Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/177 E. 2022/166 K. 27.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/177
KARAR NO: 2022/166
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/10/2021
ESAS NO: 2021/235
KARAR NO: 2021/927
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 27/01/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 28/01/2022
Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/10/2021 tarih ve 2021/235 Esas – 2021/927 sayılı kararı davalı vekili tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının kooperatifin ortağı iken kooperatifin 21/06/2015 tarihli genel kurulunda devam eden konut inşaatlarının maliyeti ve kooperatif giderlerinin karşılanabilmesi için her bir üyenin 9.500,00 TL ödemesine karar verildiğini, davalının bu yükümlülüğü yerine getirmemesi üzerine aleyhine Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibine başlanıldığını, vaki takibe davalının itirazı üzerine icra takibinin durduğunu, genel kurulda alınan kararların tüm ortakları bağlayıcı nitelikte olduğunu, kooperatifin henüz dairelerini almamış 150 kadar üyesinin bulunduğunu, her bir üyenin ödeyeceği miktar için teklifin oy birliği ile kabul edildiğini, alınan kararların davalı yönünden kesinleştiğini kaldı ki kararın oy birliği ile ile kabul edilmesinin iptal şartını tamamen ortadan kaldırdığını, davalı tarafından kesin hesap borcunun ödendiği iddia edilmiş ise de kesin hesap üye borç tablosu belgesinde üyenin borcunun belirlendiği tarihin açıkça yazılı olduğunu, belgenin kesin hesap tanımlamasını içeren başlık taşımakta ve kooperatif genel kurullarında bu ibare kullanılmakta ise de kooperatifin inşaatlarının devam etmesi, belgede borç miktarının belirlendiği tarihin yazılı olması gözetildiğinde ana sözleşmenin 61. Maddesindeki kesin hesabın somut olayda söz konusu olmadığını, yapılan bu hesabın tapu tescili öncesi ortağın borcunun belirlenmesine yönelik olduğunun açık olduğunu, davalının daha önce yaptığı ve adına isabet eden ödemelerin yetersiz kaldığını, 2012 yılında geçici maliyet hesaplarını ödeyen üyelerin gerek aidat ödememesi gerekse yapılan tüm ödeme başvurularına karşı çıkması nedeniyle kooperatifte evini teslim almayan üyeler ile davalı gibi evini teslim alan üyelerin arasında çok fahiş eşitsizliklerin doğduğunu, bu durumun kooperatifte üyeler arası eşitlik ilkesini ihlal ettiğini, davalının icra takibine itirazının taraflarına tebliğ edilmediğini, davadan önce arabuluculuk başvurusunun da yapıldığını ancak anlaşılamadığını ileri sürerek; Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile yapılan takibe davalının yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına, %20 icra inkar tazminatına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kesin hüküm itirazlarının bulunduğunu, tarafları ve konusu aynı olan kesinleşmiş mahkeme kararının mevcut olduğunu, davanın usulden reddini talep ettiklerini, Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/10 esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılması taleplerinin bulunduğunu, Kooperatif Genel Kurulu 01/07/2012 tarihli kararında hesap komisyonunca belirlenen daire başına düşen bakiye borcunu kapatan ve tapusunu alan üyelerin dairesini alarak üyelikten çıkabilmelerine karar verildiğini, 9.500,00 TL’nin yeni bir kesin maliyet hesabı yapılması yasağının arkasından dolanılması amacıyla yapıldığının ortada olduğunu, inşaatı devam eden daire sayısının 150 değil 78 olduğunu savunarak davanın reddine, icra takibinin kötü niyetle yapılmasından dolayı %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; “…21/06/2015 tarihli genel kurulunun 7. nolu maddesi uyarınca icra takibi yapılmış ve yapılan itiraz neticesinde 9.500,00 TL asıl alacak yönünden itirazın iptali için iş bu dava açılmıştır. İcra takibinde talep edilen alacak kesin maliyet hesabı alacağı değildir. Bu nedenle de 18/11/2018 tarihli genel kurulun 6 nolu oybirliğiyle kabul edilen maddesindeki