Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/1981 E. 2022/1832 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1981
KARAR NO: 2022/1832
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/07/2022 ve 10/06/2022 tarihli Ara kararlar
NUMARASI: 2022/511
DAVANIN KONUSU: Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 29/09/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 29/09/2022
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı – karşı davalı vekili tarafından dilekçede özetle; Davacılar vekilinin 09/06/2022 tarihli dilekçesi ile, Davalı …’ın şirket ortağı ve müdür olarak yetkilerinin tedbiren askıya alınmasını, tedbir kararının Noterler birliği vs. kuruma ve dosyada bildirilen dava dosyalarına bildirilmesini, davalının yetkilerini kötüye kullanarak vermiş olduğu senedin icraya koyulduğu Kayseri Genel İcra Dairesi’nin …E Dosyası hakkında dava sonuçlanana kadar durma kararı verilmesine, tahliyeye ilişkin Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında davalı tarafından imzalanmış olunan 26/05/2022 tarihli tahliye tutanağı ile yapılmış olunan icra işlemlerinin öncelikle tedbiren geri alınmasını ve mahkeme sonuçlanana kadar takip hakkında durma kararı verilmesini talep etmiştir. Davalı – karşı davacı vekilinin sunmuş olduğu 04/07/2022 havale tarihli dilekçesinde, öncelikle davacının haksız davasının reddini, karşı davalarının kabulünü, dava sonuçlanıncaya kadar tedbiren dava neticesinde ise hükmen davacı … şirketi temsil yetkisinin geçmişe etkili olarak iptali ile TTK mad. 161 gereği davacının ortaklıktan çıkartılması ve şirket müdürlüğü yetkisine şirketin kurulduğu ilk günden itibaren son verilerek yetkilerinin elinden alınmasını talep ettiğini, zira şahsın gayri resmi yasal olmayan işlerine devam ederek şirketi hem hukuki hem de cezai sorumluluk altına sokma tehlikesinin her dair mevcut olduğunu, davacının haksız davasının ve tedbir taleplerinin reddini, iş bu dilekçenin davaya cevap ve karşı dava dilekçesi olarak değerlendirilmesini, …’nin şirket ortağı ve müdür olarak yetkilerinin tedbiren askıya alınmasını, davacının … Tur. İnş. Ltd. Şti.’nin ortaklığından çıkartılarak bütün yetkilerinin elinden alınmasını, müdürlük sıfatı ve temsil yetkisinin ilk verildiği 09/09/2020 tarihinden itibaren iptalini, karşı davalarının kabulünü, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilerek gereğinin yapılmasını talep etmiş olduğu görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Davacı – karşı davalı vekilince sunulan ihtiyati tedbir talebine ilişkin İlk Derece Mahkeme kararında; “…Somut uyuşmazlık yapılan genel açıklamalar ve bahse konu yasa maddeleri ile bir bütün halinde değerlendirildiğinde, davalı …’ın şirket ortağı ve Müdür olarak yetkilerinin tedbiren askıya alınmasına ilişkin ihtiyati tedbir kararının verilmesinin dava sonucu ile elde edilecek menfaat konusunda tedbir kararı verilemeyeceğinden mümkün olmadığı anlaşılmakla davacılar vekilinin iş bu tedbir taleplerinin reddine, Yine davacılar vekili tarafından her ne kadar Kayseri Genel İcra Dairesi’nin …Esas dosyası hakkında dava sonuçlanana kadar durma kararı verilmesi ve tahliyeye ilişkin Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında davalı tarafından yapılmış olunan icra işlemlerinin tedbiren geri alınmasını ve mahkeme sonuçlanana kadar takibin durdurulması talep edilmiş ise de İİK’nın 72/3 maddesi hükmüne göre takipten sonra açılan menfi tespit davalarında icra takiplerinin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi mümkün değildir. davacılar vekilinin takibin durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir talebinin İİK’nın 72/3 maddesi gereğince reddine karar verilmesi gerekmiştir.Davacılar vekilinin ihtiyati tedbir taleplerinin REDDİNE,…” şeklinde karar verilmiştir. Davalı – karşı davacı vekilince sunulan ihtiyati tedbir talebine ilişkin İlk Derece Mahkeme kararında “…HMK’nın 390/3 maddesinde ihtiyati tedbir isteğinin haklılığı konusunda tam kanaat değil kuvvetle muhtemel yaklaşık bir kanaatin yeterli olacağı