Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/199 E. 2022/203 K. 02.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/199
KARAR NO: 2022/203
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/12/2021
ESAS NO: 2016/6
KARAR NO: 2021/1074
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/02/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 03/02/2022
KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 07/12/2021 tarih ve 2016/6 E – 2021/1074 K kararına karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı alacaklı firma tarafından yapılan takibe dayanak senetler olan 5 adet 53.000,00-TL değerindeki bonolarda ise müvekkilin imzasının olmadığını, aslında müvekkilinin imzasının da olmadığını, okuma yazmasının olmadığını, imza yerine resmi yerlerde parmak basmak suretiyle irade beyanında bulunduğunu, davalı alacaklı ise müvekkilin borcu olmadığı halde hakkında icra takibi yaptığını ve müvekkilinin iş yerindeki işletmedeki mallarını muhafaza etmek suretiyle haciz ettirdiğini, söz konusu takip yönü ile borçlu olmadığının tespitini ve ödenmek zorunda kalınacak miktarlar yönüyle de istirdat taleplerinin kabulünün gerektiğini, Kayseri 1. İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyasına dayanak 5 adet 53.000,00-TL değerindeki bonolar ve tüm ferileri yönü ile müvekkilin davalı firmaya borcunun olmadığının tespitine, ödenmek durumundaki paralar yönü ile de istirdada hükmedilmesine, kötü niyetli olarak takip başlatan ve müvekkili mağdur eden davalının da %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyetli tazminatına mahkum edilmesine, uğranılan ve uzun zamanda devam edecek ticari itibar kaybı ve duyulan manevi acının bir nebze telafisi için 30.000,00-TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline, ücreti vekaletin ve yarılama giderlerinde davalıya yükletilmesi talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı … ve …, müvekkil … Makina İnş, Elektrik San. Tic. Ltd. Şti. İle yaptıkları ticaret sonrasında borçlandıklarını, ve karşılığında dava konusu 5 adet bono düzenlendiğini, bonolarda düzenlenen bedellerin mağduriyete sebep verdiğini, borçlunun edimini yerine getirmediğinden ve malları kaçırma girişimlerine başvurduğundan Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/143 D.iş sayılı dosyası ile ihtiyati haciz kararı talep etme zorunluluğunun doğduğunu, dava dilekçesinde sunulan iddialarının hukuki mesnetten yoksun olduğunu, ekte sunulan kartvizitten de anlaşılacağı üzere … adına tüm işlemleri …’in yaptığını, davacı … art niyetini sürdürdüğünü ve Kayseri 4. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2014/259 Esas sayılı dosyası ile icra takibine itiraz borca itiraz davası ikame ettiğini, müvekkili şirketi dolandırıldığını, ana ile oğlunun bu surette haksız menfaat temin ettiklerinin açıkça ortada olduğunu, bunlardan bahisle; davanın reddine yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İddia ve savunmalar, yapılan yargılama, toplanan deliller, hüküm kurmaya elverişli bilirkişi heyet raporu ve tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; “…Dosya kapsamında tüm delil, belgeler, bilirkişi raporu ve alınan ATK raporu incelendiğinde davalı taraf davacı … ve … ile ticaret sonrasında kendilerine borçlandıklarını, karşılığında dava konusu 5 adet toplamda 53.000,00-TL bedelleri bonoları düzenlendiklerini düzenlenen senetlerden sonra mağdur olduklarını ifade etmiş ise de dava konusu senetlerin… … adına atılı imzaların dosyadaki belgelerdeki imzalar ile eşleştirildiğinde, benzerlik gösterdiğini, ancak diğer grup mukayese imzaları ile tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler göstermediği ve davacının 08/10/2013 yılında mükellefiyetinin başladığı, 2014 yılında işletme defteri tuttuğu sabit olduğundan 213 sayılı VUK ‘na göre 2013 yılında da işletme defteri tutmak zorunda olduğundan, ayrıca 2013 yılı gelir vergisi beyannamesinde de 2013 yılı defterinin işletme defteri olarak belirtildiğinden 2013 yılında işletme defteri tuttuğu tespit edilmiştir, 2013 ve 2014 yıllarında işletme defteri tuttuğu işletme defteri kayıt tekniğinde ödeme tahsilat bilgilerine yer verilmediği, takip ve davaya konu bonoların ödeme aracı olduğu, dolayasıyla defter kayıtlarında tespit yapılamamıştır. Kayseri 11. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2014/637 Esas, 2016/234 Karar sayılı dosyası da beraatle sonuçlanmış olduğundan ve İşletme defteri kayıt tekniğinden ödeme tahsilat bilgilerine yer verilmediği, takip ve davaya konu bonoların ödeme aracı olduğu, dolayısıyla defter kayıtlarındaki tespit yapılamadığı anlaşılmakla, davanın kabulüne karar verilmiştir. Kayseri 1. