaşma sağlanmamış olduğunu, davacının uğradığı zararın poliçe kapsamında davalı şirketçe tazmini amacıyla iş bu davayı açma zarureti hasıl olmuş olduğunu belirterek davacıdan haksız ve hukuka aykırı olarak fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 18.340,96 TL kesinti bedelinin davalı şirket tarafından kesinti tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle davacıya ödenmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacıya ait eczane, davalı sigorta şirketi tarafından 06.09.2019-10.02.2020 vade tarihli, … numaralı TEB Eczane Paket Sigorta Poliçesi ile sigortalanmış olduğunu, davacı talebinin, davalı sigorta şirketi tarafından tanzim edilen sigorta poliçesi teminatı dışında kaldığından ötürü reddi gerekmekte olduğunu, davanın yetkili mahkemede açılmamış olduğunu, davalı sigorta şirketinin merkez adresi “ … Cad. N: … … İstanbul” olup davada, davalının ikametgah adresinin bağlı olduğu mahkemede açılmasını düzenleyen genel yetki maddesi gereği İstanbul İcra Müdürlükleri ve Mahkemelerinin yetkili olduğunu bu nedenle dava konusu dosyada yetkisizlik karar verilerek dosyanın yetkili İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesine karar verilmesini talep ettiklerini, ayrıca dava konusu poliçe Ankara da tanzim edilmiş olup Kayseri Ticaret Mahkemeleri davaya bakmaya hiçbir şekilde yetkili olmadığını, davacının belirsiz alacak davası açmasının mümkün olmadığını, davacı dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 18.340,96-TL tazminat talebinde bulunmuş olduğunu, davacı alacak davasını, HMK m. 107’de düzenlenen “belirsiz alacak davası” şeklinde açmış olduğunu, kesinlikle davacının taleplerinin kabulü anlamına gelmemek kayıt ve şartıyla; huzurdaki dava eda davası olup, davacının uğradığı zararda belirli olduğundan davacı tarafın belirsiz alacak davası açmasında hukuki menfaati bulunmamakta olduğunu, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 13.01.2014 tarihli 2013/15619 E. 2014/122 K. sayılı kararının bu kapsamda dikkate alınması gerektiğini, davacının talebinde haklı olduğunun kabulü anlamına gelmemek kayıt ve şartıyla; yukarıda izah edildiği üzere ve emsal kararlar doğrultusunda davacının belirsiz alacak davası açmasında hukuki yararının bulunmadığından belirsiz alacak davası olarak açılan huzurdaki davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini talep ettiklerini, dava konusu tazminat talebi, sigorta poliçesi teminatı kapsamında olmadığını, SGK tarafından … tarihinde “…yabancı ülke vatandaşlarının, genel sağlık sigortalısı veya genel sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kişi sayıldığı tarihten önce mevut olan kronik hastalıkları kurumca finansmanı sağlanmayacak hizmetler olarak belirtilmiş olduğu” gerekçesiyle, … sayılı evrak ile davacı aleyhine uygulanan 21.577,60-TL kesintinin ilgili poliçe kapsamında karşılanması talebiyle huzurdaki dava açılmış olduğunu, 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun Kurumca Finansmanı Sağlanmayacak Sağlık Hizmetleri başlıklı 64/c maddesi “…yabancı ülke vatandaşlarının, genel sağlık sigortalısı veya genel sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kişi sayıldığı tarihten önce mevut olan kronik hastalıkları” hükmünü içermekte olduğunu, anılan yasal düzenleme, SGK tarafından eczanelere bildirilmiş ve eczaneler ile SGK arasında kullanılan Medula Eczane Sisteminde de 03.05.2019 tarihinde gerekli düzenleme yapılmış olduğunu, ilgili düzenleme uyarınca sisteme girilen reçetenin, mevzuata ve Türk Eczacılar Birliği ile SGK arasında yapılan protokole aykırı olması halinde