önceki maliyet hesaplarının onaylanmamasına ve kabul edilmemesine dair hükmünün iş bu davadaki talebi etkilemeyeceği zaten aynı maddenin devamında 9.500,00 TL ödemeyen üyeler hakkında yasal işlem başlatılacağı ve bu üyelerden istenebileceğinin açıkça belirtildiği anlaşılmıştır. Ayrıca davanın itirazın iptali davası olması nedeni ile alacağın takip tarihindeki şartlar itibari ile değerlendirilmesi de gerekmektedir. Bu nedenle de genel kurul tarihi itibariyle kooperatif üyesi olan davalı yönünden 21/06/2015 tarihli genel kurul kararları bağlayıcıdır ve davalının uyması gerekmektedir. Davalının, kesinleşmiş genel kurul kararına dayalı olarak talep edilen, inşaat finansman gideri olduğu anlaşılan ödemeden sorumlu olduğu” gerekçesiyle davacının davasının kabulüne, davalının Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile, 9.500,00 TL asıl alacak, 8.512,52 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 18.012,52 TL üzerinden takibin devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, 18.012,52 TL alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İşbu kararı davalı vekili süresinde istinaf etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacı Kooperatifin 21/06/2015 tarihli Genel Kurulunda alınan 7. maddesinin iptal edildiğini, davalının da davacı olduğu bir kısım kooperatif üyelerince açılan Kayseri 1.Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/10 esas sayılı genel kurul iptali davasında 25/10/2021 tarihli duruşmasında mahkemece davacıların davası haklı görülerek davalı … Konut Yapı Kooperatifi’nin 21/06/2015 tarihli genel kurulunda alınan 7 numaralı kararının iptaline karar verildiğini, … toplu Konut Yapı Kooperatifi’nin 21/06/2015 tarihli genel kurulunda alınan 7 numaralı kararı iptal edilmesi nedeniyle dava konusu edilen 9.500,00 TL’nin de gerekçesinin ortadan kalktığını, iptal edilen bir genel kurul kararı esas alınarak alacağın talep edilemeyeceğini, dava konusu edilen alacağın likid olması gerektiğini, söz konusu 9.500,00 TL’nin ne olduğu, ne amaçla ödenmesinin istendiğinin anlaşılamadığını, mahkeme kararının gerekçesinde açıkça belirtildiği üzere, davacı kooperatif tarafından takibe ve davaya konu edilmiş olan miktarın isteniliş amacı açık ve net olarak belirli olmadığını, kooperatifin talep ettiği bu miktarın ek maliyet olarak talep edilmekte ise; bu hususun aidat başlığı adı altında görüşülüp karara bağlanmasının hukuken mümkün olmadığını, ayrıca bu şekilde talep edilen ödemenin müteahhide yapılmasının da istenemeyeceğini, keza ne aidatın ne de ek maliyetin, genel kurul kararı ile üçüncü bir şahsa devredilmesinin mümkün olmadığını, sadece kooperatif tarafından toplanabileceğini, anılan kararın butlan olduğunun açıkça ortada olduğunu, tüm butlanlık itirazlarının yerel mahkemece dikkate alınmadığını ve hatalı hüküm kurulduğunu, davacı kooperatifçe 01.07.2012 tarihli genel kurulda tespit edilen kesin maliyet bedelinin doğru ve geçerli kesin bir maliyet olduğunu, mahkemece karar gerekçesinde dava konusunun kesin maliyet olmadığı, inşaat maliyetlerine ilişkin olduğunun belirtildiği, anılan genel kurul metninin 6.maddesinde belirlenen bedelin açıkça kesin maliyet olduğunun yazdığı, kaldı ki kesin maliyet değil de inşaat maliyet gideri ise kooperatif tarafından davalının dairesi ferdileştirilip tapusunun neden verildiğini, davalının hesaplanan kesin maliyeti ödemek suretiyle tapusunu aldığını, kooperatiften istifa ettiğini ve hiçbir yükümlülüğü kalmadığını, bu işlemlerin Kooperatif Genel Kurul Kararı çerçevesinde gerçekleştiğini, yine kooperatifin, benzer durumda olan üyeler hakkında, eşitlik kuralına aykırı şekilde işlem yaptığını, davalıdan talep ettiği alacağı benzer diğer üyelerden talep etmediğini, netice olarak davacı kooperatifin ibralaşılan üyeden tekrar talepte bulunabilmesi için Kooperatifler kanunu ve hukuk çerçevesinde kararlar alması, ortada kesin maliyet hesabının olması veya usulüne uygun önceki maliyet hesabının