Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/1799 E. 2022/1815 K. 28.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/1799
KARAR NO: 2022/1815
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/04/2022
ESAS NO: 2021/733
KARAR NO: 2022/306
DAVANIN KONUSU: Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/09/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 29/09/2022
KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 18/04/2022 tarih ve 2021/733 Esas – 2022/306 sayılı kararı davalı vekili tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı, dava dilekçesinde özetle; 01/10/2021 günü saat 17:30’da Tasfiye Halinde bulunan … Konut Yapı Kooperatifi’nin 2020 yılı olağan genel kurulu toplantısının … Mahallesi, … Sokak, No: …/ Kayseri adresinde, bakanlık temsilcilerinden …’ın katılımı ile saat: 18:00’da başladığını, fakat diğer bakanlık temsilcisi …’un toplantının başlaması üzerinden yaklaşık 2 saat sonra saat:20:00 gibi toplantı salonuna geldiğini, 06/06/2019 tarihli ve 23262224-345-148175 Sayılı Yapı Kooperatiflerinin Genel Kurulularında Bakanlık Temsilcisi Görevlendirilmesi İle İlgili 2019/11 Sayılı Genelge’nin 3. Bölümü, 12. maddesinin 7, 8, 9. fıkralarında bu konuların düzenlenmiş olup, “başlayan toplantıya 1 saat geç kalan bakanlık temsilcisi toplantıya katılamaz” hükmüne aykırı bir şekilde bakanlık temsilcisi …’un toplantıya katılarak tutanağa imza attığını, ayrıca imzalanan bu tutanak sanki iki temsilci de saaat:18:00 da hazır olarak başlamış ve diğer iddia edilin hususlar gerçekleşmemiş gibi itirazlarına rağmen tutanağın imza edildiğini, toplantının kanuna uygun olarak çağrı yapılmadığı, çağrıların 01/09/2021 günü postaya verildiği, çağrının toplantı gününden en az 30 gün önce ve en çok 2 ay içinde yapılması, toplantı gün ve saati ile yerinin ve gündem maddelerinin bildirilmesi zorunlu olduğunu, çağrı tarihi ile toplantı gününün bu 30 günlük süreye dahil olmadığını, sürelerin hesabında duyuru ve toplantı günleri hesaba katılmadığını, (Anasözleşme madde 28) bakanlık temsilcisini uyarmasına rağmen toplantıya başladığını, ortaklar cetvelinde yer alan … isimli ortağın toplantıda bulunmamasına ve toplantıda temsil edilmesine yönelik vekalet vermemesine karşın kooperatifte daha önce bekçilikte yapmış olan …’nin babası … kooperatif başkanı … tarafından toplantıya çağırıldığını ve yönetim tarafından düzenlenen temsil vekalet evrakına bilgisizliği yüzünden kendine imza attırılarak yönetime destek olma adına usulsüz vekaletle ve …’un yönlendirmesiyle oğlunu temsil ettiğini ve toplantı tutanağında da … tarafından …’in denetim kuruluna bilgisizliği sebebiyle yedek üye olarak yazdırıldığını, burada ortaklar cetveli ve vekaletlerin görevlilerce usulüne uygun kontrol edilmediğini, kanunlara aykırı hareket edildiğini, Kooperatif Kanunu’nun 24. maddesinde “Yönetim Kurulunun gelir gider farklarının dağıtım şekli hakkındaki tekliflerini ihtiva eden yıllık çalışma raporu ile bilanço ve denetçilerin 66 ncı madde hükümleri hakkında ne uygun olarak tanzim edecekleri rapor genel kurulun yıllık toplantısından en az 15 gün öncesinden itibaren bir yıl süre ile Kooperatif merkezinde ve varsa şubelerinde ortakların tetkikine amade tutulur. Talep eden ortaklara bilanço ve gelir gider farkı hesaplarının birer suretinin verilmesi mecburidir. Ortakların bilgi edinmek hakkı, anasözleşme veya kooperatif organlarından birinin kararı ile bertaraf edilemez veya sınırlandırılamaz.” şeklindeki hükme aykırı hareket edildiğini, yine bilançonun Kooperatifler Kanunu’nun öngördüğü açık seçik bir biçimde görüşülme şartına aykırı olarak genel kurulun 5. maddesinin 2. defa görüşülmesinde üyelerin bilgisizliğinden ve yönetimin yanlış yönlendirmesinden kaynaklı olarak ibra edilip kabul edildiğini, toplantı gündeminin ilk 7 maddesinin bakanlık temsilcilerinden …’ın gözetiminde başladığını, yönetim kurulu faaliyet ve denetleme