Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/1843 E. 2022/2809 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/1843
KARAR NO: 2022/2809
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/06/2022
ESAS NO: 2020/113
KARAR NO: 2022/431
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Rücun Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 27/12/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 27/12/2022
Kayseri 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 01/06/2022 tarih ve 2020/113 Esas – 2022/431 sayılı kararı davacı vekili tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … tarihinde … Mahallesi … cadde no:.. – …/… adresinde … (…) ticaret ünvanlı iş yerinde yangın meydana geldiğini ve bu yangın nedeniyle davacı şirkete … nolu Geniş Kapsamlı Yangın Paket Sigorta Poliçesi ile sigortalı …’e ait … … cadde No: …/… adresinde bulunan … isimli işyerinde hasar meydana geldiğini ve bu hasar nedeniyle sigortalı …’e 25.01 2018 tarihinde 370.250,00-TL tazminat ödenmek zorunda kalındığını, Kayseri Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığı’nın raporuna göre “olay yerinde yapılan inceleme ve araştırmada yangının başlangıç noktasının … isimli işyerinden olduğunun tespit edildiği” şeklinde rapor tutulduğunu, raporun devamında olayın son durumu kısmında … içindeki malzemelerin tamamen zarar gördüğünün tutanak altına alındığını, Kayseri 3.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2018/3 değişik iş dosyası ile rapor alındığını, mahkeme tarafından alınan raporda “yangının ilk başlangıç yerinin … firmasından başlayarak … firmasına sirayet ettiği tarafımızca hasıl olmuştur. Yangının oluş sebebi ise … Firmasından kaynaklı sobadan sıçrayan kıvılcımlar olduğu…” şeklinde tespit yapıldığını ve raporun devamında …’ın yangın sebebiyle görmüş olduğu toplam zararın belirtildiğini, davacı şirketin yangın sebebiyle sigortalı işyeri … için ödemiş olduğu 370.250,00-TL tazminatı … (…) ticaret ünvanlı işyeri sahibine rücu hakkı bulunduğunu, davaya konu yangın sebebiyle sigortalı …’e ödenen tazminat miktari 370.250,00-TL’nin fazlaya dair hakları saklı tutularak 50.000,00-TL’si için açılan kısmi dava olan Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/655 esas 2019/1050 karar sayılı dosyasında alınan 14.11.2019 tarihli bilirkişi raporunun 4.sayfasında yer alan “… Tespit dosyasından ve içerikteki fotoğraflardan anlaşıldığı üzere davalı ve davacı tarafın ortak duvarının belli seviyeden sonra ara bölme duvarı olarak asıl duvar elemanı ile kapatılmış olmadığı çelik profiller arası sac montajı şeklinde ayrılmış olduğu belirlenmiştir. Bu bakımdan yangınla ilgili olay yeri inceleme ve itfaiye raporundan anlaşıldığı üzere yangın sıçrama olayının özellikle bu kısımdan oluştuğu anlaşılmıştır.” şeklinde belirtildiğini, bu tespitin açık bir şekilde yangının sıçramasında ve yayılmasında bina yapısının etkili olduğunu, binada ki eksiklik nedeniyle yangının sıçradığını ve yayıldığını gösterdiğini, yangının meydana geldiği işyeri sahibi … A.Ş. ve kiracısı …’ın müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını, dolayısıysa davavı şirketin her ikisinden de rücu etme hakkının bulunduğunu, mevcut davaya konu Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icraya konulan alacak ise (tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla) davacı şirket tarafından sigortalısına ödenmiş bulunan 370.250,00-TL tazminatın, Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/655 esas 2019/1050 karar sayılı dosyası ile fazlaya dair haklarımız saklı kalmak kaydıyla sadece 50.000,00-TL’si için … aleyhine kısmi dava açılan haricinde kalan 320.250,00-TL’nin 150.000,00-TL’sine ilişkin olduğu, yani davacı şirketin toplamda 370.250,00-TL ödediğini, kalan 320.250,00-TL’nin 150.000,00-TL’si için de Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını ve söz konusu icra takibine itiraz edildiğinden bahisle davanın kabulü ile HMK’nın 86. ve 392. maddesi gereğince davalılara ait tüm taşınır – taşınmaz ve 3.kişilerdeki hak ve alacaklarına 3.