öngörülmüş olup, iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğu kabul edilmekle birlikte zayıf bir ihtimalde olsa aksinin mümkün olduğu ihtimali gözardı edilmemelidir, bu sebepledir ki davacının haksız olma ihtimali dikkate alınarak HMK’nın 392. maddesi uyarınca teminat alınması gerekir. Somut uyuşmazlık yapılan genel açıklamalar ve bahse konu yasa maddeleri ile bir bütün halinde değerlendirildiğinde, davacı …’nin müdürlük sıfatı ve temsil yetkilerinin tedbiren askıya alınmasına ilişkin ihtiyati tedbir kararının verilmesinin dava sonucu ile elde edilecek menfaat konusunda tedbir kararı verilemeyeceğinden mümkün olmadığı anlaşılmakla davalı – karşı davacı vekilinin iş bu tedbir taleplerinin reddine, karar verilmesi gerekmiştir. Davalı – karşı davacı vekilinin ihtiyati tedbir taleplerinin REDDİNE şeklinde karar verilmiştir.
Bu ara kararlara karşı taraf vekillerince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı- Karşı Davacı vekilince sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 06/07/2022 tarihinde verilen ara karar ile, ”İİK’nın 72/3 maddesi hükmüne göre takipten sonra açılan menfi tespit davalarında icra takiplerinin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi mümkün değildir. davacılar vekilinin takibin durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir talebinin İİK’nın 72/3 maddesi gereğince reddine karar verilmesi gerekmiştir.” gerekçesi ile ihtiyati tedbir taleplerinin reddedildiğini, yerel mahkemece verilen bu ara karar, hukuka ve kanuna aykırı olup, istinaf incelemesi neticesinde bozularak kaldırılması gerektiğini, ihtiyati tedbirin, bir tür hukuki koruma olduğunu, uyuşmazlık öncesinde veya uyuşmazlık süresince talep sahibinin talep ettiği hakkını ileride açacağı veya devam eden bir davanın sonunda elde etmesinin sağlanması amacıyla getirilmiş olan bir tür hukuki güvence sistemi olduğunu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 389 ve devamı maddelerinde düzenlenen ihtiyati tedbirin talep edilebilmesinin kanunda belirtilen belirli şartların varlığına bağlı olduğunu, buna göre, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması veya tamamen imkansız hale gelmesi ihtimalinin varlığı ve gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hali söz konusu olması gerektiğini, buna göre maddede sayılan bu iki hususun hem ihtiyati tedbir verilmesi için varlığı gereken şartlardan hem de olaylarında mevcut olduğunu, bu nedenle ihtiyati tedbir kararı verilebilecek iken sayın mahkemece verilmemiş olmasının hukuka aykırı olduğunu, ancak yerel mahkemece söz konusu ara karar kurulurken bu şartlar değerlendirilmeden ihtiyati tedbir kararının verilmesinin dava sonucu ile elde edilecek menfaat konusunda tedbir kararı verilemeyeceğinden mümkün olmadığı anlaşılmakla davacılar vekilinin iş bu tedbir taleplerinin reddine karar verildiğini, bu kararın usul ve yasaya aykırı olduğunun açık olduğunu, davacı-karşı davalının şirkete zarar verme amaçlı hareket ettiğinin ortada olup, …’nin ihtiyaten yetkilerinin askıya alınmaması durumunda telafisi imkansız zararların ortaya çıkacağını, zira şahsın gayri resmi yasal olmayan işlerine devam ederek şirketi hem hukuki hem de cezai sorumluluk altına sokma tehlikesinin her daim mevcut olduğunu, yerel mahkeme tarafından verilmiş olunan ihtiyati tedbir taleplerinin reddine ilişkin kararın kaldırılması için kararı istinaf etme zaruretinin hasıl olduğunu ileri sürerek Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/511 Esas sayılı dosyasından verilen 06/07/2022 tarihli ihtiyati tedbirin reddi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda ihtiyati tedbir kararı verilmesine , vekalet ücreti ve masrafların karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı – Karşı Davalı vekilince sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle;10/06/2022 tarihinde verilen ara karar ile, ”İİK’nın 72/3 maddesi hükmüne göre takipten sonra açılan menfi tespit davalarında icra takiplerinin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi mümkün değildir. davacılar vekilinin takibin durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir talebinin İİK’nın 72/3 maddesi gereğince reddine karar verilmesi gerekmiştir.” gerekçesi ile ihtiyati tedbir taleplerinin bir kısmının reddedildiğini, mahkemece açmış oldukları davanın bir menfi tespit davası olmadığının gözden kaçırıldığını ve menfi tespit davalarına ilişkin iik 72. md gerekçe gösterilerek ihtiyati tedbir taleplerinin reddedildiğini, bu gerekçenin kabul edilebilir bir gerekçe olmadığını, yerel mahkemece verilen bu ara kararın, hukuka ve kanuna aykırı olup, istinaf incelemesi neticesinde bozularak kaldırılması gerektiğini, ihtiyati tedbirin, bir tür hukuki koruma olduğunu, uyuşmazlık öncesinde veya uyuşmazlık süresince talep sahibinin talep ettiği hakkını ileride açacağı veya devam eden bir davanın sonunda elde etmesinin sağlanması amacıyla getirilmiş olan bir tür hukuki güvence sistemi olduğunu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 389 ve devamı maddelerinde düzenlenen ihtiyati tedbirin talep edilebilmesi kanunda belirtilen belirli şartların varlığına bağlı olduğunu, buna göre, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması veya tamamen imkansız hale gelmesi ihtimalinin varlığı ve gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi halinin söz konusu olması gerektiğini, buna göre maddede sayılan bu iki hususun hem ihtiyati tedbir verilmesi için varlığı gereken şartlardan hem de olaylarında mevcut olduğunu, bu nedenle ihtiyati tedbir kararı verilebilecek iken mahkemece verilmemiş olmasının hukuka aykırı olduğunu, yapılan taahhütnamenin tamamen şirketi zora sokmaya yönelik olup, diğer ortağa hiçbir bilgi verilmeden aynı gün tahliye edilmek üzere imzalanmış ve bu taahhütten, tahliyeye gelinmesi üzerine haberdar olunduğunu, kendisinin de tahliyeye gelerek işyerinin boşaltılması için verilen sürelerden de feragat ettiğini ve iş yerinin eşyalı kiralanmış olduğunu belirtmek sureti ile şirket ve diğer ortak tarafından restoran için alınmış masa, sandalye, koltuk,ses sistemi, buzdolabı ve daha bir çok eşyanında şirket evrakları da dahil olmak üzere tabiri caizse işyerinden tek çöp dahi alınmadan çilingir marifeti ile kilitlerin değiştirilerek anahtarların alacaklı vekiline teslim edilmesini sağladığını,10 yıllık kira sözleşmesine ve yapılan tadilat giderlerine rağmen buzdolabı dahi boşaltılmadan anahtarların çilingirle değiştirilerek şirketin tek işletmesi olan restoranının zilyetliğinin kaybedildiğini, ileri sürerek Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/511 Esas sayılı dosyasından verilen 10/06/2022 tarihli ihtiyati tedbirin reddi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda ihtiyati tedbir kararı verilmesine , vekalet ücreti ve masrafların karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Derdest dava, davalının dava konusu şirketin ortaklığından çıkartılarak, bütün müdürlük yetkilerinin elinden alınmasına, şimdiye kadar yapmış olduğu aleyhine işlemlerin geçmişe etkili olarak iptaline, müdürlük sıfatı ve temsil yetkisinin ilk verildiği 09/09/2020 tarihinden itibaren iptaline karar verilmesi taleplerine ilişkindir. Davacı, dava dilekçesi ile; öncelikle davalının şirket ortağı ve müdür olarak yetkilerinin tedbiren askıya alınması, davalının yetkilerini kötüye kullanarak vermiş olduğu senedin icraya koyulduğu Kayseri Genel İcra Dairesinin …sayılı dosyası hakkında mahkeme neticeleninceye kadar durma kararı verilmesini, Kayseri Genel İcra Dairesinin … sayılı dosyasında davalı tarafından imzalanmış olunan 26/05/2022 tarihli tahliye tutanağı ile yapılmış olunan icra işlemlerinin öncelikle tedbiren geri alınmasını ve mahkeme neticeleninceye kadar takip hakkında durma kararı verilmesini ihtiyati tedbir olarak talep etmiştir. Mahkeme 10/06/2022 tarihli gerekçeli ara kararı ile gerek İ.İ.K 72/3 gerekse HMK 389 vd.maddeleri gereğince koşulları bulunmadığından davacının söz konusu ihtiyati tedbir taleplerinin reddine karar verilmiş, davacı vekili işbu ara kararını süresinde istinaf etmiştir.
Davalı taraf karşı dava açmış, karşı dava olarak davacı-karşı davalı … şirket ortağı ve müdür olarak yetkilerinin elinden alınmasını, şirket ortaklığından çıkarılmasını, müdürlük sıfatı ve temsil yetkisinin ilk verildiği 09/09/2020 tarihinden itibaren iptalini talep etmiştir. Karşı davacı, karşı dava dilekçesi ile karşı davalı … nin şirket ortağı ve müdür olarak yetkilerinin askıya alınmasını ihtiyati tedbir olarak istemiştir. Mahkeme 06/07/2020 tarihli gerekçeli ara kararıyla karşı davacının söz konusu ihtiyati tedbir talebinin de, HMK 389 vd.maddesi gereğince gerekli ve yaklaşık ispata yeterli koşulları bulunmadığından reddine karar vermiş, karşı davacı vekili de işbu ara kararını süresinde istinaf etmiştir.
Davacı ile karşı davacı vekillerinin istinaf dilekçelerinde ileri sürülen istinaf sebepleri, mahkemenin 10/06/2022 tarihli ve 06/07/2022 tarihli gerekçeli ara kararlarında yazılı ayrıntılı açıklamalar ile bu aşamadaki mevcut derdest dava dosya kapsamı birlikte incelenip değerlendirildiğinde; Davacının söz konusu ihtiyati tedbir taleplerinin kabulü için gerek İ.İ.K 72/3 gerekse HMK 389 vd. Maddeleri uyarınca , karşı davacının söz konusu ihtiyati tedbir talebinin kabulü için de HMK 389 vd. maddeleri gereğince aranan gerekli ve ayrıca yaklaşık ispata da yeterli koşulları bulunmadığından söz konusu ihtiyati tedbir taleplerinin ayrı ayrı reddi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle ve mahkemece de, söz konusu ihtiyati tedbir taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiş olduğundan, istinaf edilen 10/06/2022 tarihli ve 06/07/2022 tarihli gerekçeli ara kararlarda mahkemesince yazılı ayrıntılı açıklamalar, yasal sebep ve gerekçeler de birlikte gözetildiğinde, istinaf edilen söz konusu ara kararlarda usul, yasa ve bu aşamadaki mevcut derdest dava dosya kapsamı yönlerinden herhangi bir isabetsizlik ve aykırılığın bulunmadığı, ara kararlarının hukuka uygun olduğu, bu nedenlerle davacı vekili ile karşı davacı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşıldığından istinaf başvurularının HMK 353/1-b-1 gereğince ayrı ayrı reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 2022/511 E sayılı derdest dava dosyasında verdiği 10/06/2022 tarihli ara kararına karşı davacılar vekilinin, 06/07/2022 tarihli ara kararına karşı da karşı davacı vekilinin yaptığı istinaf başvurularının HMK 353/1-b-1 gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcı istinaf eden davacı- karşı davalı tarafça peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Alınması gerekli olan 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcı istinaf eden davalı- karşı davacı tarafça peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
4-İstinaf başvurusunda bulunan taraflar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının derdest dava sonunda ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda değerlendirilmesine,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4 maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan incelemeyle H.M.K’nın 362/1-f ile 391/3 maddeleri uyarınca KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 29/09/2022