Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/176 E. 2022/206 K. 02.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/176
KARAR NO: 2022/206
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/10/2021
ESAS NO: 2020/426
KARAR NO: 2021/845
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/02/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 03/02/2022
KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 07/10/2021 tarih ve 2020/426 E – 2021/845 K kararına karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili banka ile … arasında 25/05/2016 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiğini, davalının işbu sözleşme için 17/04/2017 tarihinde müteselsil kefil olduğunu, davalı … ve …’un işbu sözleşmelerden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemesi ve borçlarını ödememesi üzerine 05/09/2018 tarihinde kredi hesaplarının müvekkili tarafından kat edildiğini ve bu hususun müvekkili tarafından borçluya ve kefile Beşiktaş 3. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye numaralı hesap kat ihtarnamesi ile bildirildiğini, ihtarnamede verilen süre içinde borcun ödenmemesi üzerine davalı aleyhine Kayseri 8. İcra Müdürlüğü’nün … esas (Kayseri Genel İcra … esas sayılı) sayılı dosyası kapsamında ilamsız icra takibi başlatıldığını, fakat davalı tarafından icra takibine haksız, hukuka aykırı ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğini, takibin durdurulduğunu, daha sonra arabuluculuk yoluna başvurulduğunu ancak yine bir sonuç alınamadığını ileri sürerek; icra takibine yapılan itirazın iptaline ve takibin devamına alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı tarafa usulüne uygun olarak dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilmiş, davalı taraf davaya herhangi bir cevap vermemiş ve mahkememizce yapılan açık duruşmalara da katılmamıştır. Davalı tarafın HMK’nın 128/1. maddesi gereği dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamını inkar etmiş sayılacağı tespit edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; “… Taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu alacağın dayanağı 2017 tarihli genel kredi sözleşmesidir. Kullanılan kredi nedeniyle davalının borcunun hesap edilmesi amacıyla bankacı bilirkişiden rapor alınmış, alınan raporun sözleşmeye ve kanuna uygun olduğu, sözleşmenin 33.2 hükmü uayrınca cari kredi faiz oranı en yüksek olanının %100 fazlası kararlaştırıldığından %50 oranında temerrüt faizinin işletilmesi uygun olması karşısımda karşısında bilirkişi raporu ve taleple bağlılık kuralı gereğince uyarınca davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. İtirazın iptâli davalarında İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde itiraz etmesi ve alacaklının, alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Burada, borçlu itirazının kötüniyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmaz. İcra inkâr tazminatı, hakkındaki icra takibine itiraz ederek durduran ve çabuk sonuçlandırılmasına engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likid olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likid olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likid bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likid bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir (HGK’nun 07.06.2006 tarih 2006/19-295 Esas, 2006/341 Karar sayılı kararı). Bu ilke ve kurallar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; mahkememizce kabul kararı verilen miktar banka kayıtlarında ve yapılan sözleşmeler uyarınca bilebilecek durumda iken takibe itiraz etmiş olduğundan hükmedilen miktarın likid bir alacak olduğunun kabulü gerekir. Anılan gerekçelerle icra inkar tazminatı uygundur. … Davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, Kayseri Genel icra Dairesi’nin … (Eski Kayseri 8. İcra Müdürlüğü’nün …) Esas sayılı takip dosyasına davalının vaki itirazlarının KISMEN İPTALİ ile; a) … nolu kredi yönünden; 25.133,87-TL asıl alacak, 1.362,70-TL kat öncesi işlemiş akdi faiz, 55,81 TL kat öncesi işlemiş faize ait BSMV, 418,90-TL işlemiş temerrüt faizi ve 20,94-TL BSMV olmak üzere toplam 26.992,22-TL, b)… nolu alacak yönünden; 44.100,00-TL asıl alacak, 2.634,38-TL kat öncesi işlemiş akdi faiz, 131,72 TL işlemiş faizin BSMV’si, 735,00-TL işlemiş temerrüt faizi, 36,75-TL BSMV olmak üzere toplam 47.637,95-TL, c)1.059,11-TL ihtarname masrafı olmak üzere a,b,c bendlerindeki toplam 75.689,28-TL, üzerinden icra takibinin devamına, takip tarihinden tahsil tarihine kadar asıl a ve b