şahıslara devir ve temlikinin önlenmesi için teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulmasına ve yapılacak yargılama sonunda davanın kabulü ile davalıların Kayseri Genel lera Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyasına vaki itirazların iptali ile %40 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderlerinin davalılara tahmiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafla diğer davalı … arasındaki anlaşmazlıktan ötürü Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/655 esas sayılı dosyası üzerinden tazminat davası açıldığını, davanın kabulünü müteakip davalı … vekilinin kararı istinaf ettiğini, Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/655 esas sayılı dosyası üzerinden verilen kararda davalıyı bağlayıcı bir karar olmadığını ve bahse konu dosyada davalının taraf olmadığını, bu sebeple davanın husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, aynı konuda açılmış olan dava kesinleşmeden yenisi açılamayacağından derdestlik itirazlarının bulunduğunu, her ne kadar davacı sigorta şirketi davalının Borçlar Kanunun 69. Maddesi uyarınca kusursuz sorumlu olduğuna dayanmış ise de zarar ile bina arasında uygun illiyet bağı olmadığını, binanın maliki olan davalının zarardan sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, yangının çıkış sebebinin binanın aynından kaynaklı olmadığını, ruhsatı olmayan iş yerine sigorta yapan davacı … Sigorta şirketinin kendi üzerine düşen kontrol görevini yerine getirmemesi sebebiyle ağır kusurlu olduğunu, hukuki dayanaktan yoksun davanın öncelikle zamanaşımı ve derdestlik itirazı doğrultusunda reddine karar verilmesini, aksi halde esastan reddine ve %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; “….Toplanan deliller yapılan yargılama sonucunda; dava dışı …’e ait … isimli işyerinin 01.07.2017-01.07.2018 döneminde davacı şirket tarafından sigortalandığı, 08.01.2018 tarihinde meydana gelen yangında kesinleşen Kayseri 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/487E.2021/183K.sayılı dosyasında ve dosyamız kapsamında alınan kusur raporunda belirtildiği üzere; yangının başlangıç noktası olan işyerinin çalışanı …’in, soba yakarak dikkatsiz ve tedbirsiz davrandığı, mesleki öngörme, yetenek ve kabiliyetini kullanmadığı, hatalı bir çalışma şekli izlediği, …’in işvereni …’ın, denetim, risk değerlendirmesi, iyileştirme çalışmaları, Temel İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimi konularında eksikliklerinin bulunduğu, çalışan …’e düşen sorumluluktan işvereni olan davalı …’ın da sorumluluğunun bulunduğu, bu sebeplerler yangının meydana gelmesinde …’in ve adam çalıştıranın sorumluluğu nedeniyle işveren …’ın %70 oranında kusurlu olduğu, davadışı … isimli işyeri sahibi olan …’nin ise yangının çıktığı işyeri ile komşu olan …’e ait işyeri arasında yalıtımın muntazam olmaması, yangın yönetmeliğine uygun olmayan ruhsatsız yapı niteliğinde olması nedeniyle %30 oranında kusurlu olduğu, yangının başlandığı iş yeri malikinin yangının meydana gelmesinde herhangi bir kusurunun tespit edilemediği, davacı şirket tarafından bu yangın nedeniyle 370.250,00TL ödeme yapıldığı bu tutardan davacının sigortalısının kusuru olan %30 oranında indirim yapıldığında, davalının sorumluluğunun (370,250,00X70/100=259.175,00) 259.175,00TL olduğu bu alacağın 50.000,00TL’sinin Kayseri 2.Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından hüküm altına alındığı, dosyamız kapsamında ise talep edilen asıl alacağın 150.000,00TL, işlemiş faizin ise 49.644,86TL olduğu yapılan hesaplama sonucunda hüküm altına alınacak tutarın asıl alacak 150.000,00TL,işlemiş faiz 49.283,20TL olmak üzere toplam 199.283,20TL olduğu, alacağın yargılama başında likit olması nedeniyle icra inkar tazminatı şartlarını oluştuğu anlaşılmakla…” gerekçesiyle Açılan davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile, davacının başlatmış olduğu Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına davalı …’ın yapmış olduğu itirazın asıl alacak 150.000,00-TL, işlemiş faiz 49.283,20-TL olmak üzere toplam 199.283,20-TL’lik kısmı yönünden iptaline, takibin bu tutar üzerinden icra dosyasındaki şartlar ile devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, Hüküm altına alınan asıl alacak 150.000,00-TL’nin %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalı …’tan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine, Davacının, davalı … Anonim Şirketi aleyhine açmış olduğu davasının reddine, Takip başlatılmasında davacının kötü niyetli olduğunun davalı tarafça ispatlanamaması nedeniyle davalı … Anonim Şirketi’nin kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
İşbu kararı davacı vekili süresinde istinaf etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesinin ”yangının başlandığı iş yeri malikinin yangının meydana gelmesinde herhangi bir kusurunun tespit edilemediği,” gerekçesiyle davalı … Anonim Şirketi aleyhine açılan davanın reddine karar verdiğini,dikkat edilmesi gerekenin diğer Davalı … (…) yangının başlangıç yeri olan … …cadde No: …/… adresinde bulunan işyerinde kiracı olarak bulunduğu olduğunu, söz konusu yangının başlamış olduğu işyerinin mülkiyetinin davalı … Anonim Şirketi ne ait olduğunu, davalı … A.Ş.’nin dosya içerisinde alınan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere davalı …’ın işlettiği … İsimli işyerinin bina maliki ve bu nedenle davalı olduğunu, bu durumun tapu kayıtlarından anlaşıldığı gibi dosya içerisinde yer alan Davalı … A.Ş. beyanları ile sabit olduğunu, bu nedenle davalı … Anonim Şirketi Bina Maliki olarak borçlar kanunu ilgili maddesi gereği kusursuz olarak sorumlu olduğunu, bina malikinin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğunu, yani her hangi bir kusuru bulunması gerekmediğini, (Türk Borçlar Kanunu’nun 69. Maddesi;), (11.HD. 04.03.2002, E.2001/9396 – K.2002/1867), (7.HD. 30.09.2005, E.2005/2772 – K. 2005/2844 ), (11.HD. 28.01.2002 , E. 2001/8397 – K. 2002/558 ), (11.HD.20.02.2007, E.2005/11830 – K.2007/3191) bilirkişi raporunda yapılan tespitte yangının sıçramasında ve yayılmasında bina yapısının etkili olduğunu, binadaki eksiklik nedeniyle yangının sıçradığını ve yayıldığını gösterdiğini, davalı … Anonim Şirketi yangının meydana geldiği işyerinin sahibi olması sebebiyle davalı kiracısı … ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, söz konusu gerekçede belirtilen duvar ve yalıtım hem yangından zarar gören iş yerine hem de yangının meydana geldiği iş yerine ait ortak duvardır ve her iki iş yerinin de sorumluluğu bulunduğunu, fakat ilk derece mahkemesinin gerekçesi değerlendirildiğinde komşu olan iki iş yerinin arasında bulunan ortak duvarın olmaması sebebiyle sadece yangından zarar gören iş yerine kusur izafe edilirken yangının meydana geldiği iş yerine herhangi bir kusur izafe edilmemesinin yerinde olmadığını, söz konusu duvarın ortak duvar ve her iki iş yerine ait olduğunu, bu durumda her iki iş yerinin de kusurlu olması gerekmekte iken sadece yangından zarar gören iş yerine kusur izafe edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek; Kayseri 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/113 Esas, 2022/431 Karar sayılı dosyası ile verilen yerel mahkeme kararının maddi vakıalar ve hukuki yorum açısından usule, yasalara ve içtihatlara aykırı olması sebebiyle istinaf başvuru ve talepleri doğrultusunda incelenerek, usul ve esastan kararın kaldırılmasına, yeniden yapılacak istinaf yargılaması neticesinde; istinaf talepleri doğrultusunda; davalı … hakkında açmış olduğu davanın kabulü ile Kayseri Genel İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyasına vaki İtirazlarının İptali ile %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, takibin devamına, davalı … Anonim Şirketinin yangının meydana geldiği işyerinin sahibi olması sebebiyle ve BK ilgili maddesi gereği kusursuz sorumluluğu bulunması sebebiyle … Anonim Şirketi hakkında açmış olduğumuz davanın kabulü ile davalı kiracısı … ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğuna ve Kayseri Genel İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyasına vaki İtirazlarının İptali ile %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, takibin devamına, yargılama giderleriyle ücreti vekaletin davalılara yüklenmesine ve her iki davalının birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğuna karar verilmesine aksi kanaat halinde ise yerel mahkeme kararının lehimize kaldırılarak yeniden görüşülmesi için İlk Derece mahkemesine iadesine, karar ittihazına kadar icranın tehirine, masraf ve ücreti vekaletin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafla diğer davalı olan … arasındaki anlaşmazlıktan ötürü Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi‘nin 2018/655 esas sayılı dosyası üzerinden tazminat davası açılmış olup davanın kabulüne müteakip davalı … vekili kararı istinaf ettiğini, Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/655 Esas sayılı dosyası üzerinden verilen karar da davalının bağlayıcı bir karar olmamakla birlikte bahse konu dosyada davalı taraf dahi olmadığını, yapılan icra takibinin dayanak kısmına bakıldığında Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/655 esas sayılı dosyası dayanak gösterilmiş olup bahse konu dosyada davalının taraf olmadığının apaçık ortada olduğunu, bu sebeple davanın husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, bu sebeple icra takibine karşı haklı itirazları sonucu açılan işbu itirazın iptali davasında davacının haksız olup, aynı konuda görülmekte olan dava kesinleşmeden yenisi açılamayacağı için derdestlik itirazında bulunduklarını, bunun üzerine tarafımıza Kayseri Genel İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasına itiraz sebepleri açıklanmak suretiyle ilamsız icra takibinin borca, işlemiş ve işleyecek faize, faiz oranına, faiz cinsine ve tüm ferilerine itiraz etmemiz nedeniyle takibin durdurulmasına karar verildiğini, Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/655 Esas ve 2019/1050 Kararının gerekçeli kararı incelendiğinde “davaya konu yangının davalıya ait iş yerindeki sobadan kaynaklandığı, bu nedenle davalının tam kusurlu olduğu…” şeklinde karar verildiğini, davacı sigorta şirketinin de bahsetmiş olduğu üzere yangının çıkış noktası ve yangının çıkış sebebi “… Çalışanı …’in yangın yükü yüksek, tutuşma sıcaklıkları düşük malzemelerin bulunduğu işletme içinde soba yakması sonrası oluşan kıvılcımın bu tür imalahathaneler de her zaman mevcut olan toz ortamlarında etkisiyle kıvılcımların sentetik ve kumaş ürünlere sıçraması sonrası meydana gelmiştir” ve kusur izafesi olarak da çalışan …’e %100 kusur eklendiğini, ayrıca tarafların ceza yargılaması da Kayseri 11. Asliye Ceza Mahkemesi 2018//953 Esas ve 2019/1196 Kararında da dosyada bilgiler mevcut olduğunu, her ne kadar davacı sigorta şirketi davalının Borçlar Kanunun 69. Maddesi kusursuz sorumlu olduğuna dayanmış ise de zarar ile bina arasında uygun illiyet bağı olmadığını, malik olan davalının zarardan sorumlu tutulması düşünülemeyeceğini, yangının çıkış sebebinin binanın aynından kaynaklı olmadığını, “Her ne kadar bina ve yapı malikinin kurtuluş kanıtı ileri sürme imkanı olmasa da zararın mücbir sebepten, olağan üstü halden, zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan kaynaklandığını ispat ederse illiyet bağının kesilmesini sağlar ve zararı ödemekten kaçınabilir. “ görüldüğü üzere bahse konu olayda gerçekleşen maddi zarar ile yapıdaki bozukluk veya bakım eksikliği arasındaki uygun illiyet bağını kesecek nitelikte üçünçü şahsın yani … isimli işyeri çalışanı …’in yangının çıkmasında % 100 kusuru olması hasebiyle ve yangının çıkış sebebinin taşınmazın aynından olmayıp kiracının çalışanı …’ den çıkması sebebiyle uygun illiyet bağı kesilmiş olup davalıya karşı yapı malikinin sorumluluğu yönünden davanın reddi gerekeceğini, T.C YARGITAY 4. H.D. Esas: 2001 / 6127 Karar: 2001 / 10511 Karar Tarihi: 31.10.2001, T.C YARGITAY 17. H.D. Esas: 2016 / 19558 Karar: 2019 / 8388 Karar Tarihi: 23.09.2019, faiz oranına itiraz ettiklerini, İcra takibi başlatılırken uygulanan faiz oranı ise yüksek fahiş miktarda olduğunu, Merkez Bankası tarafından yayınlanan faiz oranı 21.12.2019 tarihi itibariyle 13,75 olup, icra takibinde başlatılan avans faiz oranı 19,5 olduğunu, bu sebeple faiz oranına da itiraz ettiklerini, çünkü talep edilmesi gereken yasal faiz olmasına rağmen avans faizi talep edilmesinin yasal olmadığını, belirterek davalı vekilinin vermiş olduğu hukuki dayanağı olmayan ve soyut iddialarına ilişkin istinaf dilekçesinin reddine, KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ nin 2020/113 Esas, 2022/431 Karar sayılı ilamının ONANMASINA karar verimesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.Dava, işyeri sigorta poliçesi kapsamında ödenen bedelin yangın olayında kusurlu olduğu iddia olunan davalı işyeri maliki … A.Ş ve onun kiracısı durumundaki diğer davalıdan yangının çıkışına sebebiyet vermesi nedeniyle rücuen tahsili istemine ilişkindir. Davacı, yangın sebebi ile işyeri sigortalısına yapılan hasar ödemesinin davalılardan TTK’nın 1472 maddesi gereğince rücuen tahsilini talep etmiştir. Davacının davalılara karşı Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında 150.000,00 TL asıl alacak, 49.282,20 TL faiz olmak üzere toplam 199.644,86 TL üzerinden ilamsız icra takibi başlattığı, davalıların takipte alacağa ve faize itirazda bulundukları, davacının bu takibe vaki itirazın iptalini talep ettiği görülmüştür. Sigortacının rücu hakkı, zarar sigortalarında geçerli olan halefiyet ilkesinden kaynaklanır. Halefîyet ilkesine göre sigortacı ödediği tazminat dolayısıyla sigortalının haklarına sahip olur ve üçüncü kişilere karşı doğrudan doğruya dava açabilir (TTK.m.1472; 1481). Bu ilkenin bir sonucu olarak sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren kişinin yerine geçer, onun halefi olur. Böylece, zarara neden olan kişilere karşı sigorta ettirenin açabileceği tüm davaları sigortacı açar ve meydana gelen zararın tazminine ilişkin talep haklarını kullanır. Bu şekilde üçüncü kişilere karşı haksız fiilden kaynaklanan tazminat talep yetkisi, zararı tazmin ettiği takdirde sigortacıya intikal eder. Davacı sigorta şirketi, 08/01/2018 tarihinde sigortalısı …’e ait işyerinin bitişiğinde bulunan davalı …’a ait işyerinde meydana gelen yangının sigortalısının işyerine sıçraması sonucunda sigortalıya ait işyerinde hasar meydana geldiğini, bu hasar neticesinde 370.250,00-TL tazminat ödenmek zorunda kaldığını, itfaiye raporunda yangın başlangıç noktasının davalı …’a ait işyeri olduğunun tespit edildiğini, bu nedenle yangına sebebiyet veren davalı tarafın meydana gelen zarardan sorumluluğu bulunduğunu iddia ederek, sigortalısına ödediği tazminatın TTK’nun 1472 maddesi gereğince rücuan davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davacı, davalı …’ın işyerinin maliki olan diğer davalıya rücu sebebi ise davalı işyeri ile sigortalı işyerinin tek cephe duvarının bitişik olması, her iki taşınmazın da inşasının projesiz ve ruhsatsız olması, her iki işletmeye ait yapıların yapı ruhsatlarının bulunmaması ortak duvarın belli bir seviyeden sonra ara bölme duvarı olarak asıl duvar elemanı ile kapatılmaması, çelik profiller arası sac montajı ile ayrılmış olması, yangının genişleyerek sigortalı işletmeye sirayetinin, özellikle işletmeler arasındaki yalıtımın muntazam olmaması, ortak duvarın ayrılmasında kullanılan çelik konstrüksiyon ve sac gibi metal yalıtım malzemelerin iletim, taşınım ışınım ile ısı iletimine çok müsait malzemeler olması, dükkan olarak kullanılan taşınmazları birbirinden ayıran ortak duvarda taş veya beton malzeme kullanılmaması herhangi bir ısı izolasyonunun bulunmaması gibi nedenlerden kaynaklandığı iddiası ile bina malikinin sorumluluğuna dayanmaktadır. 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 69. (818 s. BK 58.) maddesinde düzenlenen bina ve yapı eseri malikinin sorumluluğu, kusursuz sorumluluk türü olan özen (olağan sebep) sorumluluğudur. 