sistem uyarı vermekte olduğunu, kan hastalıklarının tedavisinde kullanılan ilaçların yüksek bedelli olmasından ötürü reçeteler eczaneler tarafından “sıralama usulüne” göre karşılanmakta olduğunu, yani bu sınıf reçetelerin her ay farklı bir eczane tarafından karşılanması, hastanın geçerli sağlık kurulu raporunun bulunması gerekmekte olduğunu,(C Grubu Sıralı İlaç kategorisinde) Hemofili hastalarının ilaçlarının ne şekilde sisteme girileceği, SGK tarafından karşılanmasının koşulları Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinin İlaç başlıklı 4. maddesi ile Faturalandırma ve Ödeme başlıklı 5.maddesinde ayrıntılı olarak açıklanmış olduğunu, Eczacıların, Bakanlık, Kurum, İl Sağlık Müdürlüğü, Türk Eczacılar Birliği vb. tarafından yapılan duyuruları, emir ve talimatları bilme ve gereğini yapma zorunluluğu bulunmakta olduğunu, oysa ki Sosyal Güvenlik Kurumundan davaya konu işlem dosyanın talep edilmesi halinde de görüleceği üzere davacının yasa ve yönetmeliklere aykırı işlem yaptığını, reçete girişi esnasında Medula sistemi tarafından uyarı verilmesine rağmen işleme kasıtlı olarak devam edilmiş olduğunu, bu şekilde sisteme girişi yapılan reçeteler SGK tarafından “yersiz reçete” olarak ifade edilmekte ve sigorta poliçesi kapsamı dışında kalmakta olduğunu, davacı adına tanzim edilen sigorta poliçesi ile Sosyal Güvenlik Kurumu Rücuları başlıklı ek teminat verilmiş olduğunu, ilgili teminatın İstisnalar başlıklı bölümünde “İş bu poliçe Mesleki Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında yer alan kapsam dışı haller ile genel şartların ek sözleşme ile kapsama alınabilecek zarar ve giderlere ilişkin düzenlemelerine ilave olarak … aşağıda açıklanan özel şartlardan kaynaklanan sorumluluk ve zararları karşılamaz” hükmü yer aldığını, Mesleki Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının Teminat Dışında Kalan Haller başlıklı A.3. maddesi gereği aşağıda ki talepler teminat kapsamı dışındadır; a. Sigortalının, poliçede belirlenmiş ve sınırları hukuk kuralları veya etik kurallar ile tespit edilen mesleki faaliyeti dışındaki faaliyetlerinden kaynaklanan tazminat talepleri, b. Mesleki faaliyetin ifası sırasında sigortalı tarafından kasten sebep olunan her tür olay ile davranışları Ayrıca sigorta poliçesinin İstisnalar başlıklı 9. Maddesin de “Hileli ve muvazalı satışlardan kaynaklanan sorumluluk halleri” de teminat kapsamı dışında sayılmış olduğunu, davacının bu eylemi TTK da Sigortalının Yükümlülükleri başlığı altında düzenlenen amir hükümlere de aykırılık teşkil etmekte olduğunu, hukuka aykırı iş ve işlemlerinin teminat kapsamına alınması mümkün olmadığını, yukarıda izah edildiği ve SGK tarafından gönderilecek dosya kapsamında da sabit olacağı üzere davacı tarafın yaptığı işlem yasa, yönetmelik ve tebliğlere aykırı olup davacının tazminat talebinin poliçe teminatı kapsamı dışında kaldığından ötürü reddi gerekmekte olduğunu, dava konusu tazminat talebinin poliçe teminatı kapsamında kaldığının kabulü anlamına gelmemek kaydıyla aksi durumun varlığı halinde dahi; sigorta poliçesinde yer alan hasar durumunda izlenmesi gereken prosedürler davacı tarafından yerine getirilmediğinden de davacı talebinin reddi gerekmekte olduğunu, Sigorta poliçesinde Sosyal Güvenlik Rücuları Klozu başlığı altında yer alan Hasar Durumunda İzlenmesi Gereken Prosedürler başlıklı bölümde; “SGK tarafından örnekleme yapılsın ya da yapılmasın yapılan tüm kesintiler Medula sisteminde bildirilen kesinti tarihi sonrası yasal süre olan 5 iş günü içinde SGK’ya itiraz etme zorunluluğu bulunmaktadır” maddesi bulunmakta