raporları, bilanço ve gelir gider cetvellerinin sunulması maddelerinin görüşüldüğünü, yönetim ve denetim kurulunun ibrasının oy çokluğu ile reddedildiğini, başkaca aday olmadığından yönetim ve denetim kurulu üyelerinin seçiminin yapılamadığını, gündemin 7. maddesinin görüşülmesinden sonra diğer bakanlık temsilcisi …’un toplantıya katıldığını ve daha önce görüşülen gündem maddeleri hakkında iki bakanlık temsilcisinin kooperatifin üyelerini yönlendirici telkinlerde bulunduğunu, genel kurulda oy birliği olmamasına rağmen ilk 7 maddenin her birinin tekrar görüşülüp oylandığını, genel kurul gündemin 9. maddesinde yer alan kesin hesapla ilgili ödeme yapmayanların durumunun görüşülmesi maddesinden üyelere yüklenen ağır borçların zaman olarak da esas olarak da hukuksuz olduğunu, zira kesin hesabın yönetimin her istediğinde değil ferdileşme öncesi ön şart olarak çıkarılabileceğini, zaten tapularında teslim edildiği tasfiye sürecinde olunduğu kesin hesabınsa tapu teslimi sonrasında ve tasfiye halindeyken çıkarıldığı, kötü niyetli olduğu, dolayısıyla ilgili madde ile üyelerden kesin hesap adı altında ek ödeme alınmaya çalışıldığını, oysa Kooperatifler Kanunu’nun 52. maddesindeki “Değişik: 8/6/1981 – 2475-1 md.) Ortakların şahsi sorumluluklarının ağırlaştırılması veya ek ödeme yükümleri ihdası hakkında alınacak kararlar için bütün ortakların 3/4’ünün rızası gereklidir.” hükmüne aykırı olduğu belirtmesine rağmen üyelerin bilgisizliği ve temsilcilerin telkiniyle oylama yapılarak kabul edildiğini, yine bu maddenin devamında yer alan ve gündem maddesi olmayan, gündeme bağlılık ilkesinin genel kurul toplantılarında esas olmasına rağmen buna aykırı olarak gündeme ek madde ekleneceği taktirde nisap miktarı aranarak toplantı öncesi önerge verilmesi gerekirken, üye …’un kendi başına 9. maddeye gelindiğinde, 2019/06 yönetim kurulunun 2018 tarihli genel kurulunun 11. maddesi gerekçeli kararı ve noter ihtarıyla üyelikten çıkarılan 28 eski ortağın 2 yıl önce verilen karara rağmen kararın görüşülmesi ve tekrar ortak yazılması hususu maddesinin gündem dışı ve kanuna aykırı olduğunu belirtmesine rağmen oylama yapılarak her iki maddenin de bakanlık temsilcilerinin yönlendirmesi ve oy çokluğu ile kabul edildiğini, kaldı ki, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 16. maddesinde “3 aylık süre içinde genel kurula ve mahkemeye başvurmak suretiyle itiraz edilmeyen çıkarma kararları kesinleşir” hükmünün açık olduğunu, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’na, ana sözleşme hükümlerine ve iyi niyet esaslarına aykırı olarak düzenlenen bu genel kurul toplantısına üye ve katip üye sıfatıyla katıldığını ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 53. maddesi gereği genel kurulun gündem maddelerine muhalif şerh düşürdüğünü beyanla, 01/10/2021 tarihli Tasfiye Halinde … Konut Yapı Kooperatifi Olağan genel kurulu toplantısının ve alınan kararların iptaline ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinin 1 numaralı başlığı altında bakanlık temsilcilerinden … isimli bakanlık temsilcisinin toplantıya başlanıldığı saatten yaklaşık iki saat sonra ve maddeler görüşülmüşken toplantıya dahil olduğu ve sanki toplantıya başından katılmış gibi toplantı tutanağına imza attığı gibi gerçek dışı ve mesnetsiz iddiaları kabul etmenin mümkün olmadığını, toplantının çağrısının kanuna uygun olarak yapıldığını, kooperatif üyesi oğlunun vekaleti olmadan genel kurulda oy kullandığı iddiaları hakkında …’nin dinlenmesiyle savunmalarının ispatlanacağını, davacının tüm itirazlarına rağmen bakanlık temsilcisinin genel kurul toplantısına geç katıldığı, yönlendirmeler yaptığı, ilk 7 maddenin tekrar görüşülmeye açılıp yeniden oylandığı iddialarına ilişkin tanıklarının olduğunu, sunulan 10/2021 tarihli olağan genel kurul tutanağında da görüleceği üzere davacının katip üye sıfatı ile hiçbir ihrazi kayıt olmaksızın genel kurul toplantı tutanağını