Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/1837 E. 2022/1790 K. 28.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/1837
KARAR NO: 2022/1790
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/06/2022
ESAS NO: 2022/278
KARAR NO: 2022/479
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ:28/09/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 11/10/2022
Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/06/2022 tarih ve 2022/278 Esas 2022/479 Karar sayılı ilamına karşı ,davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya dairemize gelmekle dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalı şirkete “Kaymaz Pvc Yer Döşemesi” sattığını ancak davalı şirketin aradan geçen süreye rağmen borcunu ödemediğini, bunun üzerine davacının davalı şirkette bulunan alacaklarının tahsili için Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile ilamsız takip başlattığını ve borçluya ödeme emri gönderildiğini ancak davalının haksız ve hukuka aykırı bir şekilde icra dairesinin yetkisine ve borcunun olmadığına dair itirazda bulunduğunu, itiraz üzerine takibin icra müdürlüğü tarafından durdurulduğunu, davaya konu takibin davacının para alacağından kaynaklandığını, 6098 sayılı TBK’nun 89.maddesine göre alacaklının ikametgâh yeri olan Kayseri İcra Daireleri ve Mahkemeleri’nin yetkili olduğunu, davalı şirket ödeme emrine itirazında borcunun olmadığını iddia etmiş ise de icra takibine konu yapılan … tarih ve … numaralı faturayı kabul ettiğini, defterlerine işlediğini, ancak davalı şirket aradan uzun bir zaman geçmesine rağmen aldığı ürünlerin ve faturanın bedelini ödemediğini belirterek davanın kabulüne, Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, davalının alacağın % 20’si oranında tazminata mahkûm edilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
DAVALI VEKİLİ’NİN İLK DERECE MAHKEMESİNE SUNMUŞ OLDUĞU CEVAP DİLEKÇESİNDEN ÖZETLE: Dava dilekçesinde iddiaların tümüyle gerçek dışı olduğunu, arabuluculuk görüşmeleri neticesinde tutulan anlaşmama tutanağının “itirazın kaldırılması” kapsamında düzenlenmiş olduğunu, işbu anlaşmama tutanağına dayalı olarak “itirazın iptali” davasının açılmasının usûle ve yasaya aykırı olduğunu, anlaşmama tutanağında yer alan davacının talebinin salt “itirazın kaldırılması ile dosya borcunun ödenmesi (3.530,56Euro+ işleyecek faiz)” olduğunu, işbu davanın başkaca hiçbir araştırmaya gerek olmaksızın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, işbu uyuşmazlıkta İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğunu, davalı şirketin; “… Mah. … Bulvarı No: …/Kayseri” adresinde bulunan … Oteli’i işlettiğini, Kayseri otelinin -1. kat koridorunun zeminini, o katta bulunan ofislerin zeminlerini ve güvenlik ofisinin zeminini vinil PVC kaplama ile kaplatmak üzere davacı taraftan 23.11.2021 tarihli fiyat teklifini aldığını, davacı tarafın, davalı şirket ile anlaşmaları doğrultusunda yukarıda sayılan alanların zeminlerinde gerekli vinil PVC kaplamaları yapmak üzere çalıştığını ancak taraflarca anlaşılarak belirlenen işin bir kısmının, davacı tarafça yerine getirildiğini, bir kısmının ise hiç yapılmadığını, kaplaması yapılarak tamamlanan zemin bölümlerinde ise kaplama işleminin üzerinden 15 gün geçtikten sonra kabarmalar ve deformasyonlar görüldüğünü, davalı şirket tarafından tüm bu eksikliklerin fotoğraflanarak kayıt altına alındığını, bunun üzerine davalı şirketin, davacı tarafı otele çağırıp gerekli onarımları yaparak zemini düzeltmesini ve eksik bıraktığı işleri tamamlamasını talep ettiğini, davacı tarafın ise davalı şirketin işbu talebi üzerine otele gelerek yaptıkları işin taraflar arasındaki anlaşmaya uygun olmadığını açıkça kabul ettiğini ve yeni numuneler getirerek malzemeyi değiştireceğini taahhüt ettiğini, davacı tarafın, tamamlayacağını taahhüt ettiği işleri yapmamak için devamlı bahaneler ürettiğini ve bu işleri yapmaktan kaçındığını, itirazın iptali ile icra takibinin devamına, alacağın %20’si oranında icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, davacı şirketin davalı şirkete kestiği 22.12.2021 tarihli faturayı, ödenmediği gerekçesiyle Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile davalı şirket aleyhine başlattığı ilamsız icra takibine konu ettiğini, işbu davanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu bu nedenle davanın reddine karar verilmesi ve davacının asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkûm edilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda “…Dava, faturadan kaynaklı itirazın iptali davasıdır. TTK’nın 4. maddesine göre; ticarî davaların iki grup altında incelenmesi mümkündür. Bunlar; tarafların sıfatına ve işin ticarî işletmeyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın ticarî sayılan davalar (mutlak ticari davalar) ile her iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğan davalar (nispi ticari davalar)dır. Mutlak Ticari Dava; tarafların tacir olup olmadıklarına ve dava konusu edilen işin ticari nitelikte olup olmadığına bakılmaksızın ticari dava olarak sayılan davalar olup, TTK’nın 4/1. maddesinde a ve f bentlerinde 6 bent halinde sayılan dava türleri mutlak ticari davadır. Taraflar arasındaki var olduğu iddia edilen satım sözleşmesinin TTK’ nın 4/1 maddesinde düzenlenmeyip, Borçlar Kanunu’nda düzenlenmesi nedeni ile davanın mutlak ticari dava olmadığı anlaşılmıştır. Nisbi ticari dava ise; her iki tarafı tacir olan ve tarafların ticari işletmesi ile ilgili olan uyuşmazlıklar nisbi ticari dava olarak adlandırılmaktadır. TTK’nın gerekçesinde; ticari davalar ile ticari olmayan hukuk davalarını ayırmada kullanılan kıstasın “bir yandan her iki tarafın tacir sıfatı ve