olduğunu, oysa ki dava dilekçesinden de anlaşılmaktadır ki davacı tarafından SGK tarafından yapılan kesintiye itiraz edilmediği gibi iptali için dava da açılmamış olduğunu, yine poliçe de Hasar Durumunda Talep Edilecek Evraklar başlıklı bölümde; “Kesinti yapıldığına dair Medula çıktısı ve ilgili fatura örneği SGK’ya gönderilmiş olan itiraz dilekçesi örneği SGK’nın itiraz dilekçesine cevaben gönderdiği resmi yazı örneği SGK kesintisinin örnekleme hata oranının altında kaldığını bildirir yazı örneği C Grubu ilaçların yer aldığı sıralı, limitli ve/veya sıralı-limitli ilaçların hasar dosyalarında Türk Eczacılar Birliği reçete tevzi sisteminden kesinti yapılan grup çıktısının bağlı bulunan eczacı odasına onaylatılarak ibraz edilmesi” davacı tarafından yukarıda sayılı belgeler de tazminat talebi ile birlikte davalı sigorta şirketine gönderilmemiş, dava dilekçesi ekinde de ibraz edilmemiş olduğunu, yukarıda izah ettikleri hususlar kapsamında dava konusu tazminat talebi sigorta poliçesi özel ve genel şartları kapsamında teminat dışı olmakla birlikte aksi durumun kabulü halinde dahi davacı sigortalı tarafından poliçede ki hasar sonrası izlenmesi gereken prosedürler yerine getirilmediği için de davacının tazminat talebinin reddi gerekmekte olduğunu, dava konusu tazminat talebinin, sigorta poliçesinin teminatı kapsamında olduğunun kabulü anlamına gelmemek kaydıyla, tazminat talebinin kabulü halinde dahi tazminat tutarından poliçede ki “muafiyet” notu gereği tenzilat yapılması gerekmekte olduğunu, davacı talebinin kabulü anlamına gelmemek kaydıyla, hasarın sigorta poliçesi teminatında kalması halinde dahi poliçede yer alan “…SGK rücuları ek teminatı, %100 hasarın %15’inin sigortalı üzerinde kalması kaydıyla müşterek sigorta şeklinde yapılmıştır” notu gereği tazminat tutarının %15’i tenzil edilecek olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; “…. Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda, her ne kadar davalı tarafça davanın reddine karar verilmesi talep edilmiş ise de, delillerin toplanmasından sonra bilirkişi raporu alındığı ve 30/05/2022 tarihli raporda, davacının yazı kendisine tebliğ edildikten 5 iş günü sonrasında dava dışı kurum SGK’ya itiraz için başvuruda bulunmuş olduğu kabul edilerek yaptığı ödemenin poliçe kapsamında kaldığının belirtilmiş olduğu görülmekle, bilirkişi raporunun denetime elverişli ve hükme esas alınabilecek nitelikte olduğu anlaşılarak bilirkişi raporuna itibar edilmiş, dava dilekçesindeki davacının SGK’ya 15/06/2021 tarihinde ödeme yaptığı iddiasının aksini gösterir delil dosyaya sunulmadığından bu tarihten itibaren faize hükmedilmiş” gerekçesiyle davanın KABULÜ İLE, 18.340,96 TL tazminat bedelinin 15/06/2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İşbu kararı davalı vekili süresinde istinaf etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Dava konusu tazminat talebinin poliçe teminatı kapsamında kaldığının kabulü anlamına gelmemek kaydıyla, dosyada davacının hasar durumunda izlenmesi gereken prosedürleri yerine getirdiğini gösteren hiçbir delilin bulunmamasına rağmen yerel mahkemenin hükme elverişli olmayan, salt davacı beyanlarına göre bu prosedürlerin yerine getirildiğine ilişkin görüş bildiren bilirkişi raporuna göre karar vermesi hukuka, usule ve yerleşik içtihatlara açıkça aykırı olduğunu, davacının talebinin poliçeye göre açıkça teminat kapsamı dışında olmasına rağmen, bilirkişi tarafından dosyada mübrez itirazlarını değerlendirilmeksizin işbu hususla ilgili hiçbir inceleme gerçekleştirilmediğinin ifade edildiğini, ancak yerel mahkeme