imzaladığını, kaldı ki bakanlık temsilcileri toplantılarının usulüne uygun yapılması amacıyla hazır bulunuyorken, bakanlığı temsilen hazır bulunan temsilcilerin usulsüzlük yaptığının kabulünün mümkün olmadığını, aksini iddia eden davacının iddiasını somut deliller ile ispatlaması gerektiğini, kişilerin bilgisizliklerinden faydalanıldığı iddiaları gerçek dışı olup 11’e 2 oy gibi üstünlükle kişiler bilgilendirilerek ibra edildiğini, davacının asılsız, gerçekle uzaktan yakından ilgisi olmayan iddialarını kabul etmediklerini, bakanlık temsilcilerinin genel kurulda toplantı ile ilgili kendisine sorulan soruları cevaplamak, toplantının kanun ve sözleşmeye uygun olarak yapılıp yapılmadığını denetlemekle yükümlü olduğunu, genel kurulda bakanlık temsilcilerinin yönlendirme ve telkinde bulunduğu, ilk 7 maddenin daha öncesinde görüşülmesine rağmen bakanlık temsilcilerinin yönlendirmeleri üzerine toplantı yeniden başlamış gibi yeniden görüşüldüğü iddialarını kabul edilemeyeceğini, ispat külfetinin davacıda olduğunu, bakanlık temsilcilerinin ihrazi kayıt sunmak isteyen bir ortağın talebini geri çevirmesi mümkün olmadığını, aksine davacının böyle bir ihrazi kayıt sunmak istemediğini, müvekkili konut yapı kooperatifi tarafından ortaklara gönderilen ve davacı dahil diğer ortaklara gönderilen kesin maliyet bedellerini gösterir evraktan da anlaşılacağı üzere ortaklardan ek ödeme değil kesin hesaptan kalan borçlar talep edildiğini, ana sözleşmenin 61, 62 ve 63. maddeleri ve Kooperatifler Kanunu gereğince talep edilen bu meblağda ortakların 3/4’ünün rızasının aranmadığını, davacının genel kurulun iptali ve yok hükmünde olduğunun tespiti ve olmadığı takdirde alınan kararların iptali demek suretiyle taleplerinin ne olduğunun net olarak açıklanmadığını, genel kurulun yok hükmünde olduğuna ilişkin talebin hukuki gerekçeleri ile genel kurulda alınan kararların iptaline ilişkin talebin hukuki gerekçelerinin farklı olup, her iki talebin aynı dava dilekçesinde ve aynı gerekçelerle istenmesinin usule aykırı olduğunu, ayrıca bu taleplerin ön koşulu olan ve genel kurulun devamı esnasında divana verilmesi gereken yani alınan kararlara ilişkin, hangi maddelere ve hangi gerekçelerle itiraz edilip muhalefet şerhinin ayrı ayrı her maddeye ilişkin ayrı ayrı ve her madde açısından itirazlarını içerir şekilde olması gerekirken, davacı ve bir kısım üyelerin genel kurul tutanağına toplu olarak vermiş oldukları dilekçelerin, hangi maddelere ve hangi gerekçelerle muhalefet ettiklerini belirtmediklerini ve sadece “muhalefet şerhi demek” suretiyle açık, hangi maddeye itiraz ettiğinin belirtilmediğini ve itiraz gerekçelerini yazılmadığını, bu davada genel kurul kararlarının iptal davası olan ön koşulu olan, genel kurulu yapılırken divan heyetine müracaat etme şartının gerçekleşmediğini, bu nedenle öncelikle davanın reddini talep ettiklerini, yönetim kurulu kararı ile ortaklıktan çıkarılan ortağın, ortaklıktan çıkarıldığına dair karar genel kurulda onaylanmadığı sürece ortaklıktan çıkarmanın hüküm ifade etmeyeceğini, dolayısı ile ortaklıktan çıkartılanın ancak çıkarma kararı genel kurulda onaylanmayan ortakların da kooperatifin alacaklarında hakkı olduğu gibi borçlarından da sorumluluğunun devam ettiğini, tüm bu belirtilenler karşısında hiçbir hukuki dayanağı olmayan mesnetsiz iddialarla dolu dava dilekçesini kabul etmediklerini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; “…Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında yapılan değerlendirmede dosya kapsamına göre; 01/10/2021 tarihli olan olağan genel kurulu toplantısı için 84 ortağa çağrı yapıldığı, 84 ortaktan 10 ortağın asaleten ve 5 ortağın vekaleten olmak üzere toplantıya toplam 15 ortağın katıldığı görülmektedir. Genel kurul toplantı yeter sayısının ortakların 1/4 oranında toplantıya katılmasıyla ve karar yeter sayısının ise toplantıya katılan ortakların yarısından bir fazlasının oyu ile sağlanabilir