Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/1753 E. 2022/1610 K. 29.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1753
KARAR NO: 2022/1610
KARAR TARİHİ: 29/07/2022
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/06/2022 (Ara karar)
NUMARASI: 2022/572
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 29/07/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 29/07/2022
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; 30/11/2021 vade tarihli 5.000-TL bedelli, 30/12/2021 vade tarihli 5.000-TL bedelli ve 30/01/2022 vade tarihli 5.000-TL bedelli bonolar ile 12/12/2021 düzenleme tarihli 30/03/2022 vade tarihli 10.000 TL bedelli senet dolayısıyla borçlu olmadığının tespiti ve söz konusu bonolar için açılan Develi İcra Müdürlüğü … E. Sayılı icra takibi ile yine Develi İcra Müdürlüğü … E. Sayılı icra takiplerinin dava sonuçlanıncaya kadar tedbir yoluyla durdurulması ve bu aşamada öncelikle ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiş
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 23/06/2022 tarihli ara kararında “…İİK’nun 72/2. maddesi hükmüne göre “İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir”.
İİK’nun 72/3. maddesi hükmüne göre “İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yoluyla takibin durdurulmasına karar verilemez ancak borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın % 15’inden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat karşılığında mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir”.Somut uyuşmazlık yapılan genel açıklamalar ve bahse konu yasa maddeleri ile bir bütün halinde değerlendirildiğinde, davacının takip sonrası menfi tespit davası açarak icra takibinin durdurulmasını talep ettiği görülmektedir. İİK’nun 72/3. maddesi hükmüne göre takipten sonra açılan menfi tespit davalarında icra takibinin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi mümkün değildir.İzah edilen nedenle davacının tedbir talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine, …” şeklinde karar verilmiştir.Bu ara karara karşı davacı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ :Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Dava dilekçelerinde de belirttikleri gibi tedbir istenen menfi tespite dair taleplerinin bir kısmının icraya konulduğunu, bir kısmının da icraya konulmamış alacağı ilişkin olduğunu, mahkeme kararından da görüleceği gibi mahkemenin dava konusunun hepsini icra takibine konulmamış şeklinde değerlendirerek açıkça hukuka aykırı bir değerlendirmede bulunduğunu, nitekim icra takibinden sonra ve önce açılan menfi tespite dair tedbirin kanunsal hükümlerinin birbirinden farklı olduğunu, İcra ve İflas Kanunu’nun 72. maddesinin birinci fıkrasında icra takibinden önce veya icra takibi sırasında menfi tespit davası açılabileceği belirtildikten sonra aynı maddenin takip eden fıkralarında davanın açıldığı zamana göre ne tür ihtiyati tedbir kararlarının verilebileceğinin ifade edildiğini, her ne kadar ihtiyati tedbir kararının gerekip gerekmediği hakim takdirinde olsa da menfi tespit davasına bakan mahkeme borçlunun icra takibinden önce açmış olduğu menfi tespit davasının haklı olduğu kanısına varırsa borçlunun göstereceği teminat karşılığında menfi tespit davası sonuçlanıncaya kadar icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebileceğini, görüleceği üzere davanın henüz açılmış olup herhangi bir tarafla ilgili haklı olduğu kanısına ulaşma durumunun söz konusu olmadığını, Hakimin menfi tespit davasının reddi haksız olduğu kanısına ulaşma gibi bir durumun olmadığını, üstelik hakimin takdir yetkisini kullanırken kanunun daha önceden belirlemiş olduğu sınırları doğru tespit etmesi gerektiğini ve bu sınırların dışına çıkmaması gerektğini, iİlgili hükmün hangi alanlarda ne tür bir takdir yetkisi tanıdığının tespiti üzerine normun konuluş amacına uygun olarak, bu amacı aşmayacak şeklide adalet ve hakkaniyete uygun bir hüküm kurulması gerektiğini, her hukuk davasında olduğu gibi, olumsuz tespit davalarında da , davacı- borçlunun bu davayı açmakta ”hukuki yararının” bulunması gerektiğini, mahkemece davanın takip sonrası menfi tespit davası olduğunun belirtildiğini, bilindiği üzere kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takiplerde icra takibinden önce menfi tespit davası açmakta zorluk olduğunu, çünkü bu senetlerin kolaylıkla tedavül edilebildiklerinden senedin kimin elinde olduğunu tespit etmenin kolay olmayabileceğini, ayrıca senetin henüz icra dairesinde korunma altına alınmadığı için menfi tespit davası açıldıktan sonra bir başkasına devredebileceğini ve bu durumda borçlunun, senedi devralan kişinin bile bile kendi zararına hareket ettiğini (ttk.m.599, 690, 730/1 b.5, 737/2) kanıtlamak zorunda kalabileceğini ileri sürerek mahkemenin vermiş olduğu 23/06/2022 tarihli ara kararın kaldırılmasına, öncelikle teminatsız mahkemece aksi düşünülürse teminat koşuluyla ihtiyati tedbir taleplerinin kabulüne dair karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:Derdest dava, bonolara dayalı olarak başlatılmış Develi İcra Dairesinin … Esas ve … esas sayılı icra taleplerinden dolayı ve ayrıca henüz takibe konulmamış bonolardan dolayı menfi tespit ve takiplerin iptali talebine ilişkindir.Davacı, dava dilekçesi ile gerek takibe konulan bonolar yönünden başlatılmış icra takiplerinin ihtiyati tedbiren durdurulmasını, gerekse henüz takibe konulmamış olan bonolar yönünden de ileride açılabilecek takiplerin durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.Mahkeme 23/06/2022 tarihli tensip zaptının (19) nolu bendindeki kısa ara kararıyla davacının söz konusu ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermiş ayrıca bu kısa ara kararı yönünden gerekçeli olarak 23/06/2022 tarihli ara karar yazmıştır. Davacı vekili işbu ara kararını süresinde istinaf etmiştir.İstinaf dilekçesinde ileri sürülen istinaf sebepleri, mahkemece verilmiş ve istinaf edilmiş gerekçeli ara kararda yazılı açıklamalar ile bu aşamadaki mevcut derdest dava dosya kapsamı birlikte incelenip değerlendirildiğinde; Derdest davanın bonolara dayalı olarak başlatılmış Develi İcra Dairesinin … Esas ve … esas sayılı İcra taleplerinden dolayı ve ayrıca henüz takibe konulmamış bonolardan dolayı menfi tespit ve takiplerinin iptali takibine ilişkin olması, İ.İ.K 72.maddesine göre “Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir. İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir. Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde yüzde yirmiden aşağı tayin edilemez. Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırşa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz. Borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir. Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını isteyebilir. Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Davacı istirdat davasında yalnız paranın verilmesi lazım gelmediğini ispata mecburdur.” şeklinde hüküm altına alınmış olması nedeniyle, bu aşamadaki mevcut derdest dava dosya kapsamına göre davacı tarafın bonolara dayalı olarak başlatılmış dava konusu icra takiplerinden dolayı, icra takibinden sonra açtığı işbu menfi tespit davası yönünden istediği icra takiplerinin ihtiyati tedbiren durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir talebinin, İ.İ.K 72/3 maddesi gereğince icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yoluyla icra takibinin durdurulmasına karar verilemeyecek olması nedeniyle, henüz icra takibine konu edilmemiş bonolar yönünden açtığı menfi tespit talebi/davası yönünden istediği ihtiyati tedbirin de İ.İ.K 72. maddesi gereğince kabulü için yasaca aranan gerekli ve yaklaşık ispata dair yeterli koşulların bu aşamadaki mevcut derdest dava dosya kapsamına göre bulunmaması nedeniyle ayrı ayrı reddi gerektiği sonucuna varılmıştır.Açıklanan nedenlerle ve mahkemece de istinaf edilen gerekçeli ara kararıyla sonuç olarak davacının söz konusu ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş olduğundan, istinaf edilen ara kararda usul, yasa ve bu aşamadaki mevcut derdest dava dosya kapsamı yönlerinden bir isabetsizlik ve aykırılığın bulunmadığı, ara kararın sonucu itibariyle hukuka uygun olduğu, bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşıldığından, istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 gereğince reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 2022/572 E – 23/06/2022 tarihli ara kararının hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcı istinaf eden davacı tarafça peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının derdest dava sonunda ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda değerlendirilmesine,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4 maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan incelemeyle H.M.K’nın 362/1-f ile 391/3 maddeleri uyarınca KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 29/07/2022