tarafından itirazları değerlendirilmeksizin eksik incelemeye dayalı bilirkişi raporunun hükme esas alınarak karar verilmesinin yerleşik içtihatlara aykırı olduğunu, oysa ki, bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde de ifade ettikleri üzere salt davacı beyanlarının nazara alınarak tanzim edilen bilirkişi raporunun hükme esas alınmaması gerektiği ortada olup, içerisinde sigorta uzmanın yer aldığı yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınmaksızın davanın kabulüne karar verilmesi her açıdan hukuka aykırılık taşıdığını, belirterek; Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/762 E. 2022/573 K. sayılı kararı davanın kabulü yönündeki kararının istinaf yoluyla tetkiki ile kaldırılarak davanın tümüyle reddine karar verilmesi ve istinaf incelemesi sonuçlanıncaya kadar icranın geri bırakılmasına karar verilmesi, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davalı tarafça yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davalı tarafa tahmilini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır. Dava, sigorta sözleşmesine dayalı tazminat istemine ilişkindir. Davacı sigortalı eczacı ile davalı sigorta arasında mevcut teb eczane paket poliçe sözleşmesi kapsamında, teminat dönemi içinde bir kısım reçete bedellerinin haksız yere davacıdan SGK tarafından tahsil edilmesi nedeniyle davalı sigortadan teminat kapsamında bu bedellerin tazmini istemine dairdir.İlk derece mahkemesi tarafından aldırılan bilirkişi raporunun hukuki uyuşmazlığı çözmeye yeterli olmadığı gibi davalı yanın itirazları da karşılanmadan hüküm tesis edildiği anlaşılmakla uyuşmazlığın niteliği nazara alınarak bir eczacı, bir sigorta hukuku uzmanı ve Adli Tıp doktoru olmak üzere dosyanın üçlü bilirkişi heyetine tevdii ile sigorta poliçesi kapsamı, yasal düzenlemeler ve davalı itirazlarını karşılar nitelikte bilirkişi raporu alınarak rapor sonrası oluşacak kanaate göre karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçelerle hüküm tesis edilmesi yerinde görülmemiş, davalının istinaf isteminin kabulü gerekmiştir
Yukarıda belirtilen gerekçelerle sonuç olarak HMK’nın 355. Maddesi uyarınca istinaf başvurusu sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda istinaf eden davalı vekilinin istinaf sebepleri yukarıda belirtilen yönlerden yerinde görüldüğünden HMK’nın 353/(1)-a.6. maddesi gereğince istinafa konu edilen yerel mahkeme kararın kaldırılmasına, 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-a.6. maddesi gereğince Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle yukarıda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye geri gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
2-HMK’nın 353/1-a.6 md. gereğince, KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 29/06/2022 tarih ve 2021/762 Esas – 2022/573 sayılı nihai kararın KALDIRILMASINA,
3-HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle yukarıda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talebi halinde davalıya iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmalı olarak yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf yoluna başvurma harcının ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
7-HMK. 302/5 maddesi gereğince iş bu ilamın kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararın yerine getirilmesi için gerekli bildirilmlerin, HMK. 359/4 maddesi gereğince iş bu kararın taraflarına tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dava dosyası üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince, KESİN olarak oybirliği ile karar verildi. 12/10/2022