olduğu dikkate alındığında, buna göre dava konusu genel kurul tarihi itibarı ile davalı kooperatifin 84 ortağı olduğu tespit edildiğinden toplantı yeter sayısının 21 olduğu, dava konusu genel kurul toplantısına ise asaleten ve vekaleten toplam 15 ortağın katıldığı, bahsi geçen genel kurulda yönetim ve denetim kurulu faaliyet raporu, yönetim ve denetim kurullarının ibrası, yeni yönetim ve denetim kurullarının seçimi ve 2019 yılına ait aidatların tespiti kararların oy çokluğu ile kabul edildiği dikkate alındığında 01/10/2021tarihli genel kurul toplantısında toplantı ve karar yeter sayısının mevcut olmadığı” gerekçesiyle Davanın kabulü ile Tasfiye Halinde … Konut Yapı Kooperatifi’nin 01/10/2021 tarihli olağan genel kurul toplantısının ve bu toplantıda alınan tüm kararların MUTLAK BUTLANLA BATIL OLDUĞUNUN TESPİTİNE karar verilmiştir.
İşbu kararı davalı vekili süresinde istinaf etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; karar gerekçesinde “01.10.2021 tarihli genel kurul toplantısında toplantı ve karar yeter sayısının mevcut olmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır. Somut olayda, iptali istenen genel kurul toplantısının ve bu genel kurul toplantısında alınan kararların yukarıda açıklanan nedenler karşısında yoklukla malul olduğunun tespitine karar verilmesi” gerektiği belirtilmiş ise de 1163 sayılı Kooperatif Kanunu’nun 81. maddesinde, tasfiye halindeki kooperatiflerin genel kurul toplantıları için ana sözleşmede herhangi bir nisap belirlenmemişse, nisap miktarı aranmayacağının açıkça düzenlendiğini, davalının kooperatif ana sözleşmesinde bu konuyla ilgili bir hükme de yer verilmediğini, yani davalı kooperatifin tasfiye halinde olduğundan söz konusu genel kurul toplantısının yapılması için her hangi bir toplantı yeter sayısının aranmasının açıkça kanuna aykırı olduğunu, (Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 06.03.2019 tarihli ve 2016/4050 E., 2019/882 K. Numaralı kararı), (Yargıtay 23.Hukuk Dairesinin 14.09.2017 tarihli ve 2015/5104 E., 2017/2157 K. numaralı kararı ), (Yargıtay HGK 04.05.2016 tarihli ve 2014/1017 E., 2016/580 K. Numaralı kararı), (Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 17.10.2012 tarihli 2012/4504 E., 2012/6094 K. Numaralı kararı) emsal kararları olduğunu, davacı tarafça ileri sürülen iddiaların haksız ve hukuka aykırı olup, davacının davasını ispat edemediğini, bu nedenle söz konusu davanın reddi gerekirken, hatalı bir şekilde kabulü hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu belirterek; istinaf talebinin kabulü ile Kayseri 1. Asliye Tİcaret Mahkemesinin 2021/733 E. 2022/306 K. sayılı ilamının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 01/10/2021 tarihli olağan genel kurul toplantısının ve bu toplantıda alınan tüm kararlarımn mutlak butlanla batıl olduğunun tespitine, şeklinde verdiği kararda gerekçe sebebi olarak her ne kadar toplantı yeter sayısına ulaşılamadığı için karar vermiş olsa da yerel mahkemenin kararının davalını istinaf dilekçesi doğrultusunda bozulması halinde dahi, dava dilekçesinde belirmiş olduğu hususlardan dolayı, dava konusu yapılan genel kurul kararlarının anılan sebeblerden dolayı hukuka aykırı olması karşısında, anılan kararlar mutlak butkanka batıl olmasa dahi hukuken geçerli kararlar olmadığı için iptal edilmesi gerektiğini belirterek; davalı tarafın istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Dava, davalı kooperatifçe yapılmış olan 01/10/2021 tarihli genel kurul toplantısının ve genel kurulda alınmış kararların iptali istemine ilişkindir.1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 45/2. maddesi, “genel kurul sözleşmede gösterilen şekil ve surette toplantıya çağrılır. Toplantı nisabı sözleşmede gösterilir. Ancak yapı kooperatiflerinin genel kurul toplantısında ortakların en az 1/4’ünün şahsen veya temsilen hazır bulunmaları şarttır.” hükmünü; aynı Kanun’un 81/4. maddesi ise “Anasözleşme ile özel bir nisap belirlenmemiş ise, tasfiye halinde kooperatiflerin genel kurul toplantılarında nisap aranmaz. Kararlar oyçokluğu ile verilir.” hükmünü; aynı Kanun’un 51/1. maddesi ise “Kanun veya anasözleşmede aykırı hüküm bulunmadıkça, genel kurul kararlarında ve seçimlerde oyların yarıdan bir fazlasına itibar olunur.” hükmünü içermektedir. Dosyada mevcut anasözleşmenin 87. maddesinin 9. fıkrasında “Gayrimenkul satışının görüşüldüğü toplantılar hariç olmak üzere, tasfiye süresince yapılacak genel kurul toplantılarında toplantı nisabı aranmaz” hükmüne; yine anasözleşmenin 33. maddesinin 1. fıkrasında “Genel kurulun toplanabilmesi ve gündemdeki konuların görüşebilmesi için, kooperatife kayıtlı ortakların en az 1/4’ünün şahsen veya temsilen toplantıda hazır bulunması şarttır. İlk ve müteakip toplantılarda aynı nisap aranır.” hükmüne; 2. fıkrada ise “Genel kurulda kararlar, ortakların en az 1/4 ünün hazır olması şartıyla oylama sırasında mevcudun yarıdan fazlasının oyu ile alınır.” hükmüne yer verilmiştir. Anılan hükümler emredici nitelikte olup, bu hükümlere aykırılık teşkil eden genel kurul kararları, BK’nın 19 ve 20. maddeleri hükümlerine göre mutlak butlanla batıldır. (Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2015/5104 Esas 2017/2157 Karar) Davalı kooperatifin tasfiye halinde bulunması nedeniyle Kooperatifler Kanunu ve ana sözleşme hükümleri uyarınca taşınmaz satışının görüşüleceği toplantılar haricinde toplantı nisabı aranmayacağı anlaşılmaktadır. (Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2016/6150 Esas 2019/1622 Karar)
Somut olaya gelindiğinde davalı kooperatifin ortaklar listesinde kayıtlı 84 ortağı bulunduğu, dava konusu genel kurul toplantısının başında 10 ortağın asaleten, 5 ortağın vekaleten olmak üzere toplam 15 ortağın hazır bulunduğu, kooperatifin tasfiye halinde bulunması nedeniyle Kooperatifler Kanunu’nun 81/4. ve anasözleşmenin 87/9. maddeleri uyarınca taşınmaz satışının görüşüleceği toplantılar haricinde toplantı nisabı aranmadığından, toplantı nisabı yönünden alınan kararlarda hukuka aykırı bir durumun bulunmadığı anlaşılmakla davalının istinaf talebinin kabulü ile davacının iptal talebine ilişkin şartların mevcut olup olmadığının araştırılarak bu yöndeki iddialarına ilişkin deliller toplanarak ilk derece mahkemesince değerlendirilmesi gerekmiştir.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle sonuç olarak HMK’nun 355. Maddesi uyarınca istinaf başvurusu sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda istinaf eden davalı vekilinin istinaf sebepleri yukarıda belirtilen yönlerden yerinde görüldüğünden HMK’nın 353/(1)-a.6. maddesi gereğince istinafa konu edilen yerel mahkeme kararın kaldırılmasına, 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-a.6. maddesi gereğince Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle yukarıda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye geri gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
2-HMK’nın 353/1-a.6 md. gereğince, KOZAKLI ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 23/02/2022 tarih ve 2021/2 Esas – 2022/30 sayılı nihai kararın KALDIRILMASINA,
3-HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle yukarıda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talebi halinde davalıya iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmalı olarak yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf yoluna başvurma harcının ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
7-HMK. 302/5 maddesi gereğince iş bu ilamın kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararın yerine getirilmesi için gerekli bildirilmlerin, HMK. 359/4 maddesi gereğince iş bu kararın taraflarına tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dava dosyası üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince, KESİN olarak oybirliği ile karar verildi. 28/09/2022