iptal edilmesi, kararların bütün üyelere uygulanması gerekeceğini belirterek; Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 21/10/2021 tarih ve 2021/235 E. 2021/927 K.sayılı kararın kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır. Dava, kooperatif genel kurul kararı ile belirlenen inşaat finansman giderinin tahsili için yapılan icra takibine yönelik itirazın İİK’nun 67.maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir. Somut uyuşmazlıkta davacı, kooperatifin ortağı olan davalının 21/06/2015 tarihli genel kurulda, devam eden konut inşaatlarının maliyeti ve kooperatif giderlerinin karşılanabilmesi için kararlaştırılan miktarı ödememesi nedeniyle davalı aleyhine başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptalini talep ettiği, davacı kooperatife karşı olan yükümlülüklerini yerine getirdiğini, davacı kooperatifle karşılıklı olarak ibralaştıklarını, bu nedenle açılan davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu savunduğu görülmüştür. Uyuşmazlık, davalının takip konusu borçtan sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Davacı kooperatifin 21.06.2015 tarihli genel kurulunda 6. gündem maddesinde, “…kooperatifin kalan inşaatların tespitinin yapılması, (kesin hesap) maliyetinin belirlenmesi, tahsilatının bir takvime bağlanmasını ve takvime bağlanan ve takvim süreci belirlenen tahsilat miktarlarının süresinde ödenmemesi durumun da geciken her bir ay için ayrıca aylık net %1,5 gecikme zammı alınması, kooperatif yönetim kurulu ile görüşüp kesin maliyeti belirlenen üyelerin kooperatiften izin almak kaydı ile borçlarının bir kısmının veya tamamının kooperatif yüklenicisi ile pazarlık yaparak borcunu ödemesi konusunda iş ve işlemleri yapmak üzere yönetim kuruluna yetki verilmesi” oy birliği ile kabul edilmiş; 7. gündem maddesinde de, “Ortaklık aidatlarının belirlenmesi maddesine geçildi. Yönetim kurulu üyesi … söz alarak ortakların kalan inşaatlar için inşaat maliyeti olarak yaklaşık 9.500.00 tl’nin bir önceki madde de görüşülerek kabul edilen hususlar doğrultusunda ortaklarımızın ödemesi gereken kesin maliyet bedellerinin yönetim kurulumuzun alacağı ödeme planı kararı doğrultusunda ortaklarımızın yükümlülüklerini yerine getirmesi veya yönetim kurulumuzdan görüşerek izin almak kaydı ile yükümlülüklerini müteahhide karşı yerine getirmesi kaydı ile üyelik aidatı alınmamasını teklif etti bunu üzerine oylamaya geçildi.Yapılan oylamada teklif oy birliği ile kabul edildi.” şeklinde karar alınmıştır. Davacı kooperatifin 21.06.2015 tarihli genel kurulunun 6. ve 7. gündem maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, kooperatifin inşaatlarının tamamlanması için her bir üyeden, yaklaşık olarak belirlenen 9.500,00 TL’nin kooperatife veya kooperatif yönetim kurulunun izni ile yükleniciye avans olarak ödenmesine oybirliğiyle karar verildiği anlaşılmaktadır. Anılan genel kurulun 7. gündem maddesinin iptali talebiyle, bir kısım davacı tarafından Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/1113 E. sayılı dosyası ile dava açıldığı, mahkemece 25.04.2016 tarihli kararla davacıların tamamının kooperatif üyeliğinden dava tarihinden önce istifa ettikleri, dava koşulu bulunan hukuki yararlarının bulunmadığı gerekçesiyle, HMK’nın 114/1-h ve 115/2. maddeleri gereğince davanın usulden reddine karar verildiği, kararın taraf vekillerince temyizi üzerine, Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 16.10.2019 tarih ve 2016/6318 E., 2019/4277 K. kararı ile, genel kurul kararının iptali davalarında üyenin yargılamanın sonuna kadar kooperatif üyeliğinin devam etmesinin dava şartı olduğu, mahkemenin bu konudaki tespitinin doğru olduğu ancak iptali istenen genel kurul kararı davacıları bizzat ilgilendirdiğinden ve istifadan sonra dahi genel kurulda tespit edilen bu bedel kendisinden isteneceğinden davacıların genel kurul kararının iptalini istemekte hukuki yararları bulunduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verildiği, dosyanın bozma sonrası mahkemenin 2020/10 E. sayısına kayıtlı olduğu anlaşılmıştır. 