6098 sayılı TBK’nun 69/1. maddesinde “Bir bina veya imal olunan herhangi bir şeyin maliki, o şeyin fena yapılmasından yahut muhafazadaki kusurundan dolayı mesul olur” denilmektedir. Bina veya yapı eseri malikinin sorumluluğu, yapı eserinin yapımındaki bozukluğa veya bakımındaki eksikliğe dayanmaktadır. Sorumluluğun doğmasında, yapılıştaki bozukluk-bakım eksikliği ayrımının bir önemi bulunmamaktadır. Zira, malikin sorumlu olması için bakım eksikliği veya yapılıştaki bozukluktan herhangi birinin varlığı yeterli görülmektedir. Bina veya yapı eseri malikinin sorumlu tutulabilmesi için; yapım bozukluğu veya bakım eksikliğinden zararın doğması, yapım bozukluğu veya bakım eksikliği ile zarar arasında uygun illiyet bağının bulunması yeterlidir. Bina veya yapı eseri malikinin sorumluluğu bakımından bulunması zorunlu unsur olan illiyet bağı yönünden ise, bu bağın kesilmesine yol açacak sebeplerin somut olayda gerçekleşmemiş olması gereklidir. İlliyet bağını kesen sebepler ise; mücbir sebep, zarar görenin ya da üçüncü kişinin ağır kusurudur. Zarar, aradaki illiyet bağını kesecek derecede bir mücbir sebepten, zarar görenin ya da üçüncü bir kişinin kusurundan doğmuş ise yapı malikinin sorumluluğu sözkonusu olmaz (HGK’nun 29.11.2017 tarih, 2017/3-439 Esas ve 2017/1463 Karar).Bina veya yapı eserlerinden doğan sorumluluk için; bina veya sair inşa eserinin maliki olmak ve zararın doğmasında bina veya sair inşa eserinin yapılmasındaki bozukluktan veya bakımındaki bir noksandan meydana gelmesi gerekir. Malikin bina veya sair inşa eserinin tehlike taşımayacak bir durumda bulunmasını sağlama yükümlülüğü, yalnız onu kullananlara karşı değil, herkese karşı mevcut olan bir yükümlülüktür.Davacı sigorta şirketinin sigortalısının kiracı olarak bulunduğu işyerinin bitişiğindeki binada çıkan yangın nedeniyle sigortalıya ait işyerinin de zarar gördüğü, davacının sigortalısına yaptığı ödemeyi bina maliki davalı şirketten de talep ettiği, yangının davalı şirkete ait işyeri kiracısının çalışanı tarafından çıktığı hususları dosyada bulunan bilgi ve belgelerden açıkça anlaşılmaktadır.Bina malikinin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bina maliki kusurlu ise üçüncü kişinin kusurunun illiyet bağını kesecek ağırlığa erişemeyeceği, öte yandan yangına sebep olan işyerinin davalının kiracısı olması karşısında bu işyeri çalışanının üçüncü kişi olarak kabul edilemeyeceği hususları gözetilerek davalı bina malikinin meydana gelen zarardan sorumluluğu bulunduğu kabul edilmelidir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2019/11-603 Esas 2022/84 Karar)Tüm bunlar ışığında mevcut yapı maliki davalı … A.Ş’nin bu olayda %15 oranında kusurlu olduğuna kanaat edilerek bilirkişi heyetinden bu kusur oranı, davacının sigortalısının makine ekipman ikinci el değerinin 650.650,00 TL. olduğu, inşai hasarın 66.386,00 TL olduğu, davacı sigorta şirketinin 370.250,00 TL sigortalısına ödediği kabulü ile takip dosyası ile bağlı kalınarak faiz yönünden de hesaplama yapılması için ek rapor alınmasına, aynı zamanda davacının Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde davalı …’a karşı açtığı tazminat istemli 2020/487 Esas 2021/83 Karar sayılı dosyasınında kesinleştiği nazara alınarak hüküm tesisi gerekmiş, davacının istinaf isteminin kabulü gerekmiştir.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle sonuç olarak davacı tarafın istinaf başvurusu sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda, söz konusu istinaf sebepleri yerinde görüldüğünden, davacının istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/(1)-a.6. maddesi gereğince, istinafa konu edilen kararının kaldırılmasına, HMK’nın 353/(1)-a.6. maddesi gereğince yukarıda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
2-HMK’nın 353/1-a.6 md. gereğince, KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 01/06/2022 tarih ve 2020/113 Esas – 2022/431 sayılı nihai kararın KALDIRILMASINA,
3-HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle yukarıda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talebi halinde davacıya iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmalı olarak yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf yoluna başvurma harcının ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
7-HMK. 302/5 maddesi gereğince iş bu ilamın kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararın yerine getirilmesi için gerekli bildirilmlerin, HMK. 359/4 maddesi gereğince iş bu kararın taraflarına tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dava dosyası üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince, KESİN olarak oybirliği ile karar verildi.27/12/2022