Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/1952 E. 2022/2069 K. 13.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/1952
KARAR NO: 2022/2069
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/10/2021
ESAS NO: 2019/469
KARAR NO: 2021/742
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ:13/10/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ:27/10/2022
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/10/2021 tarih ve 2019/469 Esas 2021/742 Karar sayılı ilamına karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya dairemize gelmekle dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:Davacı vekilinin dava dilekçesinden özetle; davacı kooperatifin ilk defa 2010 yılında kesin hesap yapılması ve ortakların borçlarının belirlenerek ferdileştirme suretiyle tapu verilmesi konusunun genel kurulun gündemine geldiğini, 09.05.2010 tarihli genel kurulun 6. Gündem maddesinde bu konuda yönetim kurulunca yapılan hesabın kabul edilmediğini ve yönetime yetki verilmesi teklifinin reddedildiğini, 2015 yılında oluşturulan teknik heyet tarafından kesin hesap yapıldığını ve bu kesin hesabın üyelere noter aracılığı ile gönderildiğini, bahse konu kesin maliyet ve şerefiye hesabının üyelere usulünce tebliğ edilerek itiraz imkanı sağlandığını ve yapılan itirazlar cevaplandırılarak bahse konu kesin hesaba ilişkin borçların kesinleştiğini, ancak bir kısım üyelerin borçlarını ödememesi üzerine banka borçlarının zamanında ödenemediği için inşaatlara devam edilemediğini, üyelerin bu davranışları nedeni ile kooperatifin acze düştüğünü, ödenmesi gereken 19.500.000-TL banka kredi borcunun ve yapılması gereken 98 dairelik 2 blok inşaatın ve ayrılan ortaklara yapılacak 1.500.000-TL geri ödemenin yapılamadığını, alacaklı … ‘a olan borcun protokole bağlanarak sabitlendiğini, kooperatifin protokole uyarak borcunu ödeyebilmesi, kalan inşaatları yapabilmesi ve çıkan üyelerin borçlarını ödeyebilmesi için daha önce çıkarılan kök maliyete ek maliyet çıkartılmasının gündeme geldiğini, 30.06.2018 tarihli genel kurul toplantısının 8. Gündem maddesi ile kesin maliyet hesabı sonucu belirlenen üye borçlarının 24 eşit taksitte ödenmesinin kabul edildiğini, aynı toplantının 9. Gündem maddesinde … ‘ın kredinin kat edilmesi ve inşaat maliyetlerinin artması ve inşaatların tamamlanması için kök maliyete ek maliyet çıkartılması, çıkan bu ek maliyetin de kök maliyete ilave edilerek 8. Gündem maddesindeki şartlar dahilinde ödenmesi konusunda yönetim kuruluna yetki verildiğini, son olarak genel kurulun 11. Gündem maddesinde çıkan kesin hesap borçlarını tamamen ödeyen ortakların kooperatif ortaklığından çıkarılmasına karar verildiğini ve herhangi bir itiraza uğramadan ve dava açılmadan kesinleştiğini, alınan genel kurul kararından sonra teknik heyetin çalışmasını tamamladığını ve kooperatifin kesin hesap maliyet borcunu ödememiş her ortağa kök maliyete ilave olarak 16.301,89-TL ek maliyet çıkarıldığını, bu tutarın Koop. Kan. Md. 32 ve 54’de öngörülen ek ödeme niteliğinde olmadığını, ek maliyet hesap cetvelinin her bir üyeye tebliğ edildiğini, alınan genel kurul kararı ve hesap cetveline göre her üyenin kooperatife olan toplam borcunun 01.02.2019-31.01.2021 tarihleri arasında toplam 24 taksitte ödenmesinin gerektiğini, ilk taksitin son ödeme tarihinin ise 28.02.2019 olduğunu, 24.05.2019 tarihli 24 sayılı kayyım onaylı kooperatif yönetim kurulu kararı ile toplamda 4 taksit ödemeyi geciktiren kooperatif üyeleri aleyhine yasal işlem başlatılması için kooperatife yetki verildiğini, huzurdaki, davanın kök ve ek maliyet borçlarının