Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/1769 E. 2022/1902 K. 30.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1769
KARAR NO: 2022/1902
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/04/2022
ESAS NO: 2021/678
KARAR NO: 2022/358
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Rücuen Tazminat)
KARAR TARİHİ: 30/09/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 30/09/2022
KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 29/04/2022 tarih ve 2021/678 E – 2022/358 K kararına karşı süresi içinde davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Davalılar ile müvekkili idare arasında ihale üzerine akdedilen sözleşme gereği hizmet alımı gerçekleştirildiğini, bu kapsamda dava dışı işçi …’ın davalı yükleniciler tarafından çalıştırıldığını, işçinin 16/02/2019 tarihinde iş akdinin feshedilmesi sebebiyle işçiye 20/03/2019 tarihinde 36.776,68-TL kıdem tazminatı, 27/08/2019 tarihinde 10.059,49-TL kıdem tazminatı toplu iş sözleşmesi farkı ve 17/04/2019 tarihinde 6.172,77-TL ihbar tazminatı ödendiğini, söz konusu ödemeden işçiyi çalıştırdığı dönemle sınırlı olmak üzere davalı yüklenicinin sorumlu olduğunu beyanla, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, söz konusu ödemenin ödeme tarihinden başlamak kaydıyla işleyecek faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … Ltd. Şti. vekilinin cevap dilekçesinden özetle; Müvekkili şirketin güvenlik hizmeti alımına ilişkin ihaleyi kazanmasının ardından işyeri devri müessesine dayanarak …’ ın bordosunun müvekkili şirkete geçtiğini, dava dışı işçinin müvekkili şirket nezdinde doğmuş olan kıdem tazminatı ve kıdem tazminatı fark alacağının olmadığını, davacının iddiasının aksine işyerinin tasfiyesinin ardından dava dışı işçinin müvekkili şirkete iadesi gibi bir durum söz konusu olmadığını, işyerinin tasfiyesi sebebiyle davacının ihale kapsamındaki projesi sona ermiş olması nedeniyle davacının sözleşmesinin bu sebeple konusuz kaldığını, dava dışı işçi, iş görme edimini davacı nezdinde yerine getirmiş ve davacının çalışan yetkililerin emir ve talimatları doğrultusunda, onların gözetiminde çalıştığını, dava dışı işçinin asıl işverinin davacı taraf olduğunu, işbu rücuen tazminat davasında müvekkili şirketin rücu edilen alacaklardan sorumluğunun olmadığını, davacı tarafından dava dışı işçi …’ ın ödenen kıdem tazminatı ve Tis ücret farkından kaynaklı kıdem tazminatı farkından müvekkili şirketten tahsili talebi ile ikame edildiğini, her ne kadar davacı tarafından müvekkili şirketin ödemelerden taraflar arasında akdedilen hizmet alım sözleşmesi gereğince sorumlu olduğu iddia edilmekte ise de, davacı ile müvekkili şirket arasında akdedilen sözleşmede dava dışı işçilere ödenen işçilik alacağı ödemelerinden müvekkili şirketin sorumlu olduğunu ilişkin hüküm bulunmadığını, dava dışı işçinin iş akdinin davacının talimatı uyarınca feshedildiğini bu sebeple talep edilen kıdem tazminatı ve TİS kıdem farkının davacı tarafından ödenen kısmından müvekkili şirketin sorumlu olmadığını, müvekkili şirket tarafından imzalanmış herhangi bir toplu iş sözleşmesinin bulunmadığını belirterek haksız ve yersiz açılan davanın reddine, kabul anlamına gelmemek kaydıyla faiz başlangıç tarihin dava tarihi olarak kabul edilmesine, toplu iş sözleşmesi kıdem tazminatı fark ödemesinden müvekkili şirketin sorumluluğu bulunmadığından kıdem tazminatı fark ödemesi talebinin reddine, dava dışı işçinin iş akdi davacının emir ve talimatları sonucu feshedildiğinden kıdem tazminatı ödemesinden müvekkili şirketin bir sorumluluğunun olmadığının kabulü ile kıdem tazminatı ödemesi talebinin reddine, talep edilen alacaklardan müvekkili şirketin sorumlu olduğu kanaatine varılacak ise davacının alacaklardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğuna karar verilerek yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir. …, … Ticaret Ltd. Şti. Ve … Ltd. Şti. Ve … Tic. Ltd. Şti. vekilinin cevap dilekçesinden özetle; Müvekkilleri şirket ile davacı arasında imzalanan hizmet sözleşmelerinde yetkili yer belirlendiğini ve yetkili yer sözleşmesi yapıldığını, buna göre taraflar arasında çıkacak herhangi bir uyuşmazlıkta yetkili yer Mahkemesi’nin Ankara Mahkemeleri olduğunu, yetkisiz açılan işbu davanın öncelikle yetkisizlik nedeniyle reddi gerektiğini, davacının yapmış olduğu ödemelerden işbu dava ile haberdar olduklarını, alacaklanın zararını tanzim eden davacının müvekkilleri şirkete rücu ettiğini, ancak herhangi bir ihbar ve bildirimde bulunulmadığını, müvekkili şirketin davacıdan ihale ile iş aldığını, ihaleyi kazanan müvekkili şirketlerin mevcut işçilerle çalışmaya devam ettiğini, ancak davacının ihaleye çıktığı işçi sayısını depoları kapatarak zamanla düşürdüğünü, daha sonra işçileri müvekkili şirkete işten çıkarmadıklarını iade ettiklerini beyan ederek hakkı kötüye kullandıklarını, müvekkili şirket ile davacı arasında imzalanan sözleşmelerin ya da teknik ve idari şartnamelerin hiç birisinde asıl işverenin işçilik alacakları yönüyle müvekkili şirkete rücu edebileceği yönünde bir düzenleme bulunmadığını, ayrıca davacının alacak taleplerinin zamanaşımına uğradığını, rücu imkanının bulunmadığını belirterek her türlü hakları saklı kalmak kaydıyla haksız ve hukuka aykırı açılan işbu davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir. Kayseri SGK ‘na müzekkere yazılmış, davalı şirketlerden taraflar arasında imzalanan Özel Güvenlik Hizmeti Alımı’ na ilişkin sözleşme ve şartnameler, sicil dosyası celp edilmiş, Hesap bilirkişisinden rapor alınmıştır. Dava, asıl işveren tarafından dava dışı işçiye ödenen işçilik alacaklarının taraflar arasındaki sözleşme hükümleri gereğince davalı alt işverenlerden rücuen tahsili istemine ilişkindir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; “… Taraflar arasındaki uyuşmazlık, işçiye ödenen bu tazminattan hangi tarafın veya tarafların ne oranda sorumlu olduklarına ilişkindir. Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine bakılmalı, aynı sözleşmelerden kaynaklanan uyuşmazlıkla ilgili verilmiş mahkeme kararları ve genel hukuk prensipleri dikkate alınarak bir sonuca gidilmelidir. Sözleşme ve eki şartnamelerde sorumluluğa ilişkin bir düzenleme bulunmadığı hallerde, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 01/06/2020 gün ve 2019/654 Esas – 2020/1832 Karar sayılı ilamında ve diğer yerleşik uygulamalarında da belirtildiği üzere davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir. Mahkememizce alınan 17/01/2022 tarihli kök bilirkişi raporunda I.durumda yapılan hesaplamada, teknik şartnamelerin 17.5 ve 14.6-3 maddelerinde davalı yükleniciler tarafından yerine getirilecek yükümlülükler arasında kıdem tazminatının hariç tutulması nedeniyle 01/01/2016 tarihinden sonra imzalanan hizmet alım sözleşmelerinden dolayı yüklenicilerin sorumlu tutulamayacağı gözetilerek hesaplama yapıldığı,bu hesaplamanın Mahkememizce dosya kapsamında bulunan delillerle uyumlu bulunduğu, bilirkişi raporu, taraflar arasındaki sözleşmeler ve dava dışı işçiye ödenen tazminat miktarı gözönünde bulundurularak açılan davanı kısmen kabul kısmen reddi ile;1-6.172,77-TL’nin 17/04/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … Tic. Ltd. Şti.’den alınarak davacıya ödenmesine, 2-6.671,51-TL’nin 20/03/2019 tarihinden 1.824,85-TL’nin 27/08/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılar … Tic. Ltd. Şti. ile … Ltd. Şti. ve … Tic. Ltd. Şti.’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, 3-6.671,51-TL’nin 20/03/2019 tarihinden 1.824,85-TL’nin 27/08/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılar… Tic. Ltd. Şti. ile … Ltd. Şti.’