bendlerinde yer alan asıl alacağa yıllık %50,00 oranında temerrüt faizi işletilmesine ve takip sonrası için işleyecek tüm faizlere %5 oranında BSMV yürütülmesine, davacının fazlaya ilişkin itirazın iptali isteminin reddine, itirazın iptaline karar verilen 75.689,28-TL’nin takdiren %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine…” şeklinde karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkil banka ile … arasında 25/05/2016 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiğini, davalı … işbu Genel Kredi Sözleşmesi için 17/04/2017 tarihinde müteselsilen kefil olduğunu, müvekkil bankanın borcunu ödemeyen dava dışı … ile davalı …’ya Beşiktaş 3. Noterliğinin … tarihli … yevmiye numaralı hesap kat ihtarnamesi gönderdiğini, ihtarnamede bildirilen süre içerisinde borcun ödenmemesi üzerine müvekkil banka lehine icra takibi başlatılmış olup bu takibe haksız ve kötü niyetli bir şekilde itiraz edildiğini, müvekkil banka ihtarnameyi temerrüde düşürme aracı olarak değil tamamen borcun ifası için icra takibinden önce tahsilat niyeti ile gönderdiğini, temerrüt tarihi hususunda yanılgıya düşülmüş ve kat ihtarnamesinin tebliğinden bir gün sonrası temerrüt tarihi olarak baz alındığını, dava değeri ile bilirkişice hesaplanan tutar arasında 630,62 TL’lik fark 1 günlük valör işlemi kaynaklı olduğundan ötürü hukuka uygun olduğu düşüncesinin kabulü mümkün olmadığını, söz konusu fark tamamen temerrüt tarihinin yanlış hesaplanması sonucunda ortaya çıktığını, dava dosyasında mevcut GKS’nin 14. Maddesinde kefilin sorumluluğu düzenlendiğini, işbu GKS altında davacı kefilin de imzası mevcut olduğunu, bu nedenle işbu maddeden de görüleceği üzere müşterinin banka ile akdettiği/akdedeceği tüm sözleşmelerden sorumlu olup depo edilen çeklerden davacı kefilin sorumlu olmama durumu da söz konusu olmadığını, müvekkil banka ile davalı tarafça imzalanan genel kredi sözleşmesi, müvekkil banka tarafından kullandırılan kredi miktarı, temerrüt faiz oranı hususlarında yapılan tespitler davamızın tümden kabulüne karar verilmesi gerekirken kısmen kabul ve kısmen reddine karar verilmesi hatalı olduğunu, ilk derece mahkemesşnce verilne kararın kaldırılarak davanın tümden kabulüne, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklı borcun davalı kefilden tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali talebine ilişkindir.Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere ve özellikle mahkemece aldırılan bilirkişi raporuna göre, davacı banka tarafından davalı kefile çıkartılan Beşiktaş 3. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesinin muhataba 10.09.2018 tarihinde tebliğ edildiği ve ihtarnamede ödeme için verilen 1 iş günü süre dikkate alındığında, davalı kefil açısından temerrüt tarihinin 12.09.2018 olarak belirlenmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, yine asıl borçlu ile davacı banka arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinde çek yapraklarından kaynaklanan gayrınakdi kredi riskleri için depo talep edilebileceğine yönelik açık bir hüküm bulunmadığından, davacı bankanın davalı kefilden çek yaprakları sorumluluk tutarı riski nedeniyle oluşan gayrınakdi alacakları için depo talebinde bulunamayacağı tespit edildiğinden ve hükme esas alınan bilirkişi raporundaki bu tespit ve değerlendirmelerin hukuken isabetli ve yerinde olduğu değerlendirilmekle, ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, bu itibarla yerinde görülmeyen davacı vekilinin istinaf itirazlarının reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle ve HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf başvurusu sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda söz konusu istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden ilk derece mahkemesinin istinafa konu edilen nihai kararının HMK’nın 353/1-b.1.maddesi gereğince usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu değerlendirilerek istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 07/10/2021 tarih ve 2020/426 E – 2021/845 K sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 80,70 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından istinaf eden davacı tarafından peşin yatırılmış 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye eksik kalan 21,40 TL istinaf karar ve ilam harcının istinaf eden davacıdan alınarak Hazineye Gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4 maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 362/1-a bendi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi. 02/02/2022