uyuşmazlığın konusunu teşkil eden işin bu sebepten dolayı ticari sayılması keyfiyeti, diğer yandan tarafların sıfatına bakılmaksızın sadece işin ticari mahiyeti” olduğu açıklanmıştır. Bu anlamda bir davanın nisbi ticari dava sayılabilmesi için; uyuşmazlığın her iki tarafının tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması gerekli ve zorunludur. Davanın taraflarının incelenmesinde, davacının tacir olduğu, … Vergi Dairesi’nden gelen 31/03/2022 tarihli yazı cevabına göre ise davalının tacir olmadığı görülmektedir. İkinci sınıf tüccar, tacir sayılmamaktadır. Somut olayda davanın her iki tarafının tacir olmadığı, yalnızca davacının tacir sıfatını taşıdığı, dolayısı ile eldeki davanın nısbi ticari dava da olmadığı görülmüştür. TTK’nın 5. maddesine göre aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın, Asliye Ticaret Mahkemesi, ticari davalara bakmakla görevlidir. Dava konusu uyuşmazlık mutlak veya nısbi ticari dava niteliğinde olmadığından, mahkememizin görevi içine girmemektedir. Uyuşmazlığın ticari dava olmaması ve Borçlar Kanunu’ndan doğması nedeniyle genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi bu davanın yargılamasını yapmakta görevlidir. 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren Türk Ticaret Kanunu ile Türk Ticaret Kanunun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Değişiklik Yapılmasına Dair 6335 Sayılı Kanunun 2. Maddesi ile değişik TTK’nın 5. maddesinin 3. fıkrası ile Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü itirazından çıkarılmış, görev ilişkisine dönüştürülmüştür. HMK’nın 114. maddesinin
1. fıkrasının (c) bendine göre, görev dava şartıdır. Aynı Kanunun 115/1. maddesi gereği mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. HMK’nın 138. maddesine göre, mahkeme dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verebilir. İzah edilen nedenlerle mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiştir. Verilen karar ile; 1-H.M.K’nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeni ile davanın USULDEN REDDİNE, görevli Mahkeme’nin KAYSERİ NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ olduğunun tespitine,
2-Hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde dava dosyasının görevli KAYSERİ NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE gönderilmesine,
3-HMK’nun 20. maddesi gereği kararın kesinleştiği tarihten veya kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde taraflardan birinin mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmemesi halinde, HMK’nun 331/2. maddesi gereğince dava dosyanın mahkememizce re’sen ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
4-Davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde, harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemede hüküm altına alınmasına…” dair karar verilmiştir.
İş bu kararı davalı vekili süresinde istinaf etmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Müvekkili şirketin tacir olduğunu, davaya konu uyuşmazlığın müvekkili şirketin ticari işletmesini ilgilendirdiğini, ayrıca … Vergisi dairesinden gelen yazı cevabına göre ikinci sınıf tüccar olan müvekkil şirketin değil davacının olduğunu, yerel mahkemenin ikinci sınıf tüccarların tacir sayılmadıkları yönündeki tespitinin hatalı olduğunu, yerel mahkemenin yetkiye ilişkin itirazlarını değerlendirmediğini, yetkili mahkemenin tespitinde hataya düştüğünü, tüm bu nedenlerle yerel mahkeme tarafından görevsizlik kararının usul ve yasaya aykırı olması nedeniyle kaldırılarak istinaf nedenlerine uygun itiraz ve savunmaları doğrultusunda yeniden hüküm kurulması ile dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir. Davacı vekilinin istinafa cevap dilekçesinden özetle; davalı şirketin istinaf taleplerinin reddi ile yerel mahkeme ilamının onanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere ve özellikle davacının tacir sıfatına haiz olmadığının anlaşılmasına, mahkeme gerekçesinde taraflar belirtilirken kelime/harf hatası yapıldığının belirlenmesine, mahkemenin kanıtları takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığının anlaşılmasına göre ilk derece mahkemesince Asliye Hukuk mahkemesine görevsizlik kararı verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, dolayısıyla, davalı taraf vekilince yapılan istinaf itirazlarının yerinde olmadığı görülmüştür.
Bu itibarla; yerel mahkemece verilen kararda yazılı açıklamalara,yasal sebep ve gerekçelere binaen kararda usul,yasa ve dosya kapsamı yönlerinden herhangi bir aykırılığın bulunmadığı,kararın hukuka uygun olduğu,bu nedenlerle usul ve yasaya uygun mahkeme kararına karşı davalı vekilince yapılan istinaf itirazlarının reddi gerektiği değerlendirilmiştir.
Sonuç itibariyle; davalı taraf vekilinin yerinde görülmeyen istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b,1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Kayseri 1.Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin 14/06/2022 tarih ve 2022/278 Esas 2022/479 Karar sayılı ilamına karşı davalı vekilinin yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b,1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalıdan alınması gerekli olan 80,70TL istinaf karar ve ilam harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf eden davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince iş bu ilamın kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararın yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin, harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/4.maddesi gereğince iş bu kararın taraflarına tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 362/1-c bendi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi. 28/09/2022