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, Fazlaya ve diğer davalıya yönelik talebin reddine, *** …” şeklinde karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı tarafından yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin kararının hukuka gerçek hak durumuna ve adalete de aykırı olduğunu, 01.01.2016 ve sonrasına ait bazı sözleşme eki teknik şartnamelerde “kıdem tazminatı hariç” ifadesinin bulunması nedeniyle ek bilirkişi raporunda bu döneme ait kıdem tazminatı düşülerek yeniden hesaplama yapıldığını sözleşme ve eki teknik şartnameler ile Kamu İhale Kurumu Genel Tebliği hükümlerine göre ve ayrıca İş Kanunu ve Borçlar Kanunu hükümlerine göre kıdem tazminatından asıl işveren olan davalı şirketlerin sorumlu olduğunu -Yargıtay 23. HD’nin 2019/2270 esas 2020/4363 karar sayılı kararında; İşçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hususları nazara alındığında davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerektiğini, işçiye ödenen kıdem tazminatı iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanmakta olup bu kıdem tazminatının tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak yükleniciler işverene karşı sorumludurlar denildiğini Bu hususta Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2017/732 Esas, 2020/2372 Karar 01.07.2020 tarihli kararında verdiği;”İsçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hususları nazara alındıgında davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir.” hükmüne göre de sözleşmelerde işçilik alacaklarından sorumlu olduğumuza ilişkin hüküm bulunmadığından kıdem tazminatından yüklenici şirketler sorumlu olduğunu, Yargıtay kararlarında özetle; işveren (müvekkilim kurum) ile yükleniciler (davalı şirketler) arasında yapılan sözleşmelerde işçilik alacaklarından işverenin sorumlu olduğuna dair bir hüküm yoksa işveren işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedelin tamamını talep edeceğine karar verdiğini Bu nedenle 01.01.2016 tarihi sonrası sözleşme dönemlerinden de davalılar sorumlu olduğundan bu dönemlere ait hesaplama yapılması gerektiğini, bu minvalde davalı şirketlerin kıdem tazminatının tamamından sorumlu olduğu gerek sözleşme maddeleri gerekse de Yargıtay içtihatları ile sabit iken yerel mahkemenin eksik inceleme ve değerlendirme yaparak davanın kısmen kabul kısmen reddine karar vermiş olması hukuka aykırı olduğunu, davalıların aslen işçilik alacaklarının tamamından sorumlu olduğu yerleşik Yargıtay içtihatları ile de sabit olduğunu arz ve izah ettikleri ve sayın yüksek dairece resen göz önüne alınacak sair nedenlerle işbu istinaf taleplerinin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılarak davamızın tam kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre “İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.Dava, dava dışı işçiye ödenen tazminat bedellerinin rücuan tahsili talebine ilişkindir. Dosya kapsamında toplanan deliller, somut olayın özelliklerine uygun bilirkişi raporu, ilk derece mahkemesinin olay nitelendirilmesi ve gerekçesi nazara alındığında, dava dışı işçiye ödenen tazminat bedellerinin sorumlulukları kapsamında alt işveren davalılardan kısmen kabulüne ilişkin kararda yazılı açıklamalara, yasal sebep ve gerekçelere binaen istinaf edilen kararda usul, yasa ve dosya kapsamı yönlerinden bir aykırılık bulunmadığı, bu nedenlerle davacının istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacının istinaf başvurusunun HMK nun 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 29/04/2022 tarih ve 2021/678 E – 2022/358 K sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davacının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcı istinaf eden davacı tarafça peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4 maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 362/1-a bendi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi. 30/09/2022