ilk 4 taksitini ödemekte temerrüde düşen ve takibe haksız itiraz eden ortağa açıldığını, davalı ile aynı durumda olan bir kısım kooperatif ortaklarına karşı, kesin hesap şerefiye bedeli borçları için 2016 yılında takip başlatıldığını, yapılan itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasının davacı lehine sonuçlandığını ve Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf incelemesinin devam ettiğini, davalının kooperatifin halen üyesi olduğunu, peşin bedelli ortak olmadığını, diğer üyelerle eşit statüde olduğunu ve borcunu ödemesi gerektiğini ileri sürerek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALI VEKİLİNİN İLK DERECE MAHKEMESİNE SUNMUŞ OLDUĞU CEVAP DİLEKÇESİNDEN ÖZETLE: Davalı Vekili cevap dilekçesinde özetle;davalının bir ev sahibi olabilmek için davacı koooperatife üye olduğunu, kendisine çıkarılan ve yönetim kurulu yazısı ile tebliğ edilen konut kesin maliyet hesabını yıllar önce ödeyip tapusunu aldığını, davalının halihazırda kooperatife üye olmadığını, davalının 2010 yılında tapusunu aldıktan sonra yönetim kurulu tarafından ibra edildiğini, davalının kooperatif üyeliğinin yıllar önce son bulunduğunu, kooperatifin ibralaşma tarihinden sonraki bir kaç genel kurula davet etmediğini, daha sonra 2015 yılı genel kuruluna davet edildiğini, davalının bu çağrıya Kayseri 8.Noterliği’nin … tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile itiraz ettiğini, davacının Kayseri 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1370 Esas sayılı dosyasında 310 ortağın 2010 yılında tapularını alıp kooperatif üyeliğinden çıktıklarını kabul ve ikrar ettiğini, davalının yönetim kurulu tarafından ibra tarihteki yöneyim kurulu üyeleri ile şimdiki yönetim kurulu üyelerinin aynı kişiler olduğunu, kooperatiflerde olması gerekenin kesin maliyetin bir kez çıkartılması olduğu, kooperatifin tekrar tekrar maliyet hesabı çıkartmasındaki amacının inşaatı yapmadığı halde parası ödenen ve iflas eden müteahhit nedeni ile içine girilen borç batağından çıkmak olduğunu, davacının talep ettiği bu alacak % 10 risk payı olarak değerlendirilmesi gerektiğini, risk payının ise zamanaşımına uğradığını, davacının koopertaif üyeliğinin sonlanmasının ardından 5 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini, davacının alacağın %20’si oranında kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda “…Davacı taraf, dava dilekçesinde icra inkar tazminatı talebinde bulunmuştur. İİK’nın 67/1. maddesine göre “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın “yüzde yirmisinden” aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Buna göre davacı lehine icra inkar tazminatına hükmetmek için davalının haksız olması, itirazın iptaline karar verilen alacağın likit olması ve davacının talebi gerekir. Davanın kabulüne karar verilen alacak miktarının likit yani belirlenebilir bir alacak miktarı olduğundan asıl alacak üzerinden davalı aleyhinde icra inkar tazminatına hükmedilerek hüküm kurulmuştur. Kurulan hüküm ile;1-Davanın Kısmen Kabul Kısmen Reddi ile; Kayseri 5. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına davalı borçlunun yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile 5.975,71- TL asıl alacak ve 83,99-TL işlemiş faiz üzerinden icra takibinin devamına, asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar %9 yasal faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, 2-İtirazın iptaline karar verilen asıl alacak miktarı olan 5.975,71- TL’nin % 20’si oranında (1.195,14-TL) icra inkâr tazminatının davalı-borçludan alınarak davacıya verilmesine…” dair karar verilmiştir.
İş bu kararı davalı vekili süresinde istinaf etmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:İtirazın iptaline karar verilen asıl alacak miktarı olan 5.975,71 TL nin %20 si oranında 1.195,14 TL icra inkar tazminatının davalı borçludan alınarak davacıya verilmesine şeklinde karar verilmiş olduğunu, verilen bu kararın usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini, davada davacı kooperatifin 30/06/2018 tarihli genel kurul toplantısının 8 numaralı gündem maddesi ile çıkarılan kök maliyet ve ek maliyete ilişkin 24 taksitlik ödemenin ilk 4 taksitini konu eden kapatılan 5. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile kooperatifçe başlatılan icra takibine karşı müvekkili tarafından yapılan itirazın iptali amacıyla Kooperatif tarafından açılmış itirazın iptali davası olduğunu, müvekkilinin davacı kooperatif üyesi iken üzerine düşen tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, 2010 yılında çıkartılan kesin maliyet hesaplamasındaki bedelin %10 luk risk payını ödediğini, istifa dilekçesi vererek davacı kooperatifle karşılıklı ibralaşıldığını ve ilişiğinin kesildiğini, müvekkilinin kooperatifi ana sözleşmesinin değişik 61. Madde hükmü uyarınca kendisine tanınan hak ile tapusunu alarak üyeliğinin sona erdiğini, tüm bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kooperatifler kanununa eklenen geçici 11. Madde ve güncel Yargıtay içtihatları doğrultusunda haksız ve hukuka aykırı olduğunun mutlak olduğunu davanın reddi ile müvekkili lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:Dava, davacı kooperatif tarafından, kooperatif üyesi olan davalı aleyhine kooperatif genel kurulu kararı uyarınca oluşturulan komisyon tarafından belirlenen kesin maliyet hesabı doğrultusunda davalıdan talep edilen alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.Her ne kadar mahkemece davanın alacak talebi yönünden kabulüne karar verilmişse de;15.06.2022 tarih ve 31867 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7410 sayılı Çevre Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 2. maddesi ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’na eklenen geçici 11. maddede; “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla, Kayseri ilinde aşağıdaki şartları taşıyan yapı kooperatifleriyle sınırlı olmak üzere bu madde hükmü uygulanır.
a) İnşaatların etaplar halinde yapılarak teslim edilmesi,
b) Terkin edilmemiş olması,
c)Yapımı tamamlanan etapta bağımsız bölüm malikine kooperatifçe tahakkuk ettirilen bedelin ödenmiş olması,
ç) Kooperatif tarafından üyeye konutunun tapu devrinin yapılmış olması şartlarının birlikte sağlanması halinde; konutun tapu devrinin yapılmasından sonraki dönemler için yapı kooperatifi tarafından yönetim giderleri hariç olmak üzere her ne ad altında olursa olsun yapılmış borçlandırmalar veya bu kapsamda üçüncü şahıslara kooperatif tarafından yapılan alacağın devrine ilişkin işlemler hükümsüzdür.
Birinci fıkra kapsamındaki şartları birlikte sağlayan kişilere karşı yapı kooperatifinin veya bu alacağı devralan üçüncü kişilerin yapı kooperatifi nedeniyle açmış oldukları her türlü alacak veya tazminat davaları ile bu kapsamda yapılan ilamsız icra takipleriyle ilgili olarak; ilgilinin talebi halinde bu davalarda verilen ve henüz kesinleşmemiş mahkeme kararları ile kesinleşen dava ve takiplere dayanılarak başlatılan icra işlemleri, haciz, satış ve tahliye uygulamaları durdurulur. Bu alacaklar kapsamında kesinleşen ilamlara dayanılarak devam eden takipler ile kesinleşen icra takiplerine son verilmesi için birinci fıkra uyarınca bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 6 ay içinde borcun bulunmadığına dair davanın açıldığına ilişkin belgenin ibraz edilmesi zorunludur; borcun bulunmadığına ilişkin kesinleşen ilamın icra dairesine ibraz edilmesi halinde takip sonlandırılır.” düzenlemesine yer verilmiştir.Bu durumda, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın anılan yasal düzenleme uyarınca değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmekte olup (aynı yönde Yargıtay 6.Hukuk Dairesi’nin 2022/2097 E – 2022/3711 K sayılı ilamı), hükmün bu nedenle kaldırılmasına ve istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle sonuç olarak; 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a.6.maddesi gereğine Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle yukarıda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalının istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
2-HMK’nın 353/1-a.6 md. gereğince, KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 01.10.2021 tarih ve 2019/469 E – 2021/742K sayılı kararın KALDIRILMASINA,
3-HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle eksiklikler giderildikten sonra sonucuna göre esastan bir karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye geri GÖNDERİLMESİNE,
4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talebi halinde davalıya iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmalı olarak yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf yoluna başvurma harcının ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
7-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4 maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
8-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dava dosyası üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince, KESİN olarak oybirliği ile karar verildi. 13/10/2022