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra dosyasına dayanak yapılan 22/10/2013 düzenleme 25/12/2013 vade tarihli 13.000,00-TL bedelli, 22/10/2012 düzenleme, 10/01/2014 vade tarihli 10.000,00-TL bedelli, 22/10/2013 düzenleme 10/02/2014 vade tarihli 9.000,00-TL bedelli, 22/10/2013 düzenleme 28/02/2014 vade tarihli 11.000,00-TL bedelli ve 22/10/2013 düzenleme 30/03/2014 vade tarihli 10.000,00-TL bedelli bonolardan dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine şeklinde karar verilerek, davanın kabulü ile, Kayseri 1. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra dosyasına dayanak yapılan 22/10/2013 düzenleme 25/12/2013 vade tarihli 13.000,00-TL bedelli, 22/10/2012 düzenleme, 10/01/2014 vade tarihli 10.000,00-TL bedelli, 22/10/2013 düzenleme 10/02/2014 vade tarihli 9.000,00-TL bedelli, 22/10/2013 düzenleme 28/02/2014 vade tarihli 11.000,00-TL bedelli ve 22/10/2013 düzenleme 30/03/2014 vade tarihli 10.000,00-TL bedelli bonolardan dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, borçlu olmadığının tespitine karar verilen 54.511,00-TL’nin %20’si oranında kötüniyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının manevi tazminat talebinin REDDİNE,…” şeklinde karar verilmiştir.
Bu karara karşı taraf vekillerince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel mahkemece verilen karar, menfi tespit davası yönüyle doğru olup kararın bu kısmına yönelik herhangi bir itirazımız bulunmadığını ancak mezkur kararda manevi tazminat talebimizin hangi gerekçeyle reddedildiğine ilişkin olarak herhangi bir açıklama yapılmadığını, sadece hükmün sonuç kısmının üçüncü maddesinde; “Davacının manevi tazminat talebinin REDDİNE,” karar verildiği belirtildiğini, hal böyle olunca söz konusu talebimizin herhangi bir gerekçe gösterilmeden reddedilmemesi nedeniyle usul hukukuna aykırılıktan dolayı, maddi hukuk açısından ise müvekkilin kişilik haklarının ve ticari itibarının uğradığı zararın gözetilmeyerek “davacının manevi tazminat talebinin reddine” dair hukuka aykırı olarak verilen kararın kaldırılması istemiyle istinaf yoluna başvurma zarureti hasıl olduğunu, icra takibinin başlatılmasından sonra açılan menfi tespit davalarında borçlunun icra takibinden dolayı haksız hacizlere ve icra takip işlemlerine muhatap kalması durumunda manevi tazminat isteyebileceği gerek Yargıtay’a göre gerekse öğretiye göre tartışmasız olduğunu, neticeten menfi tespit davasında, davacının borçlu olmadığının tespit edilmesiyle birlikte ayrı bir dava ikame etmeye ihtiyaç duymadan aynı davanın içerisinde manevi tazminat talebi isteyebilmesi de mümkün olduğunu, nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’da, “menfi tespit davasında haksız haciz ve ticari itibarın sarsılması nedeniyle manevi tazminat istenebileceği” görüşünde olduğunu, somut olayda davalı alacaklının gerçekleştirmiş olduğu “haksız haciz ve muhafaza” işlemleriyle muhatap kalan müvekkil, davalı alacaklının fiilleri nedeniyle hem manevi olarak zarara uğradığını hem de ticari itibar kaybına uğradığını, yerel mahkemece verilen karardaki, “davacının manevi tazminat talebinin reddine” ilişkin kısmın kaldırılmasına ve müvekkil lehine dava dilekçemizde talepte bulunmuş olduğumuz manevi tazminat miktarının kabulüne, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf dilekçesinde özetle; Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 07.12.2021 Tarihli, 2016/6 Esas ve 2021/1074 Karar Sayılı, 15.12.2021 Tebellüğ Tarihli kararında Müvekkilim aleyhine hüküm kurulduğunu, mezkur kararda dava konusu 5 Adet Bonodaki imzaların… … adına atılı imzaların dosyadaki belgelerdeki imzalar ile eşleştirildiğinde benzerlik gösterdiği, ancak diğer grup mukayese imzaları ile Davacıya ait olmadığı hususunda uzman bilirkişi heyetinden rapor tanzim ettirildiği, işbu imzaların Davacı eli ürünü olduğu, Ticari Defter kayıtlarında inceleme yapılamadığı, Kayseri 11. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014 / 637 Esas Sayılı dosyasında Beraat Kararı verildiği kesinleşmesinin beklenilmesi kararından dönülmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak davanın kabulü yönünde hüküm tesis edildiğini, aleyhlerine olan işbu kararın eksik inceleme neticesinde verildiği dolayısıyla esas ve usul yönünden yasaya ve yerleşmiş Yargıtay Kararlarına aykırı olduğunu, davanın tamamen reddi yönünde yerel mahkeme kararının lehimize bozulması gerektiğini, yerel mahkeme kararının lehlerine bozulması hak, nesafet ve hukukun adalet sağlama amacına uygun düşeceğini, davanın kabul edilmesi hakkaniyete, hukukun adalet sağlama amacına ve hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, ayrıca T.C. Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Başkanlığı Adli Belge İnceleme Şubesi Tarafından düzenlenerek sunulan 29.04.2019 Tarihli Adli Tıp Raporundaki aleyhlerine olan hususları kabul etmemekle beraber müvekkili aleyhine ikâme edilmiş bulunan davanın esas ve usul yönünden haksız ve yersiz açılan davanın reddine, yargılama giderleri ile ücret- i vekâletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini , Kayseri 8. Noterliğinin … Tarihli ve … Yevmiye numaralı Parmak İzi Onay Belgesinin; belge tarihinin, dava konusu bonoların keşide tarihinden bir önceki tarih olması son derece manidar olup Davacının art niyetli olduğunun ispatı olduğunu, Davacı … ve …, Müvekkil … Makina İnş. Elektrik San. Tic. Ltd. Şti. ile yaptıkları ticaret sonrasında borçlanmışlar ve karşılığında aşağıda belirttiğimiz vade ve miktarlarda bono düzenlediklerini, Düzenlenen bonolarda belirtilen miktarları ödemeyerek mağduriyete sebep olduğunu, Dava dilekçesinde sunulan iddialar hukuki mesnetten yoksun olduğunu, borçlu … vekili Müvekkilinin okuma ve yazmasının olmadığını, imzasının olmadığını iddia ettiğini, oysa ki bu kişi adına… …- …- … Mah. … Sitesi No : …- Tel. : … / KAYSERİ- … Vergi Dairesi T. C. … Kaşeli adi ortaklı kurulduğunu, senet üzerinde de bu adi ortaklığın kaşesi vardır. Bu nedenle yapılan iddia hukuken geçersiz olduğunu, yine davacı taraf Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014 / 143 Değişik İş Sayılı dosyasında bonodaki tüm imzaların diğer borçluya ait olduğunu iddia ettiğini, diğer borçlu, …’in oğlu olduğunu, bu iddiayı kabul etmediklerini, bi an için bu iddia kabul edilse dahi ana ile oğul müvekkiline kötü niyetli olarak bonoyu verdiği düşünüleceğini, dosyaya sunulan kartvizitten de anlaşılacağı üzere … adına tüm işlemleri … yaptığını, Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 07.12.2021 Tarihli, 2016/6 Esas ve 2021/1074 Karar Sayılı ilamının istinaf incelemesi neticesinde bozulmasına, yargılama giderleri ile ücret- i vekâletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, takibe dayanak bonolar nedeniyle menfi tespit ve manevi tazminat talebine ilişkindir.Dosya içerisindeki bilgi ve belgeler ile imza incelemesine ilişkin ATK raporuna göre, takibe konu bonolardaki imzaların davacının eli ürünü olmadığı tespit edildiğine göre mahkemece alınan ATK raporu doğrultusunda davacının menfi tespit talebinin kabulüne,kişilik hakları zedelenmediğinden bahisle koşulları oluşmadığı gerekçesiyle davacının manevi tazminat talebinin ise reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik, usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı değerlendirilerek, yerinde görülmeyen taraf vekillerinin istinaf itirazının ayrı ayrı reddine karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle ve HMK’nun 355.Maddesi gereğince istinaf başvurusu sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda söz konusu istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden ilk derece mahkemesinin istinafa konu edilen nihai kararının HMK’nın 353/1-b.1.maddesi gereğince usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu değerlendirilerek taraf vekillerinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 07/12/2021 tarih ve 2016/6 E – 2021/1074 K sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Davacının istinaf başvurusu yönünden; Alınması gerekli olan 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye eksik kalan 21,40 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davalının istinaf başvurusu yönünden; Alınması gerekli olan 3.620,43 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından istinaf eden davalı tarafından peşin yatırılmış 931,00 TL harcın mahsubu ile bakiye eksik kalan 2.689,43 TL istinaf karar ve ilam harcının istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye Gelir kaydına,
4- İstinaf başvurusunda bulunanlar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerlerinde bırakılmasına,
5-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4 maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 362/1-a bendi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi. 02/02/2022