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 53. maddesindeki, genel kurul kararları aleyhine “pay sahipleri”nin dava açabilecekleri yolundaki hükmü dikkate alınarak, söz konusu maddenin uygulaması tedbiren durdurulmadığından bu dosyanın bekletici sorun yapılmasına gerek görülmemiştir. Genel kurulca, ödeme günü belirlenerek, (belirlenmemişse ayın sonu ödeme günü olup) aidat bedelinin süresinde ödenmesine, süresinde ödenmemesi halinde ise temerrüt faizi uygulanmasına ilişkin alınan kararın tüm ortakları bağlayacağı açıktır.İş bu davanın genel kurul kararının iptali davası olmaması nedeniyle genel kurul kararlarının yerindeliğinin denetlenemeyeceği, ayrıca, bir kooperatif ortağının bağımsız bölümüne ait tapu kaydının adına tescil edilebilmesi için, ortağın taşınmazına yönelik olarak kooperatife karşı tüm edimlerini yerine getirmiş olması gerekmektedir. Davacı kooperatifçe, bu ilkeye uygun olarak, davalı ortağın bağımsız bölümünün adına tescili öncesinde, o tarih itibariyle borçları belirlenmiş, bu borçların ödenmesi üzerine ibra edilmiş ve tapu kaydı adına tescil edilmiştir. İbra sözleşmesi malikin tapu tescili öncesi borcuna yönelik olup, ileride doğacak borçların talep edilmeyeceği anlamını içermediği, kooperatifin inşaatlarının devam etmesi, henüz tasfiye aşamasına da geçmemiş olması, belgede borç miktarının belirlendiği tarihin yazılı olması gözetildiğinde, ana sözleşmenin 61. maddesindeki kesin hesabın somut olayda sözkonusu olmadığı, yapılan hesabın ve istenen bedelin tapu tescili öncesi ortağın borcunun belirlenmesine yönelik olduğu açıktır. (aynı yönde Ankara Bam 23. HD’sinin 07.02.2020 tarih ve 2019/2730 E-2020/207 K sayılı kararı) Kooperatif üyesi, kooperatiften edindiği taşınmazı iade etmeden istifa etmesi halinde, istifadan önce veya sonra olmasına bakılmaksızın inşaat maliyetine ilişkin aidatlardan sorumludur. Ancak satış sonrası genel gider aidatlarından taşınmazı alan kişi sorumlu olacaktır. (Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2016/6738 Esas 2019/4723 Karar) Bu durumda ilk derece mahkemesince, davalının genel kurul kararına dayalı olarak talep edilen, inşaat finansman gideri olduğu anlaşılan ödemeden/borçtan sorumlu olduğu gerekçesiyle yazılı şekilde davanın kabulüne, icra inkar tazminatına karar verilmesinde usul ve esas açısından herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, kararda yazılı açıklamalara, yasal sebep ve gerekçelere binaen kararda usul, yasa ve dosya kapsamı yönlerinden herhangi bir aykırılık bulunmadığı, kararın hukuka uygun olduğu, bu nedenlerle davalının istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır. Yukarıda belirtilen gerekçelerle ve HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf başvurusu sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda davalı tarafın söz konusu istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden ilk derece mahkemesinin istinafa konu edilen nihai kararının HMK 353/1-b.1.maddesi gereğince usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu değerlendirilerek istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 21/10/2021 tarih ve 2021/235 E – 2021/927 sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 1.230,43 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından istinaf eden davalı tarafından peşin yatırılmış 307,62 TL harcın mahsubu ile bakiye eksik kalan 922,82 TL istinaf karar ve ilam harcının istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye Gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-HMK. 302/5 maddesi gereğince iş bu ilamın kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararın yerine getirilmesi için gerekli bildirilmlerin, H.M.K. 359/4 maddesi gereğince iş bu kararın taraflarına tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 362/1-a bendi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi.