Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/1877 E. 2022/2476 K. 11.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/1877
KARAR NO: 2022/2476
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/06/2022
ESAS NO: 2021/203
KARAR NO: 2022/472
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/11/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 14/11/2022
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/06/2022 tarih ve 2021/203 Esas – 2022/472 sayılı kararı davalı vekili tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Kayseri 4. İcra Dairesi’nin … sayılı dosyası ile davacı aleyhinde icra takibi başlatılmış olduğunu, ödeme emrinin davacıya usulüne uygun tebliğ edilmediğini, davacının hakkında icra takibi olduğunu seçim listesini kontrol etmek için muhtarlığa gittiğinde 01/06/2018 tarihinde öğrendiğini, öğrenir öğrenmez borca itiraz ettiğini, icra müdürlüğünde dosyada tebligat parçası olmadığı için dilekçe bırakması ve bilgilere ulaşılınca bir karar verileceğinin söylendiğini, sonrasında PTT’den yapılan tebligat kontrolü sonrası itirazın süresinde yapılmaması nedeni ile reddine karar verilmiş olduğunu, kararın davacıya tebliğ edilmediğini, davacının itirazın reddedildiğini maaşına gelen haciz yazısı ile 05/06/2018 tarihinde öğrendiğini, bunun üzerine davacının Kayseri 4. İcra Hukuk Mahkemesi’ne … E sayılı dosyası ile tebligatın iptali için başvurduğunu, davanın reddine karar verilip kararın kesinleşmesi nedeni ile davanın açıldığını, davacının 23/09/2015 tarihinde … plakalı aracı ile … plakalı aracın çarpışması ile kaza gerçekleştiğini, davacıdan icra dosyasında davalı sigortanın yapmış olduğu ödemelerin rücusunu talep ettiğini, ayrıca takipte … plakalı aracın sürücüsünün alkollü araç kullandığının tespit edildiğinin belirtildiğini, kazanın aracın alkollü kullanılması nedeni ile gerçekleşmediğini, bu durumun Kayseri 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2015/315 E sayılı dosyasında da tespit edildiğini, Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/514 E sayıl dosyasında da alınan raporda da sürücülerin eşit oranda kusurlu olduklarının tespit edildiğini, davalının başka bir alacak nedeni ile başlattığı Kayseri 4. İcra Dairesi’nin … sayılı dosyasında davacının aynı gerekçe ile takibe itirazı üzerine davalının itirazın iptali davası açmadığını, davalının yapmış olduğu takipte iyiniyetli olmadığını belirterek tedbir ile takibin iptali ve tazminata karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın, dava dilekçesindeki iddia ve beyanlarını kabul etmediklerini, haksız ve yersiz açılmış olan davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini,davacı tarafın, davalının sigortalısı olduğunu, 23.09.2015 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı ve yaralanmalı/ölümlü trafik kazası neticesinde, kazada zarara uğrayanlar tarafından davalı aleyhine Ankara 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/941E. Sayılı dosyası ile tazminat davası açıldığını, mahkemenin 05.12.2017 tarihli ve 2017/737K. sayılı ilamı ile davalının tazminat ödemesine hükmedildiğini ve akabinde ilamın infazı amacıyla davalı sigorta şirketi aleyhine Şanlıurfa 1.Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasından başlatılan icra takibi nedeniyle sigorta şirketi tarafından icra müdürlüğü dosyasına 09.02.2018 tarihinde 156.450,69TL ödeme yapıldığını, Ankara 3. ATM 2015/941E. Sayılı dosyasından yapılan yargılama sırasında Adli Tıp raporu alındığını, … ‘in alkollü araç kullandığını ve kazanın meydana gelmesinde %45 oranında kusurlu olduğu tespit edildiğini, mahkemece bu doğrultuda ve kusur oranı da dikkate alınarak tazminata hükmedildiğini, Yasal düzenleme ve Trafik Sigortası Genel Şartları doğrultusunda, davalının, trafik kazasında zarar görenlere yapmış olduğu tazminat ödemesini sigortalısı davacıya rücu etmek ve alacağın tahsili amacıyla Kayseri 4. İcra Müdürlüğü’nün … (yeni esas Genel İcra Müdürlüğü … ) sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını ve takibin kesinleşmesi ile birlikte icra-i işlemler yapıldığını, bu aşamada, davacı/borçlu tarafın, iş bu davayı açarak, borçlu olmadığının tespitini talep ettiğini, alkollü aracı kullanmasının münhasıran alkolün etkisiyle olmadığını iddia ettiğini, davacı tarafın iddia ve beyanlarını ispat etmekle mükellef olduğunu, davacının kazanın meydana gelmesinde %45 oranında kusurlu olduğu ve alkollü araç kullandığının resmi tutanak, rapor ve mahkeme kararı ile sabit oldğunu, davacının alkol oranının %1,03 olarak tespit edildiğini, bu oranın yasal sınırların çok üzerinde olduğunu, davacının alkol oranına bakıldığında, emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare etmesinin mümkün olmadığını, davacı tarafından davalı aleyhine açtığı takibin, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğunu, bu itirazın yerinde görülerek itirazın iptali davası açılmadığını beyan edilmiş ise de, davacı tarafın bahsetmiş olduğu itiraz veya icra müdürlüğünün takibin durdurulmasına ilişkin kararın taraflarına tebliğ edilmediğini, itirazın iptali davası için yasal süreler işlemeye başlamadığını, davacı tarafın hukuki dayanaktan yoksun olan iddia ve beyanlarını kabul etmediklerini, davanın reddine, yargılama giderlerinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; “……Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda, her ne kadar davalı tarafça davanın reddine karar verilmesi talep edilmiş ise de, delillerin toplanmasından sonra bilirkişi heyetinden rapor alındığı ve 11/04/2022 tarihli raporda, davacının kazanın meydana gelmesinde diğer araç sürücüsü … ile birlikte asli kural ihlalinin olduğu, davacının kaza anında 1,78 promil alkollü olduğu, alkolün tek başına kazaya sebebiyet verecek düzeyde olması ile birlikte kazaya her iki araç sürücüsünün ihlallerinin sebebiyet vermesi nedeni ile kazanın meydana gelmesinde 3. Kişinin kusurundan kaynaklı başkaca nedenlerin bulunduğu ve kazanın münhasıran alkol nedeni ile meydana gelmediğinin belirtildiği görülmüş olup kusur tespiti yönünden Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/514 E sayılı dosyası ile Kayseri 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2015/315 E sayılı dosyalarında da aynı kusur oranlarının belirlendiği görülerek mahkememizce bilirkişi heyet raporunun denetime elverişli ve hükme esas alınabilecek nitelikte olduğu değerlendirilmiş ve davalı sigorta şirketinin davacıya rücu hakkının oluşmadığı anlaşılmış ve bu nedenle davanın kabulü ile, Davacının Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında takibe konulan alacaktan kaynaklı olarak davalıya borçlu olmadığının tespitine, Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’ne davacı yönünden takibin durdurulduğunun bildirilmesi için müzekkere yazılmasına, Davacı tarafça takibin haksız ve kötüniyetle yapıldığı ispatlanamadığından davacı tarafın tazminat talebinin İİK madde 72/5 gereğince reddine karar vermek gerekmiş ….” gerekçesiyle DAVANIN KABULÜ İLE; Davacının Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında takibe konulan alacaktan kaynaklı olarak davalıya borçlu olmadığının tespitine, Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’ne davacı yönünden takibin durdurulduğunun bildirilmesi için müzekkere yazılmasına, Davacı tarafça takibin haksız ve kötüniyetle yapıldığı ispatlanamadığından davacı tarafın tazminat talebinin İİK madde 72/5 gereğince reddine karar verilmiştir.
İşbu kararı davalı vekili süresinde istinaf etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davacı/borçlu tarafın, davalı sigorta şirketinin sigortalısı olup, taraflar arasındaki hukuki ilişkiye bakıldığında, görevli mahkemenin Kayseri Tüketici Mahkemeleri olduğunu, mahkeme’nin davanın esasına girmeden görevsizlik kararı vererek, dosyanın görevli Kayseri Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesi gerekirken, davanın esasına girilerek, davanın kabulüne karar verilmiş olmasının hatalı olduğunu, mahkeme’nin 26.01.2022 tarihli ve 2 numaralı ara kararında Nöroloji Uzmanının da dahil olduğu heyetten rapor alınmasına karar verilmiş ise de, hükme esas alınan bilirkişi heyetinde Nöroloji Uzmanı bulunmadığını, bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde bu durumun izah edilmiş ise de, mahkemece, itirazlarının dikkate alınmadığını, bilirkişi heyetine Nöroloji Uzmanı eklenmeden eksik inceleme ile hatalı bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm kurulduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda açıkça, davacı/borçlunun, kaza anında 1,78 promil alkollü olduğu tespit edilmiş ve bu miktardaki alkolün başlı başına kaza meydana getirebileceğinin açıkça belirtildiğini, ancak, raporun devamında, her iki araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde eş değer oranda kusurlu bulunduğundan bahisle (her iki sürücünün kendi şeridinden taşarak şerit ihlali yaptığından bahisle kazanın meydana geldiği), kazanın meydana gelmesinde, 3. Kişinin kusurundan kaynaklı başkaca nedenlerin bulunduğundan, kazanın münhasıran alkolün etkisi ile meydana gelmediği belirtildiğini, bilirkişi heyetinin bu yöndeki değerlendirmelerinin çelişkili olduğu gibi hatalı olduğunu, bu nedenle, ilgili raporun hükme esas alınamayacağını, taraflarınca bilirkişi raporuna itiraz edilmiş ise de, mahkeme’ce itirazları dikkate alınmadığını, ek rapor alınmaksızın çelişkili ve hatalı bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm kurulduğunu, somut olaya bakıldığında, davacı/borçlunun kazanın meydana gelmesinde kusurlu olduğunun ve 1,78 promil alkollü olduğunun sabit olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi heyeti raporunun sonuç kısmının 4. maddesinde, dosyadaki bir kısım bilgi eksikliği nedeniyle, eksikliklerin giderilmesi halinde hesaplama yapılabileceği belirtilmiş olmasına rağmen, mahkeme’ce bu eksiklikler giderilmeden hüküm kurulmuş olmasının hatalı olduğunu belirterek; Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/203E. 2022/472K. sayılı davanın kabulüne ilişkin kararının kaldırılmasına, Ticaret Mahkemesinin görevsizliğine karar verilmesini, aksi kanaat halinde itirazları doğrultusunda Nöroloji Uzmanı bilirkişinin de heyete dahil edilerek yeniden bilirkişi raporu alınmasına, alınacak yeni rapor doğrultusunda değerlendirme yapılarak yeniden hüküm kurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı tarafın istinaf dilekçesi incelendiğinde istinaf itirazlarının yasal dayanaktan yoksun olduğunun açıklıkla görüleceğini, şöyle ki; davalı tarafın, yerel mahkeme nezdindeki davaya karşı cevaplarını yasal süre içinde bildirmediğini, 6100 Sayılı HMK.nun 128. maddesinde “Süresi içinde cevap dilekçesi vermemiş olan davalı, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkar etmiş sayılır” hükmünde de belirttiği gibi davalının, yasal süre içerisinde cevap dilekçesi vermediği için dava dilekçesindeki vakıaların tamamını inkar etmiş sayıldığını, bu yasal düzenleme karşısında davalı, dava dilekçesinde bildirilen vakıaların doğru olmadığını ispat için istinaf kanun yoluna başvururken yeni vakıalar ileri sürerse, 6100 Sayılı HMK.nun 141. Maddesi uyarınca savunmayı genişletme yasağı ile karşı karşıya kalacağını, dolayısıyla davalının bu aşamada ilk kez ileri sürdüğü işbölümü itirazı yasal dayanaktan yoksun olmakla birlikte kabul edilemez nitelikte olduğunu, davalının yerel mahkemenin kararına dayanak bilirkişi raporuna yönelik itiraz ve taleplerini de kabul etmenin mümkün olmadığını, 4 farklı dosya üzerinden yaptırılan inceleme sonucunda düzenlenen raporlardaki “kazanın münhasıran alkol nedeniyle meydana gelmediği kanaatine varılmıştır” şeklindeki değerlendirmenin davamızdaki haklılıklarını açıklıkla ispatladığını haksız ve yersiz, en önemlisi yerel mahkeme kararını geçersiz kılmaya yeter olmayan davalı taraf istinaf itirazlarının reddi ile usul-yasa, hak-hakkaniyet ve Yargıtay kararlarına uygun olduğu kanaati taşıdıklarından Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/203 esas ve 2022/472 karar sayılı kararının, onanması talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.Dava, davalı sigorta şirketine zorunlu mali sorumluluk poliçesiyle sigortalı aracın karıştığı trafik kazası sonucu davalı tarafça zarar gören üçüncü kişilere yapılan ödemenin davacı sigortalıdan rücuan tahsili istemi ile başlatılan takibe karşı açılan menfi tespit istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.HMK’nın 1. maddesine göre; “Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.”HMK’nın 114/1-c bendine göre; “mahkemenin görevli olması” dava şartlarındandır.HMK’nın 115/1. maddesine göre; “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.”Dava tarihi itibari ile yürürlükte olan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunu’nun 3.maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder. 6502 sayılı yasanın 73.maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. 6502 sayılı yasanın 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğine değinilmiştir. Somut olayda, davacı yana ait aracın davalı sigorta şirketi nezdinde zorunlu mali sorumluluk poliçesiyle sigortalı olduğu esnada meydana gelen trafik kazası sonucu davalı sigorta şirketi tarafından kazada zarar gören üçüncü kişilere yapılan ödemelerin davacı sigortalısından sigorta poliçesi genel şartları ve yasal hükümler uyarınca rücuan tahsili istenmiş olup, dava tarihi olan 19.03.2021 tarihi itibariyle 6502 sayılı Kanun yürürlükte olup davacı olan sigortalının gerçek kişi, tescil bilgilerine göre davaya konu sigortalı aracın kullanım amacının da “hususi” olduğu aracın trafik kaydı ve kaza tespit tutanağından anlaşılmakla, anılan Kanun uyarınca davacı tüketici, taraflar arasındaki sigorta sözleşmesi de tüketici işlemi sayılmakla davaya bakmakla tüketici mahkemesi görevli olduğundan davaya “Tüketici Mahkemesi” tarafından bakılması gerekirken Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından bakılarak davanın esası hakkında hüküm kurulması yerinde görülmediğinden göreve ilişkin olarak yapılan bu yanlışlık HMK’nın 355. maddesinin ikinci cümlesi uyarınca re’sen gözetilmesi gereken kamu düzenine aykırılık kapsamında kalmakla ilk derece mahkemesince verilen kararın öncelikle bu nedenle kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir. Öncelikle ilk derece mahkemesince davaya “Tüketici Mahkemesi” tarafından bakılması gerektiğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a-3. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının resen kaldırılmasına, kaldırma kararının sebep ve şekline göre de davalı vekilinin esasa yönelik istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiş ve kesin olarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı tarafın istinaf başvurusunun KABULÜ ile,
2-HMK’nun 353/1-a.3 maddesi gereğince KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 08/06/2022 tarih ve 2021/203 E. – 2022/472 sayılı nihai kararının esası incelenmeksizin KALDIRILMASINA,
3-İstinaf edilen kararın esası ve istinaf eden davalının istinaf sebepleri incelenmeden HMK’nun 353/1-a-3 maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin kararının mahkemenin görevsizliği yönünden kaldırılarak, mahkemece görevsizlik kararı verilmesi ve HMK nun 20. Maddesi gereğince kararın ilk derece mahkemesince taraflarına tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde taraflarca Yerel Mahkemesine müracaat/talep edilmesi halinde, dosyanın davanın yeniden görülmesi için görevli KAYSERİ TÜKETİCİ MAHKEMESİ’NE gönderilmesine dair karar verilmek üzere KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’ne İADESİNE,
4-Davalı tarafça yatırılan istinaf karar ve ilam harcının talepleri halinde kendisine iadesine,
5-Davalının istinaf aşamasında yapmış olduğu istinaf posta/yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvuru harçlarının görevli ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sonunda dikkate alınmasına,
6-İstinaf incelemesi aşamasında duruşma yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4 maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan incelemeyle H.M.K’nın 